Göçmenler ve özellikle yaşamak için Suriye’den kaçmak zorunda kalanlar hakkında yıllardır üretilen yalanlar, kamuoyunun bütünüyle yanlış yönlendirilmesine neden oluyor. Geçtiğimiz haftalarda yapılan bazı anketlerde gözleyebildiğimiz cevaplar, göçmenler hakkında üretilen yalanların boyutları konusunda daha ciddi düşünmemiz gerektiğini gösteriyor.
Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) tarafından Suriye’den başlayan yoğun göçmen gelişlerinin 10. yılı vesilesiyle yapılan ankete gelen yanıtlar, anketi yapanlar tam olarak farkında değilmiş gibi görünseler de büyük bir tehlike barındırıyor.
Bin 67 kişi ile yapılan ankete göre katılımcılar arasında “Suriyeliler ülkelerine dönmeli” diyenlerin oranı yüzde 55.4.
Yüzde 45.52’i ise Suriyelileri ileride sorun yaratacak tehlikeli insanlar olarak görürken yaklaşık yüzde 42’si Suriyelilerin yük olduğunu söylemiş. Kuşkusuz, insanın aklına nasıl bir anket sistematiğinin izlendiği geliyor. Örneğin nasıl bir soru sorulmuş olabilir ki katılımcıların yüzde 70’ten fazlası Suriyelilerin “temiz, güvenilir ve kibar olmadığı” yanıtını vermiş olabilirler.
Daha kötüsü ise iktidar partisi AKP dışında tüm partilerin tabanında Suriyelilerin ülkelerine dönmesini isteyenlerin oranı yüzde 50’nin üzerinde.
Bu, seçimlerde iktidara karşı ittifak kuranların ya da muhalif cephede olduğunu iddia eden siyasi kadroların üzerinde kafa yorması gereken bir öğe. AKP’nin göçmen politikalarını yanlış bulup eleştirmek bir şeydir çünkü, bu politikaları kendi göçmen düşmanlığınıza ya da en iyi ihtimalle ‘göçmen gıcıklığınıza’ gerekçe olarak sunmanız başka bir şey.
Sağcı iktidar blokuna karşı egemen sınıfın daha “uzlaşmacı” olduğu düşünülen bir başka sağcı muhalefet blokunun göçmen düşmanlığı üzerinden iktidarı köşeye sıkıştırma çabasının tanığıyız yıllardır. Fakat bu muhalefet blokundan ayrı olarak, HDP tabanının da benzer bir göçmen karşıtı ruh haline kapılmasının üzerinde dikkatlice durmamız gerekiyor.
HDP liderliği, bu konuda, göçmenler hakkındaki yalanlara karşı çok daha güçlü bir mücadele vermek zorundadır. Özellikle mevsimlik Kürt işçilerin maruz kaldığı ırkçılığı göz önüne aldığımızda Suriyeli göçmenler konusunda en yüksek duyarlılığı göstermesi gerekenlerin başında Kürt halkının geldiği çok açık olmalı.
Çünkü en iyi ‘çeken bilir.’
Göçmenler hakkında yaratılan sağcı propagandaya karşı çok güçlü bir dalga kırana ihtiyacımız var.
Her yalana, her çarpıtmaya, ırkçılığın her görünümüne karşı hızla yanıt verecek kitlesel, etkili ve görünür kampanyaları hızla inşa etmek zorundayız.
Her gün şişirilen bu nefret dalgası geçtiğimiz yıl Altındağ’da olduğu gibi pratik bir linç girişimine dönüşme potansiyeli taşır.
Engellemek zorunda olduğumuz şey bu ırkçı nefret dalgasıdır.
Yıldız Önen
(Sosyalist İşçi)