Kadın kurtuluş hareketi içerisindeki temel tartışmalardan birisi sosyalizmin kadının kurtuluşu anlamına gelip gelmeyeceğidir. 1917 devriminin ardından kadınların Rusya’da elde ettikleri kazanımlar ve bunların kaybediliş süreci bu tartışma için en iyi örneği oluşturuyor.
İsyanlar ve ayaklanmalar tarih boyunca pek çok kez patlak verse de, onlar genelde başarıya ulaşmazlar. Rusya’daki Bolşevik Parti, sosyalist örgütün devrimin başarıya ulaşmasında ne kadar önemli olduğunu gösterdi.
İngiliz marksist iktisatçı Michael Roberts, Marx'ın Kapital'inden 150 yıl sonra, dünyadaki gelir eşitsizliğini yazdı:
100 yıl önce tam da bugünlerde Rusya’da muazzam kitlesel bir hareketlilik dönemi yaşanıyordu.
(Bu yazı, AltÜst dergisinin 22. sayısından alıntıdır. AltÜst'e ulaşabileceğiniz satış noktaları: http://www.altust.org/satis-noktalari/)
Birinci Dünya Savaşı’nın vahşeti ve Rusya’nın içindeki kesintiler Rus askerleri 1917’de ayaklanmaya hazır hale getirmişti. Rus Devrimi Birinci Dünya Savaşı’nın katliam ve kaosundan doğdu.
(Bu yazı, AltÜst dergisinin 22. sayısından alıntıdır. AltÜst'e ulaşabileceğiniz satış noktaları: http://www.altust.org/satis-noktalari/)
2008 ekonomik kriziyle kapitalizmin yapısal krizinin iyice açığa çıktı ve yeni liberal düzenin sonuna gelindi.
12 Ocak’ta Cenevre’de başlayan Kıbrıs zirvesi genel olarak, on yıllara dayanan ‘sorunun’ çözümü için en önemli gelişme şeklinde yorumlanıyor.