Erkekler Haziran'da en az 32 kadını ve yedi çocuğu öldürdü.
Bianet'ten Evrim Kepenek’in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği haberlere göre;
Haziran'da en az 14 kadının ölümü basına "şüpheli",-(Antalya (2), İstanbul (4), Hatay (1), Bursa (1), Manisa (1), Kocaeli (1), Çorum (1), Denizli (1), Afyon (1), Antep (1)- ölüm olarak yansıdı.
Erkekler, en az 89 kadına şiddet uyguladı, en az 41 kız ve oğlan çocuğunu istismar etti, en az 27 kadını taciz etti, 24 kadını da seks işçiliğine zorladı.
Kocaeli’nde bir kadını erkekler intihara sürükledi. Erkekler İstanbul’da da bir kadını öldürmeye teşebbüs etti.
Cinayet
Erkekler, Haziran’da en az 32 kadını öldürdü; geçen yıl bu sayı 24 idi. Ayrıca erkekler, kadınların yanında bulunan en az altı erkeği de öldürdü.
Kadınları öldüren erkeklerden biri polis biri de astsubaydı. En az üç kadın koruma kararına rağmen öldürdü. Öldürülen kadınlardan biri Kırgızistan yurttaşıydı.
Erkeklerin 18 kadını öldürme “bahanesi” basına yansımadı. Erkekler 10 kadını ayrılmak istediği veya barışmak istemediği için öldürdü. Erkekler bir kadını “kıskandığı”, bir kadını “namus”, bir kadını “gürültü yaptığı”, iki kadını “köpek beslediği” için öldürdü. Erkekler bir kadını da “şaka yaptım” diyerek öldürdü.
22 kadını kocası, eski kocası, sevgilisi erkekler, üç kadını oğlu, üç kadını akrabası, iki kadını komşusu öldürdü. İki kadını öldüren beş erkeğin yakınlık derecesi basına yansımadı.
Erkekler, 24 kadını ev içinde, altı kadını işyeri, ormanlık alan, sokak, hastane gibi ev dışı alanlarda öldürdü. Erkeklerin iki kadını nerede öldürdüğü basına yansımadı.
Erkekler, 18 kadını ateşli silahlarla, sekiz kadını kesici aletle, bir kadını domuz bağı ile bir kadını göle atarak, bir kadını boğarak, bir kadını yakarak, bir kadını da darp ederek öldürdü. Erkeklerin bir kadını nasıl öldürdüğü basına yansımadı.
Çocuğa Şiddet-çocuk cinayeti
Erkekler Haziran’da yedi çocuğu öldürdü.
Altı çocuğu babası, bir çocuğu 15 yaşında bir çocuk öldürdü.
Taciz
Haziran 2022’de erkekler en az 27 kadını taciz etti. Bu sayı geçen yıl aynı ay yedi idi.
Erkekler, 23 kadını sözlü ve fiziki yollarla taciz etti. Erkekler üç kadını da fotoğrafını veya videosunu çekerek taciz etti. Erkekler bir kadına da cinsel organını göstererek taciz etti.
Erkekler 27 kadını da ev dışı alanlarla taciz etti. Kadınları taciz eden 26 erkeğin yakınlık derecesi basına yansımazken, iki kadını bir doktor taciz etti.
Çocuk istismarı
Erkekler, Haziran’a en az 41 kız ve oğlan çocuğunu istismar etti. Geçen yıl aynı ay bu sayı 16 idi.
En az 18 çocuğu istismar eden 17 erkeğin yakınlık derecesi basına yansımadı. 15 çocuğu öğretmeni, bir çocuğu muavin, iki çocuğu kuran kursu hocası, bir çocuğu diş teknisyeni, iki çocuğu bir mağaza çalışanı, bir çocuğu üvey babası, bir çocuğu yaşam koçu istismar etti.
Erkekler, iki çocuğu ev içinde, 39 çocuğu okul, sokak, lunapark(korkuevi) gibi ev dışı alanlarda istismar etti.
Şiddet/yaralama
Erkekler, Haziran’da en az 89 kadına şiddet uyguladı. Geçen yıl da aynı ay bu sayı, 94 idi.
Erkeklerin şiddet uyguladığı 12 kadın “ağır” hasta olarak hastaneye kaldırıldı. Erkekler en az on sekiz kadına “koruma kararını” ihlal ederek şiddet uyguladı.
En az 62 kadını kocası, eski sevgilisi öldürdü, 17 kadına şiddet uygulayan 13 erkeğin yakınlık derecesi basına yansımadı. Altı kadını akrabası, 4 kadını da arkadaşı yaraladı.
Erkekler, 18 kadına boşanmak istediği/barışmak istemediği için şiddet uygularken, sekiz kadına kıskandığı için şiddet uyguladı. Erkeklerin 63 kadına şiddet uygulama bahanesi basına yansımadı.
Erkekler, 56 kadını darp ederek yaralarken, 12 kadını ateşli silahlarla, 15 kadını da kesici aletle yaraladı. Erkekler iki kadını yakıcı madde ile yaralarken, iki kadını da yaktı. Erkekler iki kadını da balkondan atarak yaraladı.
Erkekler, 33 kadını iş yeri, otobüs, ormanlık alan gibi ev dışı alanlarda, 56 kadını ev içinde yaraladı. Erkeklerin on kadına nerede şiddet uyguladığı basına yansımadı.
Seks işçiliğine zorlama
Erkekler, Haziran’da en az 24 kadını seks işçiliğine zorladı. Geçen yıl aynı ay bu sayı, 63 idi. Seks işçiliğine zorlanan 24 kadın Türkiye vatandaşı değildi. Seks işçiliğine zorlananlar arasında çocuklar da vardı.
İktidarın İstanbul Sözleşmesi'ni çekilme kararının iptali için Danıştay'da görülen davanın son duruşması gerçekleşti. Karar, 20 Temmuz'dan önce yazılı olarak bildirilecek.
Ankara'da görülen iptal davası, yine kadın örgütlerinin protestolarına sahne oldu. Pınar Gültekin cinayeti davasında katil Metin Avcı'nın "haksız tahrikle" cezasının düşürülmesi herkesi öfkelendirmişti. Daha önceki duruşmalarda olduğu gibi kadınların Danıştay bahçesinde basın açıklaması yapmasına bu kez izin verilmedi.
İstanbul Sözleşmesi'nden çıkışın ardından kadın cinayetlerinin hız kesmediğini belirten kadın aktivistler Danıştay'a bu kararı bozma çağrısı yaptı.
Dava boyunca Türkiye'nin çıkma kararının hukuka uygun olmadığını söyleyen savcı, bu görüşünü yineleyerek fesih kararının bozulmasını istedi.
Danıştay süreci biterken verilen karar, adli tatilin başlayacağı 20 Temmuz'dan önce yazılı olarak açıklanacak.
Hukukçulara göre üç ihtimal var. İlki, Danıştay'ın çıkış kararını hukuka uygun bulması. Bu durumda karar, davacılar tarafından temyiz edilecek. İkinci ihtimal, önceki duruşmada Danıştay Savcısı Nazlı Yanıkdemir'in mütalaası yönünde bir karar çıkması. Yanıkdemir, "Sözleşme, Meclis tarafından feshedilmesine ilişkin kanun çıkarılmadıkça sadece Cumhurbaşkanı kararıyla feshedilemez" demiş ve Anayasa Mahkemesi'ne başvurulması gerektiğini savunmuştu. Üçüncü ihtimal ise 3 duruşmada aynı mütaalayı veren Danıştay Savcısı Aytaç Kurt'un savunduğu İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararının iptali olabilir.
Her görüşten kadın örgütü ve birçok baro çekilme kararının iptalini savunuyor.
Adana, Mersin, İstanbul, Eskişehir ve diğer illerden otobüslerle yola çıkan kadınlar İstanbul Sözleşmesinin feshi davasında bir kez daha “Sözleşmeden vazgeçmiyoruz” diyerek salonu doldurdu.
Meclisin oybirliği ile onaylanmış temel bir insan hakları sözleşmesinden bir kişinin kararıyla çekilmenin hukuksuz olduğunu 20 Mart 2021 tarihinden beri neredeyse her gün dile getiren kadınlar bugün de (14 Haziran) Ankara’da.
Danıştay’da görülen davanın üçüncü duruşmasını da yakından izleyen Eşitlik İçin Kadın Platformunun (EŞİK) bugün gerçekleştirdiği basın açıklamasında dile getirildiği üzere, “Meclis’te yasayla kabul edilen, Anayasa’nın 90.maddesince yasaları bile yürürlükten kaldırma özelliği olan temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelerden tek kişilik kararlar ile çıkılamaz.”
“Türkiye toplumunun yüzde 86’sının güvendiği kadın örgütlerinin temsilcileri olarak bizler, bu güveni boşa çıkarmamak adına bugün buradayız.”
Türkiye Gazeteciler Sendikası Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu'ndan Av. Ülkü Şahin duruşmada yaptığı konuşmada “Bu salonda 500 kadın daha olabilirdi,” dedi; “Bu ülkede #cinskırım var.”
Avukatlardan Selin Nakipoğlu da İstanbul Sözleşmesi ile ilgili yanlış ve yanıltıcı iddialara yanıt verirken, Hülya Gülbahar ise cumhurbaşkanının savunmasının üslubuna dair duyulan rahatsızlığı dile getirdi.
Öte yandan önceki duruşmalarda sözleşmeden çekilme kararının hukuka aykırı olduğu yönünde mütalaa veren savcı Aytaç Kurt’un yerine savcı Nazlı Yanıkdemir duruşmaya katıldı.
Savcı, mütalaasını açıklayarak, "Anayasa Mahkemesi, Anayasa'ya aykırılığı incelesin. Heyet aksi kanaatte ise Cumhurbaşkanlığı kararı iptal edilsin" dedi.