Türkiye ve Suudi Arabistan'ın desteklediği muhalif gruplar ve PYD çağrılmayınca, bugün başlayan Cenevre görüşmelerinde Birleşmiş Milletler'in tek muhatabı Baas rejimi kaldı.
Muhalefetin Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye tarafından desteklenen kanadı, Yüksek Müzakere Komitesi, “şartlarımız yerine getirilmedi” diyerek görüşmelere katılmayacağını açıkladı. PYD de AKP'nin diplomasisiyle çağrılmayınca, Cenevre görüşmelerine Suriye'deki yerel güçlerden Esad rejimi heyeti dışında kimse katılmamış oldu.
Geçen pazartesi günü başlaması planlanan, ancak davetli listesinde bile uzlaşma sağlanamaması nedeniyle bugüne ertelenen Cenevre görüşmelerinde bir ertelemeyi daha göze alamayan Birleşmiş Milletler, Esad rejiminin gönderdiği heyetle görüşmelere başladı.
Daha önce de fiyaskoya dönüşmüştü
Suriye'de Arap Baharı'yla birlikte başlayan ayaklanmanın, rejimin katliamlarla verdiği yanıt sonucu bir süre sonra muhalefetin de silahlanmasıyla dönüştüğü kanlı iç savaşa "siyasi" bir çözüm getirmeyi hedefleyen Cenevre-1, Haziran 2012'de yapılmıştı. Konferans, Suriye Devrimi'ne –rejim veya muhalifler lehine- müdahil olan küresel emperyalist güçlerin (başını ABD'nin çektiği Batı bloğu, karşısında Rusya-Çin'den oluşan diğer müttefikler) liderliğinde, Suriye'deki tarafları uzlaştırmayı öngörüyordu.
İkinci konferansın Haziran 2013'te yapılması planlanmış, ancak Ocak 2014'te konferans ancak toplanabilmişti.
Nasıl açıkladılar?
Savaşa küresel ve bölgesel güçlerin iyiden iyiye dahil olmasıyla yeniden Cenevre'de yapılması planlanan toplantıda, "muhalif" heyetle rejim heyetinin ayrı odalarda bulunacağı ve görüşmelerin iki oda arasında “mekik dokuyacak” BM yetkilileri aracılığıyla yürütüleceği açıklanmıştı.
BM, bu gerekçeyle, başka kimse olmamasına rağmen Esad rejimiyle görüşmelere başladı.
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.