İktidarın ve temsil ettiği patronların ekonomik saldırısını püskürtmek için kitlesel 1 Mayıs gösterileri iyi bir fırsat. Fakat konfederasyonlar ayrı ayrı eylemler yapmayı planlıyor.
İşçi sınıfının uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü yaklaşıyor.
31 Mart yerel seçimlerinde Erdoğan ve ortaklarının yenilgisinin başlıca sebebi yürüttükleri ekonomi politikaydı.
Sandık kapandı, şimdi kartlar yeniden karılıyor. İşçilerin bu gidişatı tersine çevirebilecek yegane aktör olarak ortaya çıkmaları hem bir gereklilik hem de uygun koşullara sahip.
Birleşik 1 Mayıs gösterileri düşük ücret dayatmasına, geçim sıkıntısına, iş cinayetlerine milyonlarca çalışanın sesini duyurduğu kürsüler olabilir.
Bu gerçeğe rağmen en fazla üyeye sahip sendikal konfederasyonlar ayrı ayrı mitingler yapma planlarını duyuruyor.
En fazla üyeye sahip Türk-İş, 1 Mayıs mitingini Bursa'da yapacak.
Hak-İş konfederasyonu Kocaeli'nde kutlama yapacak.
DİSK ve KESK ise İstanbul'da Taksim'de buluşma çağrısı yaptı.
Memur-Sen, Samsun'da miting yapacağını duyurdu.
Sendika yönetimleri arasındaki rekabet ve görüş farklılıkları, 1 Mayıs'ın ortak bir mücadele kürsüsü olmasının önüne geçmemeli.
İşçilerin, emekçilerin, emeklilerin bugünkü ihtiyacı birleşik ve kitlesel 1 Mayıs'tır.
Paket başı ücret dayatmasına isyan eden Vigo motokuryeleri, 15 Nisan Pazartesi günü şirketin İstanbul Kadıköy'deki merkezi önünde toplanacak.
Getir’e bağlı Vigo şirketinde çalışan motokuryeler, saatlik ücret 85₺ artı paket başı ücret 50₺'ye çalışırken, paket başı 75₺ çalışma dayatıldı.
Bunun üzerine kontak kapatan ve İstanbul'un birçok ilçesinde eylemler yapan Vigo işçileri, direnişe devam kararı aldı.
Motorlu Kurye İşçileri Derneği'ndeki toplantının ardından açıklama yapan işçiler, yaşanan haksızlığı aktardı: Vigo sitesine göre 5 bin motokurye çalışıyor. Paket başı ücret dayatmasıyla birlikte günlük 50 lira, ayda ortalama 10 bin gelir kaybına uğratıldılar. Vigo'nun işçilerin 50 milyon lirasına el koydu.
TEHİS'te örgütlenen motokuryeler, tüm arkadaşlarını 15 Nisan saat 15:00'te Kadıköy Kozyatağı Nida Kule’deki Vigo merkezi önde toplanmaya çağırıyor.
6 Nisan Cumartesi Beşiktaş Vigo merkezinin önünde toplanarak eylem yapan Vigo kuryeleri, taleplerine karşılık bulamamaları neticesinde direnişe devam etme kararı almışlardı. Düzenledikleri basın açıklamasında başta Getir olmak üzere Vigo ile çalışan şirketlere yönelik boykot çağrısı yaptıktan sonra kuryeler kontak kapatarak Bakırköy’e geçtiler.
Bu süreçte Vigo’yla sözleşmesi olan Tavuk Dünyası, Köfteci Yusuf, Pizza Lazza, Maydonoz Döner önlerinde eylem yapan kuryeler, Bağcılar, Bahçelievler, Şirinevler, Esenler ve Gaziosmanpaşa’da konvoylar gerçekleştirdiler.
8 Nisan Pazartesi günü ise Vigo’nun Kozyatağı'ndaki merkezi önünde açıklama yaptıktan sonra Bağdat caddesinde kontak kapattılar.
Kuryeler, resmi bayram tatilinin başlamasından bir gün önce Whatsapp’larına gönderilen mesajla paket başına geçeceklerini öğrendiklerini dolayısıyla itiraz ve taleplerini görüşmek için muhatap bulamadıklarını belirtiyorlar. Saatlik ücret teklifi üzerine şirkette çalışmaya başlamalarına rağmen patronların aldığı paket başı kararına uymaya zorlandıklarını anlatıyorlar.
Paket başı sistem, güvencesiz çalışma koşullarına ek olarak çalışanlar üzerinde üzerinde hız baskısı yaratıyor. Motor kuryeler için bunun sonuçları hayati olabilir. Zira Vigo Kuryesi ve Tehis üyesi Yasin Kölge, 2023 yılında gerçekleşen 68 motor kurye ölümünden 40 tanesinin paket başı çalışan kuryelerden oluştuğunu hatırlatıyor.
Zorlu koşullar altında çalışan, hayatlarını tehlikeye atmak pahasına siparişleri yetiştirmeye çalışan motokuryelere sefalet ücretleri dayatılıyor. Bu dayatmayı püskürtmek için harekete geçtiler.
Motorlu Kurye İşçileri Derneği duyurdu:
"Getir’e bağlı Vigo şirketinde çalışan motokuryeler olarak, bugün saatlik ücret 85₺ artı paket başı ücret 50₺ çalışırken, yarın paket başı 75₺ çalışmak zorunda olduğumuzu öğrendik."
Bunun üzerine Kocaeli ve İstanbul'da bulunan yüzlerce motokurye direnişe geçti.
Marksist.org muhabiri, haklarını isteyen işçilerle birlikte Beşiktaş'taki Vigo şubesi önündeki eylemdeydi.
İstanbul'un birçok ilçesinde protesto eylemi yapan Vigo motokuryeleri Bakırköy'de buluşarak ücretleri düşürme saldırısına karşı çıktı.
Kazanana kadar mücadeleye devam edeceklerini duyuruyorlar.
Vigo işleri kontak kapattı: Azraille dans ediyoruz
"Saatlik garanti ücret yerine paket başı ücret uygulamasına zorlanan Vigo kuryeleri, Beşiktaş’taki Vigo binası önünde toplanarak basın açıklaması gerçekleştirdi.
Paket başı uygulumasına habersizce geçirilen Vigo kuryeleri, daha hızlı dağıtım yapmaya zorlandıklarını ve bu yüzden canlarını riske atmak istemediklerini belirttiler.
Vigo şirketi, yeni uygulamaya geçişi bayram tatili öncesindeki gece aniden haber vererek, işçilerin taleplerini iletebilecekleri yetkililerle görüşmelerini engellemiş oldu.
Haklarını alana kadar greve devam edeceklerini vurgulayan kuryeler, Vigo şirketinin çalıştığı başta Getir olmak üzere Tavuk Dünyası, Köfteci Yusuf gibi şirketleri boykot etmeye çağırıyor.
Esnaf kurye modeliyle çalıştıkları için sendikalaşamayan Vigo kuryeleri, Motorlu Kurye İşçileri Derneği ve TEHİS üzerinden birliklerini sağlıyorlar. Eyleme Yemeksepeti kuryeleri de destek verdi."
Manisa Akhisar'da kurulu olan fabrikada çalışan Birleşik Metal-İş üyesi işçiler, toplu iş sözleşmesinin anlaşmazlıkla sonuçlanması ve yasal arabuluculuk sürecinin de bitmesi üzerine grev kararı aldı.
İşçiler, fabrika alanında alkışlı sloganla yürüyüş yaptı ve taleplerini kazanıncaya dek mücadeleye devam edeceklerini duyurdu.
Sanayi kapitalist ekonominin kalbidir. Üretimin merkezinde bulunan ve çeşitli sendikalarda örgütlü olan sanayi işçilerinin ücretleri, ortalama ücretleri yukarıya çekebilecek yegane faktördür.
Özellikle toplu iş sözleşmesi süreçlerinde başta metal sektörü olmak üzere sanayide gelişen sendikal mücadelelere rağmen işçi ücretleri yıl be yıl eridi.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı verileri, sanayideki artı-değer sömürüsünü ve servet eşitsizliğinin kökenlerini ortaya koyuyor.
Yıllar içinde ne oldu?
Dolar bazında bakıldığında yıllara göre reel ücretler:
Sanayideki reel ücretler, iktidarın tam desteğine sahip Türkiye’nin en büyük şirketlerinin ne denli yüksek bir sömürüyle kasalarını doldurduğunu ortaya koydu.
Toplu iş sözleşmesi dönemi yakın zamanda bitti. Fakat sanayi işçilerinin yenisini bekleyecek zamanı yok.
Sanayideki sendikalar mücadeleye atılırsa, tüm işçilere örnek olur ve cesaret verir. Ücretleri yükseltmeyi başarırlarsa, tüm ücretler yükseltilebilir.
İstanbul’da bir gece kulübünde meydana gelen yangında 29 işçi hayatını kaybetti.
Ölenler garson, aşçı ve tadilatı yapan inşaat işçileri. İşletmenin sahipleri olan iki eski sabıkalı şahıs ise yangın sırasında orada yoktu.
Ortaya çıkan gerçekler, işçi katliamının göz göre göre geldiğini gösteriyor:
16 katlı bir binanın zemin kısmına kurulmuş olan gece kulübünün tadilatı için ruhsat alınmamış. Ruhsat için duvarları kaplayan bol miktarda yanıcı madde içeren döşemeleri kaldırmaları gerekirdi. Kaynak işlemi sırasında kaynak tüpünün patlamasıyla birlikte yanıcı maddeler tutuştu.
Yalnızca tek çıkış kapısı olan mekanın içinde mahsur kalanların çoğu dumandan zehirlenerek öldü. Bu sadece tadilatın değil işyeri ruhsatının da mevzuata aykırı olduğunu ortaya koydu.
İnşaatlardan, madenlere süregelen iş cinayetlerinin temel sebebi denetimsizliktir. Sadece açgözlü mafyatik patronlar değil, tüm denetleyici devlet kurumları da suçlu.
Protesto
İstanbul İSİG Meclisi'nin çağrısı:
İBB ile Belediye-İş Sendikası İzmir Şubeleri arasında görüşülen, 5500 işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi anlaşmayla sonuçlandı. İşçiler iki kez iş bırakıp, grev yapmıştı.
2024-2026 yıllarını kapsayan sözleşmede %67,07 maaş zammı, aynı oranda yan ve sosyal haklar içinde uygulanacak olup, 10+6+6 aylık enflasyon farkları kazanıldı. Ocak ayı içerisinde başlayan görüşmelerde belediye bürokratlarının ilk oturumda yüzde 30, ikinci oturumdae yüzde 45 zam teklifleri, sendika yöneticilerinin masayı terk etmesiyle sonuçlanmıştı. Bugün ise bir törenle imza atıldı.
Bundan sonraki süreçte işçilerin banka maaş promosyonlarında iyileştirme yapılmasına yönelik talepleri olacak. Bu görüşmelerden de olumlu sonuç alınıncaya kadar mücadele etme kararlılığındaki (sendika ve belediye bürokratlarına) tabandan gelen bir baskıya şahit olacağız.
Emekliler insanca yaşayacak maaş istiyor. İktidar 'kaynak yok' diyor. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ise bu yaklaşıma kökten karşı çıkıyor.
Emeklilikte insanca yaşam haktır diyen DİSK, Şişli'de emekliler buluşması düzenledi.
Eylemde “Avrupa’da ve Türkiye’de Emeklilerin Durumu: Emekli Aylıkları, Emekli Sayıları ve Emeklilere Ayrılan Kaynaklar” başlıklı rapor ise DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu tarafından sunuldu.
Raporda öne çıkanlar
Türkiye’de ortalama emekli aylığı merkez Avrupa ülkelerinin 6’da biri düzeyinde: Ortalama emekli aylığı İspanya ve Fransa’da 1400, Almanya ve İtalya’da 1500, Belçika’da 1700, Hollanda’da 2000 avronun üzerinde iken Türkiye’de sadece 237 avro!
Türkiye’de emekli aylıkları 2012 ve 2021 arasında avro cinsinden yüzde 33,6 oranında azaldı.
2012 yılında Türkiye’den daha düşük aylığa sahip 9 Avrupa ülkesi varken bu sayı 2021 yılında 1’e düştü.
Türkiye’de emekli aylıklarına ayrılan kaynak Avrupa’da ayrılan kaynağın yarısından bile az: Emekli ödemelerinin GSYH’ye oranı 27 AB ülkesinde ortalama yüzde 9,5 iken Türkiye’de sadece yüzde 4,1!
Türkiye’de aktif/pasif oranının çok düşük olduğu iddiası da doğru değildir: 2021 itibarıyla Avrupa ülkelerinde aktif/pasif oranı ortalama 1,6 iken Türkiye’de bu oran 1,9’dur. Yani Türkiye’de bu oran daha yüksektir.
2002 yılında Türkiye’de emekli ve hak sahiplerinin aylıklarının ortalaması asgari ücretin yüzde 22 fazlası iken, 2023’te yüzde 26 altına düşmüştür.
Ortalama emekli aylığının kişi başına GSYH’ye oranı 2002’de yüzde 46,4 iken 2024’te yüzde 27,7’ye geriledi.
Emeklilerin bu yoksullaşma süreci onları emekliyken de çalışmaya mecbur bıraktı. 2002 yılında çalışan veya iş arayan emeklilerin oranı yüzde 36,6 iken Aralık 2023’te yüzde 55,3’e yükseldi.
Bütçede emeklilere ve sosyal güvenliğe ayrılan pay düşüyor: 2008-2024 arasında SGK’ye yapılan bütçe transferlerinin oranı 5,2 puan azaldı.
Kaynak yok diyenler doğru söylemiyor. SGK’da emekliler için yeterince kaynak var: Prim gelirlerinin emekli aylıklarını ve sağlık ödemelerini karşılama oranı 2002’de yüzde 61 iken 2023’te yüzde 76,4’e yükseldi.
Araştırmanın tamamına ulaşmak için tıklayın