(Dosya) Emek sömürüsünde dünya lideriyiz

Ağaç A.Ş işçileri mücadeleyi kazandı

İBB'ye bağlı şirkette çalışan işçiler direnişlerinin 8. gününde ücretlerini artırmayı ve yan haklar elde etmeyi başardı. İşçilerin örgütlü olduğu Birleşik Tarım Orman İşçileri Sendikası, şu duyuruyu yaptı: "Ağaç AŞ işçilerinin DİSK\BTO-SEN öncülüğünde diğer İBB işçileriyle eşit ücret ve yan haklar talebiyle Saraçhane’de başlattığı direniş 8. günde zaferle sonuçlandı. Ücret zammının yanında ilk kez yan haklar kazanıldı."

Belediye işçilerinin mücadele dalgası şimdi Kadıköy'de

Kadıköy Belediyesi'ne bağlı şirketlerde çalışan işçiler ek zam talebiyle yarım gün iş bıraktı. Belediye önünde toplanan işçiler, "ek protokol istiyoruz" ve "faturaları ödeyemiyoruz" yazılı dövizler taşıdı. İşçiler adına açıklama yapan Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 1 No'lu Şube Başkanı Nazan Gevher Çam Ay, yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü ile açlık sınırında yaşamaya mahkum edildiklerini söyledi. Ay, şöyle konuştu: "Örgütlü işçilerin sendikayla kazandığı toplu iş sözleşmeleri gereği aldıkları 6 aylık zamlar hızla eriyor. Bu nedenle çoğu arkadaşımız fazla mesai ya da ek iş yaparak hayatından veriyor, ağır iş yükü altına girerek ailesini geçindirmeye çalışıyor. İki işte, üç işte çalışan, sürekli fazla mesai yapan arkadaşlarımız, dinlenmeden çalıştıkları için kazalar geçiriyor. Maaşlarda iyileştirme yapılması talebi ise tüm bu yakıcı sorunlar arasında bir süredir belediye yönetimi tarafından cevapsız bırakılmış durumda. Kadıköy'de belediye işçileri beslenemiyor, barınamıyor, geçinemiyor."

Memur-Sen: 'Enflasyon farkı jest değil geçmişe dönük alacağımızdır'

Kamu çalışanları sendikaları ile iktidar arasında süren 2024-2025 toplu sözleşme görüşmelerinde sona gelindi. İktidar, sendikaların taleplerini tanımazken, grev hakkı olmadığı için yine iktidarın dediği olacak gibi. 4 milyon memur ve 2,5 milyon memur emeklisinin önümüzdeki iki yıl boyunca maaşlarını belirleyecek pazarlıklara yetkili sendika olarak katılan Memur-Sen'in Ali Yalçın, iktidarın dayattığı düşük zam teklifinin enflasyon farkı olarak geçmişe dönük alacaklarını karşıladığını belirtti. Yalçın'ın açıklamasında öne çıkanlar: "Merkez Bankası'nın öngördüğü enflasyon beklentileri bizim yaklaşımımızı, öngörümüzü doğrulamış, teyit etmiştir. Bu süreçte Türkiye'nin büyüme rakamlarını ve hükümetin seçim beyannamesindeki refah payı vaadini kamu işverenine ısrarla hatırlattık. Kamu işverenin birinci ve ikinci teklifinde getirdiği rakamlar ne ifade ettiğimiz gerçekliğe uygun ne de beklentileri karşılayacak niteliktedir. Yüzdelik teklif toplu sözleşmenin esası, enflasyon farkı kayıpların telafisi, refah payı ise alım gücünün korumanın güvencesidir. Ama bugün görüyoruz ki 6 ay boyunca yaşayacağımız sıkıntılar sonucu alacağımız enflasyon farkı zam gibi sunuluyor. Açıkça söylüyorum, enflasyon farkı kamu işvereninin jesti falan değil toplu sözleşme kazanımımız ve geçmişe dönük alacağımızdır." Bundan sonra ne olacak? Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) toplu sözleşme görüşmelerinin gerçek bir ücret pazarlığı olmadığını vurguluyor. KESK'e göre memurların, işçiler gibi grev hakkı tanınmadan işverene (yani iktidara) karşı gerçek yaptırım ve basınç yapma imkanı yok. Her zaman olduğu gibi toplu sözleşmelerde karar verici durumunda olan Erdoğan yönetimi. Eğer memur sendikaları bu sözleşmeyi reddedip imzalamadığı taktirde anlaşmazlık Yüksek Hakem Kurulu'na gidecek. 11 kişiden oluşan bu kurulda işçi temsilcileri yok ve oradan çıkacak karar iktidarın yani kamu patronunun kararı olacak. 2024-2025 kamu çalışanları toplu sözleşmelerini, öncekilerden ayıran önemli bir fark. Farklı sendikal konfederasyonlara bölünmüş milyonlarca kamu emekçisi insanca yaşayacak ücret için bastırıyor. Daha önce düşük maaş artışlarına imza atmış Memur-Sen, tabanın basıncıyla davranmaya zorlandı.

Veteriner hekimler grevde: Sağlıkta şiddete hayır

Ankara'da bir klinikte veteriner hekimin saldırıya uğraması üzerine bir günlük grev yapılıyor. Acil durumlar dışında hizmet verilmiyor. Türk Veteriner Hekimleri Birliği, şiddetin cezasız bırakılmamasını talep ediyor. Kamuda çalışan veteriner hekimler, şiddete karşı ve özlük haklarının tanınması için bir çok ilde greve çıktı. Basın açıklamaları yaptı. Özel veteriner klinikleri greve giderek kapandı.

Ağaç A.Ş. işçileri: 'Haklarımızı alana kadar hiçbir yere gitmiyoruz'

İBB'ye bağlı Ağaç A.Ş. işçilerinin düşük ücret dayatmasına karşı direnişi bir haftayı geride bıraktı. Saraçhane'de geceli gündüzlü kalan işçiler "köle değiliz" diyor. DİSK'e bağlı Birleşik Tarım Orman İşçileri sendikasında örgütlenen işçilerin tek bir talebi var: "Boğaziçi A.Ş ile yapılan sözleşme Ağaç A.Ş. işçileri ile de yapılsın."

Eğitim Sen uyardı: Kreşte Değerler Eğitimi çocuk hakları ihlali

Eğitim Sen İstanbul 6 No'lu Üniversiteler Şubesi, Boğaziçi Üniversitesi kreşindeki 3-5 yaş aralığındaki çocuklara verilmek istenen Değerler Eğitimi'nin çocuk hakları ihalili olduğunu ve birçok soruna yol açabileceğini söylüyor. Sendikanın açıklamasında öne çıkanlar: "Kamuoyunun da yakından takip ettiği üzere 2,5 yıldır her bir noktası değişim ve dönüşüm içerisinde olan Boğaziçi Üniversitesinde, kreş de elbette payını aldı. 1-6 yaş grubu çocukların eğitim gördüğü yuva birimimizde 20 Temmuz 2023 tarihinde yapılan tanıtım toplantısında bir takım fiziki ve eğitimsel anlamda değişikliklerin yapılacağı aktarıldı. Günde 2-3 defa kıyafet değiştiren 4-5 yaş çocuklarına tek tip üniforma getirileceği söylendi. Bu değişimlerden en önemlisi ise çocuklara “değerler eğitimi” adı altında din eğitimi verileceğidir."  "Boğaziçi Üniversitesi farklı kültürden, dinden, inançtan insanların bir arada çalıştığı/yaşadığı ve bu değerlere bugüne kadar sahip çıkmış, saygı ve hoşgörüyle yaklaşmış bir kurumdur. Yuvada bu değerler eğitiminin nasıl verileceğini, içeriğini veya seçmeli olup olmayacağını bilmiyoruz. Bu seçim sonucunda çocukların programının nasıl planlanacağı ise belli değil. Ya da bu eğitimi kabul etmeyenler için herhangi bir alternatif de düşünülmüş değil." "Ancak biliyoruz ki; erken çocukluk dönemi olarak adlandırdığımız 3-5 yaş aralığındaki çocukların gelişim özellikleri dikkate alındığında din eğitimi verilmesinin uygun olmadığı aşikârdır. Gelişim çağının başında ve somut düşünme evresinde bulunan çocuklar açısından din eğitimi söz konusu olduğunda, çocukların pedagojik olmaktan uzak ve korku temelli bir eğitimle karşı karşıya kaldıkları, soyut kavramları anlamalarında ve içselleştirmelerinde ise güçlük çektikleri anlamına gelir. Ayrıca çocukların bu şekilde özne olmaktan uzaklaştırılarak nesneleştirilmesi, yetişkinler tarafından kullanılması anlamına da gelebileceği için sakıncalı bulunmaktadır ve çocuk hakları açısından hak ihlalidir." "Çocuk gelişimine ilişkin bilimsel alan yazın ve ilgili insan hakları ile çocuk hakları norm ve standartları temel alındığında, okul öncesinde din eğitiminin ve/ya dini referanslar içeren ahlak eğitimi ile değerler eğitiminin birçok açıdan sorunlara yol açacağı açıktır. (Bknz. Çocuk Haklarına Sözleşmesi 12. 14 ve 36. maddeleri ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 24. Maddesi ile çelişmektedir.) İnanca yönelik her türlü dayatma geçmişte olduğu gibi başka toplumsal gerilimlere ve ayrışmalara neden olmakta ve bir arada yaşama kültürünü olumsuz etkilemektedir." Bir diğer üzerinde durulması gereken konu ise; yuvada en az 10 yıl deneyimi olan ve öğretmen kadrosunda devlet memuru olarak çalıştırılan 4 öğretmenimizin yuvada çalıştırılmak istenmemesi. Sosyal Tesisler Şube müdürlüğü kariyer net üzerinden verdiği ilanlarla 10 yeni öğretmen aldığı, bununla başka ilanlara da çıktığı bilinmektedir. Yıllardır yuvadan onlarca çocuk mezun etmiş, ne yönetimle ne velilerle hiçbir sorunu olmayan ve bugüne kadar da meslek etiğine aykırı hiçbir davranışta bulunmayan öğretmenlerimiz yuvadan uzaklaştırılıyorlar ve akıbetleri de belli değil." "Boğaziçi Üniversitesi yönetimini, çocukların ve ilgili kamu personelinin haklarına aykırı uygulamalara son vermeye, kreş ve diğer sosyal haklar konusunda ilgili tarafların görüş ve önerileri ile hukuki ve bilimsel ilkeler çerçevesinde hareket etmeye davet ediyoruz."

Memur-Sen: Hükümetin düşük zam teklifini kabul etmiyoruz

Kamu çalışanları ile iktidar arasındaki 2024-2025 toplu sözleşme pazarlıkları tıkandı. Memur-Sen bugün 81 ilde eylemler yaparak taleplerini duyuracak.  Kamu emekçileri arasında en fazla üyeye sahip sendika, iktidara yakınlığı ile biliniyor. Fakat ekmek kavgası bu yakınlığa sarsıyor. İktidar, Memur-Sen, Kamu-Sen ve KESK'in reddettiği ilk teklifi revize etti. Fakat bu teklif de o kadar düşükki sendikalar kabul etmedi. Buna göre 2024'te ilk 6 ay için yüzde 15, ikinci 6 ay için yüzde 10 zam teklif edildi. 2025 zam teklifi ilk 6 ay için yüzde 6, ikinci 6 ay için yüzde 5 oldu. Hükümet 2024 için teklifleri birer puan artırırken, 2025 için değişikliğe gitmedi. İki puanlık artışı reddeden Memur-Sen Başkanı Ali Yalçın, "Gelen teklife baktığımızda yüzde 15+10 ve yüzde 6+5 olarak bir önceki tekliften iki puan yukarı çıkılması, kamu görevlilerinin beklentilerinin ve bizim anlaşılmadığını gösteriyor. Bu açıdan öncelikle hayretlerimi ifade ediyorum. Merkez Bankası’nın 2024 yılı enflasyon hedefi kapı gibi %33 olarak ortada dururken tekliflerin 23’lü 25’li rakamlarda geziyor olması, ikinci yıl için herhangi bir cümle kurulmaması anlaşılabilir değil” dedi.

Narlıdere Belediyesi işçileri ek protokol için mücadelede

İzmir Narlıdere Belediyesi şirketi NarBel'de ayda brüt 13 bin liraya çalışan işçiler, ücretlerinin artırılması için üst üste iki gün ikişer saat iş bıraktı. Düşük maaşlarının bile eksik yatırıldığını belirtiyorlar. Talepleri kabul edilene mücadeleye edeceklerini söyleyen işçiler, kötü çalışma koşullarına da isyan ediyor.

Sputnik'te grev başladı

Putin rejiminin resmi yayın organı, yasaları ve işçi haklarını tanımıyor. Sendikalı işçileri işten atan Sputnik'te grev kırıcılığına ve baskıya karşı mücadele devam ediyor. Sputnik Türkiye merkezine grev pankartı asan TGS üyesi gazeteciler şu açıklamayı yaptı: Şimdir grev zamanı Tüm iyi niyetimiz, çözüm odaklı yaklaşımlarımıza rağmen işverenin hukuk dışı uygulamaları, çözümsüzlük dayatmaları nedeniyle bugün Sputnik'te grevimize başlıyoruz. Sputnik Türkiye İrtibat Bürosunda aylardır üyelerimizin haklarım alabilmek için mücadele ediyoruz. İşveren temsilcileri ile 10'a yakın görüşme yaptık. Niyetimiz, üyelerimizin yaşam koşullarını biraz daha iyileştirmek oldu. Buna rağmen işveren çözümsüzlük dayattı ve 24 üyemizi işten attı. Ülkemiz ağır bir ekonomik kriz yaşıyor. Aldiğimiz ücretler ile ayın ortasını getiremiyoruz Buna rağmen ücret zammı konusunda Sputnik işvereni, tüm görüşmeler boyunca bir teklif dahi vermedi. İşte, biz bugün bu yok sayan anlayışa karşı grevdeyiz. Yıllardır maruz kaldıkları düşük ücret politikasına dur diyen Sputnik çalışanları sendikamıza üye oldu. Tek amaçları, verdikleri gayret ve emeğin karşılığında daha iyi bir ücret almak. Bu doğal iyi ve yasal olan niyete karşılık işveren temsilcileri aylarca süren oyalamanın ardından kanunlarımızı ve Anayasamızı çiğnedi, işyerinde kurduklan ikna odaları ile sendikasızlaştırma operasyonuna başladı. Denedikleri her yol başarısızlıkla sonuçlandı. Spanik Türkiye ofisinde çalışan meslektaşlarımızın birliğini bozamadılar. Son çare, aralarında işyeri temsilcimiz de olan 24 üyemizi işten attılar. Böylece sendikalaşmayı bitireceklerini sandılar. Ama gelin görün ki yine buradayız. İşten atılan üyelerimizle buradayız! Bu şekilde korkutmayı amaçladıkları üyelerimizle burdayız. İçeride kalanlar ise işveren temsilcileri, yöneticiler ve ne yazık ki mesleki dayanışmanı önemini henüz bilmeyen çalışanlar. İşveren temsilcileri ve yöneticileri size sesleniyorum! Eğer bu kanunsuz eylemlerinize devam ederseniz bu ülkede yasaların olduğunu yaptığınızın suç olduğunu çok yakında göreceksiniz. Çalışmaya devam edenlere sesleniyorum! Size ne verildi ya da teklif edildiyse bu grevi kırmak içindir. Yeriniz işçi sınıfının, grevdeki arkadaşlarınızın yanıdır. Hiçbir makam ya da para, mesleki dayanışmadan kıymetli değildir. Ayrıca buradan kadrolu olmayıp program yapan meslektaşlarıma sesleniyorum. Program yapmayın, grev kırıcı olmayın. Bu ne ahlaka ne yasaya ne de meslek ilkelerine sığar. Bu grevi kırmak için Moskova'da işe alınan Türkiye vatandaşı meslektaşlarıma sesleniyorum! Türkiye ile ilgili haber yapmayın, grev kırıcısı olmayın. Dayanışmaya elbet sizin de ihtiyacınız olur. Yeriniz, grevdeki meslektaşlarınızın yanıdır. Son olarak Sputnik dinleyici ve okurlarına sesleniyorum: Yıllardır sizlere bu kaliteli işleri yapan gazetecileri yalnız bırakmayın, dayanışma gösterin. Bu gazeteciler sizlere yeniden kaliteli haberlerin ulaşmasını sağlayacak olanlardır. Bu uyarıları yapıyoruz diye kimse yanlış anlamasın. Moralimiz de inancımız da güçlü! Sputnik'i Sputnik yapanların tamamı burada. Bu grevin başarıyla sonuçlanacağına hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bu grev Türkiye'de güvencesiz ve düşük ücretle çalışan tüm gazetecilerin grevidir. Bugün buraya grev pankartımızı asıyoruz. 24 üyemiz işe geri alınacak, taleplerimiz kabul edilecek ve toplu iş sözleşmesi imzalanacak. Işte o zaman bu grev pankartı inecek. Kazanacağız, çünkü haklıyız.”

Geri 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 İleri

Bültene kayıt ol