Bayraklı Belediyesi'nde memur maaşlarında kriz

Sağlık işçileri: 'Geriye dönük alacaklarımız tek seferde ödensin'

Öz Sağlık-İş üyesi işçiler, birçok ilde İl Sağlık Müdürlükleri önünde eylem yaptı. Toplu sözleşme hükümlerinin uygulanmasını ve geriye dönük alacaklarının bir an önce ödenmesini istiyorlar. Eylemlerde okunan basın açıklamasında şunlar vurgulandı: “Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışan sağlık işçilerinin yetkili sendikası olarak 190 bin işçimiz işveren sendikası TÜHİS ile imzaladığımız toplu iş sözleşmesinin üzerinden 46 gün geçti. Sendika olarak ilk günden beri defalarca masaya oturduk, geriye dönük alacakların bekletmeyin dedik. İşçiye nefes aldıracak bu toplu parayı kuşa döndürmeyin dedik, önümüz Kurban Bayramı işçi kurbanını kesebilsin dedik, vergi dilimini işararet ettik, ülke ekonomisinin zorluğunu gösterip alacakların bir an önce ödenmesi için çalmadık kapı bırakmadık, sabırla bekledik ama sabrımız bitti. Çalışıp hak ettiğimiz geriye dönük alacaklarımızın önemsenmesine karşı sabrımız bitti. Alın terimizin görmezden gelinmesine karşı onurumuz kırıldı. Geriye dönük alacağımız paranın bu enflasyonist ortam karşısında pula dönüşmesinden dolayı evimize götüreceğimiz ekmek küçüldü, eridi, bitti. Sağlık işçileri artık seslerinin duyulmasını istiyor.”

DEDAŞ işçileri eylemde

Dicle Elektrik Dağıtım AŞ (DEDAŞ) bünyesinde çalışan 3 bin işçi, Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Siirt, Şırnak ve Batman’da eylem yaptı. İşçiler, sendika haklarının tanınmasını ve ücretlerin artırılmasını talep ediyor. Diyarbakır'da DEDAŞ İl Müdürlü önünde, diğer yerlerde şehir merkezlerinde oturma eylemi işçiler taleplerini şöyle duyurdu: “Sendikaya üye olmak, asgari ücret artı yüzde 80 zamlı net ücret, 6 ayda bir maaş ikramiyesi, banka promosyonu, Ramazan ve Kurban Bayramı promosyonu, yıpranma payı hakları, yol ve yemek ücretlerinde devletin belirlediği ücret, mesai ücret artışı ve resmi tatil ücreti, gece vardiyası yüzde 15 ek ücret.” Eyleme katılan yaklaşık 200 kişinin işten atıldığı haberi duyulurken, işçiler mücadeleden vazgeçmeyeceklerini söylüyor.

Herkes iş, her işsize işsizlik maaşı!

Her ay yayınlanan TÜİK istatistikleri aylık ya da dönemsel olarak işçisiz sayısının artıp düştüğünü bize haber verir. Türkiye kapitalizminde işsizlik olgusunu anlamak için daha genel araştırmalara başvurmak gerekir. Bu konuda düzenli raporlarıyla kamuoyunu bilgilendiren DİSK Araştırma Dairesi'nin Temmuz raporu işsizlik manzaralarını ortaya koyuyor. DİSK araştırmasını TÜİK verilerine dayalı olarak yapıyor. Fakat istatistik öyle bir yöntem ki ne taraftan baktığınıza bağlı olarak sonuç veriyor. Raporda dört veri öne çıkıyor: ► Geniş tanımlı işsiz sayısı 8 milyon 567 bin ► Geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 22,5 ► Resmi işsizlerin yüzde 90’ı işsizlik ödeneği alamıyor ► Geniş tanımlı kadın işsizliği yüzde 30

Belediye işçileri kadro, ek protokol, insanca yaşayacak ücret istiyor

Genel-İş üyesi on binlerce belediye işçisi 11 Temmuz'da eylemdeydi. “Temel taleplerimiz insanca yaşayacak bir ücret başta olmak üzere belediye şirket işçilerine uygulanan ayrımcılığın son bulması, kadro ve ilave tediye haklarımızın derhal verilmesi ve ücretlerdeki gelir vergisi kesintisinin düşürülmesidir” diyen işçiler çok sayıda belediyede 1 saat iş bıraktı. Belediyelerin önünde eylem yaptı.  Ayrıca İstanbul ve İzmir gibi büyükşehirlerde kalabalık merkezi eylemler gerçekleşti. İstanbul'da iş bırakma eyleminin adreslerinden biri olan Kadıköy Belediyesi önünde konuşan Genel-İş Anadolu Yakası 2. No'lu Şube Başkanı  Nazan Gevher Çam Ay şunları söyledi: "İşçiler ve emekçiler sebebi olmadıkları bir krizin tüm yükünü çekmeye mecbur bırakılıyor. İşçi sınıfı ve emekçilerin temel talepleri olan gelir dağılımındaki adaletin, vergide adaletin, insanca yaşanabilir bir ücretin sağlanması, sendikal hak ve özgürlüklerin genişletilmesi gibi konularda ne yazık ki bir adım atılmıyor. Ekmeğin 8 lira, simidin 10 lira, kiraların ortalama 15 bin lira olduğu ve vergilerin her geçen gün arttığı bu ortamda işçiler 11 bin 402 TL asgari ücrete mahkum ediliyor." Ve şöyle devam etti: "Bugünden itibaren örgütlü olduğumuz tüm işyerlerinde insanca yaşayacak bir ücret için mücadelemizi yükselteceğimizi herkese ilan ediyoruz. İşçilerin taleplerini karşılayarak insanca yaşayacak bir ücret düzeyi için gereken adımları atın, belediye işçilerinin ücret ve sosyal haklarını iyileştirecek ek protokol görüşmelerini derhal başlatın." Belediye şirketlerinde çalışan taşeron işçiler, Genel-İş'in kadro ve ek protokol konusundaki tutumunu, imzaladığı toplu sözleşmeleri eleştiriyordu. Yüz binlerce belediye işçisinin tabandan yükselttiği talep, özellikle CHP'li belediyelerde örgütlü olan Genel-İş'i harekete geçirmiş gözüküyor. Genel-İş üyelerinin eylemleri, başka sendikaların örgütlü olduğu işyerlerinde çalışanları da harekete geçirebilir. 11 Temmuz eylemlerinde okunan basın açıklaması şöyle bitiyordu: “İnsanca yaşayacak bir ücret için tüm ücretler iyileştirilmelidir. Belediye şirket işçilerine uygulanan ayrımcılık son bulmalıdır. Kadro ve ilave tediye haklarımız derhal verilmelidir. Vergide adalet sağlanmalı ücretlerdeki gelir vergisi kesintisi düşürülmelidir.  Belediye işçileri olarak sesimizi yükseltelim. Taleplerimiz için hep birlikte mücadele edelim ve kazanalım.”

Kamu emekçileri iktidara öfkeli

AKP iktidarının bir torba yasa ile meclise getirdiği Temmuz memur maaş zamları teklifi, KESK tarafından protesto edildi. Meclis çoğunluğunu elinde tutan iktidar, teklifini kolayca geçirecek.  Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu ise görüşmeler sürerken yaptığı açıklamada AKP teklifini şöyle eleştirdi: "TÜİK’in enflasyon oranını açıklamasının ardından, AKP iktidarı seçim vaadi olan en düşük kamu emekçisi maaşının 22.000 TL’ye çıkarılmasını öngören teklifini kamuoyu ile paylaşmıştır. Ne yazık ki, iktidarın iddia ve estirdiği rüzgârın aksine gerçek enflasyon oranı dikkate alındığında yoksulluk sınırının yaklaşık yarısına denk gelen bu artışla kamu emekçileri sefalet koşullarında yaşamaya devam edecektir." 'Yoksulluk sınırı üzerinde bir ücret' "Yapılan araştırmalara göre; bir kişinin günlük sağlıklı beslenme maliyeti 424 TL, yaşam maliyeti ise 17.188 TL’dir. Dolaysıyla 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının 12.500 TL, yoksulluk sınırının 40.000 TL olduğu bir ülkede kamu emekçisi, emekliler ve işçiler sefalet koşullarında yaşıyor demektir. Buradan bir kez daha doğacak hak kayıpları için uyarıyoruz! Kamudan emekli olanların açlığa mahkûm edilmesi affedilecek ya da “iyileştirmeye çalışacağız” denilerek geçiştirilecek bir durum değildir. İktidar bir kez daha emeklilere yaklaşımını ele vermiş, suçüstü yakalanmıştır. Ayrıca, TBMM’ye sunulan en düşük kamu emekçisi maaşının 22.000 TL’ye çıkarılmasına ilişkin yapılan hesap da kabul edilemez!  Kamu emekçileri ve emeklileri bir kez daha sefalet ücretine mahkûm edilmiştir. Bu vesileyle en düşük kamu emekçisi maaşının 22.000 TL değil, 40.000 TL olan Yoksulluk Sınırı’nın üzerinde bir ücret olması talebimizi yineliyoruz." Kamu emekçilerinin bu talebi, yüksek enflasyon ve kur şokları nedeniyle eriyecek maaşların ardından sonbaharda başlayacak ücret mücadelelerinde daha da öne çıkacaktır.

Vergide adalet!

Vergiler, devlet bütçesinin en önemli gelir kaynağıdır. Teoride herkes vergisini verir böylece kamu hizmetlerinden (sosyal harcamalar) faydalanmaya hak kazanır. Pratikte ise durum bambaşka. Türkiye'de vergi gelirlerinin yüzde 35'ini doğrudan vergiler (gelir vergisi, kurumlar vergisi, emlak vergisi vb.) oluşturuyor. Buna karşılık dolaylı vergilerden elde edilen pay yüzde 65'e ulaşıyor.  Dolaylı vergiler KDV, ÖTV, MTV gibi harcamaların üzerinden alınan vergilerdir. AKP iktidarı, 21 yıl sonra dolaylı vergileri artırdı. KDV yüzde 18'den yüzde 20'ye çıkartıldı.  İki vergi kalemi de adaletsizlikle dolu. Gelir vergisinin içine işçilerin direk maaşlarından kesilen vergiler de giriyor, şirketlerin yıl sonu bilanço oluşturup beyan ettiği vergiler de. 30 milyon ücretli emekçinin çalıştığı Türkiye'de gelir vergisinin yüzde 65'ini işçiler veriyor. Aynı çalışanlar (aileleriyle birlikte) yaptıkları zorunlu harcamalarda da insafsızca vergi ödüyor. Gelir vergisi var, fakat en zenginler gelirlerine göre değil genel tarifelere göre vergi veriyor. Ücretlerinin ya da gelirlerinin önemli kısmını vergi olarak devlete ödeyen emekçiler Türkiye'nin vergi yükünü sırtında taşıyor. Adil bir vergi sistemi Adaletsiz vergi sistemine son verilmelidir. Türk-İş ve DİSK, mevcut vergi tariflerinin baştan aşağı değiştirilmesini, işçiler üzerindeki vergi yükünün azaltılmasını talep ediyor. Aynı zamanda devletin patronlara verdiği gibi işçilere yüzde 5'lik SGK prim desteği vermesini de talep ediyorlar. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmalı.

Belediye işçileri: Geçinemiyoruz! Gerçek kadro, ek protokol!

DİSK'e bağlı Genel-İş üyesi on binlerce işçi, Türkiye çapında bir saat iş bıraktı ve meydanlara çıktı. Birçok belediyede yapılan eylemlerde "Zamlar, enflasyon ve yüksek vergiler altında geçinemiyoruz" sesi öne çıktı. İstanbul Avrupa Yakası'nda toplanma yeri Cevahir AVM önü oldu. Şişli Belediyesi işçileri burada toplanarak seslerini duyurdu. Anadolu yakasında ise en kalabalık eylem, Kadıköy Belediyesi'nde gerçekleşti. Belediye önünde sendikanın tüm illerde okunan basın açıklamasını duyuran Nazan Gevher Çam Ay şunları söyledi: "İşçiler ve emekçiler sebebi olmadıkları bir krizin tüm yükünü çekmeye mecbur bırakılıyor. İşçi sınıfı ve emekçilerin temel talepleri olan gelir dağılımındaki adaletin, vergide adaletin, insanca yaşanabilir bir ücretin sağlanması, sendikal hak ve özgürlüklerin genişletilmesi gibi konularda ne yazık ki bir adım atılmıyor. Ekmeğin 8 lira, simidin 10 lira, kiraların ortalama 15 bin lira olduğu ve vergilerin her geçen gün arttığı bu ortamda işçiler 11 bin 402 TL asgari ücrete mahkum ediliyor." "Bugünden itibaren örgütlü olduğumuz tüm işyerlerinde insanca yaşayacak bir ücret için mücadelemizi yükselteceğimizi herkese ilan ediyoruz. İşçilerin taleplerini karşılayarak insanca yaşayacak bir ücret düzeyi için gereken adımları atın, belediye işçilerinin ücret ve sosyal haklarını iyileştirecek ek protokol görüşmelerini derhal başlatın." Eylemin gerçekleştiği belediyeler (Genel-İş twitter hesabından derledik): Muğla’da Büyükşehir, Marmaris ve Milas Belediyeleri Uşak Sivaslı Belediyesi Diyarbakır Belediyesi ve DİSKİ Eşkişehir Tepebaşı AŞ Tekirdağ Belediyesi Keşan Belediyesi Lüleburgaz Belediyesi Edirne Uzunköprü Belediyesi Çanakkale Bayramiç Bayramiç Tunceli Belediyesi Hatay Belediyesi Mersin Belediyesi Kırşehir Belediyesi Kadıköy Belediyesi Şişli Belediyesi Ataşehir Belediyesi Batman Belediyesi Kırklareli Belediyesi Didim Belediyesi Balıkesir’de Edremit, Balya, Gömeç, Burhaniye Belediyeleri Artvin, Ardanuç, Borçka, Kemalpaşa Belediyeleri Ankara Çankaya ve Yenimahalle Belediyesi Konya Tuzlukçu belediyesi Antalya Belediyesi

Bir belediye işçisinden Genel-İş'e tepki: 'Bu neyin halayı?'

Sendika üyesi aktivist yarın gerçekleşecek "iş bırakma" eyleminin anlamını, tabanın taleplerini ve sendika yönetimine eleştirilerini yazdı. CHP’li bir kaç belediyenin işçileri Genel-İş'e üye olduğu ve bu üyelerin son yıllarda yapılan her toplu iş sözleşmelerinin asgari ücret bandında olması, DİSK’in şube başkanlarının her seçimin de CHP il örgütlerinin işçilere baskıları neticesinde ve CHP’li başkanlarının seçtikleri isimlerin kazanması tesadüf olmamalı.  Ekonomi kriz, gün geçtikçe hayatı zorlaştırır iken işçi sendikası işçilerin haklarını savunmak yerine siyasi parti olan CHP ile ortak kazanç elde etme gayesi içinde.   DİSK 16. Genel Kurulu DİSK Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çalışkan’ın CHP’li belediye başkanları ile kapalı kapılar ardında anlaşmalar yapıp, işçilerle yapılan TİS'leri (belediyenin çıkarını gözeterek asgari ücret seviyesine imza atı. Üzerine kazanç sağlamış gibi belediye önlerin de halaylar çekildi. Bu neyin halayı? Ne üzerine anlaşıldı bunca TİS'de? İşçinin üzerinden yağan paralar göz boyuyordur. Bugün ise Remzi Çalışkan, memur zamlarından sonra belediye işçilerinin açlık sınırının altında kaldığını iddia ederek bir kaç ay önce 11.300 TL'yi imzaladığı TİS unuttu. Ve 11 Temmuz günü 12:0-13:00 arasında bir saat iş bırakma ilan etti. Şaka gibi, bu saatler arasında zaten çalışmıyoruz ki! Bu son olaylar, belediye işçilerinin çaresizliğini ve sendikanın yozlaştığını bir kez daha gösterdi.

KESK insanca ücret için sokağa çıkıyor

Kamu emekçileri Ocak'tan bu yana ücretlerindeki erimeye ve gelir kaybına dikkat çekerek Temmuz'da yüksek enflasyonu aşan bir maaş artışı talep ediyor. KESK, 5 Temmuz'da ülke genelinde eylemler yapacak. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Başkanı Mehmet Bozgeyik şunları söyledi: “Ocak zammından sonra ilk ayda ciddi kayıplar yaşandı. Seçimlerden sonra döviz kurunun tekrar yükselmesiyle ücretlerde yüzde 25’e varan reel kayıplar gerçekleşti. Memur emekli aylıkları 10 bin 500 liraya öğretmen ücretleri 12 bin 500 liraya kadar gerilemiş durumda.” Bozgeyik, “5 Temmuz’da ülkenin her yerinde sokağa çıkacağız. Basın açıklamalarımızı gerçekleştirip TÜİK önlerinde tepkimizi dile getireceğiz” dedi.

Geri 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 İleri

Bültene kayıt ol