Lübnan: İsrail tankları BM üssüne zorla girdi

Putin’in Ukrayna’yı işgaline hayır

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’daki en tehlikeli savaş yeniden alevlendi. Rus ordusu, Putin’in emriyle, komşusu ve eski sömürgesi Ukrayna’ya saldırdı, işgal etti. 24 Ocak 2022 sabahı Rus ordusunun roketleri ve savaş uçakları Ukrayna’daki çok sayıda askeri tesisi ve sınıf muhafaza birliklerini vurdu.  Rus askerleri Ukrayna’ya kuzey, güney ve doğudan girdi.  Çok sayıda tank ve zırhlı araçla gerçekleşen bu işgal, anlaşmazlığın yaşandığı Doğu Ukrayna ile sınırlı kalmadı. Ukrayna’nın şehirlerine de hava saldırıları yapılıyor. Putin ülkenin askeri alt yapısını çökerterek mukavemeti zayıflatmak istiyor. Kamu binaları füzelerle vurulurken hastaneler ve sivilleri konutları da bu saldırılardan nasibini aldı.  Aralarında bebeklerin ve çocukların bulunduğu siviller öldürülüyor. 3 milyon kişinin yaşadığı Ukrayna’nın başkenti Kiev, Rus ordusu tarafından kuşatılmış durumda. Günler sonra Belarus’ta masaya oturan Rusya ve Ukrayna heyetlerinin görüşmesinden hiçbir sonuç çıkmadı. Putin’in amacı Savaş başlatmadan önce ekranlara çıkan Putin, Doğu Ukrayna’daki Rus azınlığın bir soykırımla karşı karşıya olduğunu söyleyerek, Donetsk ve Luhanks halkını neo-nazilerden kurtaracağını iddia etti. Ukrayna’nın bir yarımadası olan Kırım, 2014’te Rusya tarafından ilhak edilmişti. Donetsk ve Luhanks’ta Rusya yanlıları kendi bağımsızlıklarını ilan etti ve Ukrayna’da savaş başlamış oldu.  Onlarca yıldır milliyetçi sağcı hükümetler tarafından yönetilen Avrupa’nın en yoksul ülkesinde yaşanan bu savaşta Ukrayna’nın en büyük hatası, savaş ve milliyetçi kindarlık. Bu milliyetçi kindarlık, Putin’in hayalini kurduğu hareket alanını yarattı.  Donetsk ve Luhanks’ın bağımsızlığını tanıdığını söyleyen Putin, Ukrayna savaşını en üst seviyeye çıkarmış durumda. Başlangıçta ileri sürdürüğü gerekçeler yalan olmasına rağmen ülkenin tümünü işgal etmeye kalkıştı. Putin, Çarlık Rusya’sını yeniden diriltmek istiyor, Stalin dönemini övüyor. Rusya her iki dönemde de Rus olmayan halkların hapishanesiydi. Anadilleri yasaklanan Ukraynalılar bu hapishanede baskı altında yaşayan halklardan biriydi. SSCB dağılırken, Ukrayna 1991’de bağımsızlığını ilan etti ve bundan 31 yıl sonra da Putin rejimi tarafından işgal edildi. Bu savaş, Ukrayna ile sınırlı olmayan bir muhtevaya sahip. Kızıl Ordu işgalleriyle Stalinist rejimlerin kurulduğu Doğu Avrupa ülkelerinin bugün neredeyse tamamı NATO üyesi ve ülkelerinde üslerini ve ABD askerlerini barındırıyor. Avrupa Birliği ile Rusya sınırlarında NATO üyesi olmayan ülkeler Ukrayna, Moldova ve Belarus. Belarus diktatörü Lukaşenko, Putin’in biricik dostu. Ukrayna 2020’de üyelik başvurusunda bulundu, fakat kabul görmedi. Putin, NATO’nun ablukasına da yanıt vermek istiyor. Avrupa’ya gözdağı vermek için NATO üyesi olmayan Finlandiya ve İsveç’i de savaşla tehdit etti. Ukrayna’ya, orada yaşayan Rus azınlığı “kurtarmak” için girdiğini söyledi. Fakat işgalin üçüncü gününde Ukraynalı generallere “darbe” yapın çağrısında bulundu. Putin sadece savaşmıyor, komşu devletin yüzde 74 oyla seçilmiş meşru hükümetini de devirmek istiyor. Böylece kendi kontrolündeki devletlere gözdağı verip, hepsinin kendilerine bağlılığını garantilemeye çalışıyor. Bunun için de Ukrayna’da kendine boyun eğmiş bir yönetimi işin başına geçirmek için darbe çağrısı yapıyor. ABD ve Rus emperyalizmlerinin birçok ortak özelliği var. Bu savaş, eşitsiz güçlerin savaşıdır. Ukrayna tepeden tırnağa silahlanmış bir devlet olsa da karşısındaki ordunun gücüyle yarışabilecek durumda değil, üstelik karşılaştığı bu ordunun sahibi de kendisinden kat be kat güçlü bir devlet.  Putin antifaşist söylemlerle kendi halkını ve dünya solunu kandırmaya çalışsa da bu savaş Vietnam’da, Irak’ta, Suriye’de yaşananlar gibi emperyalist bir savaştır.  ABD ve NATO’nun hazırlayıcı rolü Pek çok kişi Batılı emperyalist devletleri iki yüzlü olmakla, Ukrayna halkını kurtarmamakla eleştiriyor.  Doğu Avrupa’ya askeri yığınak yapan ve savaş öncesinden itibaren Rusya’yı ekonomik yaptırımlarla vuran ABD basit bir gerçeği dile getirdi: Asker gönderemeyiz, gönderirsek Üçüncü Dünya Savaşı çıkar. Almanya’da sosyal demokratlar, yeşiller ve liberallerin oluşturduğu “ilerici” hükümet ise Ukrayna’ya silah yığınağı yapmaya başladı ve onu diğer devletler izledi. Zaten silahlı olan bir ülke, bir silah deposuna çevrildi. Batı emperyalizmi, ülkesini savunan Zelensky’i alkışlarken, bizzat kışkırttığı ve hazırlayıcısı olduğu bu savaşın uzun sürmesini de garantilemeye çalışıyor. Savaşın bedelini de elbette sadece Ukraynalılar ödeyecek. Silah sevkiyatını, art arda ilan edilen ekonomik yaptırımlar izledi. ABD ve Avrupa Birliği, özellikle küresel finans sistemi yoluyla getirdiği bir dizi uygulama ve yasaklarla Rus ekonomisini kilit noktalardan vurup çökertmeye çalışıyor. Yaptırımlar listesine bakılırsa, Putin’in bu savaşı Rus ekonomisini toparlanamayacak ölçüde bozacak gibi görünüyor. Fakat Batı’nın yaptırımlarının faturası da maalesef sadece Rus işçileri ve halkına ödetilecek. ABD emperyalizminin küresel hegemonya mücadelesi, Avrupa’da bir savaşa neden oldu. Ukrayna işgali ve nükleer tehditle birlikte Putin dünyadaki aşırı sağcı, milliyetçi, yayılmacı güçlere de cesaret verdi. Ukrayna’daki kanlı çatışmalar sürerken, birkaç yıl öncesine kadar kendi içinde bölünmüş olan NATO, yani Batı emperyalizminin savaş örgütü de ABD etrafında toparlanma şansı elde etti ve tarafsız devletler için bir adres haline geldi. Savaşa karşı mücadele Putin’in en büyük kozlarından biri, Rusya’da kurduğu baskı rejimidir. İçeride muhalefeti bastıran Putin kamu bütçesini kullanıp gösterişli askeri maceralara atılabiliyor. Ukrayna işgali, Rusya’da binlerce kişi tarafından eleştirildi, başkent Moskova’da savaş karşıtı gösteriler düzenlendi. Fakat bunlar henüz işçilerin de katıldığı kitlesel eylemlere dönüşebilmiş değil.  Rus devrimci sosyalistler, savaş karşıtı mücadelenin büyütülmesi ve işçilerin gündemine taşınması için mücadele ediyor. Aralarında İstanbul, Ankara ve Muğla’nın da bulunduğu dünyanın pek çok şehrinde yaşayan Ukraynalı göçmenler ise savaşın ilk gününden itibaren sokaklardaydı. Fakat Doğu Avrupa dışında yapılan bu savaş karşıtı gösterilerin de tıpkı Rusya’daki gibi büyütülmeye ihtiyacı var.  Gösterilerin en büyükleri, bir zamanlar Stalinizmin işgali altında olan Doğu Avrupa ülkelerinde yaşandı. Gürcistan’dan Letonya’ya birçok ülkede kitlesel savaş ve işgal protestoları yapıldı, Ukrayna halkıyla dayanışma ilan edildi. Putin’e karşı mücadele NATO’nun ellerine bırakılamaz. Kalıcı barış için her ikisi de yenilmelidir.  Ukrayna ve Rus işçileri savaşa karşı mücadelede belirleyici bir rol oynayabilir. Bizler de dünyanın geri kalanında olduğu gibi Türkiye’de savaşa, işgale ve emperyalizme karşı mücadeleyi büyütmeliyiz. (Dosya) Savaşı durdurun

Ukraynalı göçmenlerle dayanışmaya!

Putin’in savaşı başlatmasınının ardından, çoğu kadın ve çocuk olan 1 milyon Ukraynalı, Polonya, Romanya ve Slovakya’ya sığındı. 44 milyondan fazla nüfusa sahip Ukrayna savaştan önce kötü ekonomik koşullardan dolayı çok sayıda kişi başka ülkelere göç etmişti. Doğu Avrupa devletleri Ukrayna ile dayanıştığı için Ukraynalı göçmenler komşu ülkelere kabul ediliyor. Fakat sınırı onlarla birlikte geçmek isteyen Afrikalı göçmenler durduruluyor. Putin, yüz binlerce insanı ölüm korkusuyla kaçmak zorunda bıraktı. Uzmanlar, savaş sürdüğü takdirde Ukraynalı savaş göçmenlerinin sayısının 4 milyona ulaşabileceğini söylüyor. Ukrayna’daki savaş bir kez daha gösterdi ki işçiler ve emekçiler için göçmenleri rakip ya da tehdit olarak görmek anlamsız olmasının yanı sıra çok büyük bir hatadır. Suriye’de canını kurtarmak için göçe zorlananları “savaştan kaçmakla” suçlayan milliyetçilere ve ırkçılara karşı, Ukrayna’da savaştan kaçanların, metrolarda, sığınaklarda yatanların, siren ve füze sesleri altında ayakta kalmaya çalışanların sesini duyurmalıyız. Sınırlar açılsın, göçmenlere özgürlük!

Emperyalistler arasındaki çekişmeler yıkım, savaş ve yoksulluk getirir

Savaş öyle berbat bir şeydir ki emperyalistler arasındaki çekişmeler ve savaşların mağduru her zaman, hangi tarafta yaşıyor olursa olsun işçilerdir. Ukrayna’da savaşı hazırlayan ve kışkırtanlar, dünyanın birçok ülkesinde kan ve gözyaşı akıtan emperyalist devletlerden başkası değil. ABD’nin başını çektiği NATO, Doğu Avrupa’da yeni üsler kurdu. Silah ve asker yığınağı yaptı. Bu adımlar, Rusya için arayıp da bulamadığı fırsatı yarattı. Rusya, öte yandan da özellikle Suriye’de ve Libya’da askeri hegemonyasını kurarak ABD ile rekabetini şiddetlendiriyordu. ABD tartışmasız dünyanın en büyük askeri ve ekonomik gücü. Emperyalist politikalarla dünyayı kontrol etmek istiyor. Washington’ın yaptırımlarla vurduğu Rusya, 20. yüzyılda olduğu gibi bir süper güç sayılmaz fakat dünyanın en tehlikeli emperyalist devletlerinden biri olduğuna da hiç kuşku yok. Üstelik Rus İmparatorluğu’nu diriltmek isteyen bir aşırı sağcı tarafından yönetiliyor.  Biri Afganistan ve Irak işgallerinden, diğeri Suriye işgalinden ve eski Sovyet cumhuriyetlerindeki ayaklanmaları bastırmaktan gelen iki emperyalist devletin rekabeti, Ukrayna’yı bir savaş alanı haline getirdi. NATO üyesi devletlerin Ukrayna’ya silah yığması ve Putin’in nükleer silah kullanma tehdidiyle birlikte Soğuk Savaş havası tüm dünyaya yayıldı. Soğuk savaş dönemi 20. yüzyılda gerçekleşen iki dünya savaşı, emperyalist devletlerin dünya pazarını, kaynaklarını ve ticaret yollarını paylaşmak uğruna çıkardığı savaşlardı. Bu savaşlarda, emperyalist devletlerin rekabetinden dolayı milyonlarca kişi öldü. II. Dünya Savaşı’nın ardından dünyaya barışın geldiği iddia edilse de savaşın galipleri ABD ile SSCB arasındaki rekabet Soğuk Savaş denilen dönemi başlattı.  1947-1991 yılları arasında yaşanan Soğuk Savaş, ABD ve Rusya’nın nükleer silahlarla restleşmesine, milyonlarca insanın nükleer savaş tehdidi altında korkuyla yaşamasına sebep oldu. Birbirine saldıramayan iki emperyalist blok, çevre ülkelerde (Asya, Güney Amerika, Orta Doğu, Afrika) çeşitli gerilimleri kışkırtıp büyüterek, savaşa dönüştürerek karşı karşıya geldi. 1991 sonrası emperyalizm O bloklardan biri olan Stalinist Rusya ve Doğu Bloku ekonomik rekabete dayanamayarak çöktü. 1991’de Soğuk Savaş biterken, iki emperyalist bloğa bölünmüş dünya sistemi de yerini çok kutupluluğa bıraktı. Bu yeni dönem insanlığın barışa ulaşacağına dair iyimser mesajlarla başlasa da bu kez Doğu Avrupa’da ve Orta Doğu’da yaşanan kanlı savaşlara, işgallere tanık olduk. 2008 küresel finans krizi sonrası dünyanın iki süper gücü ABD ve Çin arasında süregiden askeri rekabet iyice tırmandı. Azalan kâr oranları ve kaynaklar, Batı emperyalizmini kendi içinde de bölüp rekabete itti. Zayıflamış Rusya ise Putin’in demir yumruklu rejimiyle birlikte bu rekabetin taraflarından birine dönüştü. Emperyalizme karşı mücadele Bugün dünyayı Soğuk Savaş dönemi havasına sokanlar, on yıllardır çıkardıkları savaşlarla yıkım ve yoksulluk getiren emperyalist devletlerin ta kendileridir. Emperyalist politikalar dediğimizde bizzat kapitalizmden bahsediyor oluruz. Bu yüzden emperyalizme karşı mücadele, kapitalizme karşı mücadeleden ayrılamaz. Savaşların ve işgallerin son bulması, dünyada kalıcı barışın sağlanmasının yolu, işçilerin bu emperyalist politikalara karşı yürüteceği mücadeleden geçiyor.

Dünyada savaş karşıtları ayakta

Rus ordusunun Putin'in emriyle Ukrayna'ya saldırmasının ardından başlayan savaş karşıtı gösteriler, Moskova ve Tiflis başta olmak üzere dünyanın birçok şehrinde devam ediyor. Savaşın ikinci gününde, bir gün önce 850 savaş karşıtı protestocunun gözaltına alınmasına rağmen gençler ve kadınlardan oluşan yüzlerce savaş karşıtı Putin'e karşı yürüdü. En büyük ptotesto ise Gürcistan'ın başkenti Tiflis'te yapıldı. Savaşın ilk gününde büyük protestolara sahne olan Tiflis sokaklarında, bu kez on binlerce kişinin katıldığı çok daha büyük bir gösteri gerçekleşti. Göstericiler, Ukrayna halkıyla dayanışma sloganları attı. Avrupa'nın bir çok kentinde Ukraynalı göçmenlerin başını çektiği topluluklar "Putin'i durdurun" sloganıyla eylemdeydi. Küresel iklim krizine karşı mücadele eden Greta Thunberg ve iklim aktivistleri, İsveç'in başkenti Stockholm'deki Rusya Büyükelçiliği önünde savaşı protesto ederek Ukrayna halkının yanında olduklarını duyurdu.

Rus sosyalist Alexey: “Bugün Rusların çoğu savaş istemiyor”

DSİP’in Rusya’daki kardeş örgütü Sosyalist Akım’dan Alexey, Ukraynalı Kara Bayrak sitesiyle konuştu ve Rusya’daki savaş karşıtı hareketi anlattı.  Siz ve yoldaşlarınız hangi harekete mensupsunuz?  Ben Sosyalist Akım isimli grubun üyesiyim. Grubumuz aynı zamanda, en büyük seksiyonunu İngiltere’deki Sosyalist İşçi Partisi’nin oluşturduğu, Uluslararası Sosyalist Akım’ın bir parçası.  Bu savaşı, sebep ve sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?  Biz bu savaşı, Rusya ve Batı arasında, maalesef Ukrayna’nın bir pazarlık kozu hâline getirildiği, emperyalistler arası bir çatışma olarak değerlendiriyoruz. Halkınızın böyle zorluklarla yüz yüze kalmasından dolayı çok üzgünüz. Rusya toplumundaki ruh hâli 2014’tekinden çok farklı. Vatansever çılgınlık büyük oranda geri çekildi. Halk savaş istemiyor. Ancak süper güce sahip epeyce şovenist olduğunu da kabul etmek gerekir.  Sizi Ukrayna savaşına karşı eylemler içinde yer almaya iten neydi?  Kendi devletimizin sizin ülkenizi maruz bıraktığı askeri saldırganlığına karşı durmak. Emperyalist savaşta kendi hükümetimizin yenilgisini savunuyoruz.  Tabandan, geniş bir savaş karşıtı hareket inşa etmek ve bu harekete sınıf gündemini taşımak istiyoruz. Ancak kitleleri etkileyerek bir şeyleri harekete geçirebiliriz.  Sizin dışınızda nasıl insanlar bu eylemlerde yer alıyor?  Moskova, Nizhny Novgorod ve St. Petersburg’da farklı güçler harekete geçti. Maalesef, baskın olanlar liberaller fakat sol da oldukça geniş bir şekilde temsil ediliyor.  Örgütleyenler ve diğer protestocular arasında daha çok liberaller yer alıyor. Ayrıca Marksistler ve anarşistler de var ama hâlen daha kenardalar.  Sıradan katılımcılar için, genellikle Putin’i “çok emperyalist olduğu için” değil de “yeterince emperyalist olmadığı için” sevmeyen “kendiliğinden liberaller” denebilir. Avrupa Birliği ve ABD vatandaşlarına bakıp onların daha iyi yaşadıkları konusunda söyleniyorlar, sanki bu insanlar ülkelerinin gelişmiş emperyalizmi sebebiyle değil de sadece bir tür demokratik sistem sayesinde daha iyi yaşıyormuş gibi…  Liberalleri yenmek için ne yapıyorsunuz?  Marksistler ve anarşistler, inisiyatifi liberallerden almak için savaş karşıtı eylemlere kendi gündemleriyle gitmeli, halk arasında ajitasyon yapmalı, sendika ve işçi kolektifleri içinde çalışma yürütmeli. Ukraynalı sol örgüt Chernoye Znamya’nın “Çelişkiler üzerine” makalesini tercüme ettik. Pozisyonları bizimkine yakın, mevcut durumun doyurucu bir analizini yapıyorlar. Kiev ve Lvov’da yoldaşlarımız var. Enternasyonal bir antiemperyalist cephe inşa etmeliyiz.  Bugün Rusların çoğu savaş istemiyor. Şimdi, “Halklar arası savaşa, sınıflar arası barışa hayır!” deme zamanı. Bütün solcuları bizimle savaş karşıtı eylemlere katılmaya çağırıyoruz!   Protestocuların tutuklamalara ilişkin ruh hâli nedir?  Gerçekten bir mücadele havası var. Putin’in baskı mekanizması daha da sıkı bastırıyor ama insanlar hâlâ sokaklara çıkıyor. Eylemlerden videolar sizin ülkenizin milliyetçilerine ve tüm Ukraynalılara gösterilmeli ki düşmanlarının Rus halkı değil Kremlin olduğunu anlasınlar.  (İngilizceden çeviren Can Irmak Özinanır) 

Ukrayna'da savaş ve Putin'in işgali tüm dünyada protesto ediliyor

Vladimir Putin'in Perşembe günü başlattığı Ukrayna işgalinde sivil kayıplar artarken, dünyanın çeşitli şehirlerinde yaşayan Ukraynalı göçmenler ve Moskova'da savaş karşıtları sokağa çıktı Rusya'da savaş karşıtı eylem Rusya’nın Ukrayna’yı işgali büyük insani kayıplarla ikinci gününe girerken Rusya'nın kanaat önderleri, gazeteciler ve bilim insanları savaşa karşı bildiriler yayınladı, sokaklara çıktı. Protestocular dün gece Moskova, St. Petersburg ve başka kent merkezlerinde savaş karşıtı miting ve gösteriler düzenledi. Protestolarda 850'den fazla kişi gözaltına alındı. Moskova'daki Puşkin Meydanı'nda yüzlerce kişi "Savaşa Hayır!" yazan pankartlarla toplandı. Rusya'nın ikinci büyük kenti  St. Petersburg'da da büyük bir kalabalık savaş "Savaşa Hayır" sloganlarıyla kent merkezinde bir araya geldi.  Rapçi Miron Fyodorov: "İnsanlar ölürken sizi eğlendiremem."  Ünlüler ve kamuya mal olmuş kişiler de savaşa karşı çıktılar. Rusya'nın en popüler eğlence sunucusu Ivan Urgant, Instagram'da yayınladığı mesajda "Korku ve acı. Savaşa HAYIR." sözlerine yer verdi.  Oxxxymiron sahne adını kullanan popüler rapçi Miron Fyodorov, sosyal medya platformunda bir video mesajıyla hayranlarına seslendi. "Ukrayna'ya Rus füzeleri yağarken, Kiev sakinleri bodrumlarda ve metroda saklanmak zorunda kalırken, insanlar ölürken sizi eğlendiremem" dedi. Kremlin'in uzun süredir dizginlemeye çalıştığı ancak büyük ölçüde hükümet müdahalesinden uzak kalan Twitter ve Facebook'ta #notowarwithUkraine ve #Iwontbesilent hashtag'leri trend oldu. Pop yıldızları, televizyon talk-show sunucuları ve film yönetmenleri de savaşı protesto  için Instagram hesaplarına siyah kareler koyuyor. Eski cumhurbaşkanı adaylarından sosyalist Ksenia Sobçak, "Biz Ruslar bugünün sonuçlarıyla daha uzun yıllar uğraşacağız" diye yazdı. Muratov: "Gezegenin hayatını yalnızca Rusların savaş karşıtlığı kurtarabilir" İş dünyasının gazetesi Kommersant muhabiri Elena Çernenko tarafından başlatılan savaş karşıtı imza kampanyasına, başlar başlamaz 100 tanınmış gazeteci imza verdi. İmzacılar arasında RBC, Novaya Gazeta, Dozhd, Ekho Moskviy, Snob ve The Bell gibi kuruluşların çalışanları ile devlet medyası TASS ve RT'den haberciler yer alıyor. Novaya Gazeta'nın genel yayın yönetmeni ve 2021 Nobel Barış Ödülü sahibi Dmitriy Muratov, Putin'in dış müdahaleye karşı uyarılarını kınadı ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodymiyr Zelenskiy'in Rusları savaşa karşı ayağa kalkmaya yönelik çağrısını yineledi. "Başkomutan, elindeki 'nükleer düğme'yle pahalı bir arabanın anahtarlığı gibi oynuyor. Bir sonraki adım nükleer bir saldırı mı olacak yani? Vladimir Putin'in misilleme silahıyla ilgili sözlerini başka türlü yorumlayamam" dedi. Muratov, gazetenin bir sonraki sayısının hem Rusça hem de Ukraynaca yayınlanacağını bildiren bir video mesajında, "Yalnızca Rusların savaş karşıtı hareketi bu gezegenin hayatını kurtarabilir" dedi. 30 bağımsız medya kuruluşu: "Rus liderliğinin başlattığı katliama karşıyız" Ardından, 30 bağımsız Rus medya kuruluşunun oluşturduğu bir koalisyon, "Rus liderliğinin başlattığı katliama" karşı çıktığını açıkladı. Syndicate-100 koalisyonu, "Henüz elimizde fırsat varken olan biteni dürüstçe aktarmaya söz veriyoruz" dedi: "Saldırıya direnen Ukrayna halkına ve şu anda militarist çılgınlığa direnmeye çalışan Rusya'daki herkese direnme gücü diliyoruz."  Devletin 2021 sonunda tasfiye kararı aldığı insan hakları kuruluşu Memorial de savaşın "Rus tarihinde utanç verici bir sayfa" olacağını söyledi. Bilim insanları: "Rusya kendisini izolasyona ve haydut devletliğe mahkûm etti" 150'den fazla Rus bilim insanı ve gazeteci, Ukrayna'daki "haksız ve açıkçası anlamsız" Rus askeri harekâtına karşı açık bir mektup imzaladı. TrV-Nauka bilimsel haber sitesinde yayınlanan mektubun imzacıları, "Rusya, savaşı başlatarak kendisini uluslararası izolasyona ve haydut bir devlet konumuna mahkûm etti" dedi. "Bu, biz bilim adamlarının artık işimizi düzgün yapamayacağımız anlamına geliyor... Rusya'nın dünyadan izolasyonu, ülkemizi  kültürel ve teknolojik açıdan daha geriye götürecektir. " Belediye Meclisi üyeleri: "Bu eşi görülmemiş bir vahşet ve hiçbir gerekçesi olamaz" Rusya kentlerinden 150'yi aşkın belediye meclis üyesi Ukrayna'ya yönelik ölümcül saldırıyı kınayan bir açık mektup imzaladı. Yerel milletvekilleri, "Bu eşi görülmemiş bir vahşettir ve hiçbir gerekçesi olamaz ve olamaz" dedi. Rusya vatandaşlarının Putin'e böyle bir yetki vermediğine inanıyoruz" diye eklediler. "Rusya'da iyi bir yaşam için umutlar gözlerimizin önünde parçalanıyor." Meyerhold Tiyatrosu Müdürü Kovalskaya: "Bir katilden maaş alamam" Meyerhold Tiyatro Merkezi Müdürü Yelena Kovalskaya, Perşembe günü devlet tiyatrosundan istifa ettiğini açıklayarak, "Bir katil için çalışıp ondan maaş almak mümkün değil. Başladığım işi bitireceğim ama maaşsız." Aktivist Marina Litvinoviç, Rusları saat 19.00'da Moskova'nın merkezindeki Puşkin Meydanında savaşa karşı "yürüyüş"e katılmaya çağırdı. Bağımsız yayın kuruluşu Dozhd, açıklamadan kısa süre sonra yetkililerin Litvinoviç'i evinin önünde gözaltına aldığını bildirdi. Muğla Şehirde yaşayan Ukraynalı göçmenler savaşı proteto etti. İstanbul Rusya’nın Ukrayna'yı işgale başlamasının ardından Türkiye'de yaşayan Ukraynalılar, İstiklal Caddesi üzerinde bulunan Rusya Başkonsolosluğu önünde toplandı. Burada 'Savaşa hayır, Putin'i durdurun' sloganları atıldı. Rus konsolosluk görevlilerinin dışarı çıktığı sırada sloganlar atarak tepki gösteren kalabalık adına Tatyana Özyıldız konuşma yaptı. Özyıldız, ailelerine ulaşmakta zorluk çektiklerini belirterek, "Bugün sabah 04.00'te Rusya memleketimize saldırmaya başladı. Uyuyan vatandaşlarımız roketle, tankla, helikopterle vuruldu. Biz burada 3. Dünya Savaşı'nı durdurmak için toplandık. Savaş başlamıştır. Putin saldırıyor, Putin öldürüyor. Neden herkes susuyor? Biz milletimize destek vermek için toplandık. Şu an telefonlar arada çalışıyor. Ama zor ulaşıyoruz. Birkaç şehir vuruldu. Haber çok zor geliyor. Çok kişi öldü diye düşünüyoruz çünkü gece vurulmaya başlandı. Şu an Ukrayna'da askerler tepki veriyor. Biz Ukrayna'yı veremeyiz. Biz her gün onlara destek olacağız. Putin dur" dedi. Almanya Almanya’da Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesi protesto edildi. Başkent Berlin’de Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısını protesto etmek amacıyla yüzlerce kişi kent merkezindeki Brandenburg Kapısı’nın önünde toplandı. Ukrayna’ya destek sloganları atan göstericiler, Ukrayna bayraklarının yanı sıra “Putin’e hayır deyin”, “Rusya’nın işgalini durdurun”, “Ukrayna direnecek”, "Kırım Ukrayna’ya aittir” ve “Savaşı durdurun, Avrupa’yı koruyun" yazılı döviz ve pankartlar taşıdı. Polonya Polonya'nın başkenti Varşova'da, Rusya Büyükelçiliği önünde Rusya’nın Ukrayna'yı işgali protesto edildi. Polonyalı, Rus ve Ukraynalılardan oluşan ve Rusya Büyükelçiliği önünde toplanan grubun, Ukrayna, Polonya ve AB bayrağı taşıdığı görüldü. Göstericiler "Putin'siz Ukrayna" sloganları attı ve savaş karşıtı pankartlar açtı. Polonya'daki Ukraynalılar Birliği, Ukrayna ile Dayanışma Yurttaş Komitesi tarafından düzenlenen gösteriye, birçok Polonyalı milletvekili de katıldı. Hırvatistan Hırvatistan'ın Başkenti Zagreb’te, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, Rusya Büyükelçiliği önünde protesto edildi. Protestocular Ukrayna bayrakları ile İngilizce ve Ukraynaca yazılmış savaş karşıtı pankartlar açtı. İspanya İspanya'nın başkenti Madrid'deki Rusya Büyükelçiliği önünde düzenlenen gösteriye Oscar ödüllü İspanyol aktör Javier Bardem'de katıldı. Bardem, basına yaptığı açıklamada, "Rusya'nın saldırısı uluslararası hukukun ve Ukrayna'nın egemenliğinin ihlalidir. Putin'i bu tavrıyla emperyalist bir ideolojiye sahip, çarlığa özenen ve aşırı milliyetçi biri olarak görüyorum" dedi. İtalya İtalyan halkı Rusya'nın Ukrayna işgalini protesto etti. Milano'daki Piazza Scala meydanında toplanan Ukraynalılar, ellerindeki bayraklar ve pankartlarla Rusya'ya tepki gösterdi. Roma'da yaşayan Ukraynalılar da Rusya Büyükelçiliği önünde toplandı. İngiltere Savaş karşıtları ve İngiltere’de yaşayan Ukraynalılar, Başbakanlık Ofisi 10 Numara’nın önünde bir araya geldi. Ellerinde “Putin’i cezalandırın, Ukrayna’yı değil”, “Putin’i durdurun, savaşı durdurun” ve “Ukrayna’yı destekleyin" yazılı pankart taşıyan grup buradan İngiltere hükümetine ve Uluslararası kuruluşlara Rusya’ya yaptırım uygulanması çağrısında bulundu. Gürcistan Gürcistan'ın başkenti Tiflis'te sokağa çıkan binlerce kişi, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini protesto etti. Gece saatlerinde Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan göstericiler, Özgürlük Meydanı'na kadar yürüdü. İsrail Rusya'nın Tel Aviv Büyükelçiliği önünde toplanan yüzlerce gösterici, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini protesto etti. Çoğunluğunu Ukrayna asıllı İsraillilerin oluşturduğu yaklaşık 200 kişi, Rusya'nın Tel Aviv Büyükelçiliği önünde bir araya geldi. Ukrayna bayrakları açan göstericiler, "Putin bir katil ve tehlikeli", "Rusya faşizmine hayır" yazılı dövizler taşıdı. ABD ABD'nin başkenti Washington DC'de Rusya’nın Ukrayna'ya askeri müdahalesi protesto edildi. Rusya'nın Washington Büyükelçiliğinin girişine bir protestocu İngilizce "katil" yazdı. Karadağ Karadağ’ın başkenti Podgorica’daki Rusya büyük elçiliği önünde protesto düzenlendi. Toplananlar Ukrayna ve Karadağ bayrakları taşırken, polis protestocuları güvenlik kordonuna aldı. Bulgaristan Bulgaristan'da Rusya'nın Ukrayna'yı işgali protesto edildi. Sofya'da Rusya Büyükelçiliği önünde toplanan protestocular ellerindeki pankartlarla Rusya'ya tepki gösterdi.

Ukrayna'da savaş: İlk günün notları

İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da cereyan eden en büyük savaş yeniden alevlendi. Üstelik daha da genişleyip, boyutlanarak. Savaşın ilk gününde yaşananları özetledik.

DSİP: Ukrayna’da savaşa hayır!

Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP), Rusya'nın Doğu Ukrayna'yı işgal kararı sonrası yaptığı açıklamada tarihsel gerilimin sebep ve sorumlularını, ABD, Avrupa Birliği ve Rusya'nın emperyalist politikalarını teşhir ederek 'savaşa ve işgale hayır' dedi. DSİP'in açıklaması: Putin’in işgaline hayır! Ukrayna krizi Avrupa’yı korkunç bir savaşa sürükledi. Bu savaşın sorumluları, dünyadaki en tehlikeli emperyalist blok ABD ve onun Avrupalı müttefikleriyle, diğer tehlikeli emperyalist güç Rusya’dır. İşçi sınıfının, bu çatışmanın ne bir tarafının ne de diğer tarafının kazanmasından bir çıkarı yoktur. Bu savaşa müdahil olan devletlerdeki demokratların, devrimcilerin, sosyalistlerin öncelikli görevi, “kendi” hükümetlerinin savaş yanlısı politikalarına karşı çıkmaktır. Savaşı başlatan Rusya’dır Bu savaşı, Ukrayna topraklarını zorla işgal eden Rusya başlattı. Rusya Devlet Başkanı Putin işgalin bahanesi olarak Büyük Rus milliyetçiliğini kullanıyor, çevresindeki ülkelerde tarihsel hakları olduğunu iddia ediyor. Ulusların kaderlerini tayin hakkı ilkesi çerçevesinde Bolşevik Partinin öncülüğünde, 1917 sonrası süreçte kurulan Sovyet Cumhuriyetleri sistemini eleştiriyor, Lenin’i eleştiriyor. Sovyet cumhuriyetlerinin özerkliğini ortadan kaldıran ve devleti tekrar merkezileştiren Stalin’i övüyor.  Şimdi kendisinin de merkezi, büyük Rus İmparatorluğunu kurmakta olduğunu açık bir şekilde ifade ediyor. Bu emperyalist yayılmacı politikaya bütünüyle karşı çıkmak gerekir. Bu politika, tarihte örneğini defalarca gördüğümüz genişlemeci, istilacı, saldırgan politikaların aynısıdır. NATO da işgalci Rusya da  ABD emperyalizmi ve onun batılı dostları ise başka bir yayılmacılığın peşindeler. ABD; NATO’yu ve Avrupa Birliği’ni doğuya, Rusya sınırlarına doğru genişletme politikasına devam ediyor. Etki altına aldığı ülkelerde yeni askeri üsler kuruyor, bu ülkeleri silahlandırıyor. Savaş hazırlıklarını bütün Avrupa’ya yayıyor. Rusya, yayılmacı politikalarına destek olmak için askeri gücünü sürekli artırıyor. Son 20 yılda, Çeçenistan’daki bağımsızlık hareketini kanla ezdi. Gürcistan’ın bir bölümünü işgal etti. Ukrayna toprağı olan Kırım’ı işgal ve ilhak etti. Suriye’de Beşar Esad’ın acımasız rejimini kurtarmak için doğrudan askeri müdahalede bulundu. Libya’da savaşan taraflardan birine açık askeri destek verdi. Son olarak da Kazakistan’daki halk protestolarının bastırılması için bu ülkeye asker yolladı.  ABD ve NATO ise savaşı kışkırtacağını bildikleri halde, Rusya’nın sınırlarının yakınına daha fazla askeri yığınak yaptı. Bedeli Ukrayna halkına ödetecekler Savaşın asıl kurbanı Ukrayna halkıdır. Ukrayna halkı; Birinci Dünya Savaşı’nda, Ekim Devrimi’ne karşı girişilen karşı-devrimci askeri müdahalelerde, 1930’lardaki Stalinist tarım kolektifleştirilmesinde ve SSCB’nin 1941’de Naziler tarafından işgal edilmesinde, korkunç acılar çekti.  Ukrayna, 1991’de ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı ilkesi çerçevesinde Sovyet sisteminden ayrıldı, bağımsızlığını ilan etti. 2014’ten beri Güneydoğu Ukrayna’nın bazı kısımları, Kiev hükümeti ile Rusya’nın desteklediği muhalifler arasındaki savaşın arenası halini aldı. Bu tarihten beri bölgede en az 14 bin kişi çatışmalar nedeniyle öldü. Şimdi savaş nedeniyle belki yüzbinlerce insan ölecek. İşgale son! Savaşı durdurun! Ukrayna halkının daha fazla savaşa ihtiyacı yok, ne NATO’nun ne de Rusya’nın hedef tahtası değil. Bu savaş, uluslararası sistemin rakip emperyalist bloklar halinde parçalanması ve karşı karşıya gelmesi tehlikesini çok fazla artırdı. İnsanlığı yıkıma uğratacak bir dünya savaşı ihtimali şimdi çok yakınımızda.  Ukrayna’da savaşa hayır! Hem Rusya hem de NATO güçleri geri çekilsin! NATO’yu genişletmeyin, dağıtın! Bütün dünyayı silahsızlandırın, askeri harcamalara son verin! DSİP Genel Yönetim Kurulu 22.02.2022

Ukrayna krizi hakkında Uluslararası Sosyalist Akım’ın açıklaması

Avrupa Birliği - Rusya sınırlarında, ABD ve NATO'nun dahil olduğu askeri gerilim ve sıcak savaş ihtimalini daha önce yazmıştık. Türkiye'den DSİP ile Rusya'dan Sosyalist Akım'ın aralarında yer aldığı devrimci sosyalist örgütlenmeler ortak bir açıklama yaptı. Uluslararası Sosyalist Akım’ın (IST) açıklaması: ► Ukrayna krizi Avrupa’yı korkunç bir savaşa yaklaştırdı. Bu çatışmanın asıl tarafları, dünyadaki en güçlü emperyalist blok olan ABD ve onun Avrupalı müttefikleriyle, daha zayıf olsa da yine de tehlikeli bir emperyalist güç olan Rusya. Her iki taraf için de Ukrayna sadece bir piyondan ibaret. İşçi sınıfının, bu çatışmanın ne bir tarafının ne de diğer tarafının zafer elde etmesinden bir çıkarı yok. Bu çatışmaya karışmış olan devletlerdeki devrimci sosyalistlerin önceliği, “kendi” hükümetlerine karşı çıkmak olmalıdır. ► Bu krizin kıvılcımını çakan Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’in askerlerini Ukrayna sınırında yoğunlaştırması oldu. Bu tehditkâr hamlesini, kısmen Rusya ve Ukrayna arasındaki tarihsel bağları öne çıkaran Büyük Rus milliyetçiliği mitolojisine başvurarak, kısmen de ABD’nin NATO’yu ve Avrupa Birliği’ni doğuya doğru genişletme politikasına yönelik uzun süredir dillendirdiği şikayetlerini tekrarlayarak meşrulaştırdı. Spesifik olarak talepleri; Ukrayna’nın NATO’ya kabul edilmeyeceğine dair taahhüt ile NATO güçlerinin Orta ve Doğu Avrupa’dan çekilmesiydi. ► NATO ve AB’nin genişleyerek Orta ve Doğu Avrupa’daki eski Stalinist devletlerin çoğunu kapsama politikasının Bill Clinton ve George W. Bush yönetimleri tarafından Batı emperyalizminin gücünü Avrasya kıtasının içlerine doğru genişletme amacıyla uygulandığı doğru. Bu politika, 1990 yılında Moskova yeniden birleşen Almanya’nın NATO’ya üye olmasını kabul ettiğinde, dönemin ABD Dışişleri Bakanı James Barker’ın son Sovyet devlet başkanı Mikail Gorbaçov’a verdiği sözün tutulmaması anlamına geliyor. ► Putin uluslararası işçi sınıfının dostu değil. Baskıcı bir neoliberal rejime başkanlık ediyor, ideolojik destek için Büyük Rus milliyetçiliğine başvuruyor. Ayrıca Moskova’nın “yakın çevresi” üzerindeki hakimiyetini korumakta kullanmak üzere Rus askeri gücünü yenilemeye çalışıyor. Bu hakimiyeti korumaya yönelik hamleler içinde Çeçenistan’daki bağımsızlık hareketinin ezilmesi, Gürcistan’la 2008 yılındaki savaş, 2014 yılında Kırım’ın ilhak edilmesi ve Kazakistan’da yaşanan halk protestolarına yönelik son müdahalesi sayılabilir. Rus askeri gücü, daha uzakta, Suriye’de Beşar Esad’ın acımasız rejimini kurtarmak için de kullanıldı. ► Yine de şu anki krizi tırmandıran, Boris Johnson’ın Britanya’daki kaotik hükümetinin cesaretlendirdiği Washington oldu. Joe Biden yönetimi Putin’in temel taleplerini ciddi bir biçimde ele almayı reddetti ve Ukrayna’nın Batı yanlısı hükümetinin protestolarına rağmen savaş tehlikesinden sıklıkla bahsederek bu ihtimali güçlendirdi. Ayrıca NATO’daki müttefikleriyle birlikte Rusya’nın sınırlarının yakınına daha fazla askeri varlık kaydırmaya devam etti. ► Eğer savaş çıkarsa, asıl kurban Ukrayna halkı olacak. 20’nci yüzyılda, Birinci Dünya Savaşı’nda, Bolşevik Devrimi’ne karşı girişilen karşı-devrimci askeri müdahalelerde, 1930’lardaki Stalinist tarım kolektifleştirilmesinde ve SSCB’nin 1941’de Naziler tarafından işgal edilmesinde korkunç acılar çektiler. 1991’de ulusal kendi kaderlerini tayin haklarını öne sürerek Sovyetler Birliği’nin parçalanmasını başlattılar. Ancak o zamandan bugüne, bir doğuya bir batıya yakın duran rakip yozlaşmış oligark çeteleri tarafından yönetildiler. 2014’ten beri Güneydoğu Ukrayna’nın bazı kısımları, Kiev hükümeti ile Rusya’nın desteklediği muhalifler arasındaki savaşın arenası halini aldı. Ukrayna halkının daha fazla orduya ihtiyacı yok, ne NATO’dan ne de Rusya’dan! ► Ukrayna krizinin Batı tarafından tırmandırılması, ABD ve Çin arasındaki küresel rekabetle bağlantılı. Biden Çin devlet başkanı Şi Cinping’e, Pekin’in Tayvan’ı Çin ile zor yoluyla yeniden birleştirmesine yönelik bir girişimin Washington tarafından kabul edilmeyeceğine dair bir sinyal yollamak istiyor. Cinping’in cevabı Ukrayna konusunda Putin’e destek vermek oldu. Bu rekabet uluslararası sistemin rakip emperyalist bloklar halinde parçalanması tehdidini yaratıyor ve insanlığı yıkıma uğratacak bir dünya savaşı tehlikesini arttırıyor. ► Biz diyoruz ki; Ukrayna için savaşa hayır! Hem Rus hem de NATO güçleri geri çekilsin! NATO’yu genişletmeyin, dağıtın! Avrupa’yı silahsızlandırın! Yoksulluk ve iklim değişimi ile mücadele için gerekli olan kaynakları tüketen silahlanma yarışlarını durdurun! ► Siyasi geleneğimizin köklerinde Birinci Dünya Savaşı’nda taraf tutmayı reddeden devrimci sosyalistler yer alıyor. Onlar, V. I. Lenin ve Rosa Luxemburg’un önderliğinde, sermayenin rekabetçi birikiminin kaçınılmaz olarak savaşlara neden olduğu emperyalist bir sistemden çıkışın tek yolu olarak uluslararası sosyalist devrimi gördü. Luxemburg’un yoldaşı Karl Liebknecht’in öne sürdüğü slogan: “Asıl düşman içeridedir” idi. Bugün de parolamız bu olmalı.   Uluslararası Sosyalist Akım Koordinasyonu 16 Şubat 2022

Geri 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 İleri

Bültene kayıt ol