Özdeş Özbay

Özdeş Özbay son yazıları

Özdeş Özbay tüm yazıları

22.02.2024 - 14:21

Gazze’de soykırımcı işgal sürüyor

7 Ekim’den bu yana süren işgalde öldürülen Filistinli sayısı 29 bini geçti. 

21. yüzyılın ilk soykırımı denilen işgali önceki tüm soykırımlardan farklı olarak canlı yayında izliyor bütün dünya. İzlerken kendimizi çaresiz hissetmemiz üzerine bir değerlendirme yapan 102 yaşındaki Yahudi filozof Edgar Morin bunu şöyle yorumluyor: “Ve dünyanın sessiz kaldığını görüyoruz. İsrail'in koruyucusu Amerika Birleşik Devletleri'nin sessizliği. Arap devletlerinin (çoğunun) sessizliği. Kültürün, İnsanlığın, İnsan Hakları’nın savunucusu olduğunu iddia eden Avrupa devletlerinin sessizliği. Korkunç bir Trajedi yaşıyoruz ve bu yaşananlar karşısında ne kadar güçsüz olsak da... Ben diyorum ki: Hiç değilse tanıklık edin! Tanıklık etmeye devam edin.”

Bu sözlerin sahibi Morin bir Sefarad Yahudisi olarak II. Dünya Savaşı’nda savaşmış bir komünisttir. Holokost’u yaşayan, ardından da Stalinizmi eleştirdiği için partisinden atılan büyük bir isim. Ve bugün Gazze’deki soykırıma dünyanın sessiz kaldığını anlatıyor. Tanıklık edin, derken de her yerde, tanık olduğumuz bu soykırımı anlatmak gerektiğini söylüyor.

Tam da Morin’in dediği şekilde, 17 Şubat’ta Gazze için bir Küresel Eylem Günü gerçekleştirildi. Dünyanın 45 ülkesinde 100 kadar şehirde yüz binlerce kişi ateşkes talebiyle sokaklara indi. Almanya’da, Filistin’le dayanışmanın antisemitizm olduğu algısı güçlü olmasına rağmen, on binlerce kişi başta Berlin ve Münih olmak üzere birçok şehirde sokaklardaydı. İsveç’in başkenti Stockholm de on binlerin katıldığı dev bir gösteriye şahit oldu. Londra’da önceki haftalarda olduğu gibi 250 bin kişinin katıldığı son derece coşkulu bir eylem gerçekleşti. İtalya ve İspanya gibi ülkelerde de birçok şehirde kalabalık gösteriler oldu. ABD ve Avustralya’da da gösteriler düzenlendi. Arap coğrafyasında ise en büyük eylemler Fas ve Yemen’de gerçekleşti.

17 Şubat’taki kitlesel gösterilerden biri de İstanbul’daydı. İslami grupların oluşturduğu Filistin İnisiyatifi, Fatih’te binlerce kişinin katıldığı bir gösteri düzenledi. Filistin’e Özgürlük Platformu (FÖP) ise düzenlediği sosyal medya kampanyası ile küresel eylemlere destek verdi. 

FÖP, İsrail’in Refah’a saldırması durumunda, ertesi gün 19.00’da Tünel Meydanı’nda eylem yapacağını ilan etti ve 24 Şubat Cumartesi günü saat 16.00’da Kadıköy’deki Süreyya Operası önünde insan zinciri gerçekleştireceğini duyurdu.

Bu sırada İsrail’de de Tel Aviv ve Batı Kudüs’te binlerce kişi Başbakan Netanyahu’nun istifasını ve erken seçime gidilmesini talep etti. Barış isteyenler küçük bir grup oluştursa da eylemciler Netanyahu’nun savaşı iktidarda kalmak için kullandığını belirtiyordu. 

Bir başka önemli dayanışma haberi de ABD’deki sendikalardan geldi. Yedi ulusal ve 200 kadar yerel sendika birleşerek Ateşkes İçin Ulusal İşçi Ağı’nın (National Labor Network for Ceasefire - NLNC) kurulduğunu duyurdu. NLNC, 9 milyon üye işçiye sahip bir birlik olarak Biden yönetiminin derhal İsrail’e verdiği silah desteğini durdurmasını ve ateşkes için baskı yapmasını talep etti.

Refah operasyonu

İsrail 1,5 milyon kişinin sığındığı ve çoğunlukla çadırlarda kalıp Refah sınır kapısı üzerinden giren sınırlı miktardaki gıdaya bağımlı olarak yaşayanların bulunduğu Refah’a saldıracağını ısrarla tekrar ediyor. 

Bugüne kadar İsrail’in saldırıları sonucu 30’un üzerinde İsrailli rehine hayatını kaybetti. İsrail ordusu şimdiye kadar sadece iki esiri kurtarabildi. Eve dönen rehinelerin hepsi geçici ateşkes sağlandığında varılan anlaşma sonucu serbest bırakılanlardan oluşuyordu. Bu gerçeğe rağmen İsrail, Hamas’a rehineleri derhal serbest bırakma çağrısı yaptı, 10 Mart tarihine kadar rehineler bırakılmazsa Refah’ı işgal edeceğini duyurdu. 

Eğer böyle bir saldırı gerçekleşecek olursa 7 Ekim’den bu yana yaşanan en büyük felaket meydana gelecek. 

Refah’ın işgali sınırdan giren hayati gıda, su ve ilaç desteğinin kesileceği anlamına geliyor. 1,5 milyon kişinin zaten açlıkla boğuştuğu koşullarda bir kez daha yardım girmesi mümkün olmayan, ayrıca tamamen yıkılmış olan orta ve kuzey Gazze’ye gitmesi insani felaketin kat be kat artması anlamına gelir. Bu bölgelerde işler durumda olan neredeyse tek bir hastane dahi bulunmuyor.

Uluslararası Adalet Divanı’nın kararı bekleniyor

Güney Afrika’nın başvurusu üzerine 26 Ocak'ta İsrail’in saldırılarının bir soykırıma neden olabileceği konusunda kuvvetli kanıtlar olduğuna yönelik karar veren ve gereken tedbirleri alması için bir ay süre tanıyan Uluslararası Adalet Divanı, haftaya İsrail’in savunmasını ve diğer ülkelerin tanıklıklarını dinleyecek.

Mahkeme ilk kez İsrail’in yaklaşık altmış yıldır süren işgalinin ve Filistin halkına yönelik kötü muamelesinin hukuki sonuçlarını geniş bir şekilde ele alarak 50’den fazla ülkeden bu konudaki pozisyonunu dinleyecek. 

Ancak Mahkeme, geçen hafta Güney Afrika’nın ikinci bir başvurusunu reddetti. Güney Afrika, İsrail’in Refah’a saldıracağını duyurması üzerine Mahkeme’den Filistinlilerin haklarının daha fazla ihlal edilmemesi için yetkilerini kullanmasını talep etmişti. Mahkeme 16 Şubat’ta verdiği kararda “Mahkemenin 26 Ocak’ta verdiği kararda belirtilen geçici önlemlerin acil ve etkili bir şekilde uygulanmasını gerektirdiğini; bu önlemlerin Refah da dâhil olmak üzere Gazze'nin tamamı için yeterli olduğunu ve ek geçici önlemlere gerek olmadığını” vurguladı. Buna rağmen Refah’taki durum hakkında “kâbus” değerlendirmesinde bulundu.

Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail’e verdiği süre haftaya dolacak. Mahkeme’nin sert bir karar açıklaması bekleniyor ancak bu kararın uygulanması yine devletlere kalmış durumda.

Özdeş Özbay

(Sosyalist İşçi)

 

Bültene kayıt ol