DSİP'in Yunanistan'daki kardeş örgütü Sosyalist İşçi Partisi'nin (SEK) önde gelen üyelerinden Panos Garganas, dün gerçekleşen genel grev üzerine yazdı:
Yunanistan’da yapılan genel grev, herkesin beklediğinin de üstünde bir başarıyla gerçekleşti. Hiçbir gemi, tren ya da uçak kalkmadı. Atina’da metro tüm gün durdu, otobüsler ise sabah ve akşam saatlerinde çalışmadı.
Grevin ardından yapılan eyleme –banka çalışanları gibi– 2011’den beri eylemlerde kortej oluşturmamış işçi grupları katıldı. 2012’deki teknokratlar hükümetini yıkan devasa grevlerden beri görülen en büyük grev sonrası mitingdi.
Ana yürüyüş başlamadan önce Yunanistan Komünist Partisi’nin örgütlediği bir grup, yaklaşık bir kilometrelik bir yürüyüş yaptı. Arkeoloji Müzesi önünden gelen yürüyüş kolunda ise antikapitalist sol cephe ANTARSYA kitlesel bir şekilde yer aldı. Parlamento önündeki ana yürüyüş ise muazzamdı.
Bu miting, Temmuz ayındaki referandumda "Hayır" kampanyası için yapılan ve Başbakan Aleksis Çipras’ın konuştuğu mitingle karşılaştırılabilecek kadar büyüktü.
Mitingde verilen mesaj açıktı. İnsanlar seçimlerde Çipras’ın partisi Syriza’ya oy vermiş olabilirler. Ama bu, hükümetin yaptıklarını kabul ettikleri anlamına gelmez. Çipras oyları kontrol ediyor olabilir ama insanların kemer sıkma politikalarına olan tepkisini kontrol edemez.
Grevin arifesinde Syriza o kadar baskı altında kaldı ki, greve sembolik desteğini açıklamak zorunda kaldı. Onların anlattığı hat, grevin Yunanistan’ın kurumsal kreditörlerinin oluşturduğu “Troyka” ile olan müzakarelerde Syriza’nın elini güçlendirdiğiydi.
Ancak hükümet, müzakere edilen konularda çoktan Troyka’ya boyun eğdi. Emekli maaşlarında kesintiye gidiyor ve daha fazla kemer sıkmayı planlıyor. Parlamento çoktan emeklilik yaşının 67’ye çıkmasını onayladı. Emekli maaşı almaya devam edenlerin ise bu yaştan daha erken emekli oldukları için maaşlarında kesintiye gidilecek.
Bu, emekli maaşları konusundaki asıl yasa daha meclise gelmediği hâldeki durum. Grevden bir gün önce açıklanan hükümet belgelerine göre, emekli maaşları, son alınan maaşlarla ilişkisi kesilerek azaltılacak.
Şantaj
Sendikalar üzerinde, bu yasanın parlamentoda oylanacağı gün bir genel grev çağrısı daha yapmaları yönünde bir basınç var. Troyka ise kurtardığı Yunan bankalarına yaptığı desteği kullanarak, hükümete yasayı bu ay ya da en geç gelecek ay çıkarması için şantaj yapıyor.
Gemicilik, yerel yönetimler ve hastanelerde yeni mücadeleler gelişiyor, bu alanlarda greve gidilmesi bekleniyor.
Yunanistan’daki askeri diktatörlüğüne karşı 1974 yılında patlak veren Politeknik ayaklanmasının yıldönümünde yapılacak olan gösterinin de çok büyük olması bekleniyor. Eğitimdeki kaynak kısıntısına ve kadroların azaltılmasına kızgın olan öğrencilerin bu eyleme kitlesel olarak katılması bekleniyor.
Yunanistan sağı, mülteci krizini Syriza’ya saldırmak için kullanmaya çalıştı, ama başarılı olamadı. Bunun yerine hükümet soldan tepki alıyor. Alternatifler konusunda bir tartışma gelişiyor.
Sağ hükümetler kemer sıkma politikaları uyguladığında, insanlar sol bir hükümetin onun yerini alabileceğini ve kemer sıkmaya son verebileceğini umut ettiler. Şimdi bu ihtimal ortadan kalktı, bazıları halkın hayal kırıklığına uğrayacağını ve grevlerin azalacağını iddia etti. Ancak böyle olmadı.
Başkaları ise –Yunanistan Komünist Partisi ve Syriza’dan ayrılan Halk Birliği– şimdi “gerçek” bir sol hükümet kurmalıyız diyorlar. Ancak bu çok uzak bir ihtimal. Seçim açısından bakıldığında bu iki örgüt de çok küçük.
İnsanlar tüm bunlara rağmen greve gittiler ve mitinge katıldılar. Onlar işçilerin kendi eyleminin hükümeti bir u dönüşü yapmaya ve kesintileri uygulamayı bırakmaya zorlayabileceğini görebiliyorlar.
(Socialist Worker'dan Türkçe'ye Onur Devrim çevirdi)
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.