Küresel greve katılım çağrısı: İklim adaleti şimdi!

İzmir'de Akbelen'le dayanışma eylemi

İzmir'de sol partiler ve örgütler, Akbelen Ormanı'nındaki talana karşı ikinci kez sokağa çıktı. Eylemde sık sık "Her yer Cudi, her yer Akbelen" sloganı atıldı. DSİP üyelerinin de katıldığı eylem Alsancak'ta gerçekleşti.  Öte yandan İzmir Tabip Odası üyeleri yarın Akbelen'e gidiyor.

Akbelen direnişi: Jandarma koruyor, şirket kesiyor

Sabah erken saatlerde kalan son ağaçları korumak için isteyen köylüler ve aktivistler, jandarma tarafından kesim alanına sokulmadı. Nöbet alanı abluka altına alındı. - Ağaç kesiminin durdurulması için Milas-Ören karayolunu kapatan eylemciler, jandarmanın sert müdahalesi ile karşılaştı. - Eylemciler acil destek çağrıları yapıyor. - "Oldukça yoğun bir saldırı var. Arkadaşlarımız birçok noktada direniyor." - Birçok aktivist gözaltına alındı. - İstanbul, Bursa ve çevre merkezlerden destek için gelenlerin araçları durduruldu. Akbelene alınmıyorlar. Protestocu köylü kadın: "Araçlardan inin yürüyerek gelin, burada ağaç katliamı var." - Jandarmanın itekleyerek yere düşürdüğü Bursa Su Kolektifi aktivisti Cemile Boncuk başından yaralandı. Aktivist hastaneye kaldırılırken, Bursa Su Kolektifi şu duyuruyu yaptı: "Akbelen'de protesto çığlıklarına,  çam ormanının dört bir yanından gelen, onlarca kesim motorunun  kulakları sağır eden uğultusu karışıyor. Bölge komando birlikleri, jandazrma ve polis kuvvetleri tarafından tamamen abluka altına alınmış durumda. Devlet güçleri, üniformasıyla, jopuyla, tomasıyla ve biber gazıyla Limak ve İçtaş holdinglerin, ormanı katletmesi için her türlü önlemi alıyor.  Ormanını, suyunu ve yaşamı savunan yöre halkı ile yüreği yaşam sevgisiyle dolu insanlar, bu duruma tepki gösterdikleri için güvenlik güçleri! tarafından darp ediliyor, gözaltına alınıyor. Bursa'dan gelerek protesto gösterisine katılan arkadaşlarımızdan; Caner GÖKBAYRAK, Yavuz EMRE, Ahmet TATAR ve Alper TURAÇ gözaltına alındı. Cemile Boncuk arkadaşımız aldığı darbe sonucu hastaneye kaldırıldı. Protestolar da, ağaç kesimi de devam ediyor. Alanda bulunanlar, muhalif siyasi partiler başta olmak üzere, duyarlı yurttaşlardan daha güçlü destek bekliyor. Bölgede sinyal karıştırıcılar olduğu için haberleşmede ciddi zorluklar yaşanıyor. Umarım bu mesajım ulaşır." - İkizköylüler: "Nöbet alanında abluka içinde bekleyişimiz sürüyor." - İkizköy, Karacahisar ve Çamköylüler olarak Akbelen Ormanı'nın girişinde, Ören karayolunda buluştu. Diyorlar ki: "sabrımızın sınırındayız. Bu haklı mücadele yolundan asla vazgeçmeyeceğiz!" - Ormanda kesim yapan işçilere bir araçla seyyar tuvalet getirilmek istendi. Yol nöbet alanından geçerken, köylüler ve aktivistler tepki gösterdi. Protestolar üzerine WC'leri taşıyan araç geri dönmek zorunda kaldı.   Direnişte 6. güne girerken gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz. 

Cudi Dağı'ndaki yangın tartışma yarattı

Aşırı sıcaklar sebebiyle birçok bölgede ormanlar yanıyor. Cudi Dağı'nda çıkan yangın, birbirine zıt iddialara neden oldu. Şırnak'taki Cudi Dağı'ndaki ormanlık alanda 27 Temmuz günü yangın başladı. Sosyal medyadan yayınlanan görüntü ve mesajlarda, Cudi yangınına Batı'dakiler gibi müdahale edilmediği ileri sürüldü. Halkların Demokratik Partisi (HDP), yangına müdahalenin engellendiğini duyurdu. Çevrede yaşayan sivil halkın yangını söndürme girişimlerinin askerler tarafından engellendiğini söyleyen HDP bu durumu "Cudi'yi insansızlaştırma" ve "Kürt halkına düşmanlık" olarak yorumladı. HDP'nin iddiasına yanıt veren İletişim Başkanlığı'na bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, kuru otların bulunduğu küçük bir alanda yangın çıktığını ve ekiplerin  müdahalesiyle iki saatte söndürüldüğünü savundu. İddialar ne olursa olsun, batıda ve doğuda (her yerde) orman yangınlarına karşı etkin mücadelenin gerekliliği ortada.

Akbelen direnişi: Kesim hızla sürüyor, siyasetçiler şov peşinde

Kömür madeni için ağaç katliamına iki yıldır sessiz kalan sermaye partileri, Akbelen Ormanı'nda talan sona yaklaşırken "ziyaretlere" başladı. Nöbette yer alan marksist.org muhabiri direnişte 5. günü aktarıyor: - Direnişin dördüncü gününde sahneye Gelecek Partisi çıktı. Nöbet alanında kameraların önüne geçen Gelecek Partili bir milletvekili, ormanı yok eden Limak Holding'e tek bir laf etmeden Suriyeli ve Afgan göçmenleri suçladı. Aktivistler buna tepki gösterdi, fakat o konuşmaya devam etti. - Ardından Ahmet Davutoğlu Akbelen'e geldi. - Bugün ise CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun ormana gelmesi bekleniyor. Bazı eylemciler bu duruma sert tepki gösterdi ve iki yıldır hiçbir destekte bulunmayan Kılıçdaroğlu'nun kabul edilmemesini istedi. - Direnişin 5. gününde köylüler ve aktivistlerin tüm ısrarlarına rağmen CHP, Muğla'da bulunan örgütlerini harekete geçirmedi. - Kılıçdaroğlu, Akbelen'e geldi. Konuşma yaptıktan sonra araca binip gidiyordu. Sert bir şekilde protesto edildi. "Arabaya değil barikata" sloganlarıyla araçlar durduruldu. Şimdi sadece o ve vekiller alana girmeye çalışacak fakat kitle de barikattan ayrılmıyor. - Kılıçdaroğlu protesto sonrası barikattan geçip kesim alanına gitti. Ardından eylemciler barikata yüklenince jandarma saldırdı. Kitle dağılmıyor. Birkaç gözaltı var. Gözaltılar serbest bırakılmadan Kılıçdaroğlu'nun gitmemesi talep ediliyor. - 'Limak Akbelen'den defol!' sloganı atılıyor. - Kılıçdaroğlu, eylemcilerin tepkisine rağmen, çevik kuvvet eşliğinde nöbet alanını terk etti. - Akbelen Ormanı'nda CHP'ye büyük öfke var. Tartışmalar devam edince CHP milletvekili Mahmut Tanal, eylemcilere "Siz AKP provokatörsünüz" dedi. Bu hakaretten sonra yuhalamalar iyice arttı.. - Ağaç katliamı ne yazık ki tüm hızıyla sürüyor

TTB: Akbelen’den elinizi çekin!

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Akbelen Ormanı'ndaki ağaç katliamını kınayarak sağlık bir çevrede yaşam hakkının takipçisi olduğunu duyurdu. TTB Halk Sağlığı Kolu ve TTB Merkez Konsey imzalı açıklamanın tam metni: "İki yıldan bu yana bölge halkı tarafın korunmaya çalışılan Muğla’nın Milas ilçesi İkizdere köyünde bulunan Akbelen Ormanları, 24 Temmuz pazartesi sabahı saat 06.00’dan bu yana bölgede çalıştırdığı kömürlü termik santrale yeni linyit kömürü yatakları açmaya çalışan YK Enerji AŞ. tarafından, güvenlik güçleri koruması altında yok ediliyor. Dört yıldan bu yana 750 dönümlük ormanlık alanı gece gündüz nöbet tutarak korumaya çalışan İkizdere köylüleri ve onlara destek için bölgede bulunan çevre gönüllüleri dört günden bu yana güvenlik güçleri tarafından sert müdahalelere uğruyor. Bölgeyi ablukaya alan Jandarma güçleri bölgeye giriş ve çıkışları engellemeye çalışıyor. Bölgedeki orman katliamı artık Milas-Ören karayolundan kolayca görülebilecek boyuta ulaştı. Bilindiği gibi Türkiye ancak 2021 yılının sonunda Paris İklim Anlaşması’nı onaylamış ve böylece 2053 yılında net sıfır karbon hedefi koyarak yeni bir döneme girmiştir. Ancak Türkiye henüz kömür kullanımını sonlandırmak için hedef bir tarih belirlemediği gibi yıllar öncesinden koyduğu mevcut kömürlü termik santral kapasitesini iki katına çıkarma ve elektrik üretiminde kömürün payını artırma planlarını Paris İklim Anlaşması’nı onaylamış olmasına rağmen hala inatla sürdürmektedir. Oysa ülkemizin kömürlü termik santrallerini bir plan içinde önümüzdeki on yıllık dönemde kapatması, sera gazı emisyonlarını %70’in üzerinde azaltmasını sağlayacak ve imzaladığı Paris İklim Anlaşması’na uygun olarak 2053 yılında net sıfır karbon emisyonu hedefine ulaşmasını sağlayacaktır. Diğer yandan linyit madenlerinin açılması için ormanlarımızın ve doğal kaynaklarımızın yok edilmesinin de önüne geçecektir. Zaten Muğla ilimizin ormanları Yatağan, Kemerköy ve Yeniköy termik santralleri nedeniyle önemli ölçüde bu santralleri işleten şirketler tarafından tahrip edilmiştir. Yatağan ve çevresi bu tahribatın en yıkıcı örneklerinin görüldüğü bölgelerin başında gelmektedir. Diğer iki termik santral ise sadece Muğla’nın değil; dünyanın önemli doğal güzelliklerinin bulunduğu Gökova’da yer almaktadır. 2021 yılında Muğla’da çıkan ve haftalarca süren orman yangınlarında 16 bin hektardan fazla alanın yanması hala akıllardadır. Farklı noktalarda başlayan orman yangınları Kemerköy ve Yeniköy termik santrallerine kadar ulaşmıştır ve her iki santral de faaliyetlerine bir süre ara vermiş ve önemli bir ormanlık alan kaybı da yaşanmıştır. İşte şimdi bu termik santraller için bu yangından kurtulan 750 dönümlük Akbelen Ormanı güvenlik güçlerinin koruması altında testerelerle yok edilmeye çalışılmaktadır. 1982 Anayasası’nın “Ormanların korunması ve geliştirilmesi” başlıklı 169. maddesi “Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır” demektedir. Yine Anayasamızın 56. maddesinde “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir” yazmaktadır. Bu bağlamda devlet yetkililerinin doğanın, kurdun, kuşun, yaşama can veren ağacın; yani tüm canlıların hakkını korumak isteyen bölge insanın sesine kulak vermesi ve anayasal haklarını kullanan bu insanlara karşı biber gazlı sert müdahalesini derhal terk etmesi gerekir. TTB olarak Akbelen Ormanı’nı korumak için mücadele eden her yaştan İkizköylülerin ve onlara destek veren çevre gönüllülerinin yanındayız. Başta Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri olmak üzere Akbelen Ormanı’nın yok edilmesine izin veren, bu katliama ses çıkarmayan ve ormanı korumak yerine güvenlik güçleri kanalı ile ormanı yok edenlere destek verenlerin er veya geç hukuk önünde hesap vereceklerini hatırlatmak isteriz. Doğasını savunmak için bölgede olan yaşam savunucularına yönelik şiddetli saldırılar ve hukuksuz gözaltı işlemleri ile TTB’nin de bileşeni olduğu Temiz Hava Hakkı Platformu’nun koordinatörü Deniz Gümüşel hakkında Milas içine girme ve yurtdışına çıkma yasağı verilmesini kınıyoruz. Bir kez daha uyarıyoruz; Akbelen’den elinizi çekin. Sağlıklı bir çevrede yaşam hakkının savunucusu olan TTB, iki yıldan bu yana olduğu gibi sürecin yakından takipçisi olacaktır."

Akbelen direnişi: 'Sabah testere sesleriyle uyandık'

Muğla'daki Akbelen Ormanı'nda kömür madeni için ağaç kesimi son sürat sürüyor. Nöbette yer alan Marksist.org muhabiri gelişmeleri aktarmaya devam ediyor. Direnişte 4. günün notları: - Sabah erken testere sesleriyle uyandık.  - Kesim son sürat devam ediyor. Dün videosunu çektiğimiz ormanlık alanların çoğu dümdüz olmuş durumda. - Eylemciler nasıl karşı koyacaklarını tartışıyor. 

Ormanlar yanıyor, ormanlar yok ediliyor

İklim krizi, sıcak hava dalgalarına sebep olurken... Muğla'da Akbelen Ormanı ağaçları Limak Holding tarafından kolluk kuvvetleri eşliğinde kesilirken İzmir, Çanakkale ve Antalya'da orman yangınları sürüyor.  İzmir'ın Kınık ilçesindeki ormanda yangın çıktı. Alevlerin ilerlerken Çiftlik, Balaban ve Karatekeli mahalleri boşaltıldı. Çanakkale’nin merkeze bağlı Sarıbeyli köyünde başlayan orman yangınına müdahale sürüyor. Antalya'nın Kemer ilçesindeki orman yangını 3. gününde. 180 hektarlık alanın zarar gördüğü belirtiliyor. İklim krizi Sadece Türkiye değil komşu Yunanistan'da günler orman yangınları var. Dünyanın kuzeyi de güneyi de aşırı sıcaklar sebebiyle yangınlarla boğuşuyor. Bilim insanlarına göre sıcak hava dalgaları, doğal sebeplerle değil "insan eliyle" oluşuyor. Ve iklim krizinin sonuçlarından biri. Kuraklık ve sel baskınları gibi. Aralarında Londra Imperial College Grantham Enstitüsü, Hollanda Kraliyet Meteoroloji Enstitüsü, Kızılhaç Kızılay İklim Merkezi ve Küresel Afet Hazırlık Merkezi olmak üzere Birleşik Krallık, Hollanda ve ABD'deki üniversite ve meteoroloji kurumlarından bilim insanlarının yer aldığı World Weather Attribution'dan yedi araştırmacı, iklim değişikliğinin son dönemde sürekli hale gelen yüksek sıcaklıklardaki etkisini ölçtü. Önceki dönemlerle karşılaştırmalı olarak yapılan hesaplamalar tek bir sonucu gösteriyor: İklim değişikliği olmasaydı sıcak dalgalarının oluşması imkansızdı. Dünyanın ısısı, fosil yakıt kullanımı sebebiyle 1,2 derece arttı. Artış 2 dereceye ulaştığı taktirde sıcaklık dalgaları gibi aşırı hava olaylarının görülme sıklığı da artacak. Yani dünyanın akciğerleri olarak kabul edilen, karbon emisyonlarını çekip oksijen veren biricik doğal güç olan ormanlar tehdit altında.  Daha korkutucu senaryolara göre, sıcaklık artışı 2,5 dereceye ulaştığı takdirde yeryüzünde yanmayan orman kalmayabilir. Fosil yakıtlar Petrol, kömür ve doğalgaz gibi fosil yakıtların tüketimine dayanan kapitalist ekonomiler, bundan vazgeçmezken, sıcaklık artışı da engellenemez bir hale geliyor. Kapitalistler aynı anda ticari faaliyetler, yani kâr için ormanlık alanları yok etmeye devam ediyor. Yanı başında iki termik santralin bulunduğu Akbelen Ormanı'nın başına gelenler, kapitalizmin yarattığı çifte yıkımın bir örneği. Termik santrallar kömürle çalışıyor. Yatağan ve Yeniköy-Kemerköy termik santrallerinde yakılacak kömürü çıkarmak için tarihi Akbelen Ormanı yok ediliyor. Kömür de yanan ormanlar da çıkardıkları karbon emisyonlarıyla dünyanın ısısının yükselmesine katkıda bulunuyor. Kirli enerji sektörünün şirketleri ise devlet izni ve kolluk kuvvetlerinin eşliğinde yıkımı ilerletiyor. Mücadele Akbelen Ormanı'nı korumak isteyen köylülerin mücadelesi, termik santrallara ve kömür madenciliğine karşı yürütülen birçok mücadele gibi, hepimizin mücadelesidir.  İnsan ve canlı hayatını korumak için kapitalistlere karşı birleşmekten, onları destekleyen iktidarlara "dur" demekten başka yolumuz yok.

Akbelen direnişi: 'Biz bu ormanı canımız pahasına koruyacağız'

Eylemci köylüler ve aktivistlerden bir grup sabah erken saatlerde ormana gitti. Ağaç kesimini durdurmayı başardılar.  Ardından gözaltına alındılar. Savcılık kararı olmadığı halde yasadışı şekilde alıkonuldular. Sonra bırakıldılar. - İkizköylüler yaptıkları konuşmalarda 'Biz bu ormanı canımız pahasına koruyacağız' dedi. - Ormanda bekleyen köylüler ve aktivistler jandarma zoruyla yola indirildi. - Aktivist Deniz Gümüşel, jandarma tarafından alıkonuldu. Eylemciler serbest bırakılması için sloganlar atıyor.  - Aktivist Deniz Gümüşel'in savcılık kararıyla gözaltına alınarak karakola götürüldüğü öğrenildi.  - CHP milletvekilleri nöbet alanına geldi ve direnişçi köylülerle görüştü. İkizköylüler, vekillerden Muğla başta olmak üzere tüm örgütlerini destek için harekete geçirmelerini istedi. Fakat net bir yanıt alamadılar. Ayrıca vekillerden ziyaretle sınırlı kalmamalarını burada kendileriyle birlikte nöbet tutmalarını ısrarla talep ettiler. - Yeşil Sol milletvekillerinin alana gireceği duyulunca eylemciler Jandarma barikatına yöneldi. Jandarma direnişçilere sert bir şekilde saldırdı. Toma basınçı su sıktı, biber gazı ve sarı sprey atıldı. Birçok eylemci yere düştü. - Eylemciler bütün barikatı devirdi. - Yeşil Sol Parti milletvekilleri oturma eylemi yapıyor. CHP milletvekilleri ise buna destek vermiyor. - Marksist.org muhabiri Akbelen Ormanı'ndan bildiriyor: "Az önce birkaç kişi kesimin devam ettiği bir yere gittik. Müthiş bir süratle kesiliyor ağaçlar. Her 15 saniyede filan bir ağaç düşüyordu gözümüzün önünde." - Direnişçiler, kesim alanına yürüyor. Karşılarında jandarma barikatı var. Üç eylemci gözaltına alındı. - Öğle saatlerinde gözaltına alınan aktivist Deniz Gümüşel serbest bırakıldı. Fakat Milas sınırlarına girmesi yasaklandı.  Gün içindeki gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.

Gazetecileri serbest bırakın, Akbelen Ormanı'na dokunmayın

Gazetecilik suç değildir. Ormanları kömür madenciliği için yok etmek suçtur. Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSiP) iki vahim olayı kınıyor ve herkesi tepki göstermeye çağırıyor. DSiP'in duyurusu: Dün sabah (24 Temmuz) jandarma eşliğinde kesim ekipleri Akbelen Ormanı'na girdi ve kömür madeni için tarihi ormanı yıkmak isteyen Limak Holding'in çıkarları için ağaçları kesmeye başladı. Direnen İkizköylülere jandarma biber gazı ve coplarla saldırdı. Bu sabah (25 Temmuz) dört gazeteci, T24 editörü Sibel Yükler, Mezopotamya Ajansı muhabirleri Delal Akyüz, Fırat Can Aslan ve Bianet editörü Evrim Kepenek polisbaskınlarıyla gözaltına alındı. Evrim Kepenek'e kelepçe takıldı. Ortada bir suç varsa bu ormanları yok eden şirketlere izin vermek, karşı koyanlara şiddet uygulamaktır. Gazeteciler derhal serbest bırakılsın! Akbelen Ormanı'nda ablukaya son verilsin ve ağaç kesim izni geri çekilsin! İklim krizini yaratan kömür madenciliğine, baskılara son! Termik santrallar kapatılsın! Limak defol! Demokratik haklarımızı, basın özgürlüğünü, ormanlarımızı hep birlikte savunalım. DSiP 25.07.2023

Geri 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 İleri

Bültene kayıt ol