Özdeş Özbay

Özdeş Özbay son yazıları

Özdeş Özbay tüm yazıları

07.03.2024 - 12:13

Almanya’da işçi hareketi ve iklim hareketi birlikte sürüyor

2019 yılında arka arkaya; Yokoluş İsyanı (XR: Extinction Rebellion) ve Gelecek İçin Cumalar (FFF: Fridays for Future) hareketlerinin kurulmasıyla küresel bir sıçrayış yaşayan iklim hareketinin en güçlü olduğu ülkelerden biri olan Almanya’da önemli değişimler yaşanıyor. 

Almanya’da Gelecek İçin Cumalar (FFF) her cuma yaptıkları iklim grevlerini hareketin gücünün azalması nedeniyle bırakıp, daha iyi örgütlenmiş grevlere ve küresel iklim grevlerine kitlesel katılıma odaklanmaya başlamıştı. 

FFF’ten ayrılan Son Jenerasyon (Letzte Generation) hareketi ise kitle eylemleri yerine daha militan eylemlere yöneldi: Sanat galerilerine, bankalara, şirketlere yönelik, dar katılımlı boya veya çorba atma eylemleri örgütlüyorlar.

Greta Thunberg’in Filistin’e destek vermesinin ardından yaşanan bir değişim de FFF Almanya’nın, küresel FFF ağından ayrıldığını açıklamasıydı. Ancak, FFF içerisinde Filistin’le dayanışma eylemlerine katılan aktivistler varlığını korumaya devam etti.  

Tarihi bir ittifak: ‘Birlikte Sürüyoruz’

FFF’teki bu gelişmelere, örgütlenme stratejisindeki değişiklik döneminde FFF içinde yer alan sosyalist grupların önemli bir hamlesi de eklendi: Bir yıldan uzun süredir toplu ulaşım sendikaları içerisinde faaliyet örgütlüyorlar. İşte bu aktivistlerin sendikada sürdürdüğü iklim kampanyası, tarihi bir ittifakın kurulmasını sağladı.  Avrupa’nın en büyük sendikalarından Verdi ile FFF’i bir araya getiren bu ortak kampanyanın adı #WirFahrenZusammen (Birlikte Sürüyoruz) oldu.

Kampanya bir hafta boyunca örgütlediği çok sayıda yerel toplu taşıma grevi ve gösterinin ardından 1 Mart Cuma günü ülke genelinde büyük gösteriler düzenledi. 

Almanya’da uzun yıllardır genç ve öğrenci hareketi durumunda olan iklim hareketi ile örgütlü işçi hareketi arasında bir mesafe bulunuyordu. Yeşiller Partisi’nin piyasa odaklı “yeşil reform” uygulamalarının işçi sınıfında yarattığı tepki de bunda önemli rol oynadı. Ancak FFF içerisindeki sosyalist, antikapitalist aktivistler, iklim adaleti taleplerinin işçi hareketiyle birleşmeyi zorunlu kıldığını görerek önemli bir örgütlenme çalışması örneği sergilemiş oldular.

FFF aktivistleri başta Berlin olmak üzere birçok şehirde toplu taşıma işçilerinin eylemlerine destek ziyaretleri gerçekleştirdi, kentlerde stantlar açıp işçi taleplerinin iklim değişimiyle mücadele için de desteklenmesi gerektiğini anlatarak binlerce imza topladı ve bunları sendikaya iletti. 

İşçilerin daha iyi çalışma koşulları talebine ek olarak FFF de toplu taşımaya daha fazla yatırım, daha fazla istihdam ve daha iyi ücretler talep etti. 

Sendikaların ilgisini çekmeyi başaran aktivistler, iklim değişimini sendikalarda anlatma ve işyerlerinde konuşma yapma olanağı da buldu. 

Sonuçta iklim kampanyasına ilgi duyan yüzlerce toplu taşıma işçisiyle birlikte #WirFahrenZusammen (Birlikte Sürüyoruz) demeyi başardılar.

Bu sayede sendikalı işçiler, küresel iklim eylemi sırasında otobüslerin, metroların, tramvayların camlarına iklim grevi afişlerini asarak muazzam bir duyuru kampanyasına imza atmış oldu.

Birlikte Sürüyoruz eylemleri

Toplu taşıma işçileri, günlük dokuz saati bulan çalışma saatleri sırasında birkaç dakikalık tuvalet molası bile bulmakta güçlük çektiklerini, yemek molalarından ücret kesintisi yapıldığını, iki günlük hafta sonu tatillerini ise ancak altı haftada bir alabildiklerini söylüyor.

Alman Taşımacılık Şirketleri Birliği'ne (VDV) göre, taşımacılık sektöründeki iklim hedeflerine ulaşmak için 2030 yılına kadar Almanya genelinde 110.000 yeni çalışanın işe alınması gerekiyor.

25 Şubat’ta başlayan ve bir hafta boyunca süren ortak grev ve gösterilerde, Birlikte Sürüyoruz kampanyası sendikanın talepleriyle iklim hareketinin taleplerini birleştirmiş oldu.

1 Mart Cuma günü 100’den fazla şehirde binlerce işçi ve iklim aktivisti bu grevde ve sokaklardaydı. 

Grev, 130’dan fazla belediye ulaşım kurumunda çalışan yaklaşık 90.000 işçi için devam eden ve Verdi’nin çalışanlar için mali kayıplar olmaksızın daha kısa çalışma saatleri, vardiyalar arasında daha uzun dinlenme süreleri, daha fazla tatil günü, daha fazla tatil ücreti dahil olmak üzere daha iyi çalışma koşulları talep ettiği toplu görüşmelerin ardından örgütlendi. 

FFF aktivistleri de 2030 yılına kadar yerel ulaşıma 16 milyar avroluk ek yatırım ve 2030 yılına kadar toplu taşıma kapasitesinin iki kat artırılmasını talep ederek İklim İçin Cuma grevini örgütledi. Verdi de 1 Mart’ta gerçekleşen bu iklim grevine destek verdi.

İklim hareketinin işçi hareketiyle kurduğu bu ittifak son derece önemli. 

Gerçek bir iklim adaleti, işçi sınıfını kapsamadan kazanım elde edemez. Bir toplumsal hareket, büyük kalabalıkları sokağa indirebilir belki ama gerçek bir grev tüm ülke ekonomisini etkileyerek kazanım elde etmesini ve hareketin bir anda milyonlarca işçi ile onların aileleri tarafından sahiplenilmesini sağlayabilir. 

FFF aynı zamanda aşırı sağcı AfD’nin yükselişine karşı da kampanya yürütüyor ve sendikalar içerisinde de ırkçılığa karşı iklim adaleti anlatıyor. Çünkü aşırı sağın iktidarında iklim değişiminin durdurulamayacağını biliyorlar.

Özdeş Özbay

(Sosyalist İşçi)

 

Bültene kayıt ol