DSİP'li kadınlar, nafaka hakkına yönelik saldırıya karşı mücadelede kullanılmak üzere bir broşür hazırladılar:
Çağla Oflas, Sosyalist İşçi gazetesinde devrimci partinin günümüzde geçerli bir örgütlenme modeli olmadığı yönündeki argümanlarla tartıştı.
Winston Churcill’den Nazilere, tüm antikomünistler, sosyalizmin yayılışı için Yahudileri suçladı. Sol tekrar yükseldikçe, antisemit kalıp “Yahudi Bolşevizm” (Judeo-Bolshevism) geri döndü.
(Bu yazı, AltÜst dergisinin 28. sayısından alıntıdır. AltÜst'e ulaşabileceğiniz satış noktaları: http://www.altust.org/satis-noktalari)
(Bu yazı, AltÜst dergisinin 28. sayısından alıntıdır. AltÜst'e ulaşabileceğiniz satış noktaları: http://www.altust.org/satis-noktalari)
Bir devrim Çin'i emperyalizmden kurtardı ve Komünist Parti'yi iktidara getirdi. Pekin'de 1 Ekim 1949'da Tiananmen Meydanı'nda binlerce kızıl bayrak dalgalanıyordu. Burada Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan eden Mao Zedung'u on binler alkışlıyordu. Mao'nun devrimi kazanmış ve Çin'i sömürgeciliğin boyunduruğundan kurtarmıştı.
(Bu yazı, AltÜst dergisinin 28. sayısından alıntıdır. AltÜst'e ulaşabileceğiniz satış noktaları: http://www.altust.org/satis-noktalari)
2008’de başlayan küresel finansal kriz, on yıldır dünyanın birçok ülkesinde siyasi krizlerle el ele giden bir istikrarsızlığa yol açıyor. Birçok ülkede sağ muhafazakâr siyasetler, bu çoklu kriz ortamında güçlenecek zemin buldu. Otoriter liderler günümüzün fenomeni hâline geldi.
Fransa’da kökleri çok eskiye giden antisemitizm 1880’li yıllarda tekrar yükselişe geçmişti. Almanya yenilgisiyle neredeyse eş zamanlı ilan edilmiş Üçüncü Cumhuriyet ve ülkedeki kamplaştırıcı atmosfer monarşist klerikal unsurlar ile radikal cumhuriyetçiler arasında güç mücadelesini şiddetlendirmişti. Bu kamplaşma toplum içerisinde eşitlikçi söylemlerin gerilemesine, antisemit ve ırkçı yaklaşımların artmasına neden olmuştu.