(Marksist sözlük) Z- Zenofobi

(Marksist sözlük) O- Ortodoks Marksizm

Ortodoksi, Hristiyanlıktaki Ortodoks mezhebini aşan bir anlama sahiptir. Antik Yunan dilindeki “orthos” (doğru) ve “doxa” (görüş) sözcüklerinin birleşiminden türeyen ortodoksi, bir mezhebin ismi olma niteliğini sonradan kazanmıştır. Ortodoksi genellikle, “diğer görüş” anlamına gelen heterodoksi ile karşıtlık içinde kullanılır. Dolayısıyla ortodoksi kendini çıkış öğretisine bağlılık olarak ifade eden pek çok görüş için kullanılagelen bir terim olmuştur.

(Marksist sözlük) N- Narodnizm

Narodnizm, 1800'lü yılların sonunda Rusya'da ortaya çıkan köylülüğe dayalı devrimci popülist hareketin adıydı. Asıl olarak Herzen ve Çernişevksi'nin fikirlerine yaslanıyordu. Bir tarım toplumu olan Rusya'da uzun yıllar en etkili akım olarak kaldı. Narodnikler, işçi sınıfının henüz Rusya topraklarında yeşermediğini bu sebeple de köylülüğe dayalı bir devrim yapılarak Çarlığın devrilmesi gerektiğini savunuyorlardı. Narodnik hareketi asıl karakterize eden düşünce popülizmdi. Sınıf kavramına yaslanmayan muğlak bir halk vurgusu Narodniklerin teori ve pratiğine damgasını vuruyordu. En önemli sloganları: "Halka gidelim" idi. 

(Marksist sözlük) M- Meta

Karl Marx’ın Kapital eserinin ilk bölümünün başlığı ‘Meta’dır ve şu sözlerle başlar: “Kapitalist üretim tarzının egemen olduğu toplumların zenginliği, 'muazzam bir meta yığını' olarak görünür; bunun basit biçimi tek bir metadır. Araştırmalarımızın, bu nedenle, metanın tahlili ile başlaması gerekir”.

(Marksist sözlük) L- Liberalizm

Liberalizm, kelime olarak Latince’de “özgür” anlamına gelen liber sözcüğünden gelmektedir. Felsefi temelleri John Locke, David Hume, John Stuart Mill, Adam Smith gibi düşünürler tarafından şekillendirilmiştir. Aydınlanma döneminin en etkili dünya görüşlerinden biri olan liberalizm, bireyi ve faydacılığı öne çıkarmıştır.

(Marksist sözlük) K- Komünizm

Komünizm, tüm dünyada üretim araçlarının üzerindeki özel mülkiyetin kalktığı, toplum yapısının bütünüyle buna göre şekillendiği, sınıflar bütünüyle ortadan kalkmış olduğu için devletlere de gerek kalmadığı özgür ve eşit topluma verilen isimdir. Sosyalizm ve komünizm kavramları sık sık birbiri yerine kullanılır ve yanlış anlaşılır. Bu kavramlara yüklenen anlamların tarihsel süreçler içinde geçirdiği değişiklikler de bu yanlış anlamaların sebepleri arasındadır. 

(Marksist sözlük) J- Jakobenizm

Jakoben, 1789 Fransız Devrimi sırasında ortaya çıkan radikal burjuva devrimci akıma verilen isimdir. Jakobenizm, literatürde genellikle “halk için halka rağmen” sloganında özetlenen bir tepeden inmecilik ile tanımlanır. Genellikle Jakobenlere ilişkin liberal yaklaşımlarda bir olumsuzlama olarak ortaya çıkan bu tanımlama, solun çeşitli kesimlerinde özellikle de Stalinist yaklaşımlarda bir olumlama olarak karşımıza çıkar. Jakobenizm hakkındaki gerçek durum ise bundan daha karmaşıktır, Fransız Devrimi’ndeki toplumsal, sınıfsal bölünmeler ve devrimin kaderinin ne olacağı konusundaki fikri bölünmelerle belirlenmiştir. 

(Marksist sözlük) İ- İdeoloji

İdeoloji sözcüğü idea (düşünce) ve logos (us ile kavrama) sözcüklerinin birleşiminden oluşur. Logos kavramı zaman içinde bilimleri de tanımlayan bir hâl almıştır. Dolayısıyla tarihte ilk olarak Fransız düşünür Destutt de Tracy tarafından kullanılan ideoloji sözcüğü (Fransızca idéologie) “düşünceler bilimi” olarak kullanılabilir. 1796’da Destutt de Tracy’nin de kavramı ortaya atarken kafasında bir tür “bilimsel” amaç vardı. İdeoloji, fizyolojiye bağlı bir düşünceler bilimi olacaktı  ve doğru ile yanlışı net bir biçimde birbirinden ayırt etmeyi sağlayacaktı.   

(Marksist sözlük) H- Hegemonya

Hegemonya, kelime olarak liderlik, üstünlük gibi anlamlara gelmekle beraber kullanımı zaman içinde genişlemiştir. Kökeni Antik Yunan’daki hēgemonía sözcüğüne kadar uzanır. Antik Yunan’da kavram “liderlik” anlamında kullanılırken, aynı zamanda bir şehir devletinin birkaç şehir devleti üzerindeki egemenliğini tanımlamak için de kullanılırdı.  

(Marksist sözlük) G- Grev

OHAL’in sermayeye ne kadar yararlı olduğunu anlatmak isteyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “OHAL’de grev olmuyor” açıklaması bir tesadüf değil. Gerçekten de grevler, kapitalist sınıf açısından en korkutucu eylemlerin başında geliyor. 2015 yılında henüz metal sektöründeki grevin sadece tehdidi ortadayken pek çok metal patronunun işveren birliği MESS’ten ayrılmaya başlamaları bu korkuyu en net gördüğümüz anlardan biriydi.

Geri 1 2 3 İleri

Bültene kayıt ol