Lübnan: İsrail tankları BM üssüne zorla girdi

İsrail devletinin vahşeti devam ediyor: Filistin'e özgürlük!

Doğu Kudüs’ün İsrail tarafından işgalinin yıl dönümünde, İsrail polisinin Mescid-i Aksa’da nöbet tutan Filistinlilere göz yaşartıcı bomba, plastik mermi ve ses bombalarıyla yaptığı saldırıyla başlayan İsrail’in devlet terörü ve Filistinlilerin direnişi sürüyor. 7 Mayıs’ta başlayan İsrail güvenlik güçlerinin Filistinli sivillere karşı giriştiği vahşi saldırılar dün de kesintisiz biçimde sürdü. Doğu Kudüs’teki İsrail saldırılarında yüzlerce sivilin yaralandığı belirtiliyor. Yüz binden fazla Filistinli, Ramazan Bayramı namazını Mescid-i Aksa'da kıldı.  İsrail'in Gazze'ye saldırılarında yaşamını yitirenlerin sayısı 83'e yükseldi İsrail uçakları, Gazze’nin Beyt Lahiya bölgesindeki Şeyh Zayid kenti çevresini havadan bombardımana tuttu, saldırıda bölgedeki pek çok bina yıkıldı. İsrail'in Şeyh Zayid kentine gerçekleştirdiği saldırılarda yıkılan bir evin enkazında 2 Filistinlinin cansız bedenine ulaşıldı. Sivil savunma ekipleri, enkazdan çok sayıda kişiyi yaralı olarak çıkardı. İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda 11 kişinin daha hayatını kaybetmesiyle yaşamını yitirenlerin sayısı 83'e yükseldi, yaralı sayısı 400'ü aştı. Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, İsrail askerlerinin Batı Şeria'nın pek çok kentinde Filistinlilere gerçek ve plastik merminin yanı sıra göz yaşartıcı gazla gerçekleştirdiği müdahalelerde yaşamını yitirenlerin sayısı 3'e, yaralananların sayısı ise 51'e yükseldi. İsrail, Gazze’ye kara harekâtı planlıyor İsrail Ordusu sözcüsü Jonathan Conricus, bugün yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne kara harekâtı hazırlıklarını sürdürdüğünü söyledi. Conricus son çatışmaların başlangıcından bu yana İsrail'e Gazze Şeridi'nden 1600 roket atıldığını, İsrail'in Demir Kubbe füze savunma sisteminin yaklaşık yüzde 90'lık bir etkinlik gösterdiğini, Gazze'deki 600 hedefin vurulduğunu söyledi. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile görüşen ABD Başkanı Joe Biden, İsrail'in saldırılarını savundu.

Kolombiya’da kitle gösterileri nereye gidiyor?

Kolombiya yaklaşık iki haftadır yüz binlerin eylemleriyle sarsılıyor. Ekonomik taleplerle başlayan grev ve gösteriler hızla politik taleplere de evrilmiş durumda.  Telesur kanalının haberine göre, eylemlerin başladığı 28 Nisan’dan bu yana polis tarafından gerçekleştirilen 1.773 şiddet olayı, 37 ölüm, 359 kayıp ve 11 cinsel saldırı yaşandı.  Her şey iktidardaki sağcı Ivan Duque hükümetinin, salgın koşullarında kötüye giden ekonomiyi toparlamak için “Sürdürülebilir Dayanışma Yasası” tasarısını Kongreye sunmasıyla başladı. Aslında bir vergi yasası olan tasarıda KDV’nin yükseltilmesi ve vergi tabanının genişletilmesi yer alıyor. Yasaya karşı kurulan ve yedi sendikanın birleşmesiyle oluşturulan Ulusal Grev Komitesi daha sokağa çağrı yapar yapmaz kazanım elde etmeye başladı. Önce vergi yasası geri çekildi. Ardından Hazine Bakanı Alberto Carrasquilla istifa etti. Tepki çeken bir diğer hükümet kararı olan 4,5 milyar dolarlık “24 savaş uçağı alımı” planından da vazgeçildi. Ancak Komite eylemlere devam kararı aldı çünkü ülkede işsizlik ve yoksulluk ciddi bir seviyede. Üstelik sağcı iktidar FARC gerillaları ile süren barış sürecini baltalayan saldırılara girişmiş durumda. Geçtiğimiz beş yılda resmi olarak barışın devam etmesine rağmen 276 eski FARC militanı ve 900’den fazla topluluk lideri öldürüldü. Başkan Duque ise o dönem barış sürecini başlatan partinin milletvekili iken bu sürece karşı çıkarak kendi partisini kurmuş ve iktidara gelmişti. Komite, ilan ettiği taleplerde hem ekonomik adalet hem herkesin aşılanması hem de barış sürecine sadık kalınması çağrısı yapıyor. Polis şiddetine rağmen grevler ve gösteriler sürüyor. Kolombiya sokaklarını dolduran yüz binlerin yaş ortalaması oldukça düşük. Eylemler, genç işsizler ve geleceksizler hareketi haline gelmiş durumda. Kadınlar, feministler cinsel şiddete karşı sloganlar atıyor. Trans seks işçileri yürüyüşlerde yer alıyor.  Her ne kadar eylemler birleşik bir grev komitesi tarafından yürütülüyor olsa da aslında ekonomiyi kilitleyen bir genel grev henüz örgütlenebilmiş değil. Kolombiya’da devletin şiddet mekanizmasını etkisiz kılacak tek gelişme gerçek bir genel grevin örgütlenmesi olacaktır.

Irkçı İsrail yönetimine göre Filistinlilere yapılan devlet terörü 'yeni bir savaş'

İsrail'in gece boyu Gazze'ye düzenlediği hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 48'e, yaralıların sayısı 296'ya yükseldi. Filistin Sağlık Bakanlığı, hayatını kaybedenlerden 14'ünün çocuk olduğunu açıkladı. İsrail'in Lod kentinde Yahudi yerleşimciler tarafından öldürülen Filistinlinin cenazesinde çıkan olayların ardından kentte OHAL edildi. Gece boyu Gazze'ye saldırıları devam eden İsrail savaş uçakları, sabahın erken saatlerinde, Gazze'deki Filistin direniş güçlerine ait güvenlik merkezleri ve polis karargâhlarına şiddetli saldırılar düzenledi. Kudüs’teki Şeyh Jarrah mahallesinde bulunan evlerinden zorla çıkarılmak istenen Filistinliler için uluslararası çapta imza kampanyası başlatıldı. İsrail polisi, işgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’da sabah namazından sonra bir kez daha Filistinli gençlere saldırdı, olaylar çok büyümeden son buldu. Dün akşam Mescid-i Aksa'nın içinde bulunduğu Şam Kapısı'nda İsrail polisinin Filistinlilere müdahalesinde 27 Filistinli yaralandı. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu saldırıya bütün güçleriyle devam edeceklerini söyledi. İsrail Savunma Bakanı, ''Gazze'ye ağır darbeler indirdik, birçok hedefimiz var ve bu sadece başlangıç'' açıklamasını yaptı. Hamas Sözcüsü Fevzi Berhum, yaptığı yazılı açıklamada, "Filistin direnişi, halkın korunmasının yanı sıra işgal güçlerinin ihlalleri, Kudüs halkı ve Mescid-i Aksa'da ibadet edenlerin aleyhinde işlediği suçlar, Gazze'deki sivilleri, çocukları ve direniş mevzilerini hedef alması karşısında güçlü ve doğrudan yanıt verilmesi sorumluluğunu üzerine aldı" ifadelerini kullandı ABD’de Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, Hamas'ın İsrail'e füze atmasını kınarken, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını kınamadı.

Covid-19 ve otoriterleşme: Kapitalizmin sefaleti

Özdeş Özbay aylardır milyonlarca insanın yaşamını mahveden salgın hastalığın kapitalist sistemle ve otoriter rejimlerle bağını tartışıyor.

DSİP: İsrail bir kez daha savaş suçu işliyor

Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP), ırkçı İsrail devletinin işgal ettiği Filistin'de işlediği insanlık suçlarını kınayarak, Filistin halkının özgürlüğü için küresel dayanışmayı büyütme çağrısı yaptı. İsrail polisi, Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa’ya arka arkaya saldırdı. Saldırıda namaz kılan cemaate yönelik ses bombaları, tazyikli su ve plastik mermiler kullanıldı. Meclis-i Aksa yıllardır İsrail işgali altında bulunan Doğu Kudüs’te yer alıyor ve İsrail ne zaman Filistin’e yönelik ağır bir şiddet uygulamaya karar verirse Mescid-i Aksa’ya saldırıyor. Filistin halkını tahrik etmek, tüm Arap halklarına gözdağı vermek, tüm dünyada kalbi Filistinlilerle atan savaş karşıtlarını öfkelendirmek, dizginsiz bir güç gösterisi yapmak için Mescid-i Aksa daima İsrail’in deneme tahtası olarak kullandığı bir yer hâline geldi.  Arka arkaya 2 gün saldırı oldu. İlk saldırıda 205 Filistinli yaralanmıştı. İkinci saldırı ise ilk saldırıya tepki gösteren Filistinlilere yöneldi. 10 Mayıs sabahı erken saatlerde binlerce Filistinli sabah namazını Mescid-i Aksa'da kıldı. Namazın ardından Filistinliler, Mescid-i Aksa'nın avlusunda gösteri düzenledi. Bir yandan da ırkçı, aşırı sağcı ve saldırgan İsraillilerin saldırı ihtimaline karşı bazı noktalarda barikatlar kurdu. İsrail polisi ise Filistinlilere şiddetli bir şekilde saldırdı. Bilgiler yüzlerce kişinin yaralandığı ve en az 50 kişinin çevredeki hastanelere kaldırıldığı yönünde. Fakat hızını alamayan İsrail bu kez de Gazze’de bir mahalleyi savaş uçaklarıyla bombaladı. Bu saldırılarda 27 Filistinli yaşamını yitirdi, 103 kişi yaralandı. Ölenlerden 9’u çocuk.   Nisan ayında İsrailli ırkçı ve faşistler, polisin göz yummasıyla Filistinlilere karşı bir pogrom girişimi örgütlemişlerdi. Bir gece boyunca sabaha kadar "Araplara Ölüm", "Yahudi namusunu yeniden kuralım", "Köyleriniz yansın" gibi sloganlarla 105 kişiyi hastanelik etmişlerdi. O linç girişiminde yaralanan 22 kişi hastaneye kaldırıldı.  İsrail devleti, on yıllardır sürdürdüğü işgale ve Filistin halkına düşmanlığına, İsrailli faşistlerin linç girişimlerinden de destek almaya başladı. Lehava adlı örgüt, ırkçı linç girişimi çağrıları yapıyor. ABD gibi ülkelerin Filistin’in işgalini büyütme girişimine verdikleri emperyalist destek, İsrail’in elini kolaylaştırıyor ve onlarca yıldır dünyanın gözü önünde bir katliam yaşanıyor. İsrail Filistin halkına saldırılarına son vermelidir. Hiç zaman kaybetmeden, Mescid-i Aksa’dan derhal geri çekilmelidir! İsrail derhal Filistin topraklarından çekilmelidir! İşgale hemen son verilmelidir. Türkiye’de hem dünya savaş karşıtlarına çağrı yapan bir dayanışma hareketine ihtiyacımız var, hem de iktidara baskı uygulayacak bir harekete.  İktidar, artık bir klişeye dönüşmüş biçimsel kınamaları bir kenara bırakmalıdır. İsrail’le tüm ikili anlaşmaları, askeri ve ekonomik iş birliklerini hemen askıya almalıdır. Yüksek sesle bağırmak politika yapmak anlamına gelmiyor. Filistin halkıyla dayanışmak için somut adımlar atılmalıdır. Üstelik iktidarın bir görevi daha var.  Antisemitist açıklamalara, nefret söylemini kullanarak Filistin halkıyla dayanışma görüntüsü altında hem genel olarak Yahudilere karşı ırkçılık yapanlara, hem de Türkiye’de yaşayan Yahudi yurttaşlara yönelik ırkçı söylemleri kullananlara taviz vermemelidir. Yanlış olan İsrail’in katliamlarına karşı çıkmak değil, İsrail devletinin işgalciliğinden bir halkın bütününü sorumlu tutmaktır. Bu yüzden Yahudi düşmanlığına da karşı çıkmayan bir Filistin’le dayanışma eylemi, sadece eylemin yapıldığı yerdeki ırkçılara yarar. Tüm kamuoyunu, Filistin halkıyla dayanışmaya, hükümeti ise hemen somut adımlar atmaya çağırıyoruz. DSİP 11.5.2021

İşgalci İsrail vahşeti sürdürüyor: Gazze'ye hava saldırısı, en az 28 Filistinli yaşamını yitirdi

İsrail güvenlik güçlerinin Kudüs'teki Şeyh Cerrah ve Mescid-i Aksa'da Filistinlilere yönelik saldırılarının ardından İsrail ordusu Gazze'ye hava saldırıları düzenledi, 27 kişi yaşamını yitirdi, 103 kişi yaralandı.  Filistin Sağlık Bakanlığı ilk yaptığı açıklamada Hamas'ın roket saldırılarına misilleme olarak İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda 9'u çocuk 20 Filistinlinin öldüğünü duyurdu. Gazze'deki Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, son saldırıların ardından beş kişinin daha hayatını kaybetmesi sonucu toplam can kaybının 25'e yükseldiği kaydedildi. İsrail polisi, Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıları protesto etmek için düzenlenen eylemlere katılan 98 Filistinliyi gözaltına aldı. Söz konusu Filistinliler, İsrail polisinin Mescid-i Aksa'da nöbet tutanlara saldırmasını protesto etmek amacıyla dün akşam İsrail’in birçok bölgesinde eylemler düzenledi. Polisten yapılan açıklamada, İsrail'in kuzeyinde 67, güneyindeki Rahat kentinde de 31 kişinin gözaltına alındığı belirtildi. Binlerce Filistinli, dün Harem-i Şerif'te Yahudi yerleşimcilerin saldırısına karşı nöbet tutmuş, İsrail polisi Mescid-i Aksa'yı basarak, nöbet tutan Filistinlilere, plastik mermi, göz yaşartıcı gaz ve ses bombalarıyla müdahale etmişti. Filistin Kızılayı'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, İsrail polisinin dün Doğu Kudüs'teki müdahaleleri nedeniyle 5’i ağır, 520 kişi yaralandı. Filistin’den son gelişmeler şöyle: 10 Mayıs Sabah saatlerinde binlerce Yahudi yerleşimci, saat 07.00'da Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemek için toplandı. Filistinliler, Kıble Mescidi'nin kapılarında, Yahudi yerleşimcileri engellemek üzere barikatlar kurdu. İsrail güçleri şiddetli bir şekilde Kıble Mescidi'ndeki barikatlara saldırdı. İsrail polisi, Yahudi yerleşimcilerin Şam Kapısı'ndan Mescid-i Aksa'ya girmesine izin verileceğini açıkladı. Başta Şam Kapısı ve Hıtta Kapısı olmak üzere Mescid-i Aksa'da çatışmalar başladı. Çok sayıda Yahudi yerleşimci Kudüs'te Mescid-i Aksa'ya doğru yürümeye başladı. İsrail askerleri Kudüs'ün Şeyh Cerrah Mahallesi'nde Filistinlilere saldırdı.  Gazze merkezli birçok Filistinli grubun Yahudi yerleşimlerine saldırılar düzenlemeye başladığı bildirildi. Başta Siderot ve Askalan olmak üzere İsrail'in güneyindeki birçok Yahudi yerleşimi füzelerle hedef alındı. Füze saldırılarının ardından İsrail polisi Kudüs'te radikal Yahudiler tarafından düzenlenen gösterilerin iptal edildiğini açıkladı. İsrail ordusu Gazze’ye hava saldırısı başlattı. Filistin Sağlık Bakanlığı, Gazze'deki İsrail hava saldırılarında şimdiye dek 3’ü çocuk 20 Filistinlinin hayatını kaybettiğini, 65 Filistinlinin yaralandığını açıkladı.  11 Mayıs İsrail'in Gazze'ye yönelik bombardımanları, Gazze'den İsrail'i hedef alan roket saldırıları devam etti. İsrail'in Gazze Şeridi'nde düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı 25'e yükseldi. Bunlardan 9'unun çocuk olduğu belirtildi. Türkiye’de ve Avrupa’nın çeşitli kentlerinde İsrail’in saldırılarını protesto gösterileri düzenlendi.

İşgalci İsrail devleti, Doğu Kudüs’te saldırılarına devam ediyor

İsrail devleti, Doğu Kudüs’te Filistinlilerin mülklerine el koymaya, yerlerine siyonist Yahudileri yerleştirmeye devam ediyor. İşgal altındaki Doğu Kudüs, Şeyh Cerrah Mahallesi’nde yaşayan Filistinlilere zorunlu göç tehdidi nedeniyle gergin günlere sahne oluyor.  İsrail’de bir mahkeme, geçen hafta 12 Filistinli ailenin evlerinin boşaltılmasına ve yerlerine Yahudi yerleşimcilerin yerleştirilmesine karar vermişti. Bunun üzerine Filistinliler mahallede nöbet tutmaya başladılar. Şeyh Cerrah Mahallesindeki evlerin boşaltılması tehdidine karşı Müslümanlar geçen Cuma Mescid-i Aksa’da 70 bin kişinin katıldığı Cuma namazı kıldılar, namaz sonrası evlerin boşaltılmak istenmesini protesto etmek için bir araya geldiler. İsrail polisi, 7 Mayıs Cuma akşamı teravih namazı sırasında Mescid-i Aksa başta olmak üzere, Doğu Kudüs'ün farklı noktalarında plastik mermi ve ses bombalarıyla Filistinlilere saldırdı. Filistin Kızılay’ı, İsrail polisinin müdahalesi nedeniyle 205 Filistinlinin yaralandığını açıkladı. Öte yandan İsrail’in Doğu Kudüs’ü 1967’deki işgalinin yıl dönümü olan 9 Mayıs’ta Siyonist eylemciler Doğu Kudüs sokaklarında gösteriler yaptılar, Mescid-i Aksa’ya baskın yapılması gerektiğini savundular. İsrail polisi, 9 Mayıs’ta işgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’da fanatik Yahudilerin baskınını önlemek için nöbet tutan Filistinlilere saldırdı. Filistin Kızılay’ı saldırıda 90 kişinin yaralandığını, yaralananlar arasında bir yaşında bebek ve çocukların da olduğunu açıkladı. Yaralanmaların çoğunun plastik mermiyle yüz, göz ve göğüs bölgesinden olduğuna değinilen açıklamada, hastanelerde doluluk yaşanması nedeniyle bölgede sahra hastanesi kurulduğu ifade edildi. Saldırıların Müslümanlar için kutsal bir mekân kabul edilen Mescid-i Aksa’da ve yine kutsal ay kabul edilen Ramazan ayında yapılması Filistinlilerin tepkisini arttırdı. ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul etmesi İsrail’in bugünkü saldırganlığını daha da cesaretlendiriyor.

Madrid seçimleri: Sol iktidardaki performansı nedeniyle cezalandırıldı

Madrid'deki bölgesel seçimler, İspanyol siyasetinde sağdan gelen tehlikeyi gösterdi . Muhafazakar Halk Partisi (PP) oylarını ikiye katlayarak yüzde 45'e çıkardı ve Madrid meclisinde neredeyse çoğunluğu elde etti. PP adayı Isabel Díaz Ayuso, İspanyol milliyetçiliğini, neoliberal siyaseti ve Covid-19 kısıtlamalarına karşı muhalefeti kucaklayan bir platformda durdu. Ayuso'nun siyasi çizgisi, "Özgürlük ya da Komünizm" sloganıyla özetlenebilir. Ayuso, merkez-sol koalisyon ulusal hükümetinin koronavirüsün yayılmasını önlemek için aldığı kısıtlı sınırlı girişimlere meydan okumak için Madrid belediye başkanı konumunu kullandı. Kapatma kısıtlamalarının en yüksek olduğu zamanlarda bile başkentteki barları ve restoranları kapatmayı reddetti. Bu, perakende ve eğlence mekanı patronların ile Ayuso'nun kampanyasının arkasında toplanan küçük mülk sahipleri arasında yankı uyandırdı. Seçime giden aylar boyunca, kısıtlamaların kaldırılmasını talep eden büyük seferberlikler düzenlediler. Pandemi başladığından beri, sadece Madrid bölgesinde en az 15 bin kişi Covid'den öldü. Bölge şu anda ülkedeki en yüksek enfeksiyon oranlarından birine sahip. Faşist unsurların yer aldığı aşırı sağdaki Vox partisi de koltuk sayısını 12'den 13'e çıkardı.  Bütün bunlar siyaseti daha da sağa çekecek. Zayıflık Madrid seçimleri, solun zayıflığının altını çizdi. Britanya'daki İşçi Partisi'ne benzer olan iktidardaki Sosyalist Parti'nin (PSOE), oy oranı on düştü ve yüzde 17'ye geriledi. Küçük ortağı Podemos, parti lideri ve kurucusu Pablo Iglesias'ın bölgede seçime katılmasına rağmen yalnızca yüzde 7'lik bir oy elde etti. İglesias beşinci oldu ve sonucun ardından tüm görevlerinden istifa ettiğini ve siyaseti bıraktığını açıkladı. Her iki taraf da Covid-19 salgınını görevde halletmelerinin bedelini ödedi. İspanyol kapitalizmi PSOE ve Podemos'un yöneticilerinin pratikte sermayenin çıkarlarına öncelik verdiği gibi, yıllarca kemer sıkma ve iş kayıplarını geride bırakma umuduyla seçildi . Ancak Avrupa'daki en yüksek enfeksiyon oranlarından birine ve sıradan insanlar için ekonomik zorluklara yol açtılar. Seçmen katılımı genel olarak çok yüksek olmasına rağmen, en fakir ilçeler en düşük katılımı gösterdi. Sağ, kendi tabanını harekete geçirmek daha başarılıydı. Podemos'tan ayrılan Mas Madrid, 24 sandalyeyle soldaki en iyi oyu elde etti. İspanyol hükümetinin siciliyle ilişkilendirilmemesinden faydalandı. Ancak üç sol partinin birleşik oyu sağdakinin çok altındaydı. İspanyol devleti, 2008 ekonomik krizinden bu yana sürekli bir kargaşa içinde. Monarşi gibi geleneksel partiler ve kurumlar da yolsuzluk skandallarıyla sarsıldı. Katalonya'daki bağımsızlık hareketi neddeniyle birleşik bir İspanyol devletinin varlığı bile sorgulandı. Siyasi ilk başta solun lehine çalıştı. Ancak Podemos'un odak noktası, sokaklarda kitle hareketini inşa etmek değil, seçimleri kazanmaktı. Aşırı sağa karşı kitlesel seferberlikler ve Podemos deneyiminden ders alan bir sol, akıntıyı sağın gerilmesine çevirmek için çok önemlidir. Héctor Sierra (Socialist Worker)

Dünya gıda fiyatları, son 7 yılın en yüksek seviyesine çıktı

Pandemide milyarca insanın geliri düşerken, küresel gıda fiyatlarında artış devam ediyor Koronavirüs salgınının tedarik zincirlerini sıkıştırması, iklim krizi ve üretim maliyetleri tehdidin boyutunu artırıyor. FAO (BM Gıda ve Tarım Örgütü)’nün yaptığı açıklamaya göre, tahıl fiyatları, Nisan’da aylık bazda yüzde 1,2 artarken, yıllık bazda yüzde 26 yükseldi.  Arjantin, Brezilya ve ABD’de ekim alanlarının daralması ve iklim kaynaklı endişeler mısır fiyatlarını aylık yüzde 5,7, yıllık yüzde 66,7 artırdı.  Buğday fiyatları büyük ölçüde sabit kaldı, pirinç fiyatları ise geriledi. Arpa fiyatlarında da kısmi bir gevşeme yaşandı. Süt, tereyağı, süt tozu ve peynir fiyatı, bu ürünlere gelen Asya kaynaklı güçlü talep ile aylık bazda yüzde 1,2 yükseldi. Et fiyatları yüzde 1,7 arttı. Hem büyükbaş hem de küçükbaş hayvan eti ile domuz etine artan talep fiyatlarda yükselişe neden oldu. Özellikle Doğu Asya’dan gelen güçlü talep, söz konusu fiyat artışlarını destekledi. Şeker fiyatı aylık bazda yüzde 3,9 artarken, yıllık bazda yaklaşık yüzde 60 yükseldi. Brezilya’da şeker hasadının yavaşlaması ve Fransa’da yaşanan don hasarına ilişkin endişeler, şeker fiyatında artışa neden oldu. Dolar cinsinden ihracat fiyatları üzerinden hesaplanan gıda fiyatları endeksinde nisanda, bir önceki yılın aynı ayına göre artış yüzde 30,8 oldu. Kapitalist sistem insanların yeterli gıdaya erişmesine imkân sağlamıyor Birçok ülkenin parasal ve mali genişlemeye gitmesi, covid kısıtlamaları, küresel talepteki artışa uygun arz sağlanamaması, üretici ülkelerin ihracat kısıtlamaları ve artan stoklamalar gıda fiyatlarındaki artışta etkili oluyor. Yoksullaşan kitlelerin salgın döneminde artan fiyatlarla başa çıkabilmesi giderek daha da zorlaşıyor. 2019 yılında dünyada 690 milyon insan yetersiz beslenirken, 2020 yılında bu sayı covid salgını nedeniyle 840 milyona yükseldi.  Kapitalizmin yıkılması, uluslararası ölçekte bütün insanların yeterli gıdaya erişmesine imkân sağlayacak bir sistem kurulması şart.

Geri 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 İleri

Bültene kayıt ol