Fransa'da Sarı Yelekliler'in isyanı sürüyor. Peki, bu isyan neden bir anda yaygınlaştı ve dünya siyasetinin en önemli başlıklarından biri hâline geldi? Gazi Şahin, hareketi ve olasılıkları tartışıyor.
Bir toplumsal isyanın başlamasına yol açan kıvılcımı önceden kestirmek mümkün olmamıştır tarihte. Bir bakarsınız bir seyyar satıcının hayat pahalılığına ve işsizliğe bireysel olarak isyan edip kendini yakması (Tunus), bir bakarsınız Gezi Parkı’nda bir ağacın kesilmesi, bir bakarsınız Fransa’da akaryakıta ek vergi konulması bir toplumsal ayaklanmanın nedeni olmuş. Benzer olaylar daha önce de yaşanmış olduğu halde herhangi bir isyan hareketi yaratamamış iken, tarihin belli bir anında aynı veya benzer bir olay farklı, beklenmedik toplumsal tepkiler, isyanlar yaratır. Bugünlerde Fransa’da yaşananlar bu yasanın yeniden doğrulanmasıdır denilebilir.
17 Kasım’da Fransız hükümetinin akaryakıta ek vergi getirmesiyle başlayan Sarı Yelekliler isyanı iki hafta gibi bir sürede gittikçe genişleyen bir toplumsal muhalefete dönüşmeye başladı. Bu isyan, hayat pahalılığından işsizliğe, sosyal zenginliklerin eşitsiz paylaşımından kamu hizmetlerinin yetersizliğine kadar Fransız toplumun son yıllarda yaşadığı sorunları taleplerinin merkezine koyan bir harekete doğru evriliyor.
Macron'un krizi büyüyor: Sarı Yelekliler yine sokaktaydı
2017 baharında iktidara gelen Macron, tam cepheden neoliberal saldırı siyasetini Fransız koşullarında oldukça otoriter sayılabilecek bir şekilde, hiçbir toplumsal mutabakat yaratma ihtiyacı da duymadan uygulama yoluna gitti. Bir yandan ultra zenginlerin ve büyük şirketlerin vergilerinde indirime giderken, diğer yandan işçilerin ve kamu çalışanlarının üzerindeki vergi yükünü arttırarak ve kamu hizmet sektörlerine verilen ödenekleri azaltarak devlet kasasındaki açığı kapatmak üzere adımlar attı.
Bu anlamda, ilk anlarda bir basit vergi zammına tepki olarak başlayan Sarı Yeleklilerin isyanı özünde Macron’un adaletsiz gelir dağılımını derinleştiren genel siyasetine bir isyandı. Bu nedenle de genişleyerek ve dönüşerek sürüyor.
Geçen hafta sonundaki eylemelere 300 binden fazla insan katıldı. Birçok protestocu hayatlarında ilk defa sokak eylemlerine katıldıklarını söylüyorlar. Önemli sayıda emekli ve kadın işçi katılımcı görülüyor. Sarı Yelekliler hareketi bir çok gözlemciye göre, kendiliğinden, sosyal medya iletişim ağları üzerinden, klasik anlamda örgütlü ve bir merkezden kontrol edilmiyor olmasından, eylem tarzlarına ve hareketin hızla dönüşme kapasitesine kadar bir çok noktada devrimlerle dolu Fransız tarihinde dahi bir ilk olma özelliği taşıyor.
Fransa’da Macron’a karşı isyan büyüyor
Hafta sonu eylemlere bu defa sendikaların ve örgütlü sol güçlerin de (yetersiz de olsa) katılmaları umut vericiydi.
Öyle görünüyor ki, tüm eksilerine rağmen Sarı Yelekliler, Fransız toplumunda uzun süredir içten içe var olan bir öfkenin açığa çıkmasına vesile oldular. Bu öfkenin bir sınıf öfkesine dönüşüp dönüşmeyeceğini yakın zamanda görebiliriz. Bu sendikal hareketin pasifliğinden vazgeçmesine ve sol güçlerin dağınıklığı aşıp harekete sekter olmayan bir şekilde katılmasıyla mümkün olacaktır.
Gazi Şahin