Beş şehirde eylem var: Filistin dostlarını serbest bırakın!

RTÜK Açık Radyo'nun lisansını iptal etti, özgür basın susturulamaz!

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), “Ermeni soykırımı” ifadesi nedeniyle daha önce idari para cezası ve 5 kez yayın durdurma cezası verdiği Açık Radyo’nun lisansını iptal etti. AGOS'un haberine göre Üst Kurul, cezayı, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 32'nci maddesinin beşinci fıkrasında düzenlenen "...Programlarının yayını veya yayınları süreli durdurulan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yaptırım kararının tebliğine rağmen kararın gereklerine aykırı olarak yayınlarına devam etmesi halinde yayın lisansının iptaline karar verilir." hükmü uyarınca uyguladı. Haberi, RTÜK üyesi İlhan Taşçı “Gerekçe, kurulun daha önce verdiği ‘toplumu kin ve düşmanlığa tahrikten’ 5 gün program durdurma cezasına uymayıp yayını sürdürmesi. Oysa yayıncı para cezasını ödemiş, ancak yayın kesmemiş. Bu durum yayıncı lehine yorumlanmalıydı” ifadeleriyle duyurdu. RTÜK 22 Mayıs’taki Üst Kurul toplantısında, Açık Radyo’da yayınlanan Açık Gazete’nin 24 Nisan tarihli programında yayına katılan konuğun “… Ermeni, yani Osmanlı topraklarında gerçekleşen tehcir ve katliamların, soykırım olarak adlandırılan katliamların 109. Yıldönümü, sene-i devriyesi. Bu yıl da yasaklandı biliyorsunuz Ermeni soykırım anması” ifadeleri nedeniyle, radyoya idari para cezası ve programa da beş gün yayın durdurma cezası vermişti. Gerekçe ‘toplumu kin ve düşmanlığa tahrik’ti. Açık Radyo ceza haberinin ardından “İfade özgürlüğü, demokratik bir toplumun esaslı temellerinden biri olduğu gibi çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin de gereğidir. Karardaki değerlendirmelerin evrensel hukuk ve gazetecilik ilkeleri doğrultusunda kabulü mümkün bulunmamaktadır. Cezaya konu gündeki program içinde, ifade ve düşünce özgürlüğünün sınırlarını aşan bir ifade bulunmadığı gibi gerek karara konu ifadeler ve gerekse anılan programın bütünü değerlendirildiğinde, evrensel nitelikteki gazetecilik ilkelerine aykırı bir yön de bulunmamaktadır. Hele, anılan programın toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edici ve toplumda nefret duyguları oluşturabilecek nitelikte olabilmesi mümkün değildir” şeklinde açıklama yapmıştı. Dinleyiciler radyoya destek mesajları paylaşmışlar ve "İfade özgürlğünün yayındayız" paylaşımlarında bulunmuşlardı. Karar henüz radyoya tebliğ edilmedi. Açık Radyo konuyla ilgili hukuki  girişimlerini  sürdürüyor.

Sincan Emek ve Demokrasi Güçleri zamlara karşı sokakta

Elektriğe fahiş zam ve bir çok üründeki fiyat artışlarına karşı birleşen aktivistler Ankara'nın Sincan ilçesinde bildiri dağıtımı yaptı. Asgari ücret ve emekli aylıklarına iyileştirme yapılmadığına dikkat çekerek, halkı birleşik mücadeleye çağırdılar.

Sivas Katliamı’nda yitirdiklerimizi anıyoruz: Faşizme hayır!

Devrimci Sosyalist İşçi Partisi'nin (DSİP) 2 Temmuz mesajı: "2 Temmuz 1993’te onlarca insanın yakılarak katledildiği pogromun üzerinden otuz yılı aşkın bir süre geçti.  Ancak katliamın acısı da öfkemiz de hala taze. Biliyoruz ki; Ermeni Soykırımı’ndan Dersim Katliamı’na, 6-7 Eylül’den Gazi’ye, 1 Mayıs 1977’den Sivas’a uzanan bu vahşet dalgasının arkasındaki katillerin isimleri değişse de zihniyetleri değişmiyor.  Bu coğrafyada yaşayan halklar yüz yıllardır ırkçılığa ve baskıya maruz bırakılıyor.  Aleviler de Osmanlı’dan günümüze ırkçı ve dini saiklerle yapılan onlarca katliamdan geçirildi, asimilasyon çabalarının hedefi oldu.  Ne yazık ki Aleviler yalnız değil.  Araplar, Ermeniler, Kürtler, Rumlar, Yahudiler ve nicesi, Alevilerle aynı kaderi paylaşarak, on yıllardır sistematik olarak uygulanan ırkçı pratiklerden nasibini aldı.  Bugün de Suriyeli göçmenler üzerinden köpürtülen ırkçı dalga aynı saldırganlığa evrildi.  Göçmenlerin Türkiye’nin emperyal hevesleri nedeniyle ülkelerini terk etmeye başladığı 2011’den beri yalan ve manipülasyonla bezeli ırkçı-faşist argümanları dolaşıma sokan odaklar geçmişteki katliamların arkasındaki özel harp taktiklerini bugün de uyguluyor. Tıpkı Sivas’ta, Maraş’ta, Çorum’da olduğu gibi devlet ve faşistler el ele toplumun savunmasız olduğu düşünülen kesimlerine pogromlar düzenliyor. Bu ırkçı fikir ve eylemler toplumu kendi içinde bölüyor ve aynı sınıftan insanları yapay düşmanlıklara hapsediyor.  Durumdan faydalanan egemenler ve sermayedarlar da milyonları savaş, yoksulluk, şiddet sarmalına sıkıştırarak kendi konumlarını güçlendiriyorlar. Bu sarmaldan çıkmanın yolu kaderi ortak olan tüm işçilerin, ezilenlerin, dışlananların, varlığı tehdit olarak görülenlerin faşizme karşı omuz omuza durmasından ve en geniş anti-faşist cephenin bir an önce kurulmasından geçiyor. Alevilere ve halklara uygulanan baskılara son! Sivas’ın hesabı sorulacak! 2 Temmuz 2024"

DSİP: Irkçılığa geçit yok!

Devrimci Sosyalist İşçi Partisi'nin (DSİP) duyurusu:  "Kayseri'de yaşanan bir pogromdur. Göçmenleri hedef alan şiddet dalgasına asla müsamaha gösterilemez. Bunlar kendine kendine olmadı. Yaygın ve sıradan ırkçılık içerisinde faşist çeteler eliyle organize bir şekilde tezgahlandı. İktidar partilerinden meclisteki çoğu muhalefet partisine yayılan milliyetçilik ve ırkçılık sayesinde en savunmasızların hayatı tehdit altında. Göçmenlerin yanındayız, ırkçıların karşısındayız. Faşizme karşı omuz omuza! Göçmenlerin hayatını savunmak için birleşik mücadeleye!"

RTÜK basın özgürlüğüne karşı

RTÜK, Açık Radyo'da yayınlanan Açık Gazete programına 5 gün yayın durdurma cezası verdi. Ayrıca para cezasına da çarptırdı. Radyo'dan yapılan duyuru şöyle:

Kemer sıkma dediler, faturayı halka kestiler

Konutlarda kullanılan elektriğe yüzde 38 zam yapıldı. EPDK, fahiş artışın 1 Temmuz'dan itibaren geçerli olacağını duyurdu. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, zammın gerekçesini üretim maliyetlerindeki artış olarak açıkladı. Fakat bununla da kalmadı. Tarımsal faaliyetler abone grubu için yüzde 30, kamu ve özel hizmetler sektörü abone grubunun düşük kademesi için yüzde 38 ve yüksek kademesi için yüzde 20 artış yapıldı. Böylece halk sadece yüksek fatura ödemekle kalmayacak. Tarımdan imalata tüm ürünlerin fiyatlarında artış yaşanacak. Zam haberinin duyulması ile birlikte sosyal medyada protesto mesajları da üst sıralara tırmandı

Kayyıma karşı mücadele sürüyor

3 Haziran’da Colemêrg (Hakkâri) Belediyesi’ne kayyım atanmasının ardından başlayan protestolar devam ediyor. Geçtiğimiz hafta boyunca DEM Parti’nin kazandığı belediyelerin önlerinde yapılan eylemlerde onlarca siyasi parti ve STK bir araya gelerek kayyım rejimini tanımadıklarını ifade etti. Colemêrg Belediye Meclisi üyeleri de 7 Haziran'da tutuklanan Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış’ın yerine aldıkları kararla Viyan Tekçe’yi Belediye Eşbaşkan Vekili olarak seçmişti. Yine geçtiğimiz günlerde İzmir ve Ankara’da yapılan kitlesel basın açıklamalarının ardından İstanbul’daki Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri 29 Haziran’da Kartal Meydanı’nda, Colemêrg Belediyesi’ne kayyım atanmasına karşı bir miting düzenleyeceğini ilan etti. Belediye meclis üyelerinin de katılacağı mitingin ardından “İradeye Saygı Yürüyüşü” başlatacağını duyuran DEM Parti, 30 Haziran’dan itibaren İstanbul’dan yola çıkacak olan grubun altı günde Colemêrg’e ulaşmasının hedeflendiğini açıkladı. Yürüyüş sırasında her gün başka bir ilde gösteriler düzenlemeyi hedefleyen DEM Parti ve demokrasi güçleri kayyım kararı geri çekilene dek sokakları terk etmeyecek. DSİP, 29 Haziran’da İstanbul’da yapılacak mitingde yer alacak.

(Video) Sincan Emek ve Demokrasi Güçleri Filistin'le dayanışma eylemi yaptı

Sincan merkezinde toplanan eylemciler tren garına yürüdü ve soykırıma hayır dedi. Okunan açıklama şöyle: "Israil yeni yerleşim yerleri açma politikasına son vermelidir! İsrail ile yapılan siyasi, askeri ve ekonomik tüm anlaşmalar iptal edilmelidir. Filistin ulusuna, tam ulusal hak eşitliği. Devlet kurma hakkı dahil Filistin ulusuna kendi kaderini tayin etme hakkı! Filistin halkının eşit, özgür bir Filistin'i yaratmak için işgalci Siyonist Israil'e ve emperyalizme karşıyürüttüğü bağımsızlık mücadelesinin yanındayız. Filistin halkına ekonomik, sosyal her türlü destek sağlanmalıdır. Filistinlilerin hak eşitliğini ve kendi kaderini tayin hakkını tanımayan hiçbir çözüm' kabul edilmemelidir. Filistin halkı dünyadan ve Türkiye'den hamaset ile süslenen timsah gözyaşları değil, çözüm için acil somut adımlar atılmasını beklemektedir. Bunun için: öncelikle saldırılar derhal durdurulmalı, ateşkes sağlanmalı, Filistin halkına yönelik abluka derhal kaldırılmalıdır. İsrail işgal ettiği topraklardan geri çekilmelidir. Tüm emperyalist güçler bölgeden çekilmelidir. İsrail ile yapılan ikili anlaşmalar iptal edilmelidir. Filistin halkına ekonomik, sosyal her türlü destek sağlanmalıdır. Filistinlilerin hak eşitliğini tanımayan hiçbir çözüm' kabul edilmemelidir. Sincan Emek ve Demokrasi Güçleri olarak, bir kez daha İsrail'in soykırıma varan Gazze'de, Refah'ta ki tüm saldırılarını kınıyoruz. Filistin halkı ve emekçileriyle dayanışma içerisinde olmaya, savaşa karşı barışı savunmaya, bunun için mücadeley dayanışmayı yükseltmeye devam edeceğiz. Sincan Emek ve Demokrasi Güçleri Adına Eğitim Sen Ankara 4 Nolu Şube"

'Vanaları kapat soykırımı besleme'

Ankara'da SOCAR protestosu sırasında gözaltına alınan iki aktivist serbest bırakıldı. Adliye önünde yürüyüş yapıldı ve basın açıklamasıyla baskılar kınandı. 9 Haziran'sa SOCAR ofisinin bulunduğu bina önünde toplanan eylemcilerin taşıdığı "SOCAR-BP-Zorlu ticareti kes" pankartına yapılan polis müdahalesi sırasında Harun Özkarakaş ve Yusuf Şanlı gözaltına alınmıştı. 10 Haziran'da savcılığa çıkarılan iki eylemciyle dayanışma için Direniş Çadırı, Filistin için 1000 Genç ve Filistin'e Özgürlük Platformu aktivistleri adliye önünde buluştu. Serbest bırakılan iki eylemci karşılandı. Ankara Adliyesi önünde "Vanaları kapat soykırımı besleme" pankartı açan topluluk buradan D kapısına sloganlarla yürüdü. Burada gözaltıları kınayan bir konuşma ve basın açıklaması yapıldı.

Geri 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 İleri

Bültene kayıt ol