Suriye: Emperyalist rekabetin savaş alanı

18.10.2015 - 11:42

Rusya’nın Suriye’deki askeri müdahalesi, savaşın en temel gerçekliğini bir kez daha teyit etti; dış güçler Suriye’nin kaderini giderek daha fazla belirliyorlar.

Suriye’deki savaş, 2011’de Tunus ve Mısır’da gerçekleşen devrimlerin ardından ülkeyi silip süpüren gerçek bir halk devriminden doğdu. Başkan Beşşar Esad’ın rejimi, kendisini kurtarmak için mezhepçi bir iç savaş başlattı. Bu strateji işe yaradı, ancak büyük bir bedeli oldu. Esad bu güne kadar rejimini korudu, ama ülkenin geniş kesimlerinde kontrolü kaybetti.

Dahası, Beşşar Esad’ın babası Hafız Esad’ın 1971 ile 2000 arasındaki egemenliğinde, rejim büyük güçlerden ve İsrail’den bağımsız kalmaya çalışmıştı. Bugün ise büyük güçler orada; ABD IŞİD’i bombalıyor, Rusya bir dizi Esad karşıtı grubu hedef alıyormuş gibi gözüküyor, Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar muhtelif Sünni cihatçıları destekliyor ve İran’daki İslami Cumhuriyet rejimi ve müttefiki Lübnan Şii hareketi Hizbullah Esad’a arka çıkıyor. Bugün Doğu Suriye’nin büyük bölümünü kontrol eden IŞİD bile temelde bir Irak hareketi.

Suriye’nin parçalanması, savaşın devam etmesinin en önemli nedenlerinden biri. Rakip dış güçler kendi siyasi amaçlarının –en basit haliyle Esad rejimini devirmek ya da korumak– peşinden koşmakla meşguller. Başarıya ulaşamazlarsa, savaşı sona erdirmek niyetinde değiller. Solun bazı kısımları ise Rus müdahalesine olumlu yaklaşıyor. Bu tutum yalnızca Batı’yı emperyalizm olarak gören tuhaf bir tür körlüğü açığa vuruyor. Böyle hareket edenler Rusya’nın da kendi ekonomik ve jeopolitik çıkarları olan emperyalist bir devlet olduğunu kabullenemiyor.

Görünüşe bakılırsa Rusya Başkanı Vladimir Putin’in Suriye’de müdahaleye karar vermesinin arkasında Esad’ın askeri durumunun zayıflaması yatıyor. Eğer Esad düşerse, Rusya Ortadoğu’daki temel müttefikini kaybedecek. Rusya aynı zamanda, ABD ve AB’nin Ukrayna krizinin ardından bu ülkeye dayattığı yaptırımların kaldırılması için yürüttüğü pazarlıkta önemli bir kozdan olacak. Rusya’nın bölgeye muharip kuvvetler ile güçlü bir şekilde silahlanmış Moskva kruvazörünü konuşlandırması, Esad karşısında bir uçuşa yasak bölge oluşturmayı amaçlayan Batı planlarını bozdu. Putin, 2011’de NATO’nun devrik diktatör Muammer Kaddafi karşısında belirleyici olmak amacıyla Libya’da böyle bir bölge oluşturmasına izin verdiği için acı bir pişmanlık duyuyor.

Patrick Cockburn, The Independent gazetesinde Rus müdahalesinin çok yönlü bir savunusunu yapıyor. Şöyle yazıyor: “Sonuç olarak, Rusya’nın Suriye’ye tam olarak müdahale etmesi, müdahil olmamasından daha iyi… Bu müdahale Esad’ı Şam’da ve iktidarda tutabilir ama bunu yapacak güce sahip olması, aynı zamanda onun davranışlarını değiştirebileceği ve Esad’ı şiddeti azaltmaya, yerel ateşkesler yapmaya ve iktidarı bölgesel olarak paylaşmaya zorlayabileceği anlamına da geliyor.”

Bu iddianın mantığı Esad’ı desteklemenin, ABD ve müttefiklerini Suriye’yi parçalara bölmeyi kabul etmeye zorlayabileceği. Ancak ABD Başkanı Barack Obama’nın bununla ilgilenebileceğine dair bir işaret yok.

Obama, Rusya’nın bombardımana başlamasının ardından sıra dışı bir yorumda bulundu; “Suriye’yi ABD ve Rusya arasındaki bir vekâlet savaşının sahnesi yapmayacağız. Bu bizim açımızdan kötü bir strateji olur.” Kötü strateji mi? Hala dünyanın en büyük iki nükleer süper gücü olan ülkelerin ordularının, Suriye’de birbiriyle zıtlaşması daha temel bir tehlike taşımıyor mu?

Geçtiğimiz yıl Obama, ünlü olan itirafında, IŞİD’in üstesinden gelmek için bir stratejiye sahip olmadığını söyledi. Hala bir stratejisi yok. Herkes IŞİD’in bombalamakla yenilmeyeceğini biliyor. Pentagon’un “ılımlı” Suriyeli isyancıları etkin bir savaşçı güç haline dönüştürmeyi amaçlayan bir “eğit-donat” programı vardı. Eğitim gören son savaşçıların silahlarını ve kamyonlarını El-Kaide’nin Suriye’deki kolu olan El-Nusra cephesine teslim etmelerinin ardından geçtiğimiz hafta bu programa kısmen son verildi.

Suriye’yi parçalara bölme düşüncesindeki en temel kusur, alan savaşındaki en büyük galibin IŞİD olması. ABD ve diğer güçler onunla müzakere etmeye niyetlenseler dahi IŞİD’in işbirliği yapacağına dair kesinlikle hiçbir kanıt yok. Aynı zamanda ABD’nin ya da ABD gibi hava kuvvetlerine dayanan Rusya’nın IŞİD’i askeri olarak yenme olasılığı da gözükmüyor. Bu yüzden korkunç kıyma makinası, yazık ki çalışmaya devam ediyor.

Alex Callinicos



Bültene kayıt ol