Ek zam için mücadele yayılıyor. Kocaeli ve Kayseri'de T. Harb-İş sendikası üyesi işçiler, sefalet ücretlerine karşı eylemler yaptı.
T. Harb-İş Kocaeli Şubesi'nin çağrısıyla Gölcük'teki Anıtpark'ta bir araya gelen yüzlerce işçi "Hükümet uyuma, işçine sahip çık", "Vergide adalet istiyoruz" ve "Direne direne kazanacağız" sloganlarını attı.
Türk Harb-İş Sendikası Kocaeli Şube Başkanı Korkut Gökbayrak, "Bizim beklentimiz refah payı ve milli savunma sanayi primidir. Savunma sanayiinde yüzde 80’lere varan millileşme oranında askeri fabrikalarımızın ve burada çalışanların payı görmezden gelinemez. Ancak gelin görün ki ülkemizin güvenliği için çalışan emekçiler geçim savaşı veriyor” diye konuştu.
Kayseri
Kayseri'de Harb-İş üyesi üyesi işçiler, Valilik önünde eylem yaptı. Maaş bordrolarını yaktılar.
Eylemde basın açıklamasını ürk Harb-İş Kayseri Şube Başkanı Şerif Efe Avcı yaptı. Avcı şunları söyledi:
“Son yıllardaki ekonomik sıkıntılarla beraber, çalışan tüm işçi arkadaşlarımızın alım gücü düşmüş olup, savunma sanayi işçisinde daha fazla hissedilmiştir. Türk İş’in Hak-İş ile beraber hükümetimiz ile yapmış olduğu 2023-2025 kamu çerçeve protokolünde, alınan zam oranın belirli bir çoğunluğu memnun etmiş gibi gözükse de savunma sanayide çalışan işçiler aynı oranda faydalanamadığı için bizleri memnun etmemiştir.”
“Mart ayında aldığımız zammın 5 ay içerisinde hükümetimiz tarafından yapılan zamlar karşısında daha çalışanın eline geçmeden eriyip gitmesi, değerinin çok üstünde olan ev kiraları, marketlerde her gün değişen fiyat etiketleri son 3 ayda 2 katına çıkan akaryakıt fiyatları sebebiyle, hayatımızın her alanında zorunlu olarak ihtiyaç duyduğumuz ürün ve hizmetlere ulaşmak gün geçtikçe zorlaşmaktadır. Bu zor koşullar içinde geçinebilmenin hesabını yapan savunma sanayi işçisinin, bir de gelir vergisi ile beli bükülmekte, yetersiz kalan ücret zammının erimesi yetmezmiş gibi, aldığı ücretin her ay bir öncesine göre daha düşük hale gelmesi gelmesiyle hesap kitap yapamaz hale gelmiştir.”
"Tüm askeri uçak, gemi, denizaltı, tank ve helikopterlerin bakım, onarım ve modernizasyonunu yapan ve bu araçların imalat parçalarını üreten işçiler olarak maalesef hak ettiğimiz ücretleri alamamaktayız. Buradan Cumhurbaşkanımıza, Milli Savunma Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı, Kamu İşveren Sendikası TUHİS ve bağlı olduğumuz konfederasyon olan Türk İş’ e sesleniyoruz.”
T. Harb-İş üyesi işçilerin talepleri
Ücret ve diğer özlük haklarımız bir an önce gözden geçirilerek ek protokol ile hak ettiğimiz ücreti almamız.
Ocak ayında dönemin Çalışma Bakanı tarafından bizzat söz verilmesine rağmen verilmeyen yüzde 13.5’luk refah payımızın verilmesi.
İşçilerin kamburu haline gelen vergi dilimlerinin düzenlenmesi.
Memura Seyyanen verilen 8077 TL’nin Savunma Sanayi İşçisine’de verilmesi.
Savunma Sanayi priminin verilmesi.
Yıllık izine çıkan arkadaşlarımızın alamadığı primlerin verilmesi.
Eşit işe eşit ücret istiyoruz.
Kazanım iş bırakma eyleminin 2. gününde geldi. İşçiler ücretlerini yükseltmeyi ve ek kazanımlar elde etmeyi başardı.
Buca Belediyesi yönetimi ile Genel-İş İzmir 5 No'lu Şube arasında yürütülen görüşmeler sonucu imzalanan ek protokolde şunlar yer alıyor:
- En düşük işçi ücreti 19 bin 600 TL olurken, gıda yardımı 1000 TL'den önce 1200 TL'ye, ek protokolle de 1500 TL'ye yükseltildi.
- Yemek ücreti de 55 TL'den 110 TL'ye yükseltildi.
- Üç işçi grubunda yevmiyelerde de artışlar var.
Sendikanın talebi en düşük memur maaşı baz alınarak en düşük işçi ücretinin 22 bin lira olmasıydı. Bu talebe yaklaşan bir anlaşma, fiili grev ve işçilerin kararlılığı ile elde edildi.
Kamu patronu AKP ile yetkili sendika Memur-Sen, 2024-2025 yıllarındaki memur ve memur emeklisi maaş artışları konusunda anlaşamadı. Uyuşmazlık sonucu kararı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu verecek.
11 kişiden oluşan bu kurul işverenin yani devleti yönetenlerin elinde.
Masaya neler konuldu?
Kamu emekçilerinin tepkisi üzerine ücret artışı teklifini 3 kez revize eden Erdoğan yönetimi, memur ve memur emeklisine 2024'ün ilk altı ayında yüzde 15, ikinci altı ayında yüzde 10, 2025'in ilk altı ayında yüzde 6 ve ikinci altı ayında 5 artış teklif etti. Devletin resmi kurumu TÜİK önümüzdeki yıl enflasyon tahminini yüzde 30 yaparken.
Yetkili sendika Memur-Sen ise 2024 için üçer aylık dönemler halinde, refah payı dahil birinci 3 ayda yüzde 35, ikinci 3 ayda yüzde 10, üçüncü 3 ayda yüzde 15, dördüncü 3 ayda yüzde 10 artış istedi. 2025 için ise 6'şar aylık dönemler halinde, refah payı dahil birinci 6 ayda yüzde 25 ve ikinci 6 ayda yüzde 15 zam talep etti.
İki teklif arasındaki uçurum kapanmadı. Sonuç ücret konusunda uyuşmazlık oldu.
Memur-Sen'in açıklamasına göre 11 işkolunda ücret dışı meselelerde çeşitli kazanımlar elde edildi:
“11 hizmet kolunda 128 adet yeni ve revize madde var. Yani ilave kazanımların oluştuğu madde var. 291 toplum hizmet kolu, 50 tane de genel olmak üzere toplam 341 maddenin olduğu bir kazanım skalası. Memurlar açısından önemli bir süreç. Genele ilişkin üzerinde uzlaştığımız ama oransal anlamda uzlaşamadığımız için hakeme gidecek hükümler var."
Bundan sonra ne olacak?
Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, uzlaşmazlık konusunu ele alacak ve son kararı verecek.
Kristal-İş üyesi bir işçi, sendika aidatlarının yüksekliğini eleştiriyor ve amaçları dışında neler için kullanıldığını anlatıyor. Önerisi sendika yöneticilerden hesap sormak ve aidatları düşürmek için mücadele etmek.
Sendika aidatı, sendika kesintisi veya dayanışma aidatı başlığı altında sendikaların üyelerinden kestiği ödenektir. Türkiye'de sendikaya aktif üyeliği bulunan işçilerin 7.5 saatlik brüt ücretleri üzerinden kesilmektedir. 7.5 saatlik brüt ücret, işçinin 1.5 günlük net kök ücretine denk gelmektedir. Bundan dolayı 30 günlük çalışma düzeninde çalışan sendikalı hiçbir işçi 30 gün üzerinden ücret alamamaktadır. 28.5 günlük ücret almaktadır veya bunun saat ücreti karşılığını almaktadır.
Günümüz işçi sendikalarını göz önüne alındığında bu aidat çalışan işçi için haraç niteliğindedir.1.5 günlük net ücret çok fazladır.
Sendika aidatının kesilmesinin temeli nedeni; işçilerin grev ve lokavt günlerinde maaş ve sosyal haklarını alamadıkları için, biriken bu aidatlardan minimum düzeyde geçimlerini sağlayacak şekilde faydalanmalarıdır. İşçi sendikalarının çoğunda bu durum 2000'li yıllardan sonra yerini hayal kırıklığına bırakmıştır. Çok az sendika grev ve lokavt dönemlerine üyelerine destek olmuştur
Özelliklede Türk-İş konfederasyonuna bağlı sendikalar, grev ve lokavt dönemlerin de ödeme yapmamaktadır.
Sendikaların genel merkezlerde biriken işçi aidatlarıyla; oteller, kumarhaneler, sosyal alanlar, düğün salonları ve şaşalı yerlerde lüks genel merkez binaları yapılmaktadır. Biriken aidatlarla genel merkez yöneticileri kendilerine huzur hakkı gibi sendikacılık etiğine aykırı toplu para almaktadırlar.
Kendi sendikamdan örnek verecek olursam. 2000'li yıllar öncesinde 17 bin üyeye kadar ulaşmış olan sendikanın aidatları 4 saat brüt ücret üzerinden kesilirken, Kuşadası'na otel yapım kararıyla 6 saate çıkarılmıştır. Otel inşaatı bittikten sonra da tekrar 4 saate indirilmeyip 2008 genel kurulunda 7.5 saate çıkarılmıştır. Gerekçede Türkiye'de 6 saat alan tek sendikanın Kristal-İş sendikası olması ve üye sayısının 4 binli rakamlara düşmesiymiş. Şuan itibariyle üye sayısı 8 binli rakamlara çıkmasına ve otelden kira geliri gelmesine rağmen sendika aidatının düşürülmesi teklifi dahi edilememektedir.
İşçilerin gözlerine sokarcasına, yönetime yandaş işçilerin kredi kartlarının ödenmesi bakımlarının üstlenmesi, yandaşlara verilen seçim rüşvetleri. Yandaşlara takılan düğün takıları ve genel başkanın köyünün mezarlığının duvarını yapımının dahi, işçi aidatlardan karşılanması işçilerde ödediği aidatları sorgular hele getirmiştir.
21 yıllık genel başkana, güveni kötüye kullanma ve zimmete para geçirme gibi davaların açılması neticesinde, işçi aidatlarının nerelere harcadığı ortaya çıkmıştır.
1.5 gününü sendikasına ödeyen işçiler bu aidatları çok fazla bulmaktadır. Bu kesintilere rağmen işçi sendikalarının bunun karşılığını vermediğini düşünmektedir.
Sendikalar içerisinde yapılan lüks harcamalar makam arabaları huzur haklarının kaldırılması, sendikaların üye sayılarının arttırılıp aidatlar düşürülmelidir. Her genel kurulda zorunlu giderler ölçüsünde işçiler tarafından aidatlar belirlenmelidir.
Sendika aidatı ödeyen her işçinin ödediği bu aidatların, hesabını sorması ve makul seviyelere düşürülmesi için örgütlü çalışmalar başlatması gerekmektedir.
İBB'ye bağlı şirkette çalışan işçiler direnişlerinin 8. gününde ücretlerini artırmayı ve yan haklar elde etmeyi başardı.
İşçilerin örgütlü olduğu Birleşik Tarım Orman İşçileri Sendikası, şu duyuruyu yaptı:
"Ağaç AŞ işçilerinin DİSK\BTO-SEN öncülüğünde diğer İBB işçileriyle eşit ücret ve yan haklar talebiyle Saraçhane’de başlattığı direniş 8. günde zaferle sonuçlandı. Ücret zammının yanında ilk kez yan haklar kazanıldı."
Kadıköy Belediyesi'ne bağlı şirketlerde çalışan işçiler ek zam talebiyle yarım gün iş bıraktı. Belediye önünde toplanan işçiler, "ek protokol istiyoruz" ve "faturaları ödeyemiyoruz" yazılı dövizler taşıdı.
İşçiler adına açıklama yapan Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 1 No'lu Şube Başkanı Nazan Gevher Çam Ay, yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü ile açlık sınırında yaşamaya mahkum edildiklerini söyledi.
Ay, şöyle konuştu:
"Örgütlü işçilerin sendikayla kazandığı toplu iş sözleşmeleri gereği aldıkları 6 aylık zamlar hızla eriyor. Bu nedenle çoğu arkadaşımız fazla mesai ya da ek iş yaparak hayatından veriyor, ağır iş yükü altına girerek ailesini geçindirmeye çalışıyor. İki işte, üç işte çalışan, sürekli fazla mesai yapan arkadaşlarımız, dinlenmeden çalıştıkları için kazalar geçiriyor. Maaşlarda iyileştirme yapılması talebi ise tüm bu yakıcı sorunlar arasında bir süredir belediye yönetimi tarafından cevapsız bırakılmış durumda. Kadıköy'de belediye işçileri beslenemiyor, barınamıyor, geçinemiyor."
Kamu çalışanları sendikaları ile iktidar arasında süren 2024-2025 toplu sözleşme görüşmelerinde sona gelindi. İktidar, sendikaların taleplerini tanımazken, grev hakkı olmadığı için yine iktidarın dediği olacak gibi.
4 milyon memur ve 2,5 milyon memur emeklisinin önümüzdeki iki yıl boyunca maaşlarını belirleyecek pazarlıklara yetkili sendika olarak katılan Memur-Sen'in Ali Yalçın, iktidarın dayattığı düşük zam teklifinin enflasyon farkı olarak geçmişe dönük alacaklarını karşıladığını belirtti.
Yalçın'ın açıklamasında öne çıkanlar:
"Merkez Bankası'nın öngördüğü enflasyon beklentileri bizim yaklaşımımızı, öngörümüzü doğrulamış, teyit etmiştir. Bu süreçte Türkiye'nin büyüme rakamlarını ve hükümetin seçim beyannamesindeki refah payı vaadini kamu işverenine ısrarla hatırlattık. Kamu işverenin birinci ve ikinci teklifinde getirdiği rakamlar ne ifade ettiğimiz gerçekliğe uygun ne de beklentileri karşılayacak niteliktedir. Yüzdelik teklif toplu sözleşmenin esası, enflasyon farkı kayıpların telafisi, refah payı ise alım gücünün korumanın güvencesidir. Ama bugün görüyoruz ki 6 ay boyunca yaşayacağımız sıkıntılar sonucu alacağımız enflasyon farkı zam gibi sunuluyor.
Açıkça söylüyorum, enflasyon farkı kamu işvereninin jesti falan değil toplu sözleşme kazanımımız ve geçmişe dönük alacağımızdır."
Bundan sonra ne olacak?
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) toplu sözleşme görüşmelerinin gerçek bir ücret pazarlığı olmadığını vurguluyor. KESK'e göre memurların, işçiler gibi grev hakkı tanınmadan işverene (yani iktidara) karşı gerçek yaptırım ve basınç yapma imkanı yok.
Her zaman olduğu gibi toplu sözleşmelerde karar verici durumunda olan Erdoğan yönetimi.
Eğer memur sendikaları bu sözleşmeyi reddedip imzalamadığı taktirde anlaşmazlık Yüksek Hakem Kurulu'na gidecek. 11 kişiden oluşan bu kurulda işçi temsilcileri yok ve oradan çıkacak karar iktidarın yani kamu patronunun kararı olacak.
2024-2025 kamu çalışanları toplu sözleşmelerini, öncekilerden ayıran önemli bir fark. Farklı sendikal konfederasyonlara bölünmüş milyonlarca kamu emekçisi insanca yaşayacak ücret için bastırıyor. Daha önce düşük maaş artışlarına imza atmış Memur-Sen, tabanın basıncıyla davranmaya zorlandı.
Ankara'da bir klinikte veteriner hekimin saldırıya uğraması üzerine bir günlük grev yapılıyor. Acil durumlar dışında hizmet verilmiyor.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği, şiddetin cezasız bırakılmamasını talep ediyor.
Kamuda çalışan veteriner hekimler, şiddete karşı ve özlük haklarının tanınması için bir çok ilde greve çıktı. Basın açıklamaları yaptı.
Özel veteriner klinikleri greve giderek kapandı.
İBB'ye bağlı Ağaç A.Ş. işçilerinin düşük ücret dayatmasına karşı direnişi bir haftayı geride bıraktı. Saraçhane'de geceli gündüzlü kalan işçiler "köle değiliz" diyor.
DİSK'e bağlı Birleşik Tarım Orman İşçileri sendikasında örgütlenen işçilerin tek bir talebi var: "Boğaziçi A.Ş ile yapılan sözleşme Ağaç A.Ş. işçileri ile de yapılsın."