Sokak hayvanlarının yaşamanı savunan aktivistler birçok şehirde nöbette! İstanbul'da Kadıköy'deki eyleme, Ankara'da Kuğulu Park'taki nöbete yüzlerce kişi katıldı.
Katliam yasasının ilk üç maddesi meclis komisyonunda kabul edilmiş, 22 Temmuz günü 14:00'ten itibaren kalan maddelerin görüşülmesi kararı alınmıştı.
Bunun üzerine Ankara'da yaklaşık iki aydır sokak direnişine geçen Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi ve Hayvan, Yaşam, Özgürlük İnisiyatifi nöbetleri ikiledi.
Meclis önünde bekleyen aktivistlere polis müdahalesi sonrası yaşam nöbeti Kuğulu Park'a taşındı. Aktivistler 24 saat boyunca parkta. 18 Temmuz akşamı büyük bir kalabalıkla "yasayı geri çek" dediler. İnşaat-İş Sendikası üyeleri alkışlarla eyleme katıldı.
Ankara'da yaşam nöbeti, başladığı yer olan Sakarya Caddesi'nde her gün 18:30:19:30 arası devam ediyor. Nöbetin 56. gününde Kamu Emekçileri Sendikaları Konferasyonu üyeleri direnişe destek verdi.
KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, nöbette yaptığı konuşmada sokak hayvanlarının katliamını izin vermeyeceklerini vurguladı. KESK MYK üyeleri, BES ve BTS genel merkez yöneticileri nöbetteydi.
İstanbul'da ise Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi her gün eylemde. 18 Temmuz'da Kadıköy İskele Meydanı'nda buluşan protestocular, AKP-MHP'nin dayatmasını protesto ederek "Toplayamazsın, hapsemedemezsin, öldüremezsin" dedi.
Adalar'da kalabalık bir protesto yapıldı.
İzmir'de çeşitli hayvan hakları örgütlerin ve kurumların çağrısıyla protestonun adresi Bornova Meydanı oldu. Yaşam savunucuları burada her gün nöbette.
Alanya'da Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi aktivistleri nöbette.
Sokak hayvanlarının katledilmesini içeren yasa teklifinin komisyonda görüşülmesi üzerine hem meclis önünde hem de dışında ve birçok şehirde protestolar yaşanıyor.
Ankara'da günlerdir sokak nöbeti tutan Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi (YİY) ve Hayvan, Yaşam, Özgürlük İnisiyatifi (HYÖ) aktivistleri, başka eylemcilerle birlikte dün (17 Temmuz) sabahtan itibaren meclis önüne yerleşti.
TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu başladığı an polis, eylem yerine girişleri kesti. Bunun üzerine hem yok kenarında hem içeride protestolar devam etti. Fakat kolluk kuvvetleri şiddetle caddedeki göstericileri sürdü.
Yoğun yağmur altında eylemciler beklerken, bir grup aktivist komisyon toplantısına katılma talebiyle meclise girdi.
Komisyonun bulunduğu salonun önünde yasayı sloganla protesto eden aktivistler, meclis polisi tarafından darp edilerek bir salona sıkıştırıldı.
Bu esnada Meclis Parkı yanındaki nöbete de saldıran polis 4 eylemciyi gözaltına aldı.
Bunun üzerine eylemciler Sakarya Caddesi'ne sloganlarla yürüdü.
Burada YİY ve HYÖ liderliğinde 4 saat boyunca konuşmalı, sloganlı, şarkılı nöbete devam edildi. Eyleme yüzlerce kişi katıldı.
Akşam olmasıyla birlikte nöbet bu kez Kuğulu Park'a taşındı. YİY ve HYÖ aktivistleri burada sabahladı. Yaşam nöbeti burada devam ediyor. 18:30'da ise Sakarya Caddesi'ndeki nöbetin 56. günü gerçekleşecek.
İstanbul'da ise YİY ve HYÖ aktivistlerinin .çağrısıyla Kadıköy'de iki eylem yapıldı. Önce Süreyya Operası önünde toplanan hayvan hakları savunucuları "yasayı geri çekin" çağrısı yaptı. Akşamüstü ise İskele Meydanı'nda yapılan insan zincirine yüzlerce kişi katıldı.
İzmir'de protestonun adresi ÖSYM önüydü. Çok sayıda kurum ve dernek "Susma haykır, katliama hayır!" dedi.
Mecliste ne oldu?
AKP'nin MHP'nin de desteklediği katliam yasası görüşmeleri gerginlikle başladı. Veteriner hekimler ve hayvan hakları savunucuları salona alınmazken, yasa için lobi faaliyeti yapan Güvenli Sokaklar Derneği yöneticilerinin görüşmelere alınması üzerine protestolar yaşandı.
İktidar partisi vekilleriyle muhalefet vekilleri arasında büyük tartışmalar yaşandı.
Komisyon Başkanı AKP Kahramanmaraş Milletvekili Vahit Kirişci’nin neredeyse hiç ara vermeden yaklaşık 18 saat görüşmeleri devam ettirdi.
Sabaha karşı 38 maddenin tek tek oylanmasına geçildi. İlk üç madde AKP-MHP oylarıyla kabul edildikten sonra komisyon ara verildi.
Komisyon 22 Temmuz Pazartesi tekrar toplanacak.
YİY ve HYÖ, tüm şehirlerde nöbetlere devam etme, direnişi büyütme çağrısı yapıyor.
Sokak hayvanları toplamayı ve öldürmeyi içeren AKP'nin yasa teklifi meclise sunuldu. Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi ve Hayvan, Yaşam, Özgürlük İnisiyatifi Ankara'da meclis parkında nöbete başladı.
Ankara'da her gün 09:00-21:00 arası meclis parkında nöbet devam ediyor.
Aynı zamanda yine her gün 18:30'da Sakarya Caddesi'nde basın açıklamaları yapılıyor.
İstanbul'da ise protestonun adresi 13 Temmuz Cumartesi günü Şişhane Meydanı olacak. Saat 19:00'da burada basın açıklaması yapılacak.
AKP'nin yasa tasarısının 17 Temmuz Çarşamba günü Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu'na gelmesi bekleniyor.
Komisyonda AKP:13, CHP:6, DEM:3, İYİP:2, MHP:2, SAADET:1 üye ile temsil ediliyor.
Eğer çoğunluk onay verirse, katliam yasa tasarısı meclis genel kurulunda onaylanacak.
Hayvan hakları savunucuları yasa tasarısının geri çekilmesini istiyor.
Bir buçuk aydır Beşiktaş’ta her gün yaşam nöbeti düzenleyen Yaşam için Yasa İnisiyatifi ile Hayvan Yaşam Özgürlük İnisiyatifi, dün de Kadıköy’de sokaktaydı.
19.30’da Kadıköy Operası önünde bir araya gelen hayvan hakları savunucuları yaptıkları basın açıklamasında meclise gelmesi gündeme gelen yasaya karşı birleşik mücadele vurgusu ve çağrısı yaparken, yasada şeklen değişiklikler yapılsa da niyetin değişmediğinin altı çizildi.
Toplayamazsın, Hapsedemezsin, Öldüremezsin!
“Kısırlaştır-Aşılat-Yerinde Yaşat”, “Nefrete inat yaşasın hayat”, “Kurtuluş yok tek başına: Ya tüm türler ya hiç birimiz!”, “AKP Elini hayvanlardan çek” sloganlarının atıldığı eylemde kanundaki yetersiz yükümlülükler dahi yerine getirilmediği halde, hayvanların hedef tahtasına konduğu ifade edildi.
“AKP döneminde, tam 20 yıldır, Hayvanları Koruma Kanunu uygulanmadığı, kısırlaştırma, aşılama yapılmadığı, yasaya uymayanlar cezalandırılmadığı, denetlenmediği, devlet ve sermaye ortaklığıyla devam eden hayvan üretimi ve satışı yasaklanmadığı ve hayvan terk edenlere cezalar verilmediği apaçık ortada” denilen açıklama, “ayırmaları gereken bütçeleri ayırmayıp yasalarla belirlenmiş yükümlülükleri yerine getirmeyerek çağdışı bir yöntem ve kafatasçı bir zihniyetle, kendi demeçlerinden alıntılarla “saldırgan, hasta, anatomisi bozulmuş, yeme bozukluğu çeken, güçten düşmüş” tüm köpekleri toplamayı, hapsetmeyi ve öldürmeyi 21. yüzyıl Türkiye’sinde inatla siyasi söylem ve eylem biçimi olarak ileri sürmek, köhnemiş bir Nazizm girişimini andırmaktadır” diye devam etti.
Açıklamada “Bugün; hayvanları değil, failleri koruyan ve 20 yıldır yürürlükte olmasına rağmen uygulanmayan ve denetlenmeyen 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun neredeyse hayvanlar yararına tek iyi maddesi olan 6. Maddeyi, yani “kısırlaştır/aşıla/yerinde yaşat” hükmünü kaldırmak istiyorlar, ama katilleri aramıza salan adaletsizlik ve cezasızlık sistemini değiştirmek istemiyorlar.” Denildi.
Hayvanların yanı sıra hayvan hakları savunucularının da düşmanlaştırıldığı hatırlatılan açıklamada, “ "saldırgan" diyerek canavarlaştırdığınız, insanlar tarafından travmatize edildiği için kendini ve alanını korumak zorunda kalan köpekleri de, doğası gereği "havlayan", iyileşme ve yuva imkanı bulabilecek hasta, engelli, yaşlı tüm köpekleri sizin zulmünüzden ve gazabınızdan koruyacağız!” denilirken, ezilenlerin ortak bir mücadele verdiği vurgulanırken, lisans iptali gündemde olan Açık Radyo ile dayanışma mesajı verildi ve Gezi Protestolarında yaşamını yitiren Ali İsmail Kormaz da anıldı:
“AKP’nin tecrit ve katliam tasarısı girişimi, adeta “toplum ve devlet düşmanı” olarak seçtikleri köpeklerden sonra bu kez sıranın kimlere geleceğini kaçınılmaz olarak sorgulatıyor! Bu vesileyle; hayatı savunan, kendi hayatı adına söz söyleme şansı olup kendi mücadelesini yürüten tüm ötekileri de selamlamak istiyoruz: Çocukları, kadınları, LGBTİ+ları, işçileri, emekçileri, göçmenleri, faili meçhulleri ve ailelerini selamlıyoruz! Bundan 11 sene önce hunharca katledilen, hep 19 yaşında olan Ali İsmail Korkmaz yoldaşımızı selamlıyoruz! Anti demokratik, faşist uygulamalarla sesi kesilmek istenen, “kainatın tüm seslerine, renklerine ve titreşimlerine Açık Radyo’yu selamlıyoruz!”
Mücadele devam ediyor, eylemler de
Hayvan hakları savunucuları 13 Temmuz 2024 Cumartesi günü de Şişhane Meydanı’nda 19.00’da buluşarak yasaya karşı mücadeleyi büyütmeye devam edecek.
Sokakta yaşayan köpeklerin toplatılmasını, bakımevlerine kapatılmasını ve “sahiplenilmedikleri” takdirde 30 gün içinde öldürülmesini öngören yasa tasarısına karşı 20 gündür İstanbul, Ankara, Alanya ve Antalya’da “Sokaktayım Yanındayım” sloganıyla eylemlerine devam eden Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, dün (11 Haziran) İstanbul Beşiktaş’ta bir erkek tarafından saldırıya uğradı.
bianet'in haberine göre hayvanların yaşam hakkı için mücadele veren İnisiyatif’in paylaştığı açıklamaya göre, her gün 18.30-20.00 saatleri arasında nöbet alanında basın açıklaması okuyan ve halkı bilgilendiren ekip, eylem sırasında uzaktan gelen bir şahsın bağırarak kendilerine doğru yaklaştığını gördü.
“Sokakta köpek istemiyoruz”
Şahıs, nöbet alanına girip “sokakta köpek istemiyoruz” diye bağırdı.
Basın açıklamasına devam edildiği sırada, dövizleri sabitlemek için kullanılan iki büyük taşı eline alıp eylemcilere atmak için havaya kaldıran şahsın, taşları önce yere fırlattığı, ardından da afişleri yırttığı aktarıldı. Günlerdir eylemcilerin tam karşısında konumlanan polis, ancak ikinci kez taşları eline aldığında şahsı uzaklaştırdı.
Hayvan hakları savunucuları, yaşadıkları sözlü ve fiziksel saldırının ardından Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne giderek, İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi avukatlarının desteğiyle şüpheli hakkında şikâyette bulundu.
İfadeleri sırasında şiddeti, şiddet tehdidi ve psikolojik şiddeti de kapsayacak şekilde 6284 Sayılı Kanun kapsamında şahıs hakkında uzaklaştırma talep eden savunucuların bu isteği tutanağa kaydedilmedi. Suç isnadı ise fiziksel bir yaralama olmadığı gerekçesiyle emniyet görevlileri tarafından “saldırı ve tehdit” olarak değil, “hakaret ve mala zarar verme” olarak tutanağa geçirildi.
“Sokaklar hepimizin”
Yaralama fiilinin teşebbüs aşamasında kalmış olsa dahi cezai yaptırıma tabi olduğunu belirten eylemciler, beyanlarının tutanağa tam olarak yansıtılmadığını belirtti.
Sosyal medya hesaplarından bugün yaptıkları yazılı açıklamayla, son yıllarda şiddeti ve sıklığı gittikçe artan şekilde hayvanlar ile birlikte hayvan hakları savunucularının da hedefe konduğunun altını çizen İnisiyatif, “eşit, adil ve yaşanabilir bir dünya için hayvan hakları” sloganıyla eylemlerine daha güçlü bir şekilde devam edeceklerini beyan etti:
“İktidarın ve hayvan düşmanı mafyalaşmış grupların kışkırtmalarından cesaret alan bu şiddet failleri bizi umutsuzluğa düşüremeyecek, çaresizliğe sürükleyemeyecek, korkutamayacak. Tıpkı bizim gibi hayvanların da en temel haklarından biri olan özgürce yaşama hakkı için nöbet ve eylemlerimizi sürdürecek, ‘Toplayamazsın, hapsedemezsin, öldüremezsin’ demeye devam edeceğiz.
“Failleri koruyan bu adaletsizlik ve cezasızlık sistemi, dün resmi prosedürlere uyarak Urfa’daki ölüm kampı barınaklardan 30 köpeği kurtaran hayvan hakları savunucusu Buket Özgünlü’ye tutuklama kararı çıkarırken, bugün de halk ile birlikte barışçıl bir nöbet eylemi yürüten bizi hedef alıyor. Tüm yaşam savunucularını bu çarpık düzene, artan toplumsal şiddete ve kutuplaşmaya karşı ses çıkarmaya, nöbet ve eylemlerimizde yanımızda olmaya ve daha kalabalık bir şekilde, dayanışma içinde gerçek faillere karşı direnmeye çağırıyoruz. Sokaklar hepimizin.”
Ankara'da hayvan hakları savunucularının Sakarya Caddesi'nde başlattığı nöbet 20. gününe girdi. Her gün 18:30'da toplanan eylemciler sokak hayvanlarını katletmeyi içeren yasa tasarısının geri çekilmesini istiyor.
Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi ve Hayvan, Yaşam, Özgürlük İnisiyatifinin düzenlediği nöbete katılım artarken aralarında Eğitim Sen şubelerinin de bulunduğu çeşitli kurumlar destekleme kararı aldı.
Nöbet, sloganlarla başlıyor: "Susma haykır katliama hayır", "İnsana hayvana yeryüzüne özgürlük", "Köpekleri değil katilleri topla", "Kısırlaştır aşılat yerinde yaşat", "Sokaktayım, yanındayım!", Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya tüm türler ya hiçbirimiz", "Buket'e özgürlük!"
Ardından her güne özgü basın açıklaması okunuyor. Bu basın açıklamasında sokak köpeklerinin hedef alınması ile tüm baskı, şiddet ve eşitsizlikle bir arada ele alınıyor.
11 Haziran'da yani nöbetin 19. gününde okunan basın açıklamasında tutuklanan hayvan hakları savunucusu Buket Özgünlü'nün uğradığı haksızlık ve birçok konu işlendi:
"Urfa’daki hayvan katliamının her gün yeni bir boyutunu öğreniyoruz. Günlerdir burada Urfa’da yaşananların istisnai bir olay değil, tüm Türkiye’de köpeklere dönük bir soykırımın fitilini ateşlemek için yapılmış bir provokasyon olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Çelişkili açıklamalar gösteriyor ki Urfa Katliamı, planlı bir katliamdır. Tüm Türkiye’de sahte bir kuduz paniği yükseltilerek, köpeklerin öldürülmesine zemin hazırlamaya çalışıyorlar.
Peki, neden böyle bir provokasyona ihtiyaç duydular?
Çünkü biliyorlar ki, halkın büyük çoğunluğunun sokakta yaşayan hayvanlarla derdi yok. Halkın büyük çoğunluğu mahallesindeki hayvanların ölmesini değil yaşamasını istiyor. Onun için her mahallede apartman önlerinde su kapları ve mamalar bırakılıyor.
Sahte kamuoyu araştırmalarınızla, medya ve troller üzerinden yürüttüğünüz nefret kampanyasıyla insanları kandıramıyorsunuz. Panik havası yaratmak otoriter rejimlerin en temel niteliğidir. Geçtiğimiz günlerde yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde yükselen aşırı sağ tam da böyle bir panik havası üreterek yükseldi. Onlar göçmenleri ve LGBTİ+’ları hedef gösterdiler, siz de birer rehine gibi kapattığınız göçmenleri, LGBTİ+’ları ve sokak köpeklerini hedef gösteriyorsunuz. Yürüttüğünüz nefret kampanyası örneklerini sayısız defa gördüğümüz gibi insanlara ve hayvanlara dönük nefret suçlarına dönüşüyor.
İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan Halkın Nabzı isimli uydurma bir raporda halkın büyük çoğunluğunun sokaktaki hayvanların katledilmesi istediği yazıyor. Son birkaç yıldır medya ve troller aracılığıyla örgütlenen nefret, şimdi en yetkili ağızlardan tekrarlanıyor.
Biz devlet propagandasının körüklediği nefretin sonuçlarını Türkiye tarihinden gayet iyi biliyoruz. Maraş’tan biliyoruz, Çorum’dan biliyoruz, Sivas’tan biliyoruz!
Şimdi katliam politikasının hedefinde köpekler var!
Urfa’dan gelen haberler dehşet verici! Urfa’da hayvanların içine atıldığı ölüm çukurları olduğunun haberini aldık. Arkadaşlarımız olay yerine gittiklerinde tüten bir dumanla karşılaştılar. Anladığımız kadarıyla toplatılan hayvanlar o çukurlara atılmış ve yakılmış.
Panik yaratmaya çalışırken kendileri paniğe kapılan muktedirlerin emriyle delillerin yok edilmesi için hayvanları yakmışlar! Bu katliamın peşini bırakmayacağız! Tüm sorumlulardan tek tek hesap sorulacak!
Yaşama Tutunan Patiler Derneği Başkanı Buket Özgünlü, barınaktan tutanak karşılığı çıkardığı köpekleri Ankara’ya getirdiği için tutuklandı!
Buket Özgünlü, “Bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranmakla” ve “Hayvanları koruma kanununa muhalefet”le suçlanıyor. Gözümüzün içine baka baka kanunu çiğneyen, uydurma gerekçelerle sokak köpeklerini toplatan, öldürtenler Buket’i kanuna uymamakla suçluyor. Ayrıca Buket Özgünlü evcil bir hayvana şiddet uygulamakla suçlanıyor. Ömrünü hayvanlara adamış birine böyle bir iftira atmak alçakça bir saldırıdır.
Bu tutuklama cinayete karşı yaşamı savunanlar dönük bir gözdağıdır. Kimse hayvanları korumaya cesaret edemesin, onlar için ses çıkaramasın istiyorlar.
Susmayacağız, korkmayacağız, itaat etmeyeceğiz!
Ne kadar baskı yaparsanız yapın, cinayetinize izin vermeyeceğiz.
Urfa Büyükşehir Belediyesi dün bir açıklama yayımlayarak, “Siverek Hayvan Rehabilitasyon Merkezi’nde kuduz karantinası veya karantina bölgesinden gelen herhangi bir hayvan bulunmamaktadır” dedi.
Buket Özgünlü’ye teslim edilen köpeklerin tutanak karşılığı verildiği ortada.
Peki Buket Özgünlü niye tutuklu?
Özgünlü’nün tutuklanmasına sebep olan savcı ve tutuklayan hakimler kimler?
Hangi gerekçeye dayanarak Buket Özgünlü’yü içeride tutuyorlar? Belediyenin açıklaması suçlandığı iki maddenin de gerçekdışı olduğunu ortaya koyuyor.
Hakim ve savcılar kimin talimatıyla hukuku çiğnediklerini ve Özgünlü’yü tutukladıklarını açıklamak ve istifa etmek zorunda.
Buket Özgünlü derhal serbest bırakılsın!
Türk Tabipleri Birliği bir açıklama yayımlayarak hayvan katliamına karşı ses çıkardı, şimdi okuyacağımız açıklamaya aynen katılıyor tüm meslek örgütlerinden ve sendikalardan da katliama karşı ses çıkarmalarını bekliyoruz:
Ülkemizde belli gruplarca kışkırtılan, evrensel hekimlik değerleri çerçevesinde asla kabul edilemez olan ve yeni ekolojik krizlerin kapısını aralayacak toplu hayvan itlafı gibi tartışmaları kaygıyla izliyoruz.
Türk Tabipleri Birliği olarak önerilerimiz:
📌 Hayvanlardan insanlara geçen hastalıklara ilişkin veriler ayrıntılı biçimde paylaşılmalıdır.
📌 Hayvanların aşıları yapılmalı ve üremeleri kontrol edilmelidir.
📌 Sahiplenilmiş hayvanlara yönelik çip uygulamasındaki eksiklikler giderilmelidir.
📌 Hayvanlara işkence uygulayanlara ve sahiplenilen hayvanları sokağa terk edenlere dönük cezai müeyyideler uygulanmalıdır.
📌 Sağlık sistemi içinde veteriner hekimlik hizmetlerindeki eksiklikler giderilmelidir.
📌 Sağlık alanındaki kurumlar koordine edilmeli ve desteklenmelidir.
Uygarlığın ilk zamanlarından beri birlikte yaşadığımız hayvanlar ile uyumlu, doğa ile bütünleşik bir yaşam mümkündür!
Sahte kuduz haberleriyle köpekleri katledenler, “çocukları koruduklarını” söylüyor. Bu utanmaz bir yalan!
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin raporuna göre 2013-2024 yılları arasında Türkiye’nin 77 şehrinde 695 çocuk işçi, iş cinayetlerinde can verdi.
Köpekleri öldürmek isteyenlerle, bu vahşi sömürü düzenini sürdürmek isteyenler aynıdır!
LGBTİ+’ları, kadınları hedef hâline getirip kadın cinayetlerinin, LGBTİ+ cinayetlerinin önünü açanlar da aynıdır!
Ormanları maden şirketlerine satan, ekolojik yıkımı teşvik edenler de aynıdır!
Hukuku sistematik olarak çiğneyerek uydurma suçlarla cezaevlerine aktivistleri, gazetecileri, politikacıları dolduranlar da aynıdır!
Bu topyekûn saldırı iktidar ve ortaklarının neoliberal otoriter saldırısının parçasıdır!
Köpekleri niye öldürmek istediğinizi de gayet iyi biliyoruz. Öldürmek istiyorsunuz çünkü bundan çıkarınız var! Sermayenin çıkarı var! Muktedirlerin çıkarı var! İnşaatçıların, HES’çilerin, rantçıların, maden patronlarının çıkarı var! Siz hayvanları para uğruna öldürmek istiyorsunuz.
Yalan söylemeyin!
Halkın köpeklerle bir sorunu yok.
Yalan söylemeyin!
Sokakların güvenli olmamasının sebebi köpekler değil sizsiniz.
Sokakların güvenli olmamasının sebebi 20 yılı aşkın iktidarınızda sokaktaki hayvanların kısırlaştırılması, aşılanması ve yerinde yaşatılması için adım atmayan belediyeler.
Sokakların güvenli olmamasının sebebi sokaklardaki hayvanlar değil, bizzat kendi ellerinizle örgütlediğiniz nefret!
Bizler biliyoruz: Sokak hayvanlarına dönük nefret sadece onların değil, hepimizin hak ve özgürlükleriyle ilgili bir sorun.
Bugün ekolojik yıkımdan, hukuk tanımazlığa, toplumsal cinsiyet rejiminden işçi sınıfının haklarına dönük saldırılara kadar her alanda hak ve özgürlüklerin yok edilmesi aynı otoriter neoliberal saldırının parçasıdır.
Ancak bizler yine buradayız! Ne hayvanlara yönelik nefret politikalarını ne de kentlerimize, yaşam alanlarımıza yönelik baskıcı politikaları kabul ediyoruz.
Buradan duyuruyoruz.
İzin vermeyeceğiz! Direneceğiz!
Tarihi muktedirler yazıyor olabilir ama tarihi yapanlar bizleriz, sokaklardaki sıradan insanlar, hayvanlar, ağaçlar, canlılar, biz ezilenleriz!
Ve biz direnmeye karar verdiğimizde bizi yıldıramazsınız, bastıramazsınız, yok edemezsiniz!
Sokaktaki dostlarımıza dokunmanıza izin vermeyeceğiz!"
Basın açıklamasının ardından oturma eylemi yapılıyor. Eylem sırasında Hayvan, Yaşam, Özgürlük İnisiyatifi aktivisti Can Irmak Özinanır'ın nöbet için yazdığı ve bestelediği "Sen de havla!" şarkısı seslendiriliyor.
Ritm ve alkışlarla konuşmalar yapan aktivistler Ankara'daki tüm hak savunucularını nöbete davet ediyor.
İktidarın sokak hayvanları katletmeyi için yasa tasarısı İstanbul, İzmir, Ankara başta olmak üzere birçok ilde protesto edildi. Binlerce kişi yasanın geri çekilmesini istedi.
İstanbul'da KESK Şubeler Platformu'nun çağrısıyla Yenikapı'da yapılan "İnsana Hayvana Yeryüzüne Özgürlük" mitingine binlerce kişi katıldı. Protestocular katliam yasasının geri çekilmesini istedi. DSİP üyelerinde meydandaydı. Filistin bayrakları taşıdılar.
İzmir'de Cumhuriyet Meydanı'ndan Gündoğdu Meydanı'na yapılan yürüyüşe 3 binden fazla kişi katıldı. Hayvan, Yaşam, Özgürlük İnisiyatifi aktivistleri de yürüş ve ardından yapılan büyük mitingde yerlerini aldı.
Ankara'da ise Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi'nin her gün 18:30'da Sakarya Caddesi'nde başlattığı 11 günü geride bıraktı. Tandoğan'da aynı konulu başka bir eylemden yürüyerek gelenlerin katılımıyla nöbet daha da büyüdü. Eylem sırasında açılan boş pankart bezine çocuklar ve eylemciler düşüncelerini yazdı.
Sokağa çıkan binlerde kişi mücadeleye devam edeceklerini ve katliama izin vermeyeceklerini vurguluyor.
AKP tarafından meclise getirilen ve sokak hayvanlarını topluca katletmeyi içeren yasa tasarısı İstanbul'da protesto edilecek. KESK İstanbul Şubeler Platformu'nun çağrısıyla yapılacak miting, 2 Haziran Pazar günü 13:00'te Yenikapı'da başlıyor.
Mitinge hayvan hakları örgütleri, hak savunucuları ve aralarında DSİP'in de bulunduğu çeşitli siyasi partiler katılacaklarını duyurdu.
Sokak hayvanlarını katletmeyi içeren AKP yasa tasarısı mecliste. Yaşam savunucuları ise sokakta. Ankara'da her gün saat 18:30'da Sakarya Caddesi'nde eylemdeler.
Hayyan, Yaşam Özgürlük İnisiyatifi'nin içinde yer aldığı Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, 23 Mayıs'tan bugüne nöbet tutuyor ve herkesi katılmaya davet ediyor.