Mısırlı devrimci tutsak Mahinur El-Masri'nin mektubu: “Hâlâ umut doluyuz”

28.01.2016 - 09:01

Mısır'da Sisi cuntasının hapse attığı devrimcilerden olan, Devrimci Sosyalistler üyesi Mahinur El-Masri, 25 Ocak'ın 5. yıl dönümü için dışarıya bir mektup yolladı.

Mahinur yoldaşın mektubu şöyleydi:

"Devrimin beşinci yıl dönümü… Neredeyse inanamayacağım “halk bu rejimi devirmek istiyor”, “ekmek, özgürlük, sosyal adalet, insanlık onuru” sloganlarının üzerinden beş sene geçmesine… Belki de, hücrede yaşıyor olsam bile, umutla ve özgürlük hayalleriyle dolu olduğum için böyle.

Bazıları geçen beş senenin ardından devrimin yenildiğini düşünüyor. Bazıları ise şu ana kadar gerçekleşenden daha iyisinin olamayacağını düşünüyor. Rejim, her hâlükârda kazandığını hissediyor, fakat gerçekten doğru ve nihai cevap bu mudur? Biz yenildik mi, devrim sona mı erdi? Kurban olmak dışında bir şansımız yok mu? Otoriterlik, çoğu zaman zorbalıkla, kaba kuvvetle ve diğer zamanlarda da tatlı dille kendisini inşa mı edecek?

Belki de, ben bir rüyaya inanıyorum; biz, sadece zorbalık ve otoriterlikle yüzleşenler değil, aynı zamanda uluslararası sistemin insanlık dışı olduğuna, bu sistemin petrol ve kârın yanında insana hiçbir değer vermediğine ikna olmuş kişileriz. Bu sebeple, insanlcıl ve adil bir toplumu inşa eden bir yolculukta olduğumuzu düşünüyorum. Hata yaptığımız zamanlar oldu, yenildiğimiz zamanlar oldu… Küstahlık ettiğimiz ya da ümitsiz kaldığımız zamanlar oldu, fakat hâlâ dövüş alanındayız. Yüceltmek aptalların tavrı olur, harabelerin arasında gözyaşı dökmekse korkak ve umutsuzların işidir.

Burada hepimiz için dersler var… Bizim için dökülen erdemli kanlardan öğrendiğimiz dersler…

Derslerin birincisi; bireysel kurtuluş diye bir şey yok, umutsuzluk ve kaçmak ya da içe kapanmak günümüzü daha iyi geçirmemiz konusunda bize yardımcı olmayacak. Sadece kendimizi gördüğümüzde, kendimiz için özgürlük istediğimizde, başka insanlar için özgürlük talep etmediğimizde (örneğin, hapishanede birçok masum siyasi mahkûm var, ama aynı zamanda ekonomik sistemden ötürü borca sürüklenen, başkası yerine ceza çeken ve benzer durumlardan ötürü hapis yatan birçok insan da var), şayet rejimin bizi sokakta bölmesine, taleplerimizi ayrıştırmasına izin verirsek, son raundu onlar alacaktır.

İki: Başkaları ezilirken görmezden geldiğimiz için, sonra biz de ezildik. Devrim, doğası icabı insancıl bir şeydir. Görüşleri bizlere karşı olanların ve hatta bizleri ortadan kaldırmaya çalışmış olanların bile uğradıkları haksızlıklara göz yummamıza izin vermez. Bir kişinin uğradığı haksızlığı kabullenmek, o haksızlığın hepimize uygulanmasına yol açar.

Üç: Denemiş olmanın onuruyla tatmin olmamalıyız. Boş işlerle uğraşmaya devam etmemeliyiz. Devrimin içindeki hareketlerin ve girişmlerin hedeflerini formüle etmeli ve kendimizi örgütlemeye başlamalıyız. Karşı devrimin çıkarları onları birleştiriyorsa, hayatta kalma içgüdüsü de bizi birleştirecektir (özgürlüğe inananları ve otoriterliğin ve geri kalmışlığın her türüne karşı duranları).

Dört: Korkmuş bir rejim binlerce insanı tutukluyor, seçimleri iptal ediyor (örneğin öğrenci birlikleri seçimleri). Tüm yıl süregiden adaletsizliklere rağmen yıl dönümü anması bile onları titretiyor. Yaşam talep edenler ile ölüm talep edenleri eşit tutuyor. Zulüm hiçbir zaman önemli değil onlar için. Bu, adaletsizlik hissini derinleştirirken, direnci de kuvvetlendiriyor. 18 ve 19 Ocak 1977’de* iki gün boyunca ayaklanan ve rejimin başına dokunamayan insanlar, dersler çıkarmış ve 2011’de rejimin başını hedef almışlardı, fakat bu süreç henüz tamamlanmış değil…

Beş: Devrim, hayat gibi sürüyor, hayalimizin hâlâ peşindeyiz. Bir kişi için durmayacak, er ya da geç, ömrümüzde, ya da bizden sonra gelenlerin yaşamında, devrim tamamlanacak. Çünkü insanlık daha iyisini hak ediyor. Çirkinlik, bizi kendisinden ne kadar tiksindirirse tiksindirsin, illa ki gerçek yüzünü ortaya serecek.

Şeyma*… Ölümünden bir yıl sonra, selamımızı meleklerimize, yani şehitlerimize yolla… De ki, hâlâ umut doluyuz, onların zindanları doldu, adaletsizlikleri arttı, fakat hiçbirinin hayalimizi ve devrimimizi etkilemesine müsaade etmeyeceğiz."

(Türkçe'ye çeviren Ozan Ekin Gökşin)

* Mısır’da, iki gün boyunca Dünya Bankası ve IMF’nin protesto edildiği “Ekmek İsyanında” güvenlik güçleri tarafından 79 kişi öldürülmüş, 550 kişi yaralanmıştı.

** Şeyma el Sabbah: Devrimin dördüncü yıl anmasında, geçen sene rejim tarafından öldürülen sosyalist devrimci.

Fotoğraf: 30 Ocak 2015 - Mahinur, Şeyma'nın katledilmesini protesto ediyor.



Bültene kayıt ol