Filistin Eylem Komitesi (FEK), Karaköy'deki İstanbul Liman Bölge Başkanlığının önünde Türkiye karasularının ve limanlarının siyonistlere açılmasına 'hayır' dedi.
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi'nin (DSİP) üç şehirde düzenlediği tartışma toplantıları dizisinin ilki 16 Kasım Cumartesi Ankara'da gerçekleşecek. İşte program:
13:00-14:30
Kürt sorununda yeni bir çözüm süreci mi?
Fatin Kanat (DEM Parti Ankara İl Başkanı)
Şenol Karakaş (DSİP)
***
15:00-16:30
Hayvan hakları için direnişin dersleri
Ezgi Duman (Hayvan, Yaşam, Özgürlük İnisiyatifi)
Sevcan Çamlıdağ (Aktivist)
Can Irmak Özinanır (DSİP)
***
17:00-18:30
Aşırı sağın hedefindeki LGBTİ+ özgürlüğü
Atilla Dirim (DSİP)
Devrim Aden (Aktivist)
***
19:00-20:30
Filistin direnişi ve siyonizmin tarihi iflası
Dila Ak (DSİP)
Tuna Emren (Filistin'e Özgürlük Platformu)
Direniş Çadırı ve Filistin'e Özgürlük Platformu, Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'na seslendi: 'Limanları ZIM şirketinin gemilerine kapatma kararı alınsın ve uygulansın.'
6 Kasım akşamı Ankara'da Filistin dostları sokaktaydı. Emek'te bulunan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı önünde buluşan protestocular, limanlarda süren mücadeleye destek verdi.
Protetostocular ne istiyor? Eylemde okunan açıklamanın tam metni:
"Kıymetli Filistin dostları,
Bir yılı aşkın süredir İsrail’in Gazze’ye yönelik amansız saldırıları devam ediyor. Aynı İsrail bir buçuk aydır Lübnan’ın başkenti Beyrut’a yönelik alçakça saldırılarını tırmandırdı. Lübnan’ın güneyini işgal etme planını yürürlüğe koymaya çalışıyor. Buna karşılık Filistinli ve Lübnanlı direniş güçleriyse haysiyet dolu bir mücadele sergilemeye devam ediyorlar.
Bütün bunlar olurken Türkiye’deki Filistin dostları, 7 Ekim Aksa Tufanından beri bir yıldan fazla süredir AKP hükümetini İsrail’e yönelik somut adımlar atmaya çağırdı. Geçen Nisan ayında İsrail’le ticaretin tamamen durdurulmasına yönelik karar alınmasına rağmen karar kağıt üzerinde kalmıştır. İsrail’le ticaret çeşitli hülle yöntemleriyle devam etmekte, İsrail’e Türkiye’den giden tonlarca hammadde dahil tüm mallara limanlarda ‘Filistin’e gider’ kaydı düşülmektedir. Bu hazin sahtekarlık dolaylı olarak Gazze’de can almaya devam etmektedir.
Üstelik İsrail devletinin yarı-resmi nakliye şirketi ZIM’e ait olan gemiler bugün Türkiye’nin birçok limanı arasında rahatlıkla dolanmaktadır. ZIM şirketi kurucularından logosuna kadar İsrail devletine göbekten bağlıdır. 7 Ekim’in hemen ardından ZIM CEO’su İsrail’in sonuna kadar yanında olduklarını, bütün gemilerinin İsrail hükümetinin ve ordusunun ihtiyaçları için seferber olacağını açıklamıştır. Bu şirketin dünyada ABD ve Çin’den sonra en çok uğradığı üçüncü ülke Türkiye’dir.
İsrail’e mühimmat taşıdığı gerekçesiyle Belçika’da ZIM şirketine dava açılmıştır. ABD’de, Avustralya’da bu şirket ile ticari ilişki kuran diğer şirketler dahi protesto edilmektedir. Yine Kanada’da ZIM gemilerine yük taşıyan demiryollarında eylemler gerçekleştirilmektedir. Daha da önemlisi 7 Ekim’den birkaç ay sonra Malezya hükümeti, ZIM şirketinin gemilerinin yanında İsrail bayraklı gemilerin de Malezya limanlarına giriş yapamayacağını ilan etmiştir.
Şimdiye değin gerçekleşen bu tür eylemler ve Malezya tarafından alınan karar iktidara yakın basın organları tarafından da alkışlanarak haberleştirilmiştir. Ancak ifade ettiğimiz gibi Ulaştırma Bakanlığı’nın denetimindeki limanlarımız maalesef ZIM şirketinin gemilerine yataklık etmektedir. Hepimiz için utanç verici olan bu durum yine aynı basın organları tarafından görmezden gelinmektedir. Bir süredir Filistin dostları tarafından limanlardaki ZIM şirketi gemilerine, konteynerlarına ve tırlarına yönelik gerçekleştirilen protesto eylemleri ise AKP iktidarı tarafından polis zoruyla bastırılmaya çalışılmaktadır.
Bu baskıları kınıyor ve Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’nu limanları ZIM şirketinin gemilerine kapatma kararı almaya ve uygulamaya çağırıyoruz.
Limanlardaki işbirliği bununla da kalmıyor. İsrail’in saldırganlığını garanti altına almak için Doğu Akdeniz’e gelmiş ABD Donanmasına bağlı U.S.S. WASP savaş gemisi sık sık Türkiye limanlarında ağırlanmaktadır. Hakeza Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı üzerinden sevkedilen petrol Ceyhan limanına yanaşan tanker tipi gemiler tarafından İsrail’e götürülmektedir. İsrail’in Filistinli ve Lübnanlı masumların kanı dökmek için uçak ve tanklarında kullandığı yakıtın Türkiye üzerinden sevki ve bu iş için Adana-Ceyhan Limanı’nın kullanılması kabul edilemez. Ceyhan limanı İsrail’e petrol taşıyan tankerlere kapatılmalıdır.
Geçen Pazar gecesi Haydarpaşa Limanı’na demirlemiş olan bir gemiye, kalbi Filistin halkıyla çarpan gençler tarafından baskın yapıldı. Bu gemi, İsrail’in uçak bombaları ve füzeleri için patlayıcı hammaddde taşıyan Kathrin gemisiydi. İsrail’e mühimmat taşıyarak savaş suçlarına ortak olduğu gerekçesiyle birçok ülke hükümeti tarafından limanlara girişi engellenen bu gemiye de kucak açan bir AKP hükümetiyle karşı karşıyayız. Haydarpaşa Limanında gösterilen tepkiler sonucu limandan ayrılmak zorunda kalan Kathrin gemisi önce Çanakkale limanına gitmiştir, şu anda da Antalya limanına doğru ilerlemektedir. Filistinin dostları olarak bu zilletin yükünü taşımak istemediğimiz için buradayız. AKP hükümeti Filistinlilerin yanında olduğunu iddia ediyorsa Ulaştırma Bakanlığı sicili kanlı bu geminin Türkiye’nin hiçbir limanına yanaşmamasını sağlamakla yükümlüdür. Bu meselenin takipçisi olacağımızı ilan ediyoruz.
Aylardır meydanlardan, hükümet temsilcilikleri önünden Gazze’deki mezalimin durması için siyasal iktidarı İsrail’le işbirliklerini sonlandırmaya, somut adım atmaya çağırıyoruz. Çünkü biliyoruz ki ‘kahrolsun İsrail!’ veya ‘kahrolsun ABD!’ demekle bölgemizi ateşe atan bu devletlerden hesap sorulamaz. İktidar temsilcilerinin yaptığı gibi hamasi söylemlerle zalim zulmünden asla caydırılamaz. Bu nedenle bugün burada, Ulaştırma Bakanlığı önünde Türkiye limanlarının işgalci İsrail’in katliamlarını besleyen gemilere kapatılması çağrısında bulunuyoruz.
Bakanlığın denetimi altında bulunan limanlara ZIM şirketinin gemilerinin girmesi engellenmelidir. Adana-Ceyhan limanına İsrail’e petrol götürmek için yanaşan tankerler engellenmelidir. Ve yarın Antalya limanına varması planlanan Kathrin gemisi de dahil İsrail’e katliamlarını sürdürebilmesi için mühimmat taşıyan gemilerin bizim limanlarımızı kullanmaları engellenmelidir.
Bu kararları bir an evvel almayan yöneticiler Filistin ve Lübnan’a yönelik İsrail saldırganlığına göz yummak gibi silinmez bir lekeyi ömür boyu omuzlarında taşıyacaklardır.
Yaşasın Filistin ve Lübnan Direnişimiz!
Yaşasın Küresel İntifada!"
Filistin Eylem Komitesi (FEK), "Türkiye karasuları ve limanları, soykırımcı İsrail’i donatan, soykırımı ve işgali besleyen gemilere kapatılsın!" talebiyle 7 Kasım'da İstanbul Bölge Liman Başkanlığı önünde eylem yapacak.
Eylem yeri Karaköy'de. Protesto, 19:30'da başlıyor.
Direniş Çadırı ve Filistin'e Özgürlük Platformu, bu akşam Ulaştırma Bakanlığı önünde eylem yapacak. 19:30'da başlıyor.
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi'nin (DSİP) duyurusu:
AKP-MHP bloku, OHAL uygulamalarını bir yönetme biçimine dönüştürme hamlelerini kayyımlarla sürdürüyor. 31 Mart seçimlerinden kısa bir süre sonra Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış tutuklanmış ve yerine kayyım atanmıştı.
Tam da çözümün konuşulduğu, DEM Parti’nin barış eli uzatılırsa üzerine düşen rolü üstleneceğini söylediği, tecrit altında tutulan Abdullah Öcalan’la görüşüldüğü günlerde barış umudu baskılarla bir kez daha ayaklar altına alınıyor.
30 Ekim tarihinde CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in yerine kayyım atandı, partiler arası mutabakatla seçilen Özer tutuklandı. 4 Kasım’da ise üç şehirde daha kayyım atamaları yapıldı. Mardin, Batman ve Urfa- Halfeti’de DEM Parti’li belediye başkanları görevden alındı. Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk, tam üç kere Mardin’e belediye başkanı seçildi ve üçüncü kere görevinden alınmış oldu. Batman’da Türkiye’deki en yüksek oyu alarak belediye başkanı seçilen Gülistan Sönük ve Urfa’nın Halfeti ilçesinde belediye başkanı seçilen Mehmet Karayılan da aynı gün içinde görevden alındı.
AKP-MHP bloku, bir süredir “çözümden” değilse de “toplumsal barışı” sağlamaktan bahsediyor. MHP’li Devlet Bahçeli’nin PKK lideri Abdullah Öcalan’ın meclise gelip DEM Parti grup toplantısında konuşmasını söylemesi üzerine Kürt halkı bir kez daha uzatılan her tür barış elini sıkacağını gösterdi. Ancak faşist Bahçeli’nin bile muhatap alıp çağrı yaptığı, dolayısıyla Kürt halkının önemli bir kısmının iradesi olduğunu -bir yandan tehditler savurarak da olsa- kabul etek zorunda kaldığı DEM Parti’ye kayyım atamalarıyla gözdağı verilmek isteniyor. Kürt halkının seçimlerde gösterdiği irade bir kez daha yok sayılıyor.
Halkın iradesini yok sayarak, seçilmişleri tutuklayarak, DEM Parti’yi işlevsiz kılmaya çalışarak barışın koşulları sağlanamaz! Örgütlü bir halk olan Kürt halkı kayyım darbeleriyle yıldırılamaz! Eğer bir toplumsal barış isteniyorsa bunun muhatapları bellidir. Açık, şeffaf bir biçimde ve mutlaka yasal bir zemine kavuşturularak diyalogun önü açılmalıdır. Kürt halkının eşit yurttaşlık talebi kabul edilmeli, bunun için yaygın bir tartışma kamuoyunun gözü önünde muhataplar tarafından yapılabilmelidir.
Bir yandan Kürt halkının iradesini yok sayarak, temel insani haklarından seçme-seçilme haklarına kadar her türlü hakkı elinden almaya çalışarak barışı inşa etmek mümkün değildir. DSİP, her dönemde olduğu gibi bugün de Kürt halkının yanındadır ve Kürt halkının barış talebinin sesinin yüksek çıkması için uğraşacaktır.
Diyalog-Çözüm-Barış: Kürt halkına özgürlük!
05.11.2024
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanması ve belediyeye kayyım atanmasının ardından ilçede antidemokratik uygulamalar ve protestolar sürüyor.
CHP İstanbul il başkanı ve seçilmiş belediye meclisi üyeleri belediyeye girmek istedi. Fakat polis bunu zorla engelledi.
Belediye içindeki CHP grubunun toplantı odasındaki tabela söküldü.
Belediye başkan yardımcıları görevden alındı.
Kayyım atanmasının ardından belediyenin sosyal medya hesabında Özer dönemindeki paylaşımlar silinmişti.
CHP, belediye önünde nöbet kararı aldı. Milletvekilleri kayyıma karşı nöbet tutacak.
Seçmenlerin günlerdir süren protestoları, devletin 15 günlük gösteri yasağına rağmen devam ediyor.
İstanbul Emek ve Demokrasi güçleri bugün (4 Kasım) 19:00'da Esenyurt Belediyesi önünde basın açıklaması yapacak.
İçişleri Bakanlığı, Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyım atadı. Gösteri ve etkinlikler yasaklanırken protestolar başladı.
31 Mart 2024 yerel seçimlerinde Mardin Belediyesi başkanlığını oyların yüzde 57,4'ünü alan Ahmet Türk kazanmıştı. Ahmet Türk, Kobane davasında verilen 10 yıllık ceza ve hakkında süren iki dava gerekçe gösterilerek "görevden el çektirildi."
Yerel seçimlerde Türkiye çapında en yüksek oy oranına yüzde 64,52 ile Gülistan Sönük ulaşmış ve Batman Belediye başkanı olmuştu. Gülistan Sönük, "örgüt üyeliği" suçlamasıyla verilen 6 yıl 3 aylık ceza ve sürmekte olan soruşturmalar öne sürülerek görevden alındı.
Urfa'nın Halfeti ilçe belediyesine de kayyım atandı. Oyların yüzde 39,45'ini alarak başkan seçilen Mehmet Karayılan, sabah erken saatlerde gözaltına alındı. Mehmet Karayılan hakkında da verilmiş ceza ve süren soruşturmalar var.
Yerel seçimlerden hemen sonra Hakkari Belediyesi'ne kayyım atanmıştı. Böyle dört DEM'li belediyeye devlet el koymuş oldu.
İktidar önceki iki dönemde de seçilmiş HDP'li belediyelere kayyımlar atamıştı.
Protestolar
Mardin'de DEM Partili belediye meclis üyeleri, belediye binasını kapatan polis barikatı önünde oturma eylemi yapıyor. Seçmenler yolun iki tarafında sloganlarla bekliyor. Çok sayıda DEM vekili de orada.
Batman'da DEM'li belediye meclis üyeleri, belediyeye girmek istedi. Fakat polis barikatı ile karşılandılar. Protesto eden seçmenlere sert şekilde polis müdahalesi yapıldı.
Filistin dostları, pazar günü ABD Büyükelçiliği önündeydi. Emperyalizmin Gazze'de soykırıma verdiği destek, Türkiye ile İsrail arasında sürmekte olan ticaret protesto edildi.
Direniş Çadırı ve Filistin'e Özgürlük Platformu'nun düzenlediği eylemde "Katil ABD Ortadoğu'dan defol!", "İsrail'e ticaret Filistin'e ihanet", "Filistin halkı yalnız değildir", "Lübnan halkı yalnız değildir", "Nehirden denize özgür Filistin" ve "Yaşasın küresel intifada" sloganları atıldıç