İkizköylüler ve aktivistler, Akbelen Ormanı'nı yıkan Limak'a karşı mücadeleyi sürdürüyor. Jandarma, nöbet alanını kuşatmış durumda. Eylemciler dayanışma ve katılım çağrıları yapıyor: "Valiliğin açıklamasına rağmen yıkım durmadı."
Eylemciler, Akbelen'e kömür madeni yaptırmayacaklarını söylüyor.
Direnişte 9. günün notlarını aktarıyoruz...
Muğla Valililği, planlanan kesimin bittiğini duyurdu ve eylemcileri suçladı. İkizköylüler ise mücadelenin bitmediğini, Akbelen'e kömür madeni yaptırmayacaklarını söylüyor.
- Bir holdingin, yerel halkın itirazlarına rağmen, kâr için yaptığı ağaç katliamı hakkında duyuruyu Muğla Valiliği'nin yapması tepkiyle karşılandı.
İkizköylüler ve aktivistler: "Sabah 7 itibariyle yine kesim sesleriyle uyandık, kesilmemiş orman alanına barikat kurduklarını gördük. Tüm vahşice saldırıya rağmen ormanımız yaşamaya devam ediyor."
Direnişin yedinci gününde Akbelen Ormanı'nda yaşananları aktarıyoruz.
- Dün gözaltına alınan eylemciler gece saatlerinde serbest bırakıldı.
- Akbelen’de katlettikleri ağaçları, paraya çevirme telaşı başladı. Kesilen ağaçlar parçalanarak satış için hazırlanıyor.
- Baskılara rağmen Akbelen Ormanı'nda ağaç katliamına karşı mücadele coşkuyla devam ediyor.
- Direnişçi köylü kadın: "Biz bu topraklarda kazanıyoruz, bu topraklarda yiyip içiyoruz. Sonuna kadar direneceğiz, vermeyeceğiz topraklarımızı!"
- Akbelen'de şov yapan siyasetçiler kervanına Muharrem İnce'de katıldı. Eylemcilerin 'şov yapmayın, mücadeleye katılın' tepkisi ile karşılaşan İnce alandan ayrıldı. "Araca değil barikata!"
İzmir'de sol partiler ve örgütler, Akbelen Ormanı'nındaki talana karşı ikinci kez sokağa çıktı. Eylemde sık sık "Her yer Cudi, her yer Akbelen" sloganı atıldı.
DSİP üyelerinin de katıldığı eylem Alsancak'ta gerçekleşti.
Öte yandan İzmir Tabip Odası üyeleri yarın Akbelen'e gidiyor.
Sabah erken saatlerde kalan son ağaçları korumak için isteyen köylüler ve aktivistler, jandarma tarafından kesim alanına sokulmadı. Nöbet alanı abluka altına alındı.
- Ağaç kesiminin durdurulması için Milas-Ören karayolunu kapatan eylemciler, jandarmanın sert müdahalesi ile karşılaştı.
- Eylemciler acil destek çağrıları yapıyor.
- "Oldukça yoğun bir saldırı var. Arkadaşlarımız birçok noktada direniyor."
- Birçok aktivist gözaltına alındı.
- İstanbul, Bursa ve çevre merkezlerden destek için gelenlerin araçları durduruldu. Akbelene alınmıyorlar. Protestocu köylü kadın: "Araçlardan inin yürüyerek gelin, burada ağaç katliamı var."
- Jandarmanın itekleyerek yere düşürdüğü Bursa Su Kolektifi aktivisti Cemile Boncuk başından yaralandı. Aktivist hastaneye kaldırılırken, Bursa Su Kolektifi şu duyuruyu yaptı:
"Akbelen'de protesto çığlıklarına, çam ormanının dört bir yanından gelen, onlarca kesim motorunun kulakları sağır eden uğultusu karışıyor. Bölge komando birlikleri, jandazrma ve polis kuvvetleri tarafından tamamen abluka altına alınmış durumda. Devlet güçleri, üniformasıyla, jopuyla, tomasıyla ve biber gazıyla Limak ve İçtaş holdinglerin, ormanı katletmesi için her türlü önlemi alıyor.
Ormanını, suyunu ve yaşamı savunan yöre halkı ile yüreği yaşam sevgisiyle dolu insanlar, bu duruma tepki gösterdikleri için güvenlik güçleri! tarafından darp ediliyor, gözaltına alınıyor. Bursa'dan gelerek protesto gösterisine katılan arkadaşlarımızdan; Caner GÖKBAYRAK, Yavuz EMRE, Ahmet TATAR ve Alper TURAÇ gözaltına alındı. Cemile Boncuk arkadaşımız aldığı darbe sonucu hastaneye kaldırıldı.
Protestolar da, ağaç kesimi de devam ediyor. Alanda bulunanlar, muhalif siyasi partiler başta olmak üzere, duyarlı yurttaşlardan daha güçlü destek bekliyor.
Bölgede sinyal karıştırıcılar olduğu için haberleşmede ciddi zorluklar yaşanıyor. Umarım bu mesajım ulaşır."
- İkizköylüler: "Nöbet alanında abluka içinde bekleyişimiz sürüyor."
- İkizköy, Karacahisar ve Çamköylüler olarak Akbelen Ormanı'nın girişinde, Ören karayolunda buluştu. Diyorlar ki: "sabrımızın sınırındayız. Bu haklı mücadele yolundan asla vazgeçmeyeceğiz!"
- Ormanda kesim yapan işçilere bir araçla seyyar tuvalet getirilmek istendi. Yol nöbet alanından geçerken, köylüler ve aktivistler tepki gösterdi. Protestolar üzerine WC'leri taşıyan araç geri dönmek zorunda kaldı.
Direnişte 6. güne girerken gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.
Aşırı sıcaklar sebebiyle birçok bölgede ormanlar yanıyor. Cudi Dağı'nda çıkan yangın, birbirine zıt iddialara neden oldu.
Şırnak'taki Cudi Dağı'ndaki ormanlık alanda 27 Temmuz günü yangın başladı. Sosyal medyadan yayınlanan görüntü ve mesajlarda, Cudi yangınına Batı'dakiler gibi müdahale edilmediği ileri sürüldü.
Halkların Demokratik Partisi (HDP), yangına müdahalenin engellendiğini duyurdu. Çevrede yaşayan sivil halkın yangını söndürme girişimlerinin askerler tarafından engellendiğini söyleyen HDP bu durumu "Cudi'yi insansızlaştırma" ve "Kürt halkına düşmanlık" olarak yorumladı.
HDP'nin iddiasına yanıt veren İletişim Başkanlığı'na bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, kuru otların bulunduğu küçük bir alanda yangın çıktığını ve ekiplerin müdahalesiyle iki saatte söndürüldüğünü savundu.
İddialar ne olursa olsun, batıda ve doğuda (her yerde) orman yangınlarına karşı etkin mücadelenin gerekliliği ortada.
Kömür madeni için ağaç katliamına iki yıldır sessiz kalan sermaye partileri, Akbelen Ormanı'nda talan sona yaklaşırken "ziyaretlere" başladı.
Nöbette yer alan marksist.org muhabiri direnişte 5. günü aktarıyor:
- Direnişin dördüncü gününde sahneye Gelecek Partisi çıktı. Nöbet alanında kameraların önüne geçen Gelecek Partili bir milletvekili, ormanı yok eden Limak Holding'e tek bir laf etmeden Suriyeli ve Afgan göçmenleri suçladı. Aktivistler buna tepki gösterdi, fakat o konuşmaya devam etti.
- Ardından Ahmet Davutoğlu Akbelen'e geldi.
- Bugün ise CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun ormana gelmesi bekleniyor. Bazı eylemciler bu duruma sert tepki gösterdi ve iki yıldır hiçbir destekte bulunmayan Kılıçdaroğlu'nun kabul edilmemesini istedi.
- Direnişin 5. gününde köylüler ve aktivistlerin tüm ısrarlarına rağmen CHP, Muğla'da bulunan örgütlerini harekete geçirmedi.
- Kılıçdaroğlu, Akbelen'e geldi. Konuşma yaptıktan sonra araca binip gidiyordu. Sert bir şekilde protesto edildi. "Arabaya değil barikata" sloganlarıyla araçlar durduruldu. Şimdi sadece o ve vekiller alana girmeye çalışacak fakat kitle de barikattan ayrılmıyor.
- Kılıçdaroğlu protesto sonrası barikattan geçip kesim alanına gitti. Ardından eylemciler barikata yüklenince jandarma saldırdı. Kitle dağılmıyor. Birkaç gözaltı var. Gözaltılar serbest bırakılmadan Kılıçdaroğlu'nun gitmemesi talep ediliyor.
- 'Limak Akbelen'den defol!' sloganı atılıyor.
- Kılıçdaroğlu, eylemcilerin tepkisine rağmen, çevik kuvvet eşliğinde nöbet alanını terk etti.
- Akbelen Ormanı'nda CHP'ye büyük öfke var. Tartışmalar devam edince CHP milletvekili Mahmut Tanal, eylemcilere "Siz AKP provokatörsünüz" dedi. Bu hakaretten sonra yuhalamalar iyice arttı..
- Ağaç katliamı ne yazık ki tüm hızıyla sürüyor
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Akbelen Ormanı'ndaki ağaç katliamını kınayarak sağlık bir çevrede yaşam hakkının takipçisi olduğunu duyurdu.
TTB Halk Sağlığı Kolu ve TTB Merkez Konsey imzalı açıklamanın tam metni:
"İki yıldan bu yana bölge halkı tarafın korunmaya çalışılan Muğla’nın Milas ilçesi İkizdere köyünde bulunan Akbelen Ormanları, 24 Temmuz pazartesi sabahı saat 06.00’dan bu yana bölgede çalıştırdığı kömürlü termik santrale yeni linyit kömürü yatakları açmaya çalışan YK Enerji AŞ. tarafından, güvenlik güçleri koruması altında yok ediliyor. Dört yıldan bu yana 750 dönümlük ormanlık alanı gece gündüz nöbet tutarak korumaya çalışan İkizdere köylüleri ve onlara destek için bölgede bulunan çevre gönüllüleri dört günden bu yana güvenlik güçleri tarafından sert müdahalelere uğruyor. Bölgeyi ablukaya alan Jandarma güçleri bölgeye giriş ve çıkışları engellemeye çalışıyor. Bölgedeki orman katliamı artık Milas-Ören karayolundan kolayca görülebilecek boyuta ulaştı.
Bilindiği gibi Türkiye ancak 2021 yılının sonunda Paris İklim Anlaşması’nı onaylamış ve böylece 2053 yılında net sıfır karbon hedefi koyarak yeni bir döneme girmiştir. Ancak Türkiye henüz kömür kullanımını sonlandırmak için hedef bir tarih belirlemediği gibi yıllar öncesinden koyduğu mevcut kömürlü termik santral kapasitesini iki katına çıkarma ve elektrik üretiminde kömürün payını artırma planlarını Paris İklim Anlaşması’nı onaylamış olmasına rağmen hala inatla sürdürmektedir. Oysa ülkemizin kömürlü termik santrallerini bir plan içinde önümüzdeki on yıllık dönemde kapatması, sera gazı emisyonlarını %70’in üzerinde azaltmasını sağlayacak ve imzaladığı Paris İklim Anlaşması’na uygun olarak 2053 yılında net sıfır karbon emisyonu hedefine ulaşmasını sağlayacaktır. Diğer yandan linyit madenlerinin açılması için ormanlarımızın ve doğal kaynaklarımızın yok edilmesinin de önüne geçecektir. Zaten Muğla ilimizin ormanları Yatağan, Kemerköy ve Yeniköy termik santralleri nedeniyle önemli ölçüde bu santralleri işleten şirketler tarafından tahrip edilmiştir. Yatağan ve çevresi bu tahribatın en yıkıcı örneklerinin görüldüğü bölgelerin başında gelmektedir. Diğer iki termik santral ise sadece Muğla’nın değil; dünyanın önemli doğal güzelliklerinin bulunduğu Gökova’da yer almaktadır. 2021 yılında Muğla’da çıkan ve haftalarca süren orman yangınlarında 16 bin hektardan fazla alanın yanması hala akıllardadır. Farklı noktalarda başlayan orman yangınları Kemerköy ve Yeniköy termik santrallerine kadar ulaşmıştır ve her iki santral de faaliyetlerine bir süre ara vermiş ve önemli bir ormanlık alan kaybı da yaşanmıştır. İşte şimdi bu termik santraller için bu yangından kurtulan 750 dönümlük Akbelen Ormanı güvenlik güçlerinin koruması altında testerelerle yok edilmeye çalışılmaktadır.
1982 Anayasası’nın “Ormanların korunması ve geliştirilmesi” başlıklı 169. maddesi “Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır” demektedir. Yine Anayasamızın 56. maddesinde “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir” yazmaktadır. Bu bağlamda devlet yetkililerinin doğanın, kurdun, kuşun, yaşama can veren ağacın; yani tüm canlıların hakkını korumak isteyen bölge insanın sesine kulak vermesi ve anayasal haklarını kullanan bu insanlara karşı biber gazlı sert müdahalesini derhal terk etmesi gerekir.
TTB olarak Akbelen Ormanı’nı korumak için mücadele eden her yaştan İkizköylülerin ve onlara destek veren çevre gönüllülerinin yanındayız. Başta Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri olmak üzere Akbelen Ormanı’nın yok edilmesine izin veren, bu katliama ses çıkarmayan ve ormanı korumak yerine güvenlik güçleri kanalı ile ormanı yok edenlere destek verenlerin er veya geç hukuk önünde hesap vereceklerini hatırlatmak isteriz. Doğasını savunmak için bölgede olan yaşam savunucularına yönelik şiddetli saldırılar ve hukuksuz gözaltı işlemleri ile TTB’nin de bileşeni olduğu Temiz Hava Hakkı Platformu’nun koordinatörü Deniz Gümüşel hakkında Milas içine girme ve yurtdışına çıkma yasağı verilmesini kınıyoruz.
Bir kez daha uyarıyoruz; Akbelen’den elinizi çekin. Sağlıklı bir çevrede yaşam hakkının savunucusu olan TTB, iki yıldan bu yana olduğu gibi sürecin yakından takipçisi olacaktır."
Muğla'daki Akbelen Ormanı'nda kömür madeni için ağaç kesimi son sürat sürüyor. Nöbette yer alan Marksist.org muhabiri gelişmeleri aktarmaya devam ediyor.
Direnişte 4. günün notları:
- Sabah erken testere sesleriyle uyandık.
- Kesim son sürat devam ediyor. Dün videosunu çektiğimiz ormanlık alanların çoğu dümdüz olmuş durumda.
- Eylemciler nasıl karşı koyacaklarını tartışıyor.