“Varsa yoksa kadın, beden, cinsiyet, cinsellik engeli! E yoksa "makbul kadın" ve "makbul erkek"leri nasıl yetiştireceğiz? Toplumsal cinsiyet rollerini başka nasıl giydirecek ve bu eril sistemin devamlılığını nasıl sağlayacağız ama?”
“Anneliği kadınların var oluş sebebi ve asli görevi olarak gören anlayış ile sermayenin çıkarları birebir örtüşüyor. Kadınlara 3-5 çocuk yapmaları dayattırılırken, esnek çalışma sanki tek alternatifmiş gibi ileri sürülüyor.”
“Kadınların ezici bir çoğunluğu üretime çekilirken, bir yandan da 'kadınlık rolleri' üzerindeki vurgu artıyor.”
“Ben Kürdüm, Müslüman’ım, kadınım, bunlar benim kimliklerim. Hangi konuda problem yaşarsam o kimliğim öne çıkar.”
“Türk yargı sistemi karnesi, özellikle söz konusu kadına yönelik şiddet olduğunda tam bir felaket. Polisten adli tabibine, savcısından hakimine kadar yargı sisteminde yer alan tüm aktörlerde hakim olan ahlakçı, cinsiyetçi anlayış, kadını koruyan yasaların etkin bir şeklide uygulanmasının önündeki engellerden birini oluşturuyor.”
Kadınların cinayet, tecavüz ve şiddet çetelesinin tutulduğu neredeyse her gün bir kadının öldürüldüğü Türkiye’de hâlen katillere iyi hâl indirimleri uygulanıyor.
Tüm erkek egemen toplumlarda kamusal alan toplumun erkek üyeleri tarafından düzenlenegelmiştir. Yani yasaları erkekler yapmış, sosyal hayatın nasıl yaşanacağına erkekler karar vermiş, bilgiyi, ticareti, araçları erkekler üretip kontrol etmiştir. Kısacası kadın politik alandan sistemli bir biçimde dışlanmış, yaşadığı ortamın nasıl örgütlendiğinde söz sahibi olmasına engel olunmuştur.
"Cumhuriyet döneminde feminizm tarihine baktığımızda, 1930–1950 arası büyük bir boşluk bulunmaktadır. Cumhuriyetin ilanı ile “tüm haklar size verildi, şimdi hayır işleriyle ilgilenin” denilen kadın hareketi susturulmuştur."
“Kadın öğretmenlerin kılık kıyafetleri, okullarda öğretmen kurul toplantılarında başlıca konudur.”