İnsanca çalışmak ve insanca yaşamak için şantiyedeki koşullara isyan ederek iş bırakan ve bu yüzden tutuklanan üçüncü havalimanı işçileri, cezaevinden yazdıkları mektupta "Hak aramak suç değildir" dediler.
“Cezaevlerindeki üçüncü havalimanı şantiyesinde tutuklanan inşaat işçileri ve İnşaat İşçileri sendikası temsilcileri” imzasıyla dışarıya yollanan mesajda şunlar belirtildi:
"En insani taleplerimiz büyük bir zorbalıkla bastırılmaya çalışıldı. Gece yarılarında koğuş kapılarımız kırılarak gözaltına alındık. İGA’nın güvenlik binasında kaba dayak, küfür ve hakaretlere uğrayarak sorgulara çekildik. İnsanca yaşamak ve insanca çalışmak istediğimiz için hukuksuz bir şekilde yargılanarak cezaevlerine atıldık.
Bizler hiçbir şekilde suçlu olduğumuzu düşünmüyoruz. Hak istemek suç değildir. Asıl suçlu, biz işçileri insanlık dışı çalışma koşullarına mahkum eden İGA patronlarıdır.
Buradan tüm kamuoyuna sesleniyoruz: Bizleri merak etmeyin, keyfimiz ve moralimiz gayet yerinde. Sesimize ses olan tüm dostlara selamlar.
İnşaat işçisi köle değildir!"
Havalimanı işçileri kimlere karşı direnişte?
Havalimanında koşullar değişti mi?
İnşaat İşçileri sendikası ayrıca, İGA'nın koşulların düzeltildiğiyle ilgili yalanına şantiyeden haberlerle yanıt verdi. Sendikanın web sitesinde yayımlanan yazı şöyleydi:
"Şantiyedeki son durum hakkında yayınladığımız yazının üzerinden iki gün dahi geçmeden, işçi arkadaşlarımızdan gelen aktarımlar ışığında şantiyedeki koşullardan görünen ufak değişimlerin tamamen geçici olduğunu anlamış olduk. İşçi arkadaşlarımızın şu anki koşullar hakkındaki beyanları ve içeriden gönderdikleri görüntüler, İGA’nın “bir şeyleri düzeltiyoruz” illüzyonunu yerle bir ediyor.
Birkaç gün çıkan et yemekleri yerini çorbalara bırakmış. Yemekhane sıraları gittikçe daha kötüleşirken yemek tüm işçilere yetmediği için yalnızca çorba içmek zorunda kalan işçiler var. Yalnızca çorba içmek zorunda kalan işçilere bazen ekmek dahi kalmıyormuş.
Sabah kahvaltılarında ise “Hiç değilse önceden kek ve süt veriyorlardı” diyen işçilere birer poğaça veriliyormuş. Sabahları bekledikleri servis sıraları hala insanlık dışı boyutlarda, işçi arkadaşlarımız “Sıra beklediğimiz yerlerin üstüne tente yapmaları sırada beklediğimiz saatleri azaltmıyor” diyorlar.
Bazı koğuşlara tahtakuruları için ilaçlama yapıldığından bahseden arkadaşlarımız bu ilaçlamanın yeterli olmadığını ve hala çoğu koğuşta tahtakurusu olduğunu söylüyor. Yeni yataklar az da olsa gelmiş fakat bekletiliyormuş, işçilerden hiç birine verilmemiş. “Bu yatakların kime gittiğini bilmiyoruz” diye ekliyorlar.
Eylemler ilk değil: Üçüncü havalimanı işçilerinin ekmek ve onur mücadelesi
İş kazaları da aynı hızda devam etmekte. İşçi arkadaşlarımız dün bir işçinin merdivenlerden düşüp ayağını kırdığı haberini ilettiler.
Polis ve jandarma baskısı da devam ediyor. Özellikle bugün Recep Tayyip Erdoğan’ın şantiyeye gelmesi dolayısıyla “İyi çalışın” diye uyarılan işçi arkadaşlarımız, yığınakların aynen durduğunu ve bugün de polis ve jandarma sayısının daha da arttığını söylüyorlar.
Bir işçi arkadaşımız, “Biri geldi yanıma kaliteci olduğunu söyleyerek benden laf almak istedi” diyerek şantiye alanında sivil polislerin işçilerle konuşarak eyleme katılan işçileri ifşa etmeye çalıştığını anlattı.
Şantiyedeki son durum ve koşullar hakkında bilgiler aktarmaya devam edeceğiz."