Atilla Dirim

Atilla Dirim son yazıları

Atilla Dirim tüm yazıları

14.04.2023 - 15:33

“Oğlun erkek arkadaşıyla evlensin mi?”

Geride bıraktığımız son bir yılda LGBTİ+fobisi akla gelebilecek her yöntemle kışkırtılmaya çalışıldı. Devlet erkânının önde gelen (ve gelmeyen) isimlerinden tutalım da, parti, cemaat ve güya sivil toplum örgütü liderlerine varıncaya kadar, aynı rengin tonlarından oluşan geniş bir yelpazeye mensup bir yığın zât-ı muhterem erkek “Aile elden gidiyor!” haykırışlarıyla LGBTİ+’ları hedef gösterip nefret saçtılar.

Her çeşit yayın organında “sapkın”, “ahlaksız”, “suçlu”, “hasta”, “günahkâr” lafları havalarda uçuştu. Mevcut yasalara göre İçişleri Bakanlığı’nın izni ve denetimiyle kurulmuş olan LGBTİ+ derneklerin kapatılması için çağrılar birbirini kovaladı; her türlü kişilik hakkı ayaklar altına alındı. Bütün bunlar elbette bir soruşturma ve kovuşturma konusu olmadı; lubunyalara hakaret edenler için gerçekten de mutlak bir özgürlük ortamı sağlandı.

Lubunyaların toplum için ne büyük bir tehlike oluşturduğunu ispat etmek için çok sayıda ilde “Büyük Aile Yürüyüşü” adı altında nefret gösterileri düzenlendi. Lubunyaların, daha doğrusu lubunyaları geçtik, temel hak ve özgürlükler için sokağa çıkmaya çalışan herkesin gözaltına alındığı, tutuklandığı, ağır cezalarda yargılandığı bir ortamda, bu nefret gösterilerine katılanlar ve düzenleyenler hakkında hiçbir işlem yapılmadı. İşlem yapılmadı ne kelime; polis koruması sağlandı, “Helal olsun, siz olmasaydınız lubunyalar ailemizi çökertecek!” laflarıyla sırtları sıvazlandı, baş köşelere oturtuldular.

Ha, bütün bunlar toplumda nasıl bir etki yarattı? Elbette nüfusun bir kısmının üzerine etkili olmuşlardır, olmadıklarını söylemek mümkün değil. Ama genel manzaraya baktığımızda, “ailemizi çökertiyorlar” çığlıklarıyla ve kamunun bütün imkânlarını kullanarak düzenledikleri yürüyüşlere nefret örgütlerinin militanlarından başka hiç kimse katılmadı. Çünkü sakallı cübbeli tarikat mensuplarıyla, kendilerini cumhuriyet kadını olarak nitelendirenleri bir araya getirenlerin amacının aileyi korumak falan değil, kendi çıkarlarını korumak olduğunu bilmeyen yok. Görünen köy ne zaman kılavuz istemiş ki?

Şimdi de yaklaşan seçimler nedeniyle iktidar cephesi rakibi olan cepheyi kötülemek amacıyla LGBTİ+fobiyi körüklemeye çalışıyor. Sevgili cumhurbaşkanımız yakın tarihte “Ey altılı masanın içinde olanlar; çıkın da açıkça, mertçe LGBT’yi kimler savunuyor, kimler savunmuyor, bunu da söyleyin. Bizim LGBT ile alakamız yok, çünkü biz aileyi savunuyoruz” demişti. Ankara’nın sabık belediye başkanı da sosyal medya hesabından “Oğlun erkek arkadaşı ile evlensin istiyorsan, oylar Kılıçdaroğlu’na” diye bir paylaşımda bulunmuş.

Yani Kılıçdaroğlu seçimleri kazanıp da cumhurbaşkanı olursa ve gerçekten de eşcinsel çiftlerin evlenmesinin önündeki engelleri kaldırırsa ne güzel, oylarımızı büyük bir keyifle Kılıçdaroğlu’na verelim. Ancak ben ne yazık ki bugüne dek ilgili kişinin böyle bir beyanını görmüş değilim; üstü kapalı olarak toplumsal cinsiyet ve cinsel yönelim üzerinden LGBTİ+ haklarıyla ilgili bazı utangaç söylemleri var ama güçlü bir şekilde “LGBTİ+ hakları insan haklarıdır; LGBTİ+’lar bu ülkenin eşit, özgür ve onurlu yurttaşlarıdır” dediğini duymuş değilim. Keza altılı masanın diğer üyelerinden de. Keşke demiş olsalardı.

Sabık belediye başkanına gelince, bu kişinin anlayışını zaten biliyoruz, ancak biz çocuklarımızın kiminle evleneceğine ve evlenmeyeceğine karışmıyoruz, çocuklarımızı mülkümüz olarak görmüyoruz, lubunya çocuğumuzu dövmeyi, eve kapatmayı, kendisi olmasını zor kullanarak engellemeyi, hayatı boyunca mutsuz olmasını ve acı çekmesini istemiyoruz. Çocuklarımızın temel hak ve özgürlük mücadelesinin yanındayız, bu ülkenin eşit, özgür ve onurlu yurttaşları oluncaya kadar da yanlarında olmaya devam edeceğiz be başkan, bağırsan da çağırsan da nafile… Hani vaktiyle “Dünya dönüyor” diyen Galileo’yu tehditle sözlerini geri almaya zorlamışlar, o da “Dünya yine de dönüyor!” demiş ya, hah, işte şimdi de dünya değişiyor ve değişen dünyanın, temel hak ve özgürlüklerin herkes için olduğu daha güzel bir dünyanın önünde ne sen durabileceksin, ne de nefretdaşların! Boşuna zorlama istersen…

Atilla Dirim

(kaosgl.org)


Bültene kayıt ol