Yemek sipariş sitesi, "yeni uyumluluk" kuralları dayattı. İşçi sağlığı ve iş güvenliğini tehlikeye atan, hak kayıplarına yol açan bu kurallara karşı çıkan motokurye işçileri eylemlere başladı.
Kuryeler, 8 Eylül günü İstanbul Çekmeköy Depo önünde toplanarak açıklama yaptı. "Sipariş mi, canımız mı" diyerek "Motokurye işçileri köle değildir" pankartı taşıdılar.
İkinci eylem 9 Eylül günü Bağdat Caddesi'ndeki şirket önünde gerçekleşti. İşçiler kontaklarını kapattı. Şirket temsilcileri görüşmeye yanaşmadı. Bunun üzerine "Kuryeler burada patronlar nerede" sloganı atıldı.
Motokurye işçileri aşağıdaki dayatmalar geri çekilene kadar mücadeleye devam edeceklerini duyurdu.
AKP'li vekilin madeninde sendikaya üye oldukları için 7 işçinin işten çıkarılması bardağı taşıran son damla oldu. Bağımsız Maden-İş insanlık dışı çalışma koşullarını belgeledi. Madende isyan var.
Manisa Soma'da bulunan maden, AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasırlıoğlu’na ait.
Fernas Madencilik’te çalışan işçiler günde 10 saat, iş kazası ve ağır hastalık tehdidi altında çalıştırılmalarına karşı sendikaya üye olmakta çare buldu.
Fakat şirket, işçilerin e-devlet bilgilerine ulaşıp Bağımsız Maden-İş'e üye olan işçileri tespit etti. Hatta sosyal medyada yayınladı. 7 işçinin anayasal haklarını kullanıldıkları için işten çıkarılması büyük tepki topladı.
Sendika atılan işçilerin geri alınmasını ve yasal süreçlerin uygulanmasını talep ediyor. İşçiler direnişte. Jandarmanın saldırısına maruz kaldılar.
Söz konusu madende meydana gelen göçük ve çok daha fazlası ortaya çıktı. Sendikanın görüntüleyerek aktardıkları:
İşçiler çalışırken kesintisiz şekilde akan yer altı suyu: İşçiler sürekli kablo ve ekipmanlarla suya batık şekilde gaz kaçağı, elektrik çarpması tehlikesi olmasına rağmen herhangi bir önlem alınmadan çalışıyor.
Hızlıca kör eden ağır kimyasallar: Oluşan çatlakların kapatılabilmesi için hem kesim hem de kimyasal koruyucu işlem yapılıyor. Yönetmeliğe göre kimyasal yapılan alanda kimsenin durmaması gerektiğinden şerit çekili alan vardiya amirleri ve şirket yöneticileri tarafından kaldırılmış durumda. Madenciler kimyasala uygun koruyucu tek ekipman; gözlük, tulum, maske olmadan uzun vadede kanser, kısa vadede kör olma tehlikesi altında çalışıyor.
Ağır kimyasallar karışan yer altı sularının toprağa ve bölge halkının su kaynaklarına karışmaması için tek bir önlem alınmıyor. Bu sulara batık halde çalışan madenciler başta olmak üzere binlerce kişi kanserojen madde karışan sular ile yavaş yavaş zehirlenirken tek bir denetim yapılmıyor.
İşçilerin yemek molalarını kullanabilecekleri bir alan dahi yok. Kimyasal bidonlarının üzerinde, kablolara oturarak yemek yeniliyor.
Çalışma alanında yüksek yerlere çıkmaya uygun araç dahi yer almıyor. Makine üzerine çıkılmaması gerekirken üç işçi aynı anda, metrelerce yukarıda elektrik akımına kapılma ve düşme tehlikesi altında hiçbir önlem alınmadan çalışıyor.
"Loder" isimli yükleyici makine: İSİG düzenlemelerine göre sadece malzeme yüklemesi yapabilir, üzerine çıkmak yasaktır ancak işçiler daha önce düşüp yaralananlar olmasına rağmen sürekli halatsız şekilde çalışmaya zorlanıyor.
Kısacası iktidar partisi vekili, iş güvenliği yönetmeliklerine uymuyor. Devlet ise bir yaptırımda bulunmak yerine kolluğu işçilerin üzerine gönderiyor.
Üç işçi konfederasyonunun işçilerin ortak ve acil taleplerine sahip çıkması, kendi eylem takvimlerini uygulamaları büyütülmesi gereken bir adımdır. Türk-İş'in meclis açılışında Ankara'da miting yapma ilanı, tüm sendikaların ortak işi olmalı.
AKP iktidarının zenginlere servet transferi emekçilere kemer sıkma dayatması öyle bir noktaya ulaştı ki sendikalı-sendikasız her iş kolundan işçi dayanılmaz koşullara isyan ediyor.
Tabandaki öfke, atıllığıyla eleştiri oklarının hedefi olan sendikaları bir önce harekete geçirdi.
Türk-İş, Hak-İş ve DİSK 10 maddelik acil talepler listesini duyurdu.
Bununla da kalmadı üç konfederasyon kendi mücadele takvimlerini ilan etti.
Türk-İş, 20 Ağustos'ta birçok şehirde basın açıklaması yaparak 'Zordayız, geçinemiyoruz' dedi. Ardından 26 Ağustos'ta Çerkezköy'de bölge mitingi yaptı. Sırada 3 Eylül'de Zonguldak'ta yapılacak miting var.
Hak-İş, 23 Ağustos'ta Kayseri'de 'Haklarımız için meydandayız' diyerek bir miting düzenledi.
DİSK, Eylül ayında 81 ilde hayata geçireceği eylem takvimini duyurdu.
Bunların hepsi gerekli ve yerinde eylemlilikler. Fakat sermaye yanlısı iktidara geri adım attıracak olan sendikaların birleşik mücadelesidir. Sendikalı işçiler birleşip mücadeleye atılırsa, sendikasız çoğunluk da onlarla birlikte olur.
Türk-İş'in 1 Ekim'de meclis açılığında Ankara'nın ortasında miting yapacağını ilan etmesi, birleşik mücadele, dayanışma ve kazanmamız için bir fırsat olabilir.
İşçi, memur, sözleşmeli, sendikalı, sendikasız tabandan bu mitingi inşa etmeye girişirsek rüzgarı tersine döndürebiliriz.
Türk-İş bölgesel mitingini Tekirdağ Çerkezköy'de gerçekleştirdi. Sırada 3 Eylül'de Zonguldak'ta yapılacak miting var.
"Birleşen işçiler yenilmezler", "İş ekmek yok barış da yok" sloganlarının atıldığı mitingde konuşan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay özetle şunları söyledi:
Taşeron, staj mağdurları, vergide olduğu gibi nerede mağduriyet varsa o mağduriyetleri ülkenin gündemine taşıdıyoruz. İşçinin, çiftçinin, emeklinin bu ülkenin yüzde 65’ini oluşturduğunu ancak Meclis’te tulum kökenli 5 kişinin olmadığını, bunun yanında 150 işveren kökenli milletvekili var.
Atalay, emeklilerin 12 bin, asgari ücretlilerin 17 bin TL almaya mecbur bırakıldıklarını, Kamuda çalışan işçilerin ücretlerinin asgari ücret seviyesine düştüğünü söyledi. Bir buçuk yıl öncesine kadar böyle bir tablo görülmediğini dile getirdi.
20 Ağustos'ta birçok şehirde basın açıklamaları yapılmış, Ankara'da konfederasyon genel merkezi önünde konuşan genel başkan Ergun Atalay, meclis açıldığı gün başkentte Türkiye'nin en büyük mitingini yapacaklarını ilan etmişti.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), “Gelirde Adalet Vergide Adalet” başlığı altında tüm illerde eylemler düzenleyecek.
DİSK'in eylem takvimi şöyle:
Ağustos ayının son haftası ➡️İşyerleri eylemleri
Eylül ayının ilk haftası ➡️ Tüm illerde yerel eylemler
13 Eylül Mersin ➡️Akdeniz ve Çukurova bölge mitingi
20 Eylül İzmir ➡️ Ege Bölge Mitingi
➡️İstanbul, Ankara ve diğer bölge mitinglerinin tarihleri ilerleyen günlerde duyurulacak.
➡️1 Ekim sonrası TBMM’ye sunduğumuz vergide adalet yasasının geçmesi için “İşyerlerinden, sokaklardan, meydanlardan üretimden gelen gücümüzü kullanmak dahil olmak üzere sesimizi yükselteceğiz."
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın istatistiklerine göre, temmuz itibarıyla 16 milyon 973 bin 613 işçiden 2 milyon 512 bin 332'sinin sendikalara üyeliği bulunuyor.
Türk Metal, 295 bin 192 işçiyle en fazla üyeye sahip sendika. Bunu 275 bin 317 üyeyle Hizmet-İş, 211 bin 657 üyeyle Öz Sağlık-İş, 161 bin 764 üyeyle Genel-İş, 136 bin 998 üyeyle Belediye-İş, 130 bin 487 üyeyle Tez Koop-İş ve 118 bin 557 üyeyle Koop-İş izliyor.
20 iş kolu arasında en fazla işçinin bulunduğu iş kolu, 4 milyon 276 bin 941 kişiyle "ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar" oldu. Ardından 1 milyon 993 bin 451 işçiyle "metal" ve 1 milyon 779 bin 93 işçiyle "inşaat" iş kolu geldi.
Sendikalı işçi sayısı bir miktar arttı, fakat sendikalılık oranı yüzde 15,22'den yüzde 14,80'e geriledi.
Sonuçta her 100 işçiden 85'i sendikasız.
Bu rakamlar, kayıtlı, SGK'lı tam zamanlı işçi sayısını kapsıyor. Gerçekte Türkiye'de 30 milyondan fazla işçi var. Özel sektörde çalışan milyonların ise sendikası yok.
AKP iktidarının bu kadar rahatça ekonomik saldırılarda bulunmasının, patronların cüretkarca hak mücadelelerini bastırmasının sebebi işçilerin çoğunluğunun örgütsüz olmasıdır.
TÜİK Haziran ayı işgücü istatistikleri alarm zillerini çaldırmıştı. DİSK-AR'ın araştırması durumun çok daha vahim olduğunu ortaya koydu.
"İşsizlik şaha kalktı" diyen DİSK Araştırma Dairesi, Haziran ayında istiham ve işsizlik üzerine şu tespitleri yaptı:
Geniş tanımlı işsiz sayısı 12 milyona dayandı.
Geniş tanımlı işsizlik pandemi döneminin üzerinde.
Geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 29,2.
Geniş tanımlı işsiz sayısı son bir yılda 2,7 milyon, son bir ayda 1,7 milyon kişi arttı.
Zamana bağlı eksik istihdamda ciddi artış var.
Geniş tanımlı kadın işsizliği yüzde 37.
Raporda verilen rakamlar işsizlikte artışın artan bir eğilim olduğunu gösteriyor:
"DİSK-AR tarafından TÜİK verilerinden yararlanarak yapılan hesaplamaya göre mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı ise Haziran 2024’te 11 milyon 810 bin kişi olarak gerçekleşti. TÜİK’e göre pandemi öncesinde, 2019 Haziran’da yüzde 13,7 olan dar tanımlı işsizlik Haziran 2024’te yüzde 9,2 olarak gerçekleşti. Ancak aynı dönemde geniş tanımlı işsizlik oranı ise yüzde 19,1’den yüzde 29,2’ye yükseldi. Son 1 yılda geniş tanımlı işsiz sayısı 2 milyon 668 bin artarak 9,1 milyondan 11,8 milyona yükseldi. Covid-19 salgını sonrası geniş tanımlı işsizlik oranı 10 puan, geniş tanımlı işsiz sayısı ise 5 milyon 205 bin kişi arttı.
TÜİK tarafından yayımlanan HİA verilerine göre Geniş tanımlı işsiz sayısı son bir yılda 2 milyon 668 bin, son bir ayda ise 1 milyon 718 bin kişi arttı.
Potansiyel işgücü sayısı son bir yılda 1 milyon 82 bin kişi artarak 3,5 milyondan 4,6 milyona yükseldi. Potansiyel işgücündeki artış son bir aylık dönemde 769 bin kişi oldu. Zamana bağlı eksik istihdam kapsamındaki artış ise çok daha çarpıcı oldu. Haftalık 40 saatten daha az çalışan ve imkânı olması durumunda daha çok çalışmayı isteyenleri kapsayan zamana bağlı eksik istihdam edilenlerin sayısı son bir yılda 2,4 milyondan 3,9 milyona yükselerek 1 milyon 544 bin kişi arttı. Zamana bağlı eksik istihdam edilenlerin sayısı son bir ayda ise 715 bin kişi arttı. Zamana bağlı eksik istihdamdaki artış geçim sıkıntısının sonucu olarak ortaya çıkıyor."
Alarm zilleri çalıyor: Son 15 ayın en yüksek işsizlik oranı
Kişisel bakım market zinciri Gratis'te "mobbinge, düşük ücrete, kuralsız çalışmaya karşı mücadele son!" diyen DİSK Sosyal-İş, hafta sonu birçok şehirde market şubeleri ve meydanlarda olacak.
Sendika, Gratis'te örgütlenme mücadelesi veriyor ve tüm işçileri sendikaya üye olmaya çağırıyor.
Sosyal-İş Sendikası mücadelelerini şöyle anlattı:
“Gratis'in mağazalarında çalışan dostlarımız, Gratis sadece 15 yılda mağaza sayesini 700'e çıkarttı. Perakende ve kozmetik sektöründeki en büyük firmalardan birine dönüştü. Yıllık cirosu 10 milyar dolarlarla ölçülüyor. 81 ilde 40 bin Gratis çalışanı, mesai arkadasınız var. Gratis kazanmaya, büyümeye, ülke çapında genişlemeye devam ediyor. Peki, el birliğiyle büyüttüğünüz Gratis'in çalıştığınız mağazasında sizin manevi ve maddi durumunuzu soran var mı? Gratis gün geçtikçe zenginleşirken, mağazasındaki çalışanlar asgari ücret ve civarında maaş alıyor. Gün boyu ayakta çalışıyor. Yeri geliyor raf diziyor, kasaya bakıyor, mağazanın temizliği ve düzenini üstleniyor. Kaprisli müşterilerin isteklerini karşılamak, memnuniyetlerini sağlamak için didiniyor. Amirin, müdürün talimatlarını aksatmıyor, baskısını sineye çekiyor. Mağaza içinde dört dönüyor.
Özverili çalışanların mesaideki güvenliğinden kim sorumlu? Farklı illerde, mağazalarda, şiddet olayları yaşanıyor. Başıbozuk bir müşteri size psikolojik veya fiziksel saldırıda bulunsa, çalışan arkadaşlarınız dışında sahip çıkacak kim var? Bir şikâyetiniz, isteğiniz olduğunda muhatabınız var mı? Basit düzenlemeler dışında çalışanın talebinin karşılık bulduğuna kaç kez tanık oldunuz? Şu yazdıklarımızın Gratis'teki günlük çalışmanızın bir parçası olduğunu biliyoruz. Sizi ne kadar yıprattığının farkındayız. Biliyorsunuz, bu koşulları sizlerin istekleri doğrultusunda değiştirmek mümkün. Çalışanların hakları var, yasa size güvence tanıyor, Gratis'e sorumluluk yüklüyor. Firma güvenlik için personel almalı, kamera tesisatı kurmalı, psikolojik sağlığınız için denetim ve uzman hizmeti vermelidir. Gratis elde ettiği kârı çalışanlarla paylaşabilir. Ücretleriniz ve çalışma koşullarınızın (yol-yemek ücreti, yıllık izin, ikramiye, hamilelik izni) Gratis'le müzakere edilebilir. Arkadaşlar bizi yanlış anlamayın sakın. Size hayal satmıyoruz. Yasayı uygulatmak için tek geçer yol mağazalarda çalışanların birliğini sağlamak. Nasıl yapacağız? Hiç zor değil. Sosyal-İş Sendikası'na üye olacak, mağazalarda örgütlülüğü sağlayacağız. Haklarınızı alacak, amir-patron baskısına son verecek, ücretleri artıracak ve iş güvenliğini sağlayacağız. Haydi gel, sen de aramıza katıl.”
Eylem takvimi
Tabandaki öfke sonuç verdi. Türk-İş, işçilerin ve emeklilerin acil talepleri için meydanlara iniyor.
Türk-İş Başkanlar Kurulu toplandı. Ardından eylem planı takvimi için Türk-İş 4. Bölge'de bir toplantı yapıldı. Konfederasyona bağlı sendikaların genel başkanları 17 kentten 70'e yakın şube başkanı katılımıyla şu kararlar alındı:
20 Ağustos Salı günü 81 ilde kitlesel basın açıklamaları yapılacak.
26 Ağustos'ta Çerkezköy'de, 3 Eylül'de Zonguldak'ta kitlesel mitingler düzenlenecek.
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar şunları söyledi:
"Sokaktaki enflasyonu en iyi biz biliyoruz. Üyelerimizin başta olmak üzere tüm emekçilerin taleplerini dile getiriyoruz. Emeğimizin karşılığı olan, gelirimizin enflasyon verilerine kurban edilmesine karşı açık bir tavır arıyoruz. Bir kez daha belirtiyoruz. Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, adaletsiz vergi sistemi, işsizlik, kayıt dışı istihdam, güvencesiz çalıştırma sorunları altında ezilmeyeceğiz. Bozulan ekonominin bedelini biz ödemeyeceğiz. 969 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kadroya giren işçilerin kanundan doğan haklarını aramaya devam edeceğiz. Kitlede ve kamuda taşeron işçilik sona erene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Örgütlenmenin önündeki engelleri tek tek aşacağız. Kırıp dökmekten ziyade birleştirmeye çalışıyorum. Görüşerek, müzakere ederek meselelerin çözümünü istiyorum. Aksi halde üretimden gelen gücümüzü her türlü kullanacağımızı da bilmelerini istiyorum"