Güney Kürdistan'da kitlesel grevler

28.03.2018 - 05:33

Geçtiğimiz aylarda bağımsızlık referandumuyla gündeme gelen Irak Kürdistanı'nda sınıf mücadelesi yükseliyor. Almanya'da yaşayan Kürt sosyalist aktivist Peshraw Mohammed, isyanın arka planını yazdı.

Kuzey Irak'taki Kürdistan Özerk Bölgesi, batı medyasında sık sık demokratik, politik olarak istikrarlı ve zengin bir bölge olarak tasvir edilir. Oysa gerçek bundan çok farklı: Halkın büyük kısmı derin bir yoksulluğun pençesinde kıvranıyor, birçoğu yeterli besin bulamıyor, akar su ve elektrik olmadan yaşamak zorunda kalıyor. Bu son derece kötü sosyal durumun neden olduğu öfke, on binlerin katıldığı kitlesel grevler ve protesto gösterileri formunda patlak verdi. Özellikle öğretmenler, sağlık çalışanları ve kamuda çalışan diğer meslek grupları, maaşlarda ve ücretlerde yapılacak kesintilere karşı mücadele ediyor.

Dört yıldır süren kriz

Kürdistan'ın Irak'ta bulunan kısmı, derin bir sosyal ve politik krizin tam göbeğinde bulunuyor: İnsanlar yıllardan bu yana özelleştirmeler ve kemer sıkma politikaları, politik kavgalar ve felç olmuş bir parlamento, ayrıca "İslam Devleti"ne karşı savaşın neden olduğu güvenlik sorunları ile iç içe yaşamak zorunda.

Kürdistan Özerk Bölgesi, 2014'ten bu yana derin bir mali ve ekonomik krizin pençesinde bulunuyor. Bunun birçok nedeni var: Düşen petrol fiyatları, federal bütçeyi yöneten Bağdat merkezi hükümetiyle yapılan kavgalar, ayrıca bölgenin kendi içindeki politik gerilimler. Bölgesel hükümet, krize daha güçlü bir tasarruf politikası ve maaşlarda ciddi kesintilerle karşılık verdi. Aylar boyunca pek çok işçiye ve kamu çalışanına maaş ödemesi yapılamadı, bu da birçok protesto gösterisine neden oldu.

Bağımsızlık referandumu

Özerk bölge yönetiminin krize, halkın giderek büyüyen memnuniyetsizliğine ve gösterdiği direnişe bir diğer cevabı, 2017 yılında Bağdat yönetiminden ayrılarak bağımsızlık ilan edilmesine dair yaptığı referandum oldu. Bu referandumun sonucunda, büyük bir çoğunlukla bağımsızlık kararı alındı. Ancak Irak merkezi hükümetinin bu karara verdiği tepki, ordusunu ABD işgalinden bu yana Kürt peşmergelerin denetiminde bulunan bölgeye göndermek oldu. Kürt birlikleri, kendi ana bölgelerine geri çekildiler.

Başbakan Haydar el İbadi yönetimindeki Irak hükümeti ile Kürdistan Özerk Bölgesi hükümeti, Bağdat ile Erbil arasındaki anlaşmazlığı sona erdirmesi beklenen bir anlaşma imzaladılar. Ancak kamu çalışanlarının maaşları için merkezi bütçeden Kürdistan'a yeniden para gönderilmeye başlanmasına rağmen, kamu çalışanları bu paranın pek az bir kısmını görebildi. Maaşlar ve ücretler kriz öncesi seviyenin çok altında kalmaya ve düzensiz olarak ödenmeye devam etti.

Protesto dalgası ve kitlesel grevler

Sık sık yaşanan protestolara ve direnişlere rağmen, egemen KYB (Kürdistan Yurtseverler Birliği) ile KDP (Kürdistan Demokrat Partisi) partileri, devlet baskısı sayesinde bugüne dek iktidarlarını korumayı başardılar.

Ancak dört yıldır sık sık yaşanan protesto gösterilerinden sonra, bu kez yeni ve öncekilerden farklı olarak başkent Erbil'i de sarsan yeni bir grev ve protesto dalgası yaşanmaya başladı. Hükümet, güvenlik güçlerinin vahşi baskısı sayesinde Erbil'deki direnişi henüz başlarken boğmayı başarmış gibiydi. Ancak görünüşe göre insanlar korkularını yenmiş durumdalar, artık tutuklanma ve polis saldırısı riskine rağmen binler hâlinde sokaklara çıkıyorlar.

(Marx21'in internet sitesindeki Almanca orijinalinden Atilla Dirim çevirdi)



Bültene kayıt ol