Cenevre'de Suriye'nin kaderini küresel emperyalist güçlerin ve onların bölgesel müttefiklerinin belirlemesini esas alan görüşmeler, bir türlü başlayamıyor.
AKP, Başbakan Davutoğlu ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun son günlerdeki açıklamalarından anlaşıldığı üzere, PYD'nin görüşmelere katılmasını istemiyor.
Çavuşoğlu, YPG'yi "terör örgütü" olarak tanımlayarak görüşmelere katılmasına karşı çıktı. Arap Baharı'nın hemen öncesine kadar Esad diktatörlüğünün müttefiki olan AKP'nin sözcüsü, "Zaten rejimin kuklası olanlar, rejim tarafından heyete katılabilirler. YPG için de bu geçerli" dedi. Dışişleri Bakanı, "PYD katılacaksa El Nusra ve IŞİD de katılsın" diye konuştu.
Davutoğlu'ndan "Kürtlere değil YPG'ye karşıyız" yalanı
CNN International televizyonunda gazeteci Christiane Amanpour'un sorularını yanıtlayan Başbakan Ahmet Davutoğlu ise "Biz Suriyeli Kürtleri masada istiyoruz. Kürtler olmadan masa tamamlanamaz. Biz terör örgütü olan YPG'nin masaya oturmasına karşıyız. YPG, sadece Türkiye'nin değil Avrupa Birliği ve ABD’nin de terör örgütü kabul ettiği PKK'nın uzantısı” şeklinde yanıt verdi.
Türkiye devleti ve ırkçılar da yıllardır "Kürtlere değil PKK'ya karşıyız" yalanını söylüyorlardı. Davutoğlu, PYD'nin Suriye'deki Kürtleri temsil eden en büyük örgüt olmasını hazmedemiyor.
Rusya-AKP krizi
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Suriye'de "IŞİD'le mücadelede en etkili müttefik" olarak nitelendirdiği PYD'nin Cenevre görüşmelerine katılması gerektiğini söyledi, "Suriyeli Kürtler olmadan anlaşmaya varılması imkânsız" dedi.
Rusya, Suriye'de halkını katleden Baas diktatörlüğünün en önemli destekçisi.
Başlangıcı 25 Ocak'tan 29 Ocak'a ertelenen görüşmelere PYD'nin katılıp katılmayacağı hâlâ belirsizliğini koruyor.
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.