Kitap okunan, edebiyat konuşulan bir evde büyüdüm. Haliyle yazarların, şairlerin isimlerine küçük yaşta aşina oldum. Annemle babam hemen hepsini ad ve soyadlarıyla beraber andıkları halde ondan hep “Adalet Hanım” diye söz ederlerdi. Nedenini sormak aklıma hiç gelmedi, belki de kanıksadım, kabullendim ve durmadım üzerinde. Şimdi düşünüyorum da, başka zamanlar mesafeyi çoğaltan ibare burada sanki mesafeyi azaltıyor, bir sevecenlik ve yakınlık tınısı kazandırarak onu ayrıcalıklı bir yerde gördükleri anlamına geliyor.
Figen Dayıcık Fırat, Ayasofya'nın tarihinden yola çıkarak bugünkü kararın politik yönünü eleştiriyor.
Arife Köse, Ken Loach’ın son filminin kapitalizme sert bir eleştiri olduğunu savunuyor.
“Siyahların hayatı önemlidir” mücadelesinin gündemi belirlediği bugünlerde makalede ABD’de ırkçılığın işlendiği roman tanıtılıyor.
İş güvenliği, işçi sağlığı ve patronların kâr hırsı üzerine bir dizi. Bekir Ersin tanıtıyor.
İşçi sınıfının uluslararası mücadelesinde iz bırakan isimlerin kısa yaşam öyküleri...
“Güçlüler zayıfların üzerinde durduklarında insanlar umursamazlar. Zayıf olanlar çığlık atıp geri saldırdıklarında onlara agresif ve başa bela deriz” repliği Miss Hammurabi dizisinin önemli vurgularından biri.
1949’da yayımlanan roman her şeyin kötü olduğu bir geleceği anlatır. Yani bir ‘distopya’dır.
90’larda rock müziğe damga vuran gruplardan Pearl Jam, yedi yıl aradan sonra yeni bir albümle karşımıza çıktı.