Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi'nden işçi Numan Büyükhan, haksız işten çıkarılması nedeniyle, Ankara'ya adalet yürüyüşü başlatacak. Numan Büyükhan, konu ile ilgili CHP ve Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığına bir açık mektup yazdı. Mektupta, 12 yıllık işçi olduğunu, yapılan adaletsizliğin giderilmesi için beklediğini ama şimdiye kadar bir cevap alamadığını belirtti. Cumartesi saat 11.00’de Adalet Yürüyüşüne başlayacağını açıkladı.
Büyükhan, “Yoğun bakım ünitesinde bir haftadır yatan babamı, yaşlı anamı, hayat arkadaşımı ve üç evladımı Allah'a emanet edip yürüyüşüme başlıyorum. Bu olay onur davasına dönüştü. Bu saatten sonra hiçbir özrü kabul etmiyorum. Kar, kış, soğuk, fırtına, yağmur, yağış demeden hak olduğuna inandığım bu yolda bütün zorluklara göğüs gererek kararlılıkla yürüyeceğim. Siyasi görüşü ne olursa olsun, bütün işçi ve emekçileri yürüyüşüme destek vermeye davet ediyorum. Görüşlerimiz farklı olsa da yediğimiz ekmek aynı ve altında bizlerin imzası var” dedi.
İngiltere'de kamu emekçileri adil bir ücret için greve çıktı. Greve 300 bin öğretmen, 100 bin kamu işçisi, 70 bin öğretim görevlisi ve üniversite çalışanı, 50 bin ulaşım işçisi katıldı.
Bir dizi koordineli grevin ilki olan eylemlerde öğretmenlere aileler ve öğrenciler de destek veriyor. Birçok sendikanın grev kararlarını aynı günde birleştirme kararıyla son 10 yılın en büyük ve en kapsamlı grevi yapıldı.
Grevlerin en önemli nedenlerinden biri ücret artışı tekliflerinin fiyatlardaki dev artışın gerisinde kalması. Uzmanlara göre İngiltere’de öğretmenlerin maaşları 2010-2022 arasında reel olarak ortalama yüzde 11 azaldı. Sendikalar ise bu oranın gerçekte yüzde 23 olduğunu söylüyor. İngiltere ve Galler'de geçen yıl öğretmenler yalnızca yüzde 5 zam aldı. Kuzey İrlanda'da ise bu oran yüzde 3,2'de kaldı. Makinistler de, geçtiğimiz iki yıl yüzde 4 zam teklifi yapıldığı için grev hareketine katılıyorlar.
Yaklaşık 25 bin okul ve üniversite önünde sabah saatlerinden itibaren gösteriler yapan eğitimciler, daha sonra 100 ayrı şehir merkezinde yürüyüşe geçti. Eylemlerin en kitleseli Londra'da yapıldı. BBC önünde toplanan on binlerce işçi, parlamento meydanına yürüyerek hükümeti uyardı. Talepleri gerçekleşene kadar mücadelede kararlı olduklarını duyurdular.
Yaklaşık 500 bin üyesiyle İngiltere’nin en büyük eğitim sendikası olan NEU, hükümetin üyelerine yüzde 5’lik bir maaş artışı teklifini reddediyor.
Ayrıca Üniversite ve Kolej Sendikası tarafından temsil edilen 150 üniversitede çalışan 70 binden fazla akademik personel ve üniversite çalışanı, on yılı aşkın bir süredir enflasyonun altında ücret almalarının yanı sıra bu yıl yüzde 3’lük bir zam dayatıldığını belirterek iş bırakıyor.
Greve katılanlar arasında Ulaştırma Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı, Çalışma ve Emeklilik Bakanlığı, Sağlık ve Sosyal Bakım Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı çalışanları da bulunuyor.
ASLEF ve RMT sendikalarına üye binlerce tren makinisti de uzun süredir devam eden ücret anlaşmazlığı nedeniyle uzun süredir verdikleri mücadeleyi bugün ve yarın iki günlük grevle devam ettiriyor.
Petrol-İş Sendikası ile Tüpraş arasında yapılan görüşmelerde, Ocak ayında 2022 yılı son 6 aylık enflasyonu yüzde 15,4 olarak açıklanmış ve 9,6’lık bir ek zam uygulanmasında anlaşılmıştı. Zam oranından memnun olmayan Tüpraş işçileri geçtiğimiz Çarşamba günü Tüpraş’ın Batman, Aliağa, Kırıkkale ve İzmit’teki rafinerilerinde eyleme başlamıştı. Eylemler Salı gününe kadar devam etti.
Ancak dün Petrol-İş Genel Merkezi ile şube yöneticileri bir toplantı yaptı ve eylemleri sonlandırma kararı verildi, işçiler ise bunu kabul etmiyor.
Batman, Kırıkkale, İzmir ve İzmit Şube başkanlarının katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda şirketle görüşüldüğünü aktaran Petrol-İş Aliağa Şube Başkan Yardımcısı Coşkun Tiktaş, “Genel müdürlükle yapılan görüşmede ‘bu dönem için bir şey yapamayacağız ama söz veriyoruz Temmuz ayı maaşlarında tekrar iyileştirme yapacağız’ dendi. Dört şube başkanımız ve genel merkez ile yapılan görüşme sonucunda eylemleri bitirme kararı alındı” dedi.
İşçiler ise, “Altı ay aç mı kalacağız, garantisi var mı? Protokol altına aldınız mı?” şeklinde tepki gösterdi. Genel merkez ve şube başkanları kararıyla eylemlerinin bitirilmeyeceğini söyleyen işçiler, “Biz bu eylemlere genel merkez kararıyla başlamadık, eylemi 4 bin 300 işçi başlattı. Siz bitiremezsiniz” diyerek, çalışmayacaklarını dile getirdi.
Limter-İş Sendikası 28 Ocak’ta sendika üyesi 13 işçinin Kod-46 ile işten atılmasına karşı başlatılan direnişin kazanımla bittiğini açıkladı.
Açıklama şöyle:
"LC Waikiki Esenyurt Ana Deposu'nda çalışan, promosyon haklarını istedikleri ve kötü çalışma koşullarına itiraz ettikleri için Kod-46'yla işten atılan 13 arkadaşımız, sendikamızın öncülüğünde 10 Ocak'tan bu yana direnişteydi. Amacımız, Kod-46'yla işten atma gerekçesinin geri çekilmesi ve işçi arkadaşlarımızın tüm haklarının verilmesiydi. Bu talepler etrafında depo önünde ve LC Waikiki mağazalarında günlerdir sesimizi yükselttik, haklı taleplerimizi halkımızla buluşturduk.
"Gelinen aşamada, direnişimiz, firma patronlarıyla dün ve bugün yapılan görüşmeler sonucunda kazanımla sonuçlandı. Direnişimizin 19. günü olan bugün akşam saatlerinde patronlar ve firma yetkilileriyle işçi arkadaşlarımız arasında imzalanan protokolle taleplerimiz kabul edildi.”
Sendika sözcüleri, direnişe destek veren, dayanışma gösteren herkesi selamladı. Direniş alanında konuşan bir sözcü ise “Direniş ve dayanışmayla kazanacağız dedik, direniş ve dayanışmayla kazandık” diyerek başladığı konuşmasını bu direniş direnen işçilerin ve onlarla dayanışma gösteren insanların emeğidir. Patronlar bize kölelik koşullarını dayatıyorlar. Kölelik koşullarında bizi çalıştırmak istiyorlar. Biz direnin işçiler olarak şunu söylüyoruz. Köle değiliz, kanunsuz uygulamalarınızı kabul etmiyoruz. Fiili ve meşru mücadelemizle kazandık, bundan sonra da bu dayanışmamızı devam ettireceğiz” diyerek tamamladı.
Kocaeli'nde bir fabrikada kimyasal madde sebebi ile zehirlenen iki işçi baygın bir şekilde bulundu. İki vatandaş yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.
İşçilerin öldüğü olayla ilgili olarak soruşturma başlatıldı.
Dilovası’ndaki fabrikada zehirlenmenin nedeni fabrikada kimyasal madde sızıntısı.
Jandarma ve AFAD ekipleri inceleme başlatsa da iki işçinin hayatını kaybetmesinin nedeninin şiddetli emek sömürüsü ve patronların işçileri canı çektiği gibi sömürebileceği rejim olduğu ortada.
Patronların vahşi emek sömürüsünün ve işçileri hakları olan bir toplumsal kesim olarak değil kendi köleleri gibi gördüğünün kanıtı ise Barutçu Tekstil’de dün yaşananlar. 106 gündür direnen işçilerin eylemini kırmak isteyen patron işçileri zehirledi. “Direniş alanına ağzı açık asit varilleri taşıyan kamyonu yanaştırıp 106 gündür direnen işçilerin tamamı zehirlendiği için hastaneye kaldırıldı.
2022 yılında en az bin 844 işçinin iş cinayetleri nedeniyle hayatını kaybettiğini hatırladığımızda sermayenin işçilere karşı açtığı iç savaşı andıran bir görüntüyle karşı karşıya olduğumuzu görürüz.
Kimi anketler ve yorumcular, Erdoğan'ın oylarının ekonomik iyimserlikle birlikte arttığını iddia ediyor. Bir ayda açlık sınırının asgari ücretin üstüne çıkması ile birlikte, milyonlarca işçi için durum bambaşka.
Türk-İş, 2023 Ocak ayı açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasını açıkladı. Ankara ay boyunca geçerli olan temel ürün fiyatları ve faturaları esas alarak saptanan ortalama rakama göre:
Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 8.864,48 TL’ye,
Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) 28.874,55 TL’ye,
Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 11.556,56 TL’ye yükseldi.
Türk-İş'in değerlendirmesinde şu saptama yer aldı:
“Net asgari ücret işveren ve hükümet oy çokluğuyla aylık net 8 bin 506 TL olurken yıllık temelde yüzde 100'lük bir artış yapılmış oldu. Ancak açlık sınırı bu süreçte yüzde 108'lik bir artış gösterdi ve aslında bu zam 2022 yılı içinde aylarca sürmüş olan alım gücü kayıplarını ortadan kaldırmış olmadı. İçerisinde olduğumuz yeni yıl yeni alım gücü kayıpları ile başlamış oldu.”
Yani asgari ücretle çalışan işçiler 1 ayda eski durumlarına geri döndü. Şimdi ücretleri iyileştirmek için bir ara zammın yapıp yapılmayacağı tartışılıyor. Dışarıda ise aşırı zamlanan temel ürünlerle ve katlanan faturalarla daha da zorlaşmış yaşam koşulları hakimiyetini sürdürüyor.
Şişecam’da örgütlü Kristal-İş Sendikası ile patron arasında süren ücretlere ek zam görüşmeleri anlaşmayla sonuçlandı. Şişecam işçileri eylemlere başlamadan ek ödeme almayı başardı.
Anlaşmaya göre ödemeler saat ücretine yansımayacak, çalışılan süre hesaba katılarak ek ödeme adı altında verilecek. Bu nedenle fazla mesai ücretlerinde artış olmayacak.
İşçilere aylık ortalama 5 - 6 bin lira arasında brüt ek ödeme yapılacak. 5 ve üzeri kıdeme sahip işçilere her yıl için brüt 25 kuruş kıdem zammı yapılacak.
İşveren sözleşmede yer alan ve 2023 yılı için 14 bin lira olarak ödenecek yakacak yardımından ayrı olarak, her ay ödediği aylık bin lira tutarındaki ısınma yardımına Haziran ayı sonuna kadar devam edecek.
Sosyal haklarda 2023 yılı için yüzde 70,70 artış olacak. Gıda yardımı yüzde 77,87 oranında arttırılacak.
Antep'te Şubat ayı yaklaşırken fabrikalarda asgari ücretin çok az üzerinde ücret alan işçilere yapılacak zam oranı da belli olacak.
Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Başpınar'da bulunan halı, iplik ve çuval sektöründeki 27 fabrikada çalışan işçilerle yaptığı toplantılar sonucu zam dönemi için işçilerin taleplerini belirlediğini duyurdu. Ücretlere en az yüzde 70 zam, iki bayram ikramiyesi ve banka promosyonlarının işçilere ödenmesi gerektiği ifade edilen açıklamada, işçilere BİRTEK-SEN çatısı altında birleşme çağrısı yapıldı.
İşçiler henüz zam açıklayan fabrikanın olmadığını söylerken, bu durumun patronlar açısından bir taktik olduğunu düşünüyor. "Piyasayı görelim" diyen patronlar aslında hem işçiyi oyalıyor hem de patronların birlikte karar alma mekanizmalarını güçlendiriyor.
BİRTEK-SEN geçen sene Mayıs ayında başlayan işten çıkarmalar sonucu Antep'te 30 bine yakın işçinin işten çıkarıldığını açıklamıştı.
İşçiler Şubat ayı yaklaşırken nasıl bir yol izleyeceklerini tartışıyorlar. İşçilerin zam talebinin ne olacağı, nasıl müdahale edileceği tartışmaları toplantıların esas gündemi.
Yaşanan işten çıkarmalar, işsizlik tehditleri patronların elinde önemli bir koz olsa da işçiler deneyimlerinden öğrenerek ilerliyor.
Geçen sene yine Şubat ayında 35 fabrikada iş bırakma eylemleri sonucu işçiler önemli kazanımlar elde etmişlerdi.
Geçen sene iş bırakmaların ortasında kuruluşunu gerçekleştiren BİRTEK-SEN işçilerin kazanımlar elde etmesinde önemli roller oynamıştı. BİRTEK-SEN'in son dönem 27 fabrikadan işçilerle yaptığı toplantılar sonucu açıkladığı ve işçilere mücadele çağrısı yaptığı talepler şu şekilde:
Bütün ücretlere (mavi-beyaz yaka ayrımı olmadan) en az yüzde 70 zam
Her yıl bir aylık ücret tutarında 2 bayram ikramiyesi
Zaten işçilerin hakkı olan banka promosyonlarının (son bir yıl içinde yapılan anlaşmaları da kapsamak üzere) işçilere ödenmesi.
BİRTEK-SEN'in son çağrısı ise şöyle: "Başpınar OSB'deki bütün işçi kardeşlerimizi bu üç talep etrafında birleşmeye çağırıyoruz. Bu zam döneminde taleplerimizi elde etmek için sendikamız BİRTEK-SEN çatısı altında birleşelim"
TÜPRAŞ İzmit rafinerisinde ek zam eylemleri devam ediyor. Koç Holding’in yüzde 9,6 ek zam oranına gelen tepkiler sonrası işveren temsilcileri ve Petrol-İş arasında gerçekleşen görüşmelerden bir sonuç çıkmamış ve eylem kararı alınmıştı.
Temsilcilik odasına geçinemiyoruz pankartının asıldığı TÜPRAŞ’ta dünden bu yana bakım bölümünde iş yavaşlatma eylemi sürüyor. Bugün de işçiler vardiya değişiminde alkışlarla eylemlerini sürdürdü.
Eylemlere ilişkin konuşan bir TÜPRAŞ işçisi de “5 senedir enflasyon harici hiçbir şey almadık. Benzinle gazla tehlikeyle burun buruna çalışıyoruz bu havayı soluyoruz. İyi bir yaşam herkesin hakkı biz de hakkımız olanı istiyoruz. Genel müdürümüz bir önceki sözleşme döneminde TÜPRAŞ işçisi asgari ücretin 5,2 katı maaş alıyor diye açıklama yapmıştı. Şu anda biz yine bu oranı istiyoruz. Paranın alım gücü düştü, her şeyin fiyatı arttı, bizim emeğimizin bir karşılığının da olması gerekiyor” diye konuştu.