Belediyelerde sözleşmeler yeni arayışların habercisi mi?

Yoksulluk artıkça, çocuk emeği sömürüsü de artıyor

Bugün Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü. Türkiye’de 2 milyon çocuğun işçi olarak çalıştırıldığı düşünülüyor.  ILO’ya göre dünyada 160 milyon çocuk işçi var.  Bunun 2 milyondan fazlası Türkiye'de. AKP'li yıllarda yoksullaşma dalgalarıyla birlikte çocuk emeği sömürüsü de arttı. Çocuk işçilerin önemli kısmı hizmet sektöründe çalıştırılırken, bunu tarım ve sanayi sektörleri izledi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2022 faaliyet raporunda, 2021 yılına göre 2022 yılında 15-17 yaş arasında çalışan çocuk sayısının 101 bin artışla 620 bine ulaştığı kaydedildi. Çocuk işçi çalıştırılan patronların örgütleri çırakların, çocuk işçi olmadığını, sadece mesleki eğitim aldıklarını iddia edebiliyor. Mesleki eğitim adı altında haftada dört gün iş yerlerinde çalıştırılıyorlar. Türkiye'de yoksulluk arttıkça, geçinemeyen aileler okul çağındaki çocuklarını işe göndermek zorunda kalıyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin (İSİG), İSİG verilerine göre, 2002 yılından 31 Mayıs 2023 tarihine kadar en az 868 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. 

Nisan ayı istatistikleri: İşsizlik artıyor

TÜİK'e göre Nisan ayında işsizlik arttı. İŞKUR da kayıtlı işsiz sayısının arttığını duyurmuştu. Türkiye İstatik Kurumu (TÜİK) Nisan ayı işgücü verilerinde öne çıkanlar: İşsiz sayısı 2023 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre 74 bin kişi artarak 3 milyon 585 bin kişi oldu.  İşsizlik oranı ise 0,1 puan artarak yüzde 10,2 seviyesinde gerçekleşti.  İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 8,1 iken kadınlarda yüzde 14,3 olarak tahmin edildi.  15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 1,2 puanlık azalış ile yüzde 19,1 oldu.  Mevsim etkisinden arındırılmış, yani geniş işsizlik oranı yüzde 23,8 olarak saptandı. İŞKUR ne demişti? Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü (İŞKUR), Aylık İstatistik Bülteni Nisan ayına göre yüzde 2,5 artış göstererek 2 milyon 619 bin 985 kişi oldu. mayıs ayında artan kayıtlı işsiz sayısı 64 bin oldu.

Acron Elektronik işçileri: Sendika hakkımız engellenemez

Bolu’da faaliyet gösteren Acron Elektronik fabrikasında, Türk Metal sendikasına üye oldukları gerekçesiyle 21 işçi işten atıldı. İşçiler, fabrika yönetimini protesto etti. Bolu Gündem'in haberine göre Yukarı Soku Mahallesinde bulunan Acron Elektronik fabrikasında, iddiaya göre 21 işçi Türk Metal Sendikası’na üye olduğu için işten çıkarıldı. Sendika faaliyetleri engellendiğini belirten sendika yetkilileri ve işten çıkarılan işçiler, fabrika önünde eylem yaptı.  Eylemde fabrika yetkilisi yuhalanarak, “Sendikal faaliyet engellenemez” sloganları atıldı. Protesto eyleminde basın açıklamasını yapan Türk Metal Sendikası Bolu Şube Başkanı Hakan Gülen, fabrikanın işçilere baskı uyguladığını ve sendika faaliyetinin engellendiğini belirterek, “Yıllardır çalışanlarına kanunsuz çalışma saatleri dayatılmış resmi tatillerde çalıştırılıp mesai vermek yerine kanunsuz bir şekilde izne çıkarılmıştır ve çalışanlar düşük ücrete mahkûm edilmiştir. Anayasal haklarını kullanarak sendikalı olduklarında da hiçbir gerekçe gösterilmeksizin üyelerimiz işleriyle tehdit edilmiş, gözdağı mahiyetinde 21 üyemiz de işten atılmıştır.  Yaşanan olay vesilesiyle bir kere daha görüyoruz ki bu hukuksuzluklara karşı işçilerin örgütlenmekten ve güçlerini birleştirmekten başka bir çıkar yolu yoktur” dedi. İşçilerin işlerine döndürülmesi için çağrıda bulunan Şube Başkanı Gülen, “Bizler buradan Türk Metal Sendikası olarak işverenine hukuksuz, katı ve kabul edilemez tutumlarından vazgeçmelerini, Anayasa’ya aykırı davranmamalarını, yasalara uymalarını sendikalı çalışma hakkını tanımalarını ve sorunun diyalog yolu ile çözülmesi gerektiğini ifade ediyor, sendikalı oldukları için atılan işçi arkadaşlarımızın işe geri alınması çağrısında bulunuyoruz. Yetkililerin hukuksuz, emek ve sendika karşıtı tavırlarından vazgeçerek, iş barışını bozmamasını ve yasalara saygı göstermesini istiyoruz. İşten atılan her bir arkadaşımız için başlattığımız hukuksal süreç sonuçlanana kadar takipçisi olacağımızdan emeğimiz ve ekmeğimiz için örgütlenmeye devam edeceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın” ifadelerini kullandı.  

Petrol-İş Ankara Şubesi: Barutsan'da patlama göz göre göre geldi

Ankara Elmadağ'daki MKE fabrikasında örgütlü sendika Petrol-İş, 5 işçinin ölümüne yol açan patlamanın "kaza değil cinayet" olduğunu duyurdu. Sendikanın açıklaması şöyle: MKEK Elmadağ Barutsan Roket ve Patlayıcı Fabrikası'nda gerçekleşen patlamada, ne yazık ki, bir üyemiz hayatını kaybetmiş, dört üyemiz ise yaralanmıştır. Patlamada üyemiz Emre Özcan'ı kaybetmiş olmanın derin üzüntüsü içerisindeyiz. Emre Özcan'a Allah'tan rahmet, kederli ailesine ve camiamıza başsağlığı ve sabır diliyoruz. Aynı kazada yaralanan Çetin Tiryaki arkadaşımızın tedavisi tamamlanmış ve taburcu olmuştur. 3. derece yanıkları bulunan Selçuk Serkan Ceylan'ın tedavisi,  Ankara GATA Hastanesi'nde yoğun bakım ünitesinde devam etmektedir. Diğer yaralı arkadaşımız Ömer Tosun'un, Ankara Numune Hastanesi Yoğun Bakım Servisi yanık ünitesinde tedavisi yapılarak taburcu olmuştur. Fazlı Büken arkadaşımız ise Ankara Gazi Hastanesi'nde KBB bölümünde tedavisi yapılarak taburcu olmuştur. Yaralı arkadaşlarımıza da acil şifalar diliyoruz. Önceki yıllarda da ölümlü patlamaların yaşandığı fabrikada son patlama, 24 Mayıs 2018 tarihinde saat 14.30 sularında Werner atölyesinde yaşanmıştır. Atölyede 2,75 inç çift bazlı roket yakıtı ile kurşun salisilat (PB2-SL4) tın homojen karışımı Werner tezgahında yapılırken, tezgah içerisinde biriken gaz sıkışma sonucunda infilak etmiştir. Patlama sonucunda basınca bağlı şarapnel, göçük ve yakıt yanığına maruz kalarak ağır yaralı şekilde Elmadağ Devlet Hastanesi'ne kaldırılan üyemiz Emre Özcan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştır. Yaşanan bu patlamayı bir kaza olarak nitelemiyoruz. Patlama, teknolojisi eskimiş atölyelerde modernizasyon ihtiyacı apaçık ortadayken gerçekleşmiştir. Göz göre göre gelen bu faciada, olayın gelişimi ve büyük ihmal aşağıdaki gibidir: 1-) Patlama, Werner Karıştırıcı ve Selüloz Eleme Binasında gerçekleşmiştir. Patlama esnasında yapılan iş, 2,75 inç çift bazlı roket yakıtı Werner karıştırıcısında kurşun salisilatla karıştırma operasyonudur. 2-) Her operasyon 20 dakika sürmekte ve bir operasyonda yaklaşık 150 kg yakıt karışmaktadır. Bu işi yapmakla görevli arkadaşlarımız Selçuk Serkan Ceylan ve Ömer Tosun'dur. 3-) Bu işin yapılması gereken atölye başka bir atölyedir. Söz konusu operasyonun 04 Binasında Harmanlama tezgahında yapılması gerekmektedir. Fakat bu tezgah arızalı olduğundan, işin Werner atölyesinde parça, parça yapılması direktifi verilmiştir. 4-) İşin yapılması gereken asıl tezgahın ağzı, patlama riskine karşı açıktır. Ancak işin yaptırıldığı tezgah, ağzı kapalı çalışmaktadır. 5-) Aynı binada selüloz elemede, patlamada hayatını kaybeden Emre Özcan ile yaralanan Fazlı Büken ve Çetin Tiryaki arkadaşlarımız çalışmaktadır. 6-) Selüloz eleme bölümünde olay anında 14 büsü nitroselüloz, Werner karıştırıcı bölümünde ise toplamda 400 kg,  2.75 inç çift bazlı roket yakıtı olduğu, tezgahın içinde olay anında 150 kg yakıt olduğu bilinmektedir. 7-) Patlama ile beraber nitroselülozların bir bölümü çift bazlı roket yakıtların ise tamamı yanmıştır. Betonarme olan bina korkunç patlama sonrasında, direkler üzerinde iskelet olarak kalmıştır. Görüldüğü üzere patlamada, sadece işin yapılması esnasında değil gerekli teknolojik modernizasyon ve yatırımların yapılmamış olmasından kaynaklı bir dizi ihmal bulunmaktadır. MKEK Elmadağ Barut Fabrikası’nda artık sözün bittiği yerdeyiz. Üzüntümüzü ifade etmek için kelimeler kifayetsiz kalmaktadır. Petrol-İş Ankara Şubesi olarak, eski teknolojiye sahip, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından risk oluşturan üretim hatlarının, işçi sağlığı ve iş güvenliğine tehdit oluşturan kötü çalışma koşullarının yeni facialara yol açabileceği konusunda defalarca girişimde bulunduk. Eylemler düzenledik. Çünkü fabrikada gereken modernizasyon çalışmaları yapılmamakta, gereken önlemler alınmamakta ve giderek kötüleşen koşullar artık üretimin sürekliliğini dahi tehdit eder hale gelmekteydi. Barutsan Roket ve Patlayıcı Fabrikası, üretimin aksadığı ve kapasite kullanım oranının %15-20 seviyelerine kadar gerilediği, kapasitenin atıl hale geldiği, teknolojisi eski, patlamalar nedeniyle can kayıplarının yaşandığı, istihdamı sayıca yetersiz bir fabrikaya dönüşmektedir. Tüm bu gerçekler ve patlama öncesinde verilen hatalı kararlar, 24 Mayıs'taki facianın temel nedeni olmuştur. Sorun apaçık ortadayken, çözümler belliyken, adımların atılamamış ve sorunların çözülememiş olmasının vebali çok büyüktür. Cumhuriyetimizin gözbebeği kuruluşlarından MKEK'in bu fabrikasındaki sorunlar bir türlü çözülememiş ve savunma sanayimiz ile ilgili atılım yaptığımız iddia edilen bu dönemde büyük bir acziyet sergilenmiştir. Petrol-İş olarak bir kez daha uyarıyor, fabrikadaki işçi sağlığı ve iş güvenliği risklerinin bertaraf edilmesi, gerekli modernizasyon çalışmalarının derhal başlatılması için harekete geçilmesini talep ediyoruz. Fabrikada sorunların acilen çözümü noktasında başta üyelerimiz olmak üzere, Petrol-İş Sendikası’nın tüm kademelerinin ve duyarlı kamuoyunun desteğiyle büyük bir seferberlik başlatılması için gereken tüm girişimlerde bulunulacaktır. MKEK Barutsan Roket ve Patlayıcı fabrikasında yaşanan patlamanın sonuna kadar takipçisi olunacaktır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur,  Petrol-İş Ankara Şube Yönetim Kurulu Adına Şube Başkanı Şuayip Gül

Roket ve patlayıcı fabrikası 5 işçiye mezar oldu

Ankara'daki MKE fabrikasının dinamit lokumu hazırlanan bölümünde büyük bir patlama geldi. 5 işçi çalışırken öldü, çok sayıda yaralı var. Milli Savunma Bakanlığı (MSB), soruşturma başlattığını duyurdu. 10 Haziran sabahı işçi evlerine ateş düştü. Valiliğe göre patlama "kimyasal tepkime" sonucu gerçekleşti. Yetkili sendika Petrol-İş'in yöneticileri ve işçiler fabrikanın önünde toplandı. Ayrıntılar geliyor...

İş cinayetlerini durdurun: 2023'ün ilk beş ayında 730, AKP’li yıllarda en az 31 bin 276 işçi çalışırken öldü

Seçimler sonrası vaatler havada uçuşurken, iş güvenliğinin sağlanması konusunda herhangi bir çaba yok. İSİG Meclisi'nin raporuna bakıldığında, on binlerce işçi önlemsizlik ve denetimsizlik yüzünden canından oldu. Not: Bu araştırma, açık kaynaklardan yapılıyor ve gerçek rakam (muhtemelen) bu sayıların çok üzerinde. Beş ayda 730 iş cinayeti - Yüzde 70’ini ulusal basından; yüzde 30’unu ise işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri, sendikalar ve yerel basından öğrendiğimiz bilgilere dayanarak tespit ettiğimiz kadarıyla 2023 yılının ilk beş ayında (Ocak’ta 120, Şubat’ta 213, Mart’ta 130, Nisan’da 122 ve Mayıs’ta 145 olmak üzere) en az 730 işçi hayatını kaybetti... - 2023 yılının ilk beş ayında iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle: İnşaat, Yol işkolunda 118 işçi; Tarım, Orman işkolunda 94 emekçi (27 işçi ve 67 çiftçi); Taşımacılık işkolunda 82 işçi; Konaklama, Eğlence işkolunda 80 işçi; Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 49 emekçi; Belediye, Genel İşler işkolunda 45 işçi; Petro-Kimya, Lastik işkolunda 41 işçi; Metal işkolunda 38 işçi; Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 33 işçi; Gıda, Şeker işkolunda 24 işçi; Madencilik işkolunda 20 işçi; Savunma, Güvenlik işkolunda 16 işçi; Tekstil, Deri işkolunda 15 işçi; Enerji işkolunda 15 işçi; Gemi, Tersane, Deniz, Liman işkolunda 15 işçi; Ağaç, Kâğıt işkolunda 10 işçi; Çimento, Toprak, Cam işkolunda 6 işçi; Basın, Gazetecilik işkolunda 3 işçi; Banka, Finans, Sigorta işkolunda 1 işçi; Elimizdeki veriler ışığında çalıştığı işkolunu belirleyemediğimiz 27 işçi hayatını kaybetti. - "2023 yılının ilk beş ayında iş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı şöyle: 14 yaş ve altı 4 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 7 çocuk/genç işçi, 18-29 yaş arası 153 işçi, 30-49 yaş arası 314 işçi, 50-64 yaş arası 156 işçi, 65 yaş ve üstü 36 işçi, Yaşını bilmediğimiz 60 işçi hayatını kaybetti…" - "2023 yılının ilk beş ayında 71 şehirde ve yurtdışında beş ülkede (kısa vadeli çalışmak için gidilen veya Türkiye menşeili şirketlerde çalışan) iş cinayeti tespit etmiş durumdayız: 124 ölüm İstanbul’da; 66 ölüm Adıyaman’da; 39 ölüm Hatay’da; 23 ölüm Adana’da; 22 ölüm Kocaeli’nde; 20 ölüm Bursa’da; 18’er ölüm Antalya ve Konya’da; 17 ölüm Kahramanmaraş’ta; 16 ölüm İzmir’de; 15’er ölüm Denizli ve Manisa’da; 14’er ölüm Malatya ve Şanlıurfa’da; 13’er ölüm Ankara, Aydın, Mersin ve Muğla’da; 12’şer ölüm Sakarya, Samsun ve Tekirdağ’da; 11’er ölüm Kayseri ve Trabzon’da; 10’ar ölüm Balıkesir ve Gaziantep’te; 9 ölüm Çorum’da; 8 ölüm Kastamonu’da; 7’şer ölüm Diyarbakır, Düzce, Isparta, Karaman, Mardin ve Uşak’ta; 6’şar ölüm Aksaray, Batman ve Rize’de; 5’er ölüm Artvin, Erzurum, Siirt, Yalova ve Zonguldak’ta; 4’er ölüm Afyon, Amasya, Burdur, Eskişehir, Kars, Ordu ve Sivas’ta; 3’er ölüm Elazığ, Kilis, Kütahya, Osmaniye ve Şırnak’ta; 2’şer ölüm Ardahan, Bartın, Bilecik, Bolu, Edirne, Kırıkkale, Kırklareli, Nevşehir, Niğde ve Van’da; 1’er ölüm Ağrı, Bingöl, Çanakkale, Erzincan, Gümüşhane, Iğdır, Karabük ve Tokat’ta; 6 ölüm Yurtdışında (2 Irak, 1 Azerbaycan, 1 Bosna Hersek, 1 Makedonya ve 1 Meksika) 2023 yılının ilk beş ayında iş cinayetlerinde hayatını kaybeden 730 işçiyi saygıyla anıyoruz…"

KESK, İBB yönetimini protesto etti

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde çalışan Tüm Bel-Sen 5 No'lu Şube Başkanı Ensari Korkmaz'ın görev yeri,  gerekçe gösterilmeksizin değiştirildi. KESK İstanbul Şubeler platformu, İBB önünde yaptığı açıklamada bu kararın geri alınmasını istedi. Saraçhane'de yer alan belediye binası önünde açıklama yapmak isteyen KESK üyeleri, özel güvenlikçiler tarafından engellenmek istendi. Bir arbede yaşandı.  Ardından yapılan açıklamayı Tüm Bel-Sen İstanbul 6 No'lu Şube Başkanı Yılmaz Haksever okudu. Haksever şunları söyledi: "Bu değişiklik tam bir sürgündür. Şube başkanımız görev yeri olan İBB Bakırköy yerleşkesinde bulunan Levazım ve Ayniyat Şube Müdürlüğünden, Kartal Anadolu Yakası Yol Bakım Onarım Şube Müdürlüğüne sürülmüştür. Yapılan yer değişikliği ile şube başkanımız 5 No'lu Şube örgütlenme sınırları dışına sürülmüş, fiilen sendikal faaliyetleri engellenmiştir. Bu durum hem 4688 sayılı kanuna, hem ülkemiz tarafında imza altına alınan İLO'nun 87 ve 151 sayılı sözleşmesine, hem de Anayasaya aykırıdır."  

Asgari ücret 10 günde 60 dolar eridi

Erdoğan'ın üçüncü Cumhurbaşkanlığı dönemi, TL'nin düşüşü, işçi ücretlerinin dibe vurması ve zamlar ile başladı. Kurların sert yükselişi sonucu asgari ücret hızla eriyor.  Dünya Gazetesi'nde yapılan hesaplamada, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci turuna kadar Merkez Bankası'nın müdahaleleriyle 1 dolar 20 TL'nin altında tutulmuştu. Seçimler, Erdoğan galibiyeti ile bitince Merkez Bankası müdahaleden vazgeçti. Kur serbest bırakılırken, baskılanan TL'nin piyasadaki gerçek değerine yuvarlanması üzerine asgari ücret de erimiş oldu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 2022 Temmuz ayı istatistiklerine göre, 15 milyon 987 bin 428 işçi kayıtlı çalışan işçilerin yüzde 62,54'ü asgari ücret almakta.  TL'nin erimesi ve kurlardaki yükseliş, paralarını Kur Korumalı Mevduat adı verilen ayrıcalıklı banka hesaplarına koyan şirketleri ve zenginleri etkilemiyor. Onlar gelir ve kazançlarını almaya devam ediyor. Kurun artış ile doğan fark ise vergilerimizle oluşan bütçeden bir avuç zengine aktarılıyor. Temmuz'da ne olacak? Kur şokları ücretleri eritirken gözler Temmuz ayında yapılacak ara zam düzenlemesine çevrildi. İktidardan gelen açıklamalara bakılırsa işçiler, memurlar, emekliler hayat pahalılığına ezdirilmeyecek. Fakat, asgari ücret ve maaş artışları TÜİK'in resmi verileri üzerinden hesaplanıyor. TÜİK, sendikalar ve akademisyenler tarafından gerçek enfalasyonu düşük tutmakla suçlanıyor. İktidar ve patron çevrelerinden fısıldananlara göre,  yüzde 35 zam yapıldığı takdirde asgari ücretin net ücret 11 bin 475 lira olması bekleniyor. Kur şoku sonucu gelecek enflasyon etkisinin, Haziran TÜİK verilerine yansımayacağını belirten bazı iktisatçılar asgari ücreti açlık sınırının altına itebilecek ölçüde bir erime bekliyor. İşçi tarafını temsilen masaya oturacak Türk-İş ile diğer iki yetkili konfederasyon Hak-İş ve KESK, Temmuz'daki pazarlıklarda asgari ücreti yoksulluk sınırının üstüne çekebilecek bir mücadele hazırlığına henüz başlamış değil. 

İhraç, mücadele ve keyfi baskı: Barış Akademisyeni Özinanır yine işsiz bırakıldı

Barış Bildirisi’ne imza attığı için KHK ile görevinden ihraç edildi. Hakkındaki soruşturmaların tamamı düştü. Açtığı dava ile görevine dönen akademisyen Can Irmak Özinanır, keyfi bir şekilde yine işten uzaklaştırıldı. Eğitim Sen aktivisti  ve Marksist.org yazarı Can Irmak Özinanır, altı yıl verdiği hukuk mücadelesinin ardından 13 Nisan’da İletişim Fakültesi’ndeki görevine başlamıştı. İkinci kez işten çıkarılmasına ilk tepkisi şu oldu:  “Atıldığımda Marx’ı alıntılamıştım: 'Eleştirimiz ne kendi sonuçlarından ne de var olan güçlerle düşeceği çelişkiden korkar.' Bugün üniversitedeki işimden bir kez daha uzaklaştırıldım. Mücadeleye devam!”  Eğitim Sen Ankara 5 No’lu Üniversiteler Şubesi de sosyal medya hesabında şunları söyledi:  “İyi ve kötü haberlerin bir arada geldiği, iyi haberlerin kısa zamanda kötüye dönüşebildiği zamanları yaşıyoruz… İhraç edilen tüm hocalarımız geri dönene kadar, iade kararları kesinleşene kadar mücadelemize devam edeceğiz!”

Geri 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 İleri

Bültene kayıt ol