Cinsiyetçi söylemlere karşı olmak, uzun zamandır kimilerince eksik anlaşılmış, kimilerince hiç anlaşılmamış bir sorun olmaya devam ediyor.
Cinsiyetçilik, gelmiş geçmiş en eski ayrımcılık şekillerinden biri. Günümüzün kapitalist dünyasına dek uzanan bu ayrımcılık, mülkiyet ilişkileriyle bir arada ve birbirinden beslenerek gelişmiş durumda. Elbette kadınların dezavantajlı konumu, kapitalizmden çok daha öncesine dayanıyor. Fakat kapitalizm, geçmişten miras aldığı bu ayrımcılığı bağrına basıyor ve onu kendi çıkarları için, en faydalı haline getirmek için muhafaza ediyor.
Dila Ak yazdı.
Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölüm Başkanı Abdüssamed K.’nın, 5 yıl önce Amerika Birleşik Devletleri’nin Teksas eyaletinde çocuk istismarı suçundan tutuklandığı ortaya çıktı.
2020’nin Aralık ayında 24 kadın erkekler tarafından katledildi, 16 kadın ise şüpheli bir şekilde ölü bulundu!
Öfke ve mücadeleyle geçen bir yılın ardından kadın mücadelesine dair perspektifler...
2020’de 383 kadın öldürüldü. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Kadın cinayetlerini nasıl önleyebiliriz?
2020 yılı verilerine göre kadınların büyük bir çoğunluğu hane içinde ve tanıdıkları erkekler tarafından öldürüldü. Tüm bu cinayetlere, tecavüzlere, şiddete karşı; daha önce olduğu gibi, bu yıl da pek çok sokağa çıkma, protesto ve dayanışma eylemi gerçekleştirildi. 20 Mart 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6284 sayılı kanun ile 1 Ağustos 2014’te yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi’nin etkin bir şekilde kullanılmak zorunda olduğu, kadınlar tarafından her fırsatta dile getirildi.
Bianet’in verilerine göre 2020 yılında 383 kadın öldürüldü. Aralık ayının son günlerinde bir günde 4 kadın öldürüldü. İçişleri Bakanı Soylu’nun açıklamasına göre ise 2020 yılında 266 kadın cinayeti işlenmiş ve geçen yıla oranla yüzde 21 oranında bir düşüş olmuş, ancak bu raporda açıklanan veriler, diğer kurumların verileriyle uyuşmuyor. Bu bile bakanın kadın cinayetlerine bakışını gösteriyor: Rakamları olabildiğince düşük gösterelim, konuyu kapatalım.