132 kişi yaşamını yitirdi: Pakistan'daki kanlı saldırıların arka planı

14.07.2018 - 14:11

Pakistan seçimler öncesi bombalı saldırılarla sarsıldı. 2014'ten beri gerçekleşen en büyük saldırı, tüm dünyada olduğu gibi Pakistan'da da otoriterleşmenin, istikrarsızlığın ve savaş ortamının bir yansıması.

Pakistan’ın Belucistan ve Kuzey Veziristan bölgelerinde iki seçim mitingine yapılan bombalı saldırılarda, aralarında bir milletvekili adayının da olduğu 132 kişi yaşamını yitirdi, 232’den fazla kişi de yaralandı. 

Saldırıları elektronik posta aracılığıyla açıklama yayınlayan IŞİD üstlendi.

Ordu faktörü

Merkez sağdan ve merkez soldan isimlerin bir araya gelmesiyle iki ay önce kurulan BAP adlı parti, seçimler öncesi ordu tarafından da destekleniyor. Ordu aynı zamanda bölgedeki ayrılıkçılara ve İslamcılara da askeri operasyonlar düzenliyor. Ordu, 45 milyar dolarlık Çin Pakistan Ekonomik Projesi'ne karşı çıkan muhalefeti de ezdi ve Senato'nun yanı sıra Belucistan'daki yerel yönetimi de kontrolü altında tutmak istiyor.

Bu arada, eski Pakistan Başbakanı Navaz Şerif, yolsuzluk nedeniyle hakkında verilen hapis cezasının ardından ülkesine dönerek teslim oldu. Şerif, orduyu ve hükümetinin yargı kararlarıyla iktidardan indirilmesini eleştiriyor. Onu karşılamak için Lahore'de kitlesel bir protesto gösterisi de düzenlendi. Medyanın bu mitingi yayımlaması gayriresmi bir şekilde yasaklanmıştı. Polis ise Şerif'e destek için toplananları güç kullanarak dağıttı.

Seçim mitinglerine yönelik bombalı saldırıların, aynı zamanda Navaz Şerif'in dönüşünü ve ona yapılan büyük destek gösterisini gölgeleme amacı da taşıdığı söyleniyor.

Otoriterleşme

Ekonomideki mega projeler, petrol ve enerji gibi sektörlerde yabancı yatırımların artması, Pakistan'da devlet baskının gitgide artmasına yol açtı. Kaybedilen kişilerle ilgili hukuki süreçler kısıtlanırken, askeri mahkemelerin hataları veya insan hakları ihlalleri dahi eleştirilemiyor.

Bu baskıyı uygulayanlar arasında Benazir Butto'nun oğlunun başında olduğu Pakistan Halk Partisi, Navaz Şerif'in partisi Pakistan Müslüman Birliği ve popülist İmran Khan'ın partisi Pakistan Adalet Hareketi gibi düzen partileri yer alıyor.

Ancak Pakistan Müslüman Birliği örneğinde görüldüğü gibi onlar dahi orduyla ve yargıyla ayrı düşebiliyorlar. Ülkedeki kapitalistler ise her an aşağıdan bir patlama yaşanabileceği endişesiyle baskının artırılmasına karşı çıkıyor.

Otoriterleşmenin ve sağa kayışın yaşandığı dünyada Pakistan da yolunu belirlemeye çalışıyor. Egemen sınıf içinde küreselleşmeden yana ve ona karşı olan kanatlar, halka nasıl baskı uygulayacakları konusunda çatışıyorlar. 



Bültene kayıt ol