(Bu yazı, AltÜst dergisinin 24. sayısından alıntıdır. AltÜst'e ulaşabileceğiniz satış noktaları: http://www.altust.org/satis-noktalari/)
Günümüzde herhangi bir yerde Rus Devrimi tartışıldığında, devrimin genellikle bugünün dünyasına hitap etmeyen, ciddiye alınmayacak bir başarısızlık olduğu belirtilir. Sally Campbell ise bunun gerçekten uzak bir argüman olduğunu, insanlar baskıya ve sömürüye karşı savaşmaya niyetli olduğu sürece Rusya'dan çıkarmamız gereken dersler olduğunu savunuyor:
(Bu yazı, AltÜst dergisinin 24. sayısından alıntıdır. AltÜst'e ulaşabileceğiniz satış noktaları: http://www.altust.org/satis-noktalari/)
Rusya’da, 1917’de gerçekleşen Şubat Devrimi, toplumu sola çekmiş ve burjuva demokrasisinin itibarın sarsmıştı. İsyan eden işçiler kapitalist parlamentoya olan ilgilerini kaybetmişler ve daha iyi bir sistemin arayışı içine girmişlerdi.
Çoğu insan Vladimir Lenin, Leon Troçki, Alexandra Kollontay gibi Rus Devrimi’nin öne çıkan figürlerine aşinadır. Oysa devrimde önde gelen bir rol üstlenip, çoğu tarih anlatısında nadiren anılan pek çok başka kişi vardır.
Camille Royle, Kapital için yeni bir kılavuz kitabının yazarı Joseph Choonara ile Marx'ın büyük eserinin günümüz dünyasındaki güncelliği üzerine konuştu.
Sermaye sahibi sınıf, toplumun bütün ezilen kesimlerinin, bu arada bizzat emeğini sömürdüğü işçi sınıfının desteği ile toprak sahiplerinden iktidarı aldığı günden itibaren bir “pazar” kaygısı yaşıyor.
“Devrimler ezilenlerin ve sömürülenlerin festivalidir. Başka hiçbir zaman, halk kitleleri, devrim anlarında olduğu kadar yeni bir toplumsal düzenin yaratıcıları olarak etkin bir biçimde öne atılacak durumda olmazlar.”
Lenin
Rusya’da Çarlık İmparatorluğu, 1917 yılının Şubat ayında kendiliğinden bir devrimle çöktü. Ekim ayında gerçekleşecek ayaklanma ve sosyalist devrime kadar olan yedi aylık dönemde neler yaşandı?
Lenin’in “ikili iktidar” diye adlandırdığı bu dönem, bugün, protestoların ve ayaklanmaların dünyasında, kapitalizme son vermek isteyenler için derslerle dolu.