Ankara'da yaşanan katliama, aralarında Uluslararası İşçi Sendikaları Konfederasyonu (ITUC) ve Avrupa Sendikalar Konfederasyonu'nun (ETUC) olduğu uluslararası işçi sendikaları konfederasyonlarından kınama açıklaması yapıldı.
Avrupa Sendikalar Konfederasyonu Genel Sekreteri Luca Visentini, konfederasyon adına yaptığı açıklamada, “Tüm sendika yöneticileri ve üyelerinin kalpleri, Ankara’da yaşanan korkunç saldırıda yaşamını yitirenler ve yaralanlarla birlikte atmaktadır. Hayatını kaybedenlere, ailelerine ve sevdiklerine tüm kalbimizle dayanışma duygularımızı ifade ediyoruz” sözlerine yer verdi.
Katliamı kınayan Visentini, polisin, yaralılara yardım etmek isteyenlere saldırdığını ve facianın yaşandığı alana ambulansların ulaşmasını engellediğini öğrendiklerini de belirterek, polisin bu tutumunun kaygı verici olduğunu vurguladı.
Visentini sözlerini şöyle sürdürdü: “Dün, Nobel Barış Ödülü, sendikal hareket de dahil olmak üzere, Tunus’ta demokrasiye barışçıl bir geçişe olanak sağlayan ulusal diyalog zeminini yaratanlara verildi. Bugün Türkiye’de barış çağrısı yapan insanlar soğuk kanlı bir biçimde katledildi. Sendikalar, tarihi boyunca, emekçiler için mücadele etmelerinden kaynaklı olarak fiziksel, yasal ve sözlü saldırılara uğramıştır. Bugünkü saldırı, bu saldırların kanlı ve korkunç yeni bir örneğidir. Ancak bu saldırılar, sendikaları sindiremeyecek, emekçilerin çıkarlarını temsil etmekten geri durdurumayacaktır. Tüm sendika üye ve yöneticileri DİSK ve KESK ile dayanışma içindedir”.
ITUC: “Türkiye’deki ITUC üyelerine...”
ITUC adına genel sekreteri Sharan Burrow, yaptığı açıklama şu sözlere yer verdi: “Kürt bölgesinde şiddetin yeniden tırmandığı bir süreçte, Türkiye’nin başkenti Ankara’da barış çağrısı yapan bir gösteri düzenlenmiş ve gösteriye katılanlar vahşice öldürülmüştür. Uluslararası İşçi Sendikaları Konfederasyonu (ITUC) adına yaşamını kaybedenlerin ailelerine en derin taziye dileklerimi sunmak istiyorum.
Anladığımız kadarıyla, kalabalığın arasına katılan iki canlı bombanın patlattığı bombalar en az 89 kişiyi öldürmüş; 200’den fazla kişiyi de yaralamıştır. Bu acil durum halinde, Türk güvenlik güçlerinin yaralananlara acil tıp hizmeti sunulmasını engellemesini ve göstericileri dağıtmak için biber gazı kullanmasını teessüfle karşılıyoruz. Bu saldırıdan kimin sorumlu olduğu henüz netleşmemiştir. ITUC sorumluların yakalanması için acilen bağımsız bir soruşturma yürütülmesi çağrısında bulunmaktadır. Ayrıca, Türk hükümetine yaralılara sağlık hizmeti sunması için çağrıda bulunuyoruz. ITUC, barış, demokrasi ve insan hakları için sürekli olarak, korkusuzca mücadele eden Türk üyeleri ile tam bir dayanışma içindedir.”
Dünya Sendikalar Federasyonu da şu sözlerle düşüncelerini ifadelendirdi:
“Bugün Ankara’da Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ne yapılan saldırıda ölenlerin yakınlarına başsağlığı ve yaralılara acil şifalar diliyoruz. Türkiye Hükümetinden bu lanetli olayın faillerinin hemen bulunmasını ve cezalandırmasını talep ediyoruz.”
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.