8 Mart'ta kadınlar hükümete yanıt verdi

AKP kadına şiddeti önleyebilir mi?

Kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve sağlık çalışanlarının özlük haklarına ilişkin yapılan bazı düzenlemeler, TBMM başkanlığına sunuldu. TBMM’nin kendi sitesindeki habere göre, yapılan düzenlemelerin içerisinde kadına yönelik şiddetle alakalı olarak; faile uygulanan takdiri indirimler sınırlandırılacak, yani artık kılık kıyafetine özen göstermesi bir takdiri indirim nedeni olmayacak; kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında kasten öldürme/yaralama, işkence, eziyet suçlarının cezası arttırılacak; kasten öldürme suçunun cezası müebbet iken, kadına yönelik kasten öldürme ağırlaştırılmış müebbet ile cezalandırılacak; ısrarlı takip suçuna 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek; kadına yönelik uygulanan işkence suçu 3 yıl olan alt sınır 4 yıla, eziyet suçu 2 yıl olan alt sınırdan 2 yıl 6 aya yükseltilecek.  Olumlu gelişmeler gibi görülen bu düzenlemelere yakından bakıldığı zaman hâlâ pek çok açıdan yetersiz. Örneğin, bir failin mahkemeye takım elbisesi ile gelmesinin, iyi hal indirimi olarak da bilinen takdiri indirimden yararlanmasına bir etkisi olmayacak. Fakat, “Failin pişmanlık içermeyen davranışları, takdiri indirim nedeni olarak kabul edilmeyecek... Takdiri indirim uygulanması halinde ise gerekçeleri kararda mutlaka gösterilecek” diye devam eden haberde, kararın pişmanlığa göre verileceği belirtilmiş, ancak bu pişmanlığın tanımı/seviyesi/belirleyici unsuru muallak ve hakimin inisiyatifine bırakılıyor.  Israrlı takip suçunu ele alırsak, ısrarlı takibe 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verileceği belirtilmiş. Türk Ceza Kanunu Madde 51’e göre: “İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir”. Erteleme kararının verilmesi, daha önce kasıtlı suç işlememiş olma ve yargılama sürecinde pişman olma ve tekrar suç işlemeyeceği kanaatinin oluşması gibi koşullara bağlanmış. Yani ısrarlı takip suçu ile yargılanan birinin cezasını hapis yatmaksızın, paraya çevirebilme durumu var ve bu durum caydırıcılığı engelliyor.  Kadınların tüm karşı çıkmalarına rağmen uygulamadan kaldırılan İstanbul Sözleşmesi ve uygulamadan kaldırılmak istenen 6284 Sayılı Kanun kadına şiddet ile kapsamlı bir şekilde mücadele etmenin yöntemlerini geniş bir perspektiften, kapsayıcı bir şekilde gösteren sözleşme ve kanunlar. 6284 Sayılı Kanun’un amacı “şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemek.” Taciz amaçlı takip için olduğu kadar, farklı şekildeki şiddet biçimlerini de kapsayan İstanbul Sözleşmesi ise kadına karşı şiddeti sona erdirmek için bütüncül bir yaklaşımla bir dizi öneriye sahip: Şiddeti, kovuşturmak, ortadan kaldırmak; kadınları güçlendirmek, eşitliği yaygınlaştırmak; tüm mağdurların korunması ve tüm bunlar için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlamak.  Kanunda yapılmak istenen değişiklikler muallak, yetersiz ve şiddeti önlemek için bütüncül yöntemler sunmuyor. Kadına yönelik şiddeti gerçekten ortadan kaldırmak istiyorsak, bize en az 6284 Sayılı Kanun ve İstanbul Sözleşmesi gibi şiddetle gerçekten mücadele eden yöntemler lazım.Üstelik mevcut kanunlarla kadını korumak yerine hemen her vakada katillere iyi hâlden indirim veren yargı alanında kanunların farklı uygulanmasına kapı aralayan siyasi yaklaşım çok açık değil mi? Kadınların maruz kaldığı şiddetle mücadele hakimlerin savcıların “iyi niyetine” terk edilemez. Dila Ak (Sosyalist İşçi)

Şubat ayında kadınların mücadelesi

Kolombiya, Fransa ve Hindistan'da kadınların haklı mücadeleleri ve kazanımları... Kolombiya’da kürtaj hakkı kazanımı Arjantin ve Meksika’nın ardından Kolombiya’da kadınların kürtaj hakkı mücadelesi sonuç verdi. Kolombiya’da hamileliğin ilk 24 haftasında kürtaj yasal hale geldi. Arjantin ve Meksika’daki kazanımların ardından diğer Latin Amerika ülkelerinin de bu kazanımları takip etmesi bekleniyordu. Kolombiya’daki bu kazanımla beraber son iki yılda Güney Amerika’da  üç ülkede kürtaj hakkı tanınmış oldu. Kararın ardından “Yeşil Dalga” olarak bilinen üreme hakları aktivistleri, Kolombiya Anayasa Mahkemesinin önünde bir araya geldi ve kürtaj hakkının tanınmasını kutladı. Eylemciler, tıpkı Arjantin ve Meksika kazanımlarının Kolombiya’daki etkisi gibi bu kazanımın da başka Latin Amerika ülkelerini etkilemesini umuyor.  Önceden Kolombiya’da yalnızca annenin hayatını tehdit eden durumlarda ve tecavüz ya da ensest sonucu meydana gelen hamileliklerde kürtaja izin veriliyordu. Kolombiya’da her yıl yaklaşık 400.000 kürtaj gerçekleştiği düşünülüyor. Fakat bunların yalnızca %10’u yasal yollarla gerçekleştiriliyor. Bu da yüz binlerce kadının güvensiz, tehlikeli yollardan kürtaj yaptırmak zorunda kalması anlamına geliyor. Bununla birlikte şimdiye kadar yasal olmayan yollardan kürtaj yaptıran yüzlerce kadına cezai yaptırımlar uygulandı, bunların arasında henüz reşit olmayan kız çocukları da vardı. Fransa’da bir trans kadın anne olarak tanındı Geçtiğimiz ay, Fransa’da ilk defa trans bir kadının anneliği tanındı. Toulouse’da temyiz mahkemesinin verdiği karara göre trans kadın Claire, doğum belgesinde çocuğunun annesi olarak tanındı. İki çocuk sahibi kadın, çocuklarının annesi olarak tanınmak için yıllardır mücadele ediyordu. Trans bir kadın olduğu için çocuklarının ne annesi ne babası olarak tanınıyordu.  Yıllar sonunda mahkeme tarafından çocuklarının annesi olarak tanınan kadının avukatı M Clélia Richard, durumu: “Claire bir kadın ve bir ebeveyn, dolayısıyla bir anne” diyerek özetliyor ve bu kararın çocuk sahibi translar için devrimci bir adım olduğunu ifade ediyor. Karnataka’da üniversitede başörtüsü yasağı eylemleri Hindistan’ın Karnataka eyaletinde başörtüsü yasağı kadınlar tarafından ülkenin dört bir yanında protesto edildi. Geçtiğimiz aylarda bir grup başörtülü öğrencinin Udipi bölgesindeki üniversiteye girişinin engellenmesi üzerine öğrencilerin başlattığı protesto tüm ülkede ses getirdi. Videolarının internette yayılmasıyla bu yasak, Hindistan’ın dört bir yanında ses getirdi ve pek çok şehirde dayanışma eylemleri gerçekleşti.  Bu yasak, Hindistan’da aşırı sağın azınlıkların hayat pratiklerine, inançlarına, giyimlerine yönelik saldırılarının bir parçası olduğu gibi başörtülü kadınların eğitim hakkını ellerinden almaya yönelik cinsiyetçi bir saldırı. Hukukçular, bunun temel hakların askıya alınması anlamına geldiğini ifade ediyor. İran’da, Afganistan’da kadınlar başörtüsü takmaya mecbur bırakılırken ve başörtüsü takmayı reddeden kadınlar şiddet görürken Hindistan’da başörtülü kadınların eğitim hakkına saldırılıyor. Her ne kadar dayanakları birbirinden farklı olsa da kadın düşmanlığı ve kadınların kendi giyimi, bedeni, hayat pratikleri üzerinde söz sahibi olma hakkına yönelik saldırılar dünyanın pek çok yerinde varlığını sürdürüyor. Sağcı iktidarlar, diğer tüm dezavantajlı gruplara olduğu gibi kadınlara yönelik saldırılarından vazgeçmiyor. Bununla beraber kadınlar, kendi bedenleri ve kendi hayatları üzerinde söz sahibi olmak için mücadeleden bir an için vazgeçmeyecek!

Ankara’da engelleme çabasına rağmen kitlesel Feminist Gece Yürüyüşü

Ankara’da polisin engellemesine rağmen binlerce kadın Sakarya Caddesi’ni doldurdu.

İktidar yasakladı, kadınlar haykırdı: Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz

8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde İstanbul'da devletin yasakçı, cinsiyetçi, homofobik ve baskıcı tutumu sökmedi. "Korkmuyoruz" diyen kadınların ve LGBTİ+'ların mücadelesi yine örnek oldu. Alandaki DSİP üyesi kadınların izlenimleri: İstanbul Taksim'de 20 yıldır yapılan 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü, yine yasaklandı. Şehrin en önemli merkezi polis bariyerleriyle kadın ve LGBTİ+'lara kapatıldı. Çeşitli ilçelerden pankart ve sloganlarıyla gelen bazı kadınlar gösteriden önce gözaltına alındı. Taksim Meydanı'na bağlanan Sıraselviler Caddesi'nde müthiş bir direniş yaşandı. Yüzlerce kadın ve LGBTİ+, çetelere, şirketlere, ırkçılara kurulmayan polis barikatına yüklendi. Cihangir'de toplanan kadınlar, İstiklal Caddesi'ndeki protestocularla buluşmak için yürüdü. Gecenin sonunda İstanbul'un merkezinde onca baskıya rağmen, 8 Mart bir mücadele günü olarak layıkıyla kutlandı.  Polis, 8 Mart Gece Yürüyüşü sonrası kadınların ve LGBTİ+'ların eğlendiği mekanı bastı. Ama coşku ve kararlılık, sokakta sloganlar, ritimler ve danslarla sürdü. Fakat devlet tek tek insanlara biber gazı sıktı.

Binlerce kadın haykırdı: Bir kişi daha eksilmeyeceğiz

İstanbul Kadıköy'de kadınlar şiddeti, sömürüyü ve baskıları proteto etti. İstanbul 8 Mart Kadın Platformu'nun düzenlediği miting, coşkulu sloganlara sahne oldu. "Susma haykır eşcinseller vardır", "Dünyayı yerinden oynatacağız", "Jin jiyan azadi", "Kadınlar birlikte birlikte güçlü", "İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmeyeceğiz", "Bir kişi daha eksilmeyeceğiz" diyen kadınlar, aşırı sağcı iktidarın cinsiyetçi uygulamalarına hayır dedi. Her sene olduğu gibi 8 Mart'ta İstiklal Caddesi'nde Feminist Gece Yürüyüşü yapılacak.

8 Mart’ta kadınlar sokakta!

Savaşa, ırkçılığa, homofobiye, cinsiyetçiliğe, transfobiye, göçmen düşmanlarına,ayrımcılığa karşı mücadele eden Antikapitalist Kadınlar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nüne dair görüş ve çağrılarını yazdı.

Direne direne kazanıyoruz!

Yeni bir 8 Mart yeni tartışmalarla geliyor. Ama 8 Mart, kadın hareketinin ırkçılara, göçmen düşmanlarına, cinsiyetçilere, savaşlara, ayrımcılığa karşı büyüyen mücadelesi, tüm sağcıları, otoriter liderleri köşeye sıkıştırıyor. Kadınlar üzerindeki baskının ve şiddetinin her çeşidine karşı küresel bir direniş var. Sadece direniş değil, kazanımlar da küresel. Şili Şili’de gündeme gelen feminist anayasa hazırlığı yine kadın mücadelesinin bir kazanımı. 2019’da metro zamlarını protesto eden öğrenci eylemleri geniş kitlelerin katıldığı bir hükümet karşıtı gösteriye dönüştü. Sağlık, emekli maaşları, eğitim gibi pek çok konuda eşitlik ve adil erişim taleplerinin de olduğu gösterilerde, eşit haklar ve kamusal alana katılımı güvence altına alacak bir anayasa değişikliği özellikle kadınların ateşli bir şekilde savunduğu bir talepti. Protestoların sonucunda yapılan referandumda, tamamı halk tarafından seçilecek kurucu meclis tarafından yeni bir anayasa hazırlanmasına karar verildi. Bu anayasa aynı zamanda eşit sayıda kadın ve erkek tarafından yazılacak ilk anayasa olma özelliğini taşıyor. Bu anayasa ile sadece kadınlara değil, yerli topluluklara, LGBTİ+’lara, siyasi alanlardan dışlanmış her azınlığa da ulaşılması hedefleniyor. Meksika, Arjantin, San Marino, İrlanda Kürtaj hala dünyanın pek çok yerinde bir sorun ama kürtaj hakkını yıllar süren mücadeleleri sonunda kazanmış kadınlar da var. Meksika Yüksek Mahkemesi, yüzlerce kadının yargılanıp hapis yatmasına sebep olan kürtaj yasağının anayasaya aykırı olduğuna hükmetti ve Coahuila eyaletinin kürtaj yaptırımlarının ceza kanunundan kaldırılmasını emretti. Tabii ki bu durum kadınların mücadelesi sonucunda kazanılmış bir haktır ve ülke genelinde kürtajın suç olmaktan çıkarılmasının da önünü açabilir.  Arjantin’de de kadınlar kongre sarayının önünde nöbet tutarak çıkacak kürtaj kararını beklemişler ve kürtaj yasasını büyük bir coşku ile karşılamışlardı. San Marino’da da referandum ile kürtaj yasal hale geldi. Kürtaj yaptıran kadına 3 yıl, doktora ise 6 yıla kadar hapis cezası içeren kürtaj yasağı, referandumdan çıkan yüzde 77 oyla değiştirildi. Buna göre artık kadınlar 12 haftaya kadar gönüllü olarak kürtaj ile gebeliklerini sona erdirebiliyorken, annede hayati tehlike ya da fetüste ciddi bir anomali olması sonucu 12 haftadan sonra da kürtaja izin verilebilecek. İrlanda’da da kürtaj yasağı yıllar süren kadın mücadelesinin bir sonucu olarak kaldırılmıştı.  Eşit ücret yasası “Eşit Ücret Yasası” İtalya’da parlamentonun alt kanadından biri olan Temsilciler Meclisi’nde kabul edildi. Bu yasa ile iş dünyasında kadınlara erkeklerden daha az maaş ödenmesinin önüne geçilmesi hedefleniyor. Yasa “kadınların işgücüne katılımını” ve “şirketlerin kadınlarla erkeklere eşit maaş uygulamasını” teşvik etmek amacıyla hazırlandı. Eğer tasarı yasalaşırsa, 50’den fazla çalışanı olan şirketler için, personel raporu hazırlayarak “cinsiyet eşitliği sertifikası” almak zorunlu olacak ve raporun eksik ya da hatalı olması durumunda para cezası kesilecek. 50’den az çalışanı olan şirketleri teşvik etmek amacıyla, raporu gönüllü olarak hazırlayan şirketler teşviklerden faydalanabilecekler.  Aynı zamanda tüm dünyada kadın liderler yükselişi yaşanan bir yılı geride bıraktık. Almanya’da koalisyon hükümetinin yeni bakanlar kurulu 8 kadın ve 8 erkekten oluşurken, İzlanda meclisinde kadın temsiliyeti yüzde 48 oranında arttı, Arnavutluk’ta 17 üyeli yeni kabineye 12 kadın bakan seçildi. Estonya’da, Tanzanya’da, Kosova’da, Güney Pasifik ada ülkesi Samoa’da, Moldova’da, Tunus’ta, Karayip ada ülkesi Barbados’ta, İsveç’te ilk defa bir kadın lider başa geldi.

Bursa'da söyleşi - Kadın hakları ve mücadelesi

Antikapitalist Öğrencilerin düzenlediği "Kadın hakları ve mücadelesi" başlıklı söyleşinin konuşmacısı Dila Ak. ► 5 Mart Cumartesi 14:00 ► Yer: Cafe Kof Görükle, Gonca Sokak 11A Nilüfer/Bursa ► İletişim: 05464031106

İstanbul'da 8 Mart Forumu: Yoksulluk, şiddet ve krizlere karşı birleşelim

📣 Konuşmacılar: Dila Ak - Gülçin Avşar - Kinda El Amoud - Sümeyye Kavuncu - Zilan Akbulut  📅 26 Şubat Cumartesi 🕑 14.30 📍 Adres: Söğütlüçeşme Caddesi, Kalem Sokak, No: 11, Arif Bey İşhanı, Kat:3, Osmanağa – Kadıköy Toplantı Skype üzerinden canlı da yayınlanacaktır.  İletişim: 0536 2196341 Facebook etkinliği

Geri 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 İleri

Bültene kayıt ol