(Röportaj) Ermenistanlı aktivistler: “Gelecek yıl da 24 Nisan'da İstanbul'da olacağız”

11.05.2015 - 15:38

Sosyalist İşçi gazetesi, Ermeni Soykırımı'nın 100. yıl dönümündeki anma için İstanbul'a gelen Ermenistanlı aktivistlerle konuştu.

Gazetenin geçen sayısındaki haber şöyleydi:

Türkiye’de 2010 yılında başlatılan anmalar, 24 Nisan 2015’te diaspora mensubu yüzlerce Ermeni ve 30’un üzerinde ülkeden gelen insan hakları aktivistlerinin de katılımıyla çok daha güçlü bir şekilde gerçekleştirildi.

Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De platformu aktivistleri, 24 Nisan’da İstanbul’da gerçekleştirilen anmanın ardından Ermenistan’daki soykırım anmalarına katıldı. Röportajın birinci bölümünde, Ermenistanlı aktivistlerle Türkiye’nin geçmişiyle yüzleşme mücadelesini konuştuk. Türkiye’den giden heyetin izlenimlerinin yer aldığı ikinci bölüm Sosyalist İşçi’nin önümüzdeki sayısında yayınlanacak.

Türkiye’nin soykırımla yüzleşmesi neden önemli?

Satenik Baghdasaryan (Regional Studies Center, Erivan): Soykırımla yüzleşmek Türkiye’nin demokratikleşme çabalarını ciddi anlamda güçlendirecek. Diğer meselelerin yanında soykırımın tanınması daha kolay bir mesele. Daha önceki yıllarda Türkiye’de soykırım anmalarının gerçekleştirilmesini aklınızdan bile geçiremezdiniz. Anmalardaki insanların çoğunun Ermeni olmadığını, hatta Ermenilerle hiçbir bağlantısı olmayan, soykırım mağduriyetini yaşamayan insanlar olduğunu görüyoruz. Bu tablo çok umut verici.

Anush Ghazaryan (Regional Studies Center): Bu yıl Durde Platformu aracılığıyla yaptığımız Türkiye sivil toplumuyla diyalog çalışmalarında ve anmalarda şunu gördüm: Türkiye halkı yüzleşme konusunda hükümetin önünde gidiyor. İnsanlar soykırımı konuşmaya ve yüzleşmeye hazır. Türkiye sivil toplumu daha fazla demokratikleşme için adımlar atıyor. Türkiye halkı sadece milliyetçilerden ve inkârcılardan oluşmuyor ve bu kesim meseleye sadece hoşgörüyle yaklaşmıyor kabullenmeyi de biliyor. Daha öncesinde Türkiye’de üç tip Türk olduğunu düşünüyorduk. Soykırımı tamamiyle inkâr edenler, soykırımı kabul edenler ve hiç umursamayanlar. Bu yılki anmalarda yeni bir kategorinin olduğunu gördük. Bu insanlar biz soykırımı kabul ediyoruz ve bunun için her ne pahasına olursa olsun mücadele edeceğiz diyor.

Türkiye’deki aktivistlerin soykırımın tanınması konusundaki çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Satenik Baghdasaryan: Hükümetin soykırımı tanıma kararı büyük önem taşımakla birlikte aslolan her iki ülke halklarının biraraya gelmesi. Bu konuda son yıllarda gördüğüm sivil inisiyatifler beni gelecek konusunda daha umutlu yapıyor.

Ermenistan halkının Türkiye’den temel talepleri nelerdir?

Satenik Baghdasaryan: Ermenistan’da ortalama vatandaşın talebi tarihi adaletin yerine getirilmesi için soykırımın tanınmasıdır. Tazminat ve toprak talepleri küçük bir grup olarak niteleyebileceğim ekstremistlerin talebi. Kendi adıma konuşmak gerekirse, ben tazminat meselesinin çok gerçekçi olduğunu düşünmüyorum. Bu çok kompleks bir süreç. Bu sürecin nasıl yürütülebileceğine dair hiç fikrim yok. Tazminat meselesi daha çok devletler katında konuşulması gereken bir konu. Şu anki temel önceliğimiz halklar arası diyalog ve soykırımın tanınması olmalı.

Anush Ghazaryan: Tazminatlar meselesi tanınma gerçekleştikten sonra netleşecek. Bu mesele sadece para meselesi değil. Bu konuda farklı talepler var. Bazı mağdurlar soykırım sırasında ellerinden alınan toprakların iadesini de istiyor. İnsanların ne yapılması gerektğine dair hiçbir fikirleri yok. Bugün Ermenilere ait topraklarda Kürtler yaşıyor. Bu durumu daha da zorlaştırıyor. Tanıma pek çok meseleyi çözecek. Tanıma aynı zamanda sınırların açılmasını da sağlayacak.

Türkiye’deki son 24 Nisan anması konusundaki izlenimlerinizi paylaşabilir misiniz?

Satenik Baghdasaryan: Duygusal olarak karışık duygular içerisindeydim. Türkiye’de böyle birşeyin olmasını beklemiyordum. Türkiye’de soykırımı tanıyan ve hükümetin de tanımasını talep eden insanlarla yan yana durmak gelecekte daha iyi şeylerin olacağı konusunda beni ikna etti. Bu inanılmaz bir andı, gerçekten çok etkileyiciydi. Bu bağlamda Durde’nin çabalarını takdir ediyoruz. Biz dışardan gelen insanlarız. Zor şartlar altında risk alarak mücadele veren sizlersiniz. Durde olmasaydı bu tecrübeyi yaşayamazdık. Gelecek yıl da 24 Nisan’da İstanbul’da olacağız.

Anush Ghazaryan: İnsanlara Türkiye’ye gideceğimi söylediğimde “korkmuyor musun” diye soruyorlardı ve ben “hayır” cevabını veriyordum. Bu kadar insanın olacağını beklemiyordum. Üstelik anmalara katılan insanların çoğu Türklerden oluşuyordu. İnsanları izledim. Kendi meselemiz olarak gördüğümüz bir konuda bizimle aynı safta olmalarını ve mücadele etmelerini hayretler içerisinde izledim. Türkiye’de insanların yıllarca soykırım konusunda hiçbir bilgi sahibi olmadıklarını gördük. Toplumsal değişim konusunda sivil toplumun değişimin aktörleri olabileceğini gördük. Sivil toplum hükümeti adımlar atmak konusunda zorlayabilecek bir güce sahip. Sivil toplum olmasa mevcut adımların atılabileceği asla düşünülemezdi. Bu mesele Türkiye’nin demokratikleşmesi için çok önemli. Cemal Paşa gibi soykırımın mimarı olan insanlardan birinin torunu olan Hasan Cemal Ermenistan’a geldi ve soykırımdan dolayı özür diledi. Bu çok etkileyici  bir andı çünkü biz bugüne kadar başka bir Türkiye tanımıştık, Türkiye halkı hakkındaki bakış açımız çok farklıydı. Türkiye sivil toplumunda görülen son yıllardaki gelişmeler (Gezi direnişi gibi mesela) Türkiye halkının daha fazla demokrasi, özgürlükler, insan hakları ve farklılıklara saygı gibi evrensel değerler için savaşmaya hazır olduğunu gösteriyor ve bu durum birlikte mücadele etmek için bize de umut veriyor. Anmalar sırasında dışarıdan hiçbir müdahalenin olmadığı gibi aktivistlerin oraya gelen Ermenilerin güvenliğini sağlama konusunda etten duvar ördüklerini görmek de gerçekten çok etkileyiciydi. Bunlar tanımaya giden yolda önemli çabalar. Türkiye’de genç kuşakların değişimin taşıyıcısı olacağını göruyoruz ve cesaretleniyoruz. Bu bağlamda, Durde’nin çabaları çok önemli. Devlet için tabu olan bir konuda mücadele etmek, her geçen yıl daha fazla insanı anmalara dahil etmek hiç kolay bir iş değil. Çabalarınızı takdir ediyoruz.

Röportaj: Gonca Şahin



Bültene kayıt ol