Belediyelerde sözleşmeler yeni arayışların habercisi mi?

İşçiler zaten biliyor: Temmuz'da açlık ve yoksulluk tırmandı

Türk-İş'in Temmuz ayı araştırmasına göre göre açlık sınırı 11 bin 658, yoksulluk sınırı 37 bin 974 liraya yükseldi. Böylece asgari ücret açlık sınırı altında kaldı. Verilere göre dört kişilik bir ailenin temel gıda harcamaları 11 bin 658 TL’ye, gıdaya ek olarak kira, faturalar ulaşım, eğitim vb zorunlu harcamaların tutarı 37 bin 974 TL’ye yükseldi. Önceki ay açlık sınırı 10 bin 373 TL, yoksulluk sınırı ise 33 bin 788 TL olmuştu. Türk-İş’in çalışmasına göre, gıda fiyatları Temmuz’da aylık yüzde 12,38, yıllık yüzde 70,44 oranında artış gösterdi.

Milyonlarız ama sendikamız yok

Türkiye'de işçi statüsünde kayıtlı çalışanların yüzde 85'inden fazlasının hâlâ sendika üyeliği yok. Defalarca yazdığımız gibi: Sendikalar olmadan mücadele büyümez, ortak talepler kazanılamaz. Resmi Gazete'de yayınlanan işkollarındaki işçi ve sendika üyelik sayıları, işçi hareketindeki vahim boşluğu bir kez daha teyit etti. Son altı ayda sendika üye sayısı artmış olsa bile Türkiye genelinde 16 milyon 413 bin 359 işçiden sadece 2 milyon 421 bin 940'ının sendika üyeliği bulunuyor. Yani sendikalaşma oranı yüzde 14.76.  Ocak ayında bu oran yüzde 14.42 seviyesindeydi. Sendikalaşma oranının düşüklüğünün başlıca patronların sendika düşmanlığı. Birçok işkolunda ve işyerinde örgütlenmek isteyen işçiler, işten atılmakta ve sendikaların önü kesilmektedir. Böylece toplu pazarlık imkanı ortadan kaldırılmakta. Not: Türkiye'de işçi sayısı 30 milyondan fazladır. Memurlar, sözleşmeliler de işçi sınıfının bir parçasıdır. Resmi veriler, SGK'ya kayıtlı ve işçi statüsünde çalışanları kapsıyor. Buna karşılık tarım işçileri gibi birçok işkolunda sigortasız çalıştırılan kitleler var.

SES: Grevli TİS hakkı, gerçek toplu sözleşme

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) yarın başlayacak toplu sözleşme görüşmelerinde savunacağı talepleri duyurdu. Ayrıca sendikanın kuruluş yıldönümü olan 1 Ağustos'ta greve çıkacaklar. Diğer sağlık sendikaları ve emek meslek örgütleriyle birlikte yapılacak grev, iki gün yani 1-2 Ağustos'ta gerçekleşecek. Hastane önleri ve şehir merkezlerinde basın açıklamaları yapılacak. SES'in genel talepleri şöyle: Performans, ek ödeme, taban, teşvik değil, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret istiyoruz. Bunun üzerine yapılan işin niteliği ve riski, eğitim durumu, hizmet yılı gibi kriterler eklenerek giydirilmiş ücretler belirlensin. Haklarında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın Grevli toplu sözleşmeli, özgür pazarlık hakkı içeren sendika yasası çıkarılsın, Sağlık ve sosyal hizmetler alanında OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdam edilerek, sözleşmeli tüm çalışanlar 657 4/A kapsamına alınsın. Sosyal hizmetler hak temelli olarak verilsin. Bağımlılık ilişkisi yaratan sistem değişsin.

İzmir’de metro ve tramvay çalışanları grevde

İzmir Büyükşehir Belediyesi şirketleri ile sendik arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamadı. Sabah 05:00 itibarıyla metro ve tramvay seferleri grevle durdu. Ajansların aktardığına göre İzmir Büyükşehir Belediyesi şirketlerinden İzmir Metro A.Ş ve İzBB’nin işveren sendikası Sosyal Demokrat Kamu İşverenleri Sendikası (SODEM-SEN) ile metro ve tramvayda örgütlü olan Demiryol-İş Sendikası arasında gerçekleşen, 625 çalışanı ilgilendiren, TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamadı. Metro A.Ş.’nin Halkapınar’daki Genel Müdürlük binasındaki son toplantıda da tarafların ilgili 11 madde üzerinde anlaşma sağlayamadığı öğrenilirken, sabah saat 05.00’ten itibaren metro ve tramvayda şalterler indi, seferler durdu. Metro A.Ş.’nin Halkapınar’daki Genel Müdürlük binası önünde basın açıklamasında bulunan Demiryol-İş Sendikası İzmir Şube Başkanı Hamdullah Giral, “Haklı taleplerimize karşılık bulamadığımızdan daha önce aldığımız grev kararımızı bu saatten sonra uygulamaya koyuyoruz. Son dakikaya kadar elimizi uzattık, kapımızı açık tuttuk. Bu saatten sonra grev kararımızı alsak da yine kapımız açık. Yeter ki emekçinin emeğinin karşılığını verin. Hodri meydan diyoruz. Bizi bu grev kararını uygulamaya koymakta zorlayanlar, zorda bırakanlar bundan sonra düşünsün. Şimdi hep beraber halaylarla alkışlarla grev uygulama ilanımızı asıyoruz” dedi.

İzBB işçileri geriye dönük alacaklarını istiyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi İZENERJİ ve İZELMAN işçileri, TİS farkından kaynaklanan 4 aylık alacaklarının derhal ödenmesi talebiyle yarım gün iş bıraktı. Yaklaşık 18 bin işçinin geriye dönük alacakları ödenmediği taktirde Genel-İş sendikası şubeleri 1 Ağustos'ta tam gün iş bırakacak. 20 ile 40 lira arası alacakları bulunan işçilerin mücadelesini duyuran Genel-İş İzmir 3 No’lu Şube Başkanı Faruk Saral şunları söyledi: “Biz İzmir Büyükşehir Belediye işçileri gece gündüz demeden 7 gün 24 saat esasına göre doğumdan ölüme soğuk, sıcak demeden büyük bir özveriyle belediyenin gülen yüzü ve hizmet edenleriyiz. Biz emekçiler olarak toplu iş sözleşmemizde yazan sürenin yanı TİS farkları son ödeme tarihine kadar sabırla bekledik. Ve gün geldi, iş de o günün sabahında hep birlikte üretimimden gelen gücümüzü kullanarak buradayız, alacaklarımızı istiyoruz. Fazlasını değil hakkımız olanı istiyoruz." Ne olmuştu? 1 Ocak 2023 ile 31 Aralık 2024 tarihini kapsayan sözleşmede yaklaşık 18 bin işçinin geriye dönük alacaklarının 90 gün içinde ödenmesi kararlaştırıldı. Fakat İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, bunu yerine getirmedi.

KESK talepleri için yüz binlerce imza topladı

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 1 Ağustos'ta başlayacak toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde savunacağı talepler için birçok ilde imza kampanyası standları açtı. KESK Bursa Şubeler Platformu da stand çalışması yaptı. Zamlar ve ekonomik şiddetin eleştirildiği kampanya sırasında Eğitim Sen Bursa Şube Başkanı Derviş Erdem’in bir konuşma yaptı. KESK Bursa Şubeler Platformu adına konuşan Erdem, şunları söyledi: "Her dönem TİS teklifimizi Çalışma Bakanlığına vermeden önce kamu emekçileri ve emeklileri ile paylaşıyoruz. Çünkü bizim TİS teklifimiz masa başı bir çalışma değildir. İşyerlerinden, kamu emekçilerinden gelen taleplerin bir üründür. Bu nedenle her seferinde hazırladığımız teklifimizi önce teklifin asıl sahipleri olan kamu emekçileri ile paylaşmayı gelenek haline getirdik.  Bugün de bu geleneği sürdürmek için bir aradayız. Teklifimiz altı ana başlıktan oluşuyor. Bunları sıralayacak olursak: ⦁ Grevli Gerçek Bir Toplu Pazarlık-Toplu İş Sözleşmesi ⦁ Yoksulluk Sınırının Üzerinde Ücret ⦁ Güvenceli İstihdam, Güvenli Gelecek ⦁ Demokratik, Adil Bir Çalışma Yaşamı ⦁ Halktan Yana Bir Kamu Hizmeti ⦁ Temel Gelir Güvencesi Demokratik, grevli gerçek bir toplu pazarlık mücadelesini yükseltiyoruz! En başından beri bir toplu sözleşme sürecinden, toplu sözleşme tekliflerinden, toplu sözleşme masasından bahsediyoruz. Ama başta kamu emekçileri ve emeklileri olmak üzere tüm kamuoyu biliyor Aslında gerçek bir toplu sözleşmeden bahsetmek mümkün değildir. Aileleri ile birlikte 20 milyonluk bir kitlenin geleceği kediye ciğer emanet etme misali masaya yetkili sıfatı ile oturtulan, varlığını siyasal iktidara borçlu yandaş bir yapıya bırakılmış durumda.Geldiğimiz noktada kapsamından, tarafların belirlenmesine, grev hakkımızın yasal güvence altına alınmamasından uyuşmazlık durumunda devreye girecek olan Hakem Kurulunun yapısına kadar onlarca temel sorunu bulunan, hak arama yollarını kapatan, TÜİK’in çarpık enflasyon rakamlarına endeksli maaş artışlarına indirgenen, temel hiçbir sorunumuzu çözmeyen mevcut bu garabet ‘toplu sözleşme’ sistemi tam altı kez iflas etmiştir. Burada bir kez daha altını çiziyoruz. Gerçek, evrensel bir toplu pazarlıkla uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmayan mevcut toplu sözleşme sistemi devam ettiği sürece yaşadığımız sorunların çözülmesi mümkün değildir.   Bunun için biz KESK olarak öncelikle; "Grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu sözleşme istiyoruz” 6 milyonu aşkın kamu emekçisinin ve kamu emeklisinin ortak ekonomik, sosyal, demokratik, özlük ve mesleki hak ve çıkarlarını temel alan, İktidarın hem işveren olarak tarafı hem hakem olmadığı, Her sendikanın, konfederasyonun kendi üyeleri adına masaya oturabildiği, Kadın kamu emekçilerinin kendi talepleri ile masada temsil edildiği, Başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerle, evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu, Grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu sözleşme istiyoruz. “Yoksulluk sınırının üzerinde ücret talep ediyoruz!” 12 yıldır “toplu sözleşme” adı ile sürdürülen oyunların soncunda maaşlarımız reel olarak buharlaşmış, satın alma gücümüz erimiş, yoksulluğumuz artmıştır. Çünkü işveren tarafı her seferinde orta vadeli planlardaki, bütçelerdeki hedeflerini önümüze koymuş ve “Biz bunun gerçekleşeceğini öngörüyoruz” diyerek maaşlarımızdaki artışlarımızı TÜİK’in sanal enflasyon rakamlarına bağlamıştır. Yandaş konfederasyon yöneticileri de önlerine konulan bu sanal rakamlara dayalı maş artışlarına imza atmış, bazen de bu sanal rakamları yarım puan arttırmayı bile “tarihi başarı” saymıştır. Biz KESK olarak yıllardır TÜİK rakamları yalan, yoksulluk gerçek diyoruz.  Bizi iktidarın siparişi ile açıklanan TÜİK’in sahte enflasyon rakamları değil, yaşadığımız gerçek enflasyon, hayat pahalılığı eziyor diyoruz. Çünkü yıllardır çarşıda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyon 2 ise TÜİK bunu 1 puan hatta bazen yarım puan gösteriyor. “Bunun adı, kamu emekçilerine mezarda emeklilik dayatmaktır” Rakamları alt alta toplayınca en düşük memur maaşı dedikleri maaş 22 bin TL’ye ulaşmış gibi görüyor. Ama aldatmaca da zaten burada başlıyor. İlave seyyanen ödenek denen net 8.077 TL taban aylığa yansıtılmadı. Bunun anlamı 8.077 TL’nin emekli aylığımızdan, tazminatlarımıza, eş ve çocuk yardımından ek ders ücretlerimize, döner sermaye payımıza kadar hiçbir kaleme yansıtılmaması demektir. Bugün en düşük memur maaşı” olarak ifade edilen 22.000 TL’nin: • 3.390,14 TL’si hiçbir şekilde emekliliğe yansımayan sabit ek ödeme tutarıdır. • 8.138,89 TL’si `ilave seyyanen ödenek` adı ile verilen tıpkı sabit ek ödeme gibi emekliliğe yansıtılmayan tutardır. • 1.158,77 TL’si aile yardımıdır. (Çalışmayan eş yardımı) • 382,35 TL’si çocuk yardımıdır. (Birisi 6 yaş altı diğeri 6 yaş üstü iki çocuk için verilen yardım) Bu durumda söz konusu kamu emekçisinin emekliliğe yansıyan maaşı 8.929,35 TL’dir. Eline geçen 22.000 TL’nin 13.070,65 TL’si emekliliğe yansımamaktadır.   Yani söz konusu kamu emekçisinin çalışırken aldığı maaşın sadece %40’ı emekliliğe yansırken %60’ı emekliliğe yansıtılmamaktadır. BUNUN ADI KAMU EMEKÇİLERİNE “MEZARDA EMEKLİLİK” DAYATMAKTIR.  “2024 yılı artışının bu yeni katsayı üzerinden yapılmasını istiyoruz” Bu adaletsiz tablo ortadayken hala iktidarın enflasyon hedeflerine, TÜİK’in sahte rakamlarına göre maaş artışı talep etmek kamu emekçilerine, emeklilere ihanet etmektir. Bu nedenle KESK olarak TİS teklifimizde yaşanan adaletsizliğin giderilmesi için; ⦁ Öncelikle tüm kamu emekçilerine brüt 8.138,89 TL olarak verilen ilave seyyanen ödeneğin taban aylık katsayısına dâhil edilmesini talep ediyoruz. Emekli kamu görevlilerinin de bu artıştan yararlanmasının tek yolu budur. ⦁ 2024 yılı artışının bu yeni katsayı üzerinden yapılmasını istiyoruz. Bu noktada da yoksulluk sınırındaki artış oranının tüm kamu emekçilerinin maaş artışında temel alınmasını talep ediyoruz. Bunun için mevcutta trajikomik seviyede olan eş ve çocuk yardımlarının asgari gıda harcaması tutarında artırılmasını ve konut sahibi olmayan tüm kamu emekçilerine konut hakkı kapsamında KİRA YARDIMI verilmesini istiyoruz. “Gelir vergisi diliminin yüzde 15’te sabitlenmesini istiyoruz” Eş yardımının 3.310 TL’ye, Çocuk yardımının her çocuk için 2.220 TL’ye çıkarılmasını,Konutu olmayan kamu emekçilerine büyükşehirlerde 7.500 TL, diğer şehirlerde 5.000 TL KİRA YARDIMI verilmesini istiyoruz.Böylece kamuda en az maaşı alan, eşi çalışmayan, 2 çocuklu, konutu olmayan kamu emekçisinin maaşının büyükşehirde görev yapıyorsa 2024 Ocak itibari ile 47 bin 500TL’ye, diğer şehirlerde görev yapıyorsa 45 bin TL’ye çıkarılmasını, Kamuda en az maaş alan bekâr, konutu olamayan bir kamu emekçisine büyükşehirde görev yapıyorsa 2024 Ocak itibari ile 39 bin 750 TL, diğer şehirlerde yaşıyorsa 37 bin 250 TL maaş verilmesini istiyoruz. Kamuda en az maaş alan bekâr ve konutu olan kamu emekçisinin mevcutta 8.077 TL’lik ilave seyyanen ödenek dâhil 20.430 TL olan maaşının, Ocak 2024 için 32.250 TL olmasını ve bu ücretin en az ücret olan Temel Ücret olarak adlandırılmasını teklif ediyoruz. 2024 Ocak için teklif ettiğimiz bu tutarların her üç ayda bir yoksulluk sınırındaki artış oranında güncellemesini, Güncellenen bu rakamlara refah payı olarak her üç ayda bir resmi olarak açıklanan Dönemsel Gayrisafi Yurt İçi Hasıla artışı (ekonomik büyüme) eklenmesini talep ediyoruz. Ayrıca TİS teklifimizde ücretlilerden kesilen Gelir Vergisi matrahına esas tutarın yıllık %15’i geçmeyecek şekilde düzenlenmesini, alınacak Gelir Vergisi diliminin  yüzde 15’te sabitlenmesini istiyoruz. KESK Bursa Şubeler Platformu 

DİSK'li işçiler zamları ve adaletsiz vergi düzenini protesto etti

'Zam, zulüm, işkence, işte AKP!..'  Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) üyesi işçiler 18 şehirde sokağa çıkarak iktidarın ekonomik saldırılarını ve baskıları protesto etti. Vergideki adaletsizlik, ücretlerdeki düşüklük, yoksulluk dayatmasına karşı DİSK'liler 'İnsanca yaşamak istiyoruz!' diye haykırdı. Ankara Protestonun adresi Ulus Meydanı oldu. DİSK'e bağlı çeşitli sendikaların üyeleri, aşırı sıcağa rağmen eylemde buluştu. Çevreden geçenler eyleme destek vererek, zamlara isyan etti.  İzmir Ülke çapındaki protestoların en büyüğü Alsancak'ta gerçekleşti. Yüzlerce öfkeli işçi vergideki adaletsizliği ve iktidarın uygulamalarını kınadı. Ayrıca Akbelen Ormanı'nın yıkımı protesto edildi. İstanbul Şehri vuran şiddetli yağmura rağmen DİSK'li işçiler Beşiktaş Çarşı girişinde buluştu. Eyleme destek veren DSİP aktivistleriyle sendika önlüklerini paylaştı Üç metropol ile birlikte Adana, Mersin, Hatay (2 yerde), Eskişehir, Diyarbakır, Edirne, Kırşehir, Aydın, İzmit, Gebze, Bursa, Samsun'da sokağa çıktılar. DİSK'in zamlara ve sosyal adaletsizliğe karşı talepleri KDV-ÖTV gibi adaletsiz dolaylı vergiler düşürülsün. Gelir vergisi tarife ilk dilim oranı ücretlilerde yüzde 10’a düşülsün. Vergi tarife dilimleri artırılsın. Ücretlerden ve tükettiklerimizden değil, kardan, ranttan daha fazla vergi alınsın. Az kazananın az, çok kazanın çok vergi ödediği bir vergi düzeni kurulsun. En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine çekilsin ve tüm emekli aylıkları bu oranda artırılsın. İşçi sınıfının yaşadığı gelir kaybını telafi etmesinin en önemli yolu, sendika ve grev hakkıdır. Bu hakların kullanımı önündeki tüm engeller kaldırılsın.

Patronların sendika düşmanlığı: Bilsar Tekstil işçileri eylemde

Çorum'da Öz İplik İş Sendikası'na üye olan 28 işçi 'küçülmeye gidiyoruz' denilerek işten atıldı. İşçiler ve sendika Bilsar Tekstil fabrikası önünde eylem yaptı: "İşe geri dönmek istiyoruz!" Hak-İş'e bağlı Öz İplik İş Sendikası Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bayır, en fazla ihracat yapan 100 şirketten biri olan Bilsar Tekstil'de yaşananlara dair şunları söyledi: "İşverenin baskıcı tutumundan vazgeçip, işçinin sendikaya üye olma özgürlüğüne saygı göstermesini istiyoruz. İşçilerin sesine kulak vermesini istiyoruz. İşveren yetkililerine diyalog çağrısında bulunuyor, zor günlerden geçtiğimiz ekonomik koşullarda işten atılan işçi kardeşlerimizin tekrar işlerine dönmesini istiyoruz."  İşten çıkarılan işçilerden Bekir Ödemiş de 21 yıldır çalıştığı fabrikadan, "küçülmeye gidiyoruz" gerekçesiyle atıldığını belirterek, 670 civarında çalışanı bulunan fabrikada yaklaşık 240 kişinin sendika üyeliğine geçtiğini, 28 işçinin bu nedenle işten çıkarıldığını söyledi. Sendika, taleplerini kazanana kadar mücadele edeceğini duyurdu.

Sıcaklar, sömürü, iş cinayetleri: PTT taşeron işçisi Berran Kırmızıgül'ün ölümü protesto edildi

PTT taşeron işçisi Berran Kırmızıgül (42), aşırı sıcaklar altında dışarıda çalışan 13 milyon işçiden biriydi. İzmir Bayraklı Adliyesi arka sokaklarında dağıtım esnasında güneş çarpması sonucu beyin kanaması geçirerek hayatını kaybetti. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre, dünyada 1 milyardan fazla; Türkiye’de de 13 milyon işçi sıcak havaya maruz kalıyor. Özellikle açık havada çalışılmasını gerektiren tarım, inşaat, ulaşım, posta ve paket teslimatı, peyzaj, petrol ve gaz kuyusu operasyonları gibi iş kollarının yanı sıra trafik polisi, asker ve sporcular da sıcağa daha çok maruz kalıyor. Bayraklı PTT Dağıtım Merkezi önünde KESK Haber-Sen 6 No'lu Şube'nin çağrısıyla, bir çocuk annesi Berran Kırmızgül'ün çalışırken ölümü protesto edildi. Eylemde okunan basın açıklaması

Geri 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 İleri

Bültene kayıt ol