Bayraklı Belediyesi'nde memur maaşlarında kriz

İzmir'de metro ve tramvay grevi sona erdi

İki gün süren grevin ardından sözleşme imzalandı. Demiryol-İş Sendikası, "Her iki taraf memnun, uzlaşı ile bitirdik" derken bazı işçiler imzalanan sözleşmedeki ücretleri düşük buldu. Ücretler 4 grup halinde toplanırken, birinci ve ikinci grup günlük yevmiye 640 TL, üçüncü grup 570 TL, dördüncü grup ise 550 TL oldu. Sendika ayrıntıları sonra açıklayacağını belirtti.

İzmir: Metro işçileri grevi 2. gününde

İzmir Büyükşehir Belediyesi, işçilerin taleplerini yerine getirmezken (her patron gibi) Başkan Soyer grevcileri suçladı. Demiryol-İş üyesi metro ve tramvay çalışanları taleplerini kazanana kadar grevde ısrarlı.  Metro seferlerinin durması üzerine ulaşım otobüslere yönelmiş durumda. "Açlık ve yoksulluk sınırı ortada ve aldığımız maaşlarla geçinmemiz mümkün değil" işçilerin ücret talepleri sendika tarafından şöyle sıralandı: “Birinci altı ay birinci grubumuza brüt yevmiye ücreti 575 TL, ikinci grubumuza 547 TL, üçüncü gruba 522 TL, dördüncü gruba 500 TL önerdiler. İkinci altı ay için birinci grubumuza 640 TL, ikinci grubumuza 607 TL, üçüncü gruba 577 TL, dördüncü gruba 550 TL önerdiler. İş riski için birinci grubumuza 1125 TL, ikinci grubumuza 1125 TL, üçüncü gruba 840 TL, dördüncü gruba 550 TL teklif ettiler. İş riski 2 için de birinci grubumuza 27 TL, ikinci grubumuza 27 TL, üçüncü gruba 27, dördüncü gruba 27, sürücülere 30 artı 30 TL, ayrıca temizlik görevlisi arkadaşlara günlük 3,5 TL koku primi önerdiler. 1 Ağustos’tan sonra sosyal kalemlere enflasyon farkı verilecek. Söyleyeceğim brüt ve net ücretlerde yol, yemek, gece çalışma ücreti, eğitim, ve izin yardımı da dahil değil. Evli bir çocuklu 10 yıllık çalışan için orta grupta bizim talebimiz ikramiyesiz 24 bin 500 TL, ikramiyeli 29 bin 500 TL idi. Son teklifleri ikramiyesiz 19 bin 300 TL, ikramiyeli de 23 bin TL. Bu birinci altı ay için geçerli.  En alt grupta ise birinci altı ay talebimiz yüzde 15 vergide 22 bin 500 TL idi, ikramiyeli 27 bin 500 TL idi. Büyükşehir'den gelen teklif 17 bin 500 TL, ikramiyeli 21 bin 250 TL.” Metro işçilerinin talepleri bu kadar haklıyken Belediye Başkanı Tunç Soyer, sosyal medya hesabında yazdığı mesajda halkla grevcileri karşı karşıya getirmek istedi: "- İşçilerin taleplerini duyurabilecek yöntemler varken doğrudan greve çıkılması, üstelik de hafta başı başlatılması kentimiz ve hemşehrilerimiz açısından ciddi mağduriyete neden olmuştur." Oysa mağduriyeti yaratan işçilerin toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde masaya koyduğu talepleri yerine getirmeyen Başkan Soyer'in ta kendisidir.

Sermayenin 'rasyonalitesi' işçiye yoksulluk dayatması

Temmuz ayında asgari ücrete yapılan artış, daha işçinin cebine girmeden eridi. Merkez Bankası raporu, milyonlarca emekçinin yoksullukta eşitlendiğini ortaya koydu. İktidar ve patron örgütlerinin hegemonyası altındaki Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2023 ikinci yarısında geçerli olacak asgari ücreti yüzde 34 oranında artırarak 8 bin 506 liradan 11 bin 402 liraya yükseltmişti.   Türk-İş'in Temmuz ayı temel ürün fiyatlarına dayalı araştırmasına göre zorunlu gıda harcamaları 11 bin 658 TL'ye çıktı. Yani asgari ücret hemen açlık sınırının altında kaldı. Gıda harcamalarına ek olarak kira, faturalar, ulaşım vb gibi temel masrafların tutarı da 28 bin liraya ulaştı. Böylece bir hanede iki asgari ücretli çalışsa bile yoksullluk aşılamaz halini korudu. Bir başka hesaplamayı Ekonomim yazarı Hüseyin Gökçe yaptı. Asgari ücretteki artışa paralel olarak birçok mal ve hizmete fahiş zamlar yapıldı. Buna kurdaki artış eşlik ettikten sonra şu manzara ortaya çıktı: "...asgari ücret, daha işçilerin cebine girmeden, dolar kurundaki artış sebebiyle 60 dolar birden gerileyerek 422,9 dolara düşmesi (kur 26,96 liradan hesaplanmıştır). Başka bir ifade ile belirlendiği tarihteki kurla 482 dolar olan asgari ücret, işçinin cebine 60 dolar daha eksik olarak 422,9 dolar olarak girecek. Yani dolar cinsinden yüzde 12,25 erimiş olacak." Merkez Bankası'nın itirafı Asgari ücret, normalde en düşük ücret olmalı ve bu alt seviyede çalışanların bir azınlık olması beklenir. Türkiye kapitalizmi ise yaygın emek sömürüsünü asgari ücret dayatmasıyla sürdürürken, bu miktar ortalama ücret olarak tutuluyor. Merkez Bankası'nın hazırladığı raporda göre işkollarına göre asgari ücretle çalışanların oranı şöyle sıralandı:  Genel sanayide 50.4, giyimde 70, gıdada 67.1, turizmde 73, inşaatta 71.4. Yani işçilerin ezici çoğunluğu asgari ücretle çalıştırılıyor. Söylenti Öte yandan iki yıldır yapılan ara artışların sona ereceği, asgari ücretin yılda bir kez saptanacağı ileri sürüldü. Piyasaya yanlıları Merkez Bankası'na yapılan atamaları alkışlıyor. Fakat "yeni" ekonomi yönetimi, eskisi gibi enflasyon silahını işçilerden patronlara gelir transferi yapmak için kullanırken ücretleri diplerde tutmak istiyor ki bu iktidarın temel politikasıdır.

Sağlık emekçileri grevde

Sabah itibarıyla devlet hastanelerinde ve sağlık merkezlerinde grev başladı. Acil servis ve bakım hizmetleri dışında iş bırakan sağlık emekçileri sendikaları ve emek meslek örgütleri haklarını istiyor. Grev yarın da devam edecek. 19 sendika ve 2 aile hekimliği federasyonu, sağlık emekçilerinin ortak taleplerini savunmak için Sağlık ve Sosyal Hizmet Birlik ve Mücadele Platformu’nu (SABİM) kurdu. SABİM, 1-2 Ağustos günlerinde ülke çapında grevi örgütlüyor. Hastane içlerinde yürüyüşler ve şehir merkezlerinde basın açıklamaları yapılıyor.  İstanbul İstanbul'da iş bırakan sağlıkçılar, Çemberlitaş'taki İl Sağlık Müdürlüğü önünde toplanarak taleplerini duyurdu. SABİM platformu bileşeni sendikalar ve emek meslek örgütleri ortak eylemde buluştu. Ankara Başkent'te grevciler İbn-i  Sina Hastanesi önünde toplandı ve basın açıklaması yaptı. İzmir İl Sağlık Müdürlüğü önünde toplanan sağlık emekçileri haykırdı: "İnsanca yaşamak, insanca çalışmak için haklarımızın peşindeyiz!" Talepler SABİM platformunda yer alan KESK'e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) genel taleplerini şöyle sıraladı: Performans, ek ödeme, taban, teşvik değil, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret istiyoruz. Bunun üzerine yapılan işin niteliği ve riski, eğitim durumu, hizmet yılı gibi kriterler eklenerek giydirilmiş ücretler belirlensin. Haklarında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın Grevli toplu sözleşmeli, özgür pazarlık hakkı içeren sendika yasası çıkarılsın, Sağlık hizmetleri ağır ve tehlikeli işler kapsamındadır. Fiili hizmet süresi (yıpranma payı) yıllık 90 gün üzerinden tam olarak tüm emekçilere ödensin ve geçmiş yılları da kapsasın NÖBET, İCAP VE FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETLERİ 2 KAT ARTTIRILSIN Sağlık alanında çalışan tüm emekçiler “sağlık hizmetleri sınıfı”na alınsın Üniversite hastanelerinde de çalışanlara tayin hakkı verilsin, Sağlık emekçilerine yönelik şiddetin son bulması için “şiddet üreten sağlık sistemi” değişsin, Sağlık ve sosyal hizmetler alanında OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdam edilerek, sözleşmeli tüm çalışanlar 657 4/A kapsamına alınsın. Kamu sağlık hizmeti verilen ASM’lerde her türlü giderler devlet tarafından karşılansın, Covid-19 gibi meslekle ilgili hastalıklar, illiyet bağı aranmadan sağlık kurumlarında çalışan tüm personel için meslek hastalığı sayılsın, Muayene, tedavide ve ilaçta hiçbir ad altında; katkı, katılım payı, ilave ücret alınmasın. Sağlık hizmetleri ücretsiz olsun.

İşçiler zaten biliyor: Temmuz'da açlık ve yoksulluk tırmandı

Türk-İş'in Temmuz ayı araştırmasına göre göre açlık sınırı 11 bin 658, yoksulluk sınırı 37 bin 974 liraya yükseldi. Böylece asgari ücret açlık sınırı altında kaldı. Verilere göre dört kişilik bir ailenin temel gıda harcamaları 11 bin 658 TL’ye, gıdaya ek olarak kira, faturalar ulaşım, eğitim vb zorunlu harcamaların tutarı 37 bin 974 TL’ye yükseldi. Önceki ay açlık sınırı 10 bin 373 TL, yoksulluk sınırı ise 33 bin 788 TL olmuştu. Türk-İş’in çalışmasına göre, gıda fiyatları Temmuz’da aylık yüzde 12,38, yıllık yüzde 70,44 oranında artış gösterdi.

Milyonlarız ama sendikamız yok

Türkiye'de işçi statüsünde kayıtlı çalışanların yüzde 85'inden fazlasının hâlâ sendika üyeliği yok. Defalarca yazdığımız gibi: Sendikalar olmadan mücadele büyümez, ortak talepler kazanılamaz. Resmi Gazete'de yayınlanan işkollarındaki işçi ve sendika üyelik sayıları, işçi hareketindeki vahim boşluğu bir kez daha teyit etti. Son altı ayda sendika üye sayısı artmış olsa bile Türkiye genelinde 16 milyon 413 bin 359 işçiden sadece 2 milyon 421 bin 940'ının sendika üyeliği bulunuyor. Yani sendikalaşma oranı yüzde 14.76.  Ocak ayında bu oran yüzde 14.42 seviyesindeydi. Sendikalaşma oranının düşüklüğünün başlıca patronların sendika düşmanlığı. Birçok işkolunda ve işyerinde örgütlenmek isteyen işçiler, işten atılmakta ve sendikaların önü kesilmektedir. Böylece toplu pazarlık imkanı ortadan kaldırılmakta. Not: Türkiye'de işçi sayısı 30 milyondan fazladır. Memurlar, sözleşmeliler de işçi sınıfının bir parçasıdır. Resmi veriler, SGK'ya kayıtlı ve işçi statüsünde çalışanları kapsıyor. Buna karşılık tarım işçileri gibi birçok işkolunda sigortasız çalıştırılan kitleler var.

SES: Grevli TİS hakkı, gerçek toplu sözleşme

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) yarın başlayacak toplu sözleşme görüşmelerinde savunacağı talepleri duyurdu. Ayrıca sendikanın kuruluş yıldönümü olan 1 Ağustos'ta greve çıkacaklar. Diğer sağlık sendikaları ve emek meslek örgütleriyle birlikte yapılacak grev, iki gün yani 1-2 Ağustos'ta gerçekleşecek. Hastane önleri ve şehir merkezlerinde basın açıklamaları yapılacak. SES'in genel talepleri şöyle: Performans, ek ödeme, taban, teşvik değil, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret istiyoruz. Bunun üzerine yapılan işin niteliği ve riski, eğitim durumu, hizmet yılı gibi kriterler eklenerek giydirilmiş ücretler belirlensin. Haklarında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın Grevli toplu sözleşmeli, özgür pazarlık hakkı içeren sendika yasası çıkarılsın, Sağlık ve sosyal hizmetler alanında OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdam edilerek, sözleşmeli tüm çalışanlar 657 4/A kapsamına alınsın. Sosyal hizmetler hak temelli olarak verilsin. Bağımlılık ilişkisi yaratan sistem değişsin.

İzmir’de metro ve tramvay çalışanları grevde

İzmir Büyükşehir Belediyesi şirketleri ile sendik arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamadı. Sabah 05:00 itibarıyla metro ve tramvay seferleri grevle durdu. Ajansların aktardığına göre İzmir Büyükşehir Belediyesi şirketlerinden İzmir Metro A.Ş ve İzBB’nin işveren sendikası Sosyal Demokrat Kamu İşverenleri Sendikası (SODEM-SEN) ile metro ve tramvayda örgütlü olan Demiryol-İş Sendikası arasında gerçekleşen, 625 çalışanı ilgilendiren, TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamadı. Metro A.Ş.’nin Halkapınar’daki Genel Müdürlük binasındaki son toplantıda da tarafların ilgili 11 madde üzerinde anlaşma sağlayamadığı öğrenilirken, sabah saat 05.00’ten itibaren metro ve tramvayda şalterler indi, seferler durdu. Metro A.Ş.’nin Halkapınar’daki Genel Müdürlük binası önünde basın açıklamasında bulunan Demiryol-İş Sendikası İzmir Şube Başkanı Hamdullah Giral, “Haklı taleplerimize karşılık bulamadığımızdan daha önce aldığımız grev kararımızı bu saatten sonra uygulamaya koyuyoruz. Son dakikaya kadar elimizi uzattık, kapımızı açık tuttuk. Bu saatten sonra grev kararımızı alsak da yine kapımız açık. Yeter ki emekçinin emeğinin karşılığını verin. Hodri meydan diyoruz. Bizi bu grev kararını uygulamaya koymakta zorlayanlar, zorda bırakanlar bundan sonra düşünsün. Şimdi hep beraber halaylarla alkışlarla grev uygulama ilanımızı asıyoruz” dedi.

İzBB işçileri geriye dönük alacaklarını istiyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi İZENERJİ ve İZELMAN işçileri, TİS farkından kaynaklanan 4 aylık alacaklarının derhal ödenmesi talebiyle yarım gün iş bıraktı. Yaklaşık 18 bin işçinin geriye dönük alacakları ödenmediği taktirde Genel-İş sendikası şubeleri 1 Ağustos'ta tam gün iş bırakacak. 20 ile 40 lira arası alacakları bulunan işçilerin mücadelesini duyuran Genel-İş İzmir 3 No’lu Şube Başkanı Faruk Saral şunları söyledi: “Biz İzmir Büyükşehir Belediye işçileri gece gündüz demeden 7 gün 24 saat esasına göre doğumdan ölüme soğuk, sıcak demeden büyük bir özveriyle belediyenin gülen yüzü ve hizmet edenleriyiz. Biz emekçiler olarak toplu iş sözleşmemizde yazan sürenin yanı TİS farkları son ödeme tarihine kadar sabırla bekledik. Ve gün geldi, iş de o günün sabahında hep birlikte üretimimden gelen gücümüzü kullanarak buradayız, alacaklarımızı istiyoruz. Fazlasını değil hakkımız olanı istiyoruz." Ne olmuştu? 1 Ocak 2023 ile 31 Aralık 2024 tarihini kapsayan sözleşmede yaklaşık 18 bin işçinin geriye dönük alacaklarının 90 gün içinde ödenmesi kararlaştırıldı. Fakat İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, bunu yerine getirmedi.

Geri 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 İleri

Bültene kayıt ol