Lübnan: İsrail tankları BM üssüne zorla girdi

Tunus'ta tek adam diktatörlüğü başladı

Tunus'ta cumhurbaşkanlığı yetkilerini büyük ölçüde genişleten, tek adam diktatörlüğüne geçişi sağlayan yeni anayasa kabul edildi. Muhalefetin boykot ettiği referanduma katılım oranı resmi açıklamalara göre yüzde 27,5 oldu. Anayasa referandumunda yüzde 94,6 "evet", yüzde 5,4 "hayır" oyu kullanıldığı açıklandı. Muhalefet partileri, Cumhurbaşkanı Kays Said'i darbe yapmakla suçladı ve yeni anayasanın otokrasiye doğru bir gerilemeye işaret ettiğini söyleyerek referandumu boykot ettiler. Yeni anayasa, cumhurbaşkanına hem hükümet hem de yargı üzerinde yetki verirken parlamentoyu zayıflatıyor. Tunus'ta hükümet, ekonomiyi düzeltmek için IMF'den 4 milyar dolarlık kredi alabilmek adına görüşmeler yürütüyor. Ancak yakıt kesintileri ve gıda sübvansiyonları da dahil olmak üzere halkı daha da yoksullaştıracak ekonomik kararlara karşı işçiler ve sendikalar muhalefet ediyor.  Yeni anayasa neleri değiştiriyor? Tunus’ta "Yasemin Devrimi" olarak adlandırılan 2011'deki halk ayaklanmasının ardından diktatör Zeynel Abidin bin Ali ülkeyi terk etmek zorunda kalmış, parlamenter bir sistem kurulmuştu. Şimdi kabul edilen anayasa ile bu sisteme son veriliyor. Cumhurbaşkanına geniş yetkiler tanıyan yeni anayasa taslağına göre, Cumhurbaşkanı hükümet başkanını ve üyelerini atayacak. Yeni anayasayla hükümetin veya herhangi bir hükümet üyesinin görevine son verebilecek, görevini yerine getirmesi esnasında üstlendiği eylemlerden sorumlu tutulamayacak. Cumhurbaşkanı hiçbir şekilde görevden alınamayacak ve herhangi bir denetim mekanizmasına tabi olmayacak. Tunus’ta Anayasa referandumu ile "Tunus'un dini İslam'dır" maddesi kaldırıldı, yerine "Tunus, İslam ulusunun bir parçasıdır" maddesi konuldu. Siyasi kriz Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, 25 Temmuz 2021'de Meclisin çalışmalarını askıya alarak milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırdı, 22 Eylül 2021'de yeni kararnamelerle yetkilerini genişleterek yürütme organını tamamen kendisine bağladı. Said, 13 Aralık 2021'de açıkladığı "siyasi krizden çıkışın yol haritası" gereği, 25 Temmuz'da yapılan anayasa değişikliği referandumu sonrası, 17 Aralık 2022'de erken genel seçime gidilecek, o zamana kadar Meclis kapalı kalacak.  

İnsan Hakları İzleme Örgütü: M23, Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde savaş suçu işliyor

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Kongo Demokratik Cumhuriyeti'ndeki isyancı 23 Mart Hareketi'nin (M23) sivilleri hedef aldığını ve savaş suçu işlediğini belirtti. HRW'den yapılan açıklamada, Kuzey Kivu'da aktif olan örgütün Haziran ortasında en az 29 sivili katlettiği ve sivillerin hedef alınmasının savaş suçu olduğu ifade edildi. Açıklamada, isyancıların komşu Ruanda'dan destek bulduğuna ilişkin endişeler olduğuna yer verilerek, öldürülen kişilerin çoğunluğunun örgüt tarafından nerede saklandıklarını söylemekle suçlandığı aktarıldı. Kongo ordusu ile M23 örgütü arasındaki çatışmaların 200 bin kişinin yerinden olmasına yol açtığına işaret edilen açıklamada, M23'e destek verdiği anlaşılan tüm ülkelere "askeri yardımların kesilmesi" çağrısı yapıldı. Devam eden sınır krizi Ruanda ile Kongo Demokratik Cumhuriyeti  arasında süren sınır krizi, iki ülke liderinin bir araya gelip yeni yol haritası belirlemesiyle çözüme kavuşsa da isyancı grup, yapılan anlaşmayı reddetti. 2012'den bu yana faaliyet gösteren M23 isyancıları, Kongo'yu Tutsilere karşı ayrımcı politikalar yürütmekle suçluyor. Kongo'nun Ruanda, Uganda ve Burundi sınırının bulunduğu doğusu, 20 yıldır altın ve kobalt gibi madenlerin kontrolünü sağlamaya çalışan silahlı grupların saldırıları ve çatışmalarına sahne oluyor. Evini terk etmek zorunda kalanların sayısı 200 bini aştı Ülkenin doğusunda, bazı bölgelerin kontrolünü ele geçiren M23 üyeleri ile Kongo ordusu arasında aylardır süren şiddetli çatışmalar sonucu, evlerini terk etmek zorunda kalanların sayısı 200 bini aştı. Kongo ordusundan yapılan açıklamada, M23 üyelerinin Bunagana kentinin kontrolünü ele geçirdiği doğrulandı. Kongo’daki silahlı gruplarla ordu arasındaki çatışmalardan en çok sivil halk etkileniyor.  

Sri Lanka isyanından çıkarılabilecek dersler

Sri Lanka’da yakıt ve gıda fiyatlarındaki yükselişin yarattığı isyan, otoriter rejimin devrilmesiyle sonuçlandı. Geçtiğimiz günlerde, istifa etmek zorunda kalıp ülkeden kaçan cumhurbaşkanı Gotabaya Rajapaksa'nın tekrar Sri Lanka'ya dönmesinin beklendiği yönünde açıklamalar yapılmış olsa da, sokaktaki hareket, onun ülkeye dönmesi durumunda – artık dokunulmazlığa sahip olmadığı için- hemen bir soruşturma başlatılması yönünde baskı yapıyor. Sri Lanka’da başarıya ulaşan halk ayaklanması, yeni bir sınıf mücadelesi döneminin başladığını gösteriyor. İşçiler ve yoksullar isyan bayrağını çekti; Macaristan ve Panama da geçtiğimiz haftalarda “artık yeter” demek için sokaklardaydı. Halklar, hepimizi giderek daha da yoksullaştıran bu muazzam krizin faturasını bizlere ödetirken lüks içinde yaşamaya devam eden baskıcı rejimlerin hepsinden kurtulmak istiyor. Yuri Prasad, International Socialism dergisinin Mayıs sayısı için, Sri Lanka'daki Jaffna Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olan Ahilan Kadirgamar ile bir röportaj gerçekleştirmişti. Ahilan Kadirgamar’ın aktardıkları, Rajapaksa’nın ülkeyi terk etmesinden önce yaşanan gelişmeler olsa da, baskıcı rejimin yönetimden çekilmek zorunda kaldığı Sri Lanka deneyiminden alınabilecek dersler konusunda, dünyanın her yerinden yükselmeye başlayan yeni isyan dalgalarına ışık tutabilecek son derece önemli deneyimleri içeriyor.

“Fosile Son: İşgal Et!”: İklim aktivistleri okulları ve üniversiteleri işgale hazırlanıyor

"İklim eylemsizliğini protesto etmek için dünyanın dört bir yanındaki okulları işgal ediyoruz!"

Myanmar’da katil askeri cunta, darbe karşıtı dört aktivisti idam etti

Myanmar’da darbeci ordu, darbe karşıtı dört aktivisti idam etti. Eski milletvekili Phyo Zeya Thaw, yazar Ko Jimmy, Hla Myo Aung ve Aung Thura Zaw’un idamları uluslararası toplum tarafından kınandı. İnfazların ne zaman ya da hangi yöntemle gerçekleştiği açıklanmadı. Aktivistlerin idam edileceği Haziran ayında açıklanmıştı. Myanmar’da yürürlükte olan idam cezası 1988’den beri uygulanmıyordu. İdam edilenlerden Phyo Zeya Thaw, Demokrasi İçin Ulusal Birlik Partisi (NLD) üyesiydi. Phyo'nun eşi Thazin Nyunt Aung, kocasının idam edileceği bilgisinin kendisine aktarılmadığını söyledi. Eski milletvekili Aung San Suu Kyi de idam edilenler arasındaydı.

Tek adam diktatörlüğü: Tunus'ta Cumhurbaşkanının yetkileri genişletildi

Tunus'ta cumhurbaşkanlığı yetkilerini büyük ölçüde genişleten, tek adam diktatörlüğüne geçişi sağlayan yeni anayasa referanduma sunuldu. Muhalefetin boykot ettiği referanduma katılım oranı resmi açıklamalara göre yüzde 27,5 oldu. Sonuçlar açıklanmadı, ancak büyük oranda yeni anayasa için kabul oyu kullanıldı. Muhalefet partileri, Cumhurbaşkanı Kays Said'i darbe yapmakla suçladı ve yeni anayasanın otokrasiye doğru bir gerilemeye işaret ettiğini söyleyerek referandumu boykot etti. Yeni anayasa, cumhurbaşkanına hem hükümet hem de yargı üzerinde yetki verirken, parlamentoyu zayıflatıyor. Parlamentodaki en büyük parti olan Ennahda'nın da dahil olduğu muhalefet koalisyonu, “Said'in darbesine halk desteğini sağlamada başarısız olduğunu" söyledi ve onu istifaya çağırdı. Tunus'ta hükümet, ekonomiyi düzeltmek için IMF'den 4 milyar dolarlık kredi için görüşmeler yürütüyor. Ancak ülkede yakıt kesintileri ve gıda sübvansiyonları da dahil olmak üzere halkı daha da yoksullaştıracak ekonomik kararlara karşı işçiler ve sendikalar muhalefet ediyor.  Yeni anayasa neleri değiştiriyor? Tunus’ta "Yasemin Devrimi" olarak adlandırılan 2011'deki halk ayaklanmasının ardından parlamenter bir sistem kurulmuştu. Şimdi kabul edilen anayasa ile bu sisteme son veriliyor. Cumhurbaşkanına geniş yetkiler tanıyan yeni anayasa taslağına göre, Cumhurbaşkanı hükümet başkanını ve üyelerini atayacak. Yeni anayasayla hükümetin veya herhangi bir hükümet üyesinin görevine son verebilecek, görevini yerine getirmesi esnasında üstlendiği eylemlerden sorumlu tutulamayacak. Cumhurbaşkanı hiçbir şekilde görevden alınamayacak ve herhangi bir denetim mekanizmasına tabi olmayacak. Tunus'ta siyasi kriz Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, 25 Temmuz 2021'de Meclisin çalışmalarını askıya alarak milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırmış, 22 Eylül 2021'de yeni kararnamelerle yetkilerini genişleterek yürütme organını tamamen kendisine bağlamıştı. Said, 13 Aralık 2021'de açıkladığı "siyasi krizden çıkışın yol haritası" ile ülkede 25 Temmuz 2022'de anayasa değişikliği referandumuna, 17 Aralık 2022'de ise erken genel seçime gidileceğini ve o zamana kadar Meclisin kapalı kalacağını bildirmişti.  

Kanada: Westjet Havayolları işçileri greve gidiyor

Calgary ve Vancouver havalimanlarındaki WestJet çalışanları, havayolu ile yeni bir sözleşme yapılamaması durumunda 27 Temmuz 2022’de greve gitme lehinde oy kullandı.

Swaziland’da neler oluyor?

Dünya basınına yansımayan bir halk isyanı

Geri 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 İleri

Bültene kayıt ol