İngiltere'deki Sosyalist İşçi Partisi (SWP), Türkiye'deki darbe girişimi hakkında yazılı bir açıklama yayımladı.
Açıklama şöyleydi:
"Sosyalist İşçi Partisi (SWP) Türk halkıyla birlikte, bu ülkede gerçekleşen darbe girişimini kınamaktadır. Komplocular “demokrasi ve insan haklarını” savunduklarını iddia ettiler. Ancak Türk ordusu son 70 yılda seçilmiş hükümetleri dört defa devirdi ve hâlihazırda Kürt halkına karşı kanlı bir savaş yürütüyor. O demokrasinin dostu değil. Başarılı bir darbe muazzam bir baskının uygulanmasına neden olurdu.
Darbeye karşı çıkmak cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve onun hükümetine siyasal destek vermek anlamına gelmiyor. Ergenekon darbe planlarının ifşa olmasının ardından ordu üzerinde sivil bir kontrol kurmaya çalışan Erdoğan, daha sonra bunun tam zıddı bir yola girdi, hapisteki generalleri serbest bıraktı ve orduyu Kürt bölgelerine saldı. Onun bu geri çekilişinden cesaret bulan ordunun bir bölümünün Erdoğan’ı devirmeye çalışması sürpriz değil.
Şanslıyız ki bu darbe başarısız olmuş gibi gözüküyor. Kötü bir şekilde örgütlenen ve görünüşe göre ordunun sadece bir bölümü tarafından desteklenen darbe İstanbul ve Ankara sokaklarındaki halk seferberliği tarafından yenildi. Sıradan insanların tanklara ve zırhlı araçlara karşı durdukları ve askerleri ele geçirdikleri sahneler ülkenin kasvetli askeri yönetim tarihinde ilham verici bir kopuşu temsil ediyor.
Yine de, bu darbe Suriye’deki devrim ve savaşın istikrarsızlaştırdığı bir toplumdaki Türk egemen sınıfının sahip olduğu derin bölünmüşlüğün bir işareti.
Şüphesiz Erdoğan bu acemice yapılmış darbeyi kendi gücünü arttırmak ve siyasal rakiplerini ezmek için kullanmaya çalışacak. Bu da geçtiğimiz aylarda basına ve akademik özgürlüklere karşı yapılan saldırılarda ifadesini bulan otoriter rejimin güçlendirilmesi çabasına güç verecek.
Ancak bu sonuç kaçınılmaz değil. Komplocuların seferber olan halk tarafından dövülmesi daha demokratik bir Türkiye’nin yolunu açabilir. İlk görev darbenin başarısız olmasını ve anti-demokratik unsurların silahlı kuvvetlerden atılmasını sağlamak. Ancak demokrasi mücadelesi devam etmeli; Erdoğan’ın şahsi egemenliğine karşı, ordunun anayasanın mutlak koruyucusu olduğu fikrine karşı ve Kürtlere karşı uygulanan savaşa son vermek için.
Başka yerlerdeki sosyalistler Türk halkının demokratik haklar mücadelesini desteklemeli, insan hakları üzerindeki artan kısıtlamaların geri alınmasını talep etmeli ve ulusal kendi kaderini tayin hakkı mücadelesi yürüten Kürt halkıyla dayanışmalıdırlar."
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.