İngiltere seçimleri: İşçi Partisi’nin ihaneti, Muhafazakârlar'ı yeniden iktidara getirdi

09.05.2015 - 09:22

İngiltere'de seçimleri sağcı Muhafazakâr Parti kazandı. Sosyalist İşçi Partisi'nin (SWP) genel sekreteri Charlie Kimber, sonuçları şöyle değerlendiriyor:

Seçim sonuçları tam bir felaketti. Ulusal Sağlık Hizmeti için, işçi hakları için, sosyal harcamalarından faydalanan insanlar için, engelliler için ve iklim değişimine karşı savaş için bir yıkımdı.

Muhafazakârlar’ın daha sert bir kemer sıkma politikası uygulamasının ve emekçi sınıftan daha fazla gasbedip milyar dolarların üzerinde oturan zenginlere aktarmasının yolu açıldı. Keza göçmenleri ve Müslümanları şeytanlaştırmanın yolu da.

Şüphesiz, polise daha muazzam bir yetki vermenin ve yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da savaş yürütmeye hazır olmaya çalışacaklardır. Biz, işçilere karşı gerçekleştirdikleri bütün saldırılara rağmen, Muhafazakârlar’ın neden hâlâ Downing Caddesi’nde (ç.n. İngiliz başbakanının ikamet ettiği yer) olduklarını anlamak zorundayız.

İşçi Partisi çok solda konumlandığından değil, çok sağda durduğundan kaybetti. Misal İskoçya. İşçi Partisi orada 1959’dan beri bilfiil en büyük partiydi. Fakat bu tablo, ülkeyi sarsan politik deprem ile yerle bir oldu.

İskoç Ulusal Partisi (SNP) meclisteki koltuk sayısını 6’dan 56’ya yükseltti. Bu tam anlamıyla tarihte benzerine rastlanmamış politik kayma, İskoç Ulusal Partisi’nin kendisini İşçi Partisi’nden daha solda betimlemesiyle gerçekleşti. Onların liderleri kemer sıkma politikalarına, Trident Nükleer Misilleme Programı’na, savaşa ve daha pek çok konuya karşı çıktıklarını açıkça ifade ettiler.

İşçi Partisi’nin dışişleri gölge bakanı Douglas Alexander, “İskoçya’nın Muhafazakârlar’a muhalefet edenlere oy verdiğini, fakat İşçi Partisi’ne de güvenmediğini” kabullendi.

İskoçya'daki İşçi Partisi, bağımsızlık referandumu boyunca toprak bütünlüğünü korumak için Muhafazakârlar'la birlikte hareket etmişti. Sonra garip bir şekilde sağcı bir lider seçtiler, daha sonra seçtikleri lider ücret kesintilerine karşı konuşmaya zorlanmış hissettiğinde onu aşağıladılar. Şimdi bedelini ödüyorlar.

Anketler

Ed Miliband, değişim umudu vadettiğinde –ki bu vaatler vergi vermemek için ülkede ikamet etmeyen milyarderlik statüsünü kaldırmak, yılda 150.000 pound üzeri kazanç elde edenlere özel daha yüksek vergi oranı uygulaması ve lüks emlak vergisi idi- anket sonuçlarının yükseldiğini idrak etti.

Fakat ilerlemenin ve sınıf politikasının cılız ışıkları, finansal “çelik disiplin”in, "tek bir kuruş daha borç almamanın" ve "her sene bütçe açığında gerçekleşmesi gereken kesintilerin" uğuldayan tokatıyla yerle bir edildi.

İnsanların kamu hizmetlerine saldırı programlarından, daha fazla ücret frenlemelerinden, ilave işten çıkarmalardan ve eğitim ve sağlıktaki daralmalardan heyecan duymamış olmaları şaşırtıcı değil.

İşçi Partisi liderleri, göçmenleri, yaşam standartlarını kötüleştirmekle suçladı. Absürt bir şekilde Cameron’ın Ulusal Sağlık Hizmeti’ne “kaynağı olmayan” harcama vaatlerine saldırmayı sonlandırdılar.

Miliband ve etrafındakiler, halka uçuk ve sağ tandanslı kampanyalarıyla ihanet ettiler. Eğer Tony Blair destekçileri ya da bir başka grup partiyi daha da sağa sürüklemenin yolunu aramaya başlarsa, bu tam bir felaket olur.

İşçi Partisi açısından birkaç güzel sonuçtan biri, az sayıda solcu parti üyesinin koltuklarını korumaları oldu. John McDonnell oylarını 5,000 adet arttırarak Hayes and Harlington’daki oyların %60’ını aldı.

İç karartıcı seçim sonuçlarının arasında, ırkçı Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi (UKIP) lideri Nigel Farage’ın hezimete uğramasını izlemek olağanüstüydü. Partisine karşı düzenlenen "UKIP'e karşı ayağa kalk" (Stand Up to Ukip) ve diğer kampanyalar sonucunda başarısız oldu.

Fakat ırkçı tehdit bütünüyle gitmiş değil. UKIP yaklaşık 4 milyon oy toplayıp 118 noktada ikinci sırada yer aldı. UKIP'e, daha geniş bir perspektiften ırkçılığa ve İslamofobiye karşı argümanlarımızı hatırda tutmamız gerekir.

İşçi Partisi’nin sol kanat adayları, genel olarak İşçi Partisi’ne oy vererek Muhafazakârlar’ı ve UKIP'i saf dışı bırakma baskısı ile sıkıştırıldılar. Pek çok bölgede “Sendikacı ve Sosyalist Koalisyonu” (TUSC) canlı ve hoş karşılanmış kampanyalar yürüttü. Fakat bu iyi havayı oy potansiyeline dönüştürmek zordu.

Gene de Dave Nellist Coventry’de 1,769 oy topladı, Jenny Sutton Tottenham’da 1,324 oy aldı ve Glyn Robbins Bethnal Green and Bow’da 969 oyu garantiledi.

Oylama

İrlanda'da Batı Belfast'ta Kâr Değil İnsan (People Before Profit) kampanyası adayı Gerry Carroll muazzam bir başarı göstererek oyların %20’sini topladı ve toplam 6,798 oy aldı.

Sol Birlik’in (Left Unity) sonuçları Sendikacı ve Sosyalist Koalisyonu’na (TUSC) yakındı ve bu sonuç solun birlikte hareket etmesi, kampanya düzenlemesi, örgütlenmesi ve mücadele etmesi gerekliliğini pekiştirdi.

Muhafazakârlar’ı rahat zamanlar beklemiyor. Şimdi kemer sıkma politikalarına devasa bir ekleme yapmayı, parlamentodaki kısıtlı çoğunluklarıyla sağlamanın yolunu arayacaklar. Ayrıca Avrupa Birliği üyeliğinin oylanması için bir referandum tertip etmek zorundalar, ki bu kendi partilerini dahi bölecek.

Aynı zamanda yavaşlayan ve olası felaketlere açık ekonomiye yön verecekler. Ve İskoçya’da hiçbir meşruiyetleri yok.

Aynı 1992 ve 2010’da Muhafazakâr Parti iktidarında yaşandığı gibi mücadeleler ve politik infial durumları patlak verecek.

Bu durumda biz, grevden barınma kampanyasına, Haziran’daki kemer sıkma politikalarına karşı Halk Meclisi gösterisine, ırkçılığa karşı savaşa, iklim değişimine karşı harekete geçmeye varana kadar her türlü direniş ateşini körüklemeliyiz. Bizi bu felakete sürükleyen İşçi Partisi ve sendika liderlerine meydan okumalıyız.

Şimdi grevleri zapteden ve insanlara İşçi Partisi’ne güvenmeleri gerektiğini telkin eden sendika liderlerine savaşmaya başlamaları için baskı yapılmalı. Ve buna başlamazlarsa, biz bunu kendimiz yapmalıyız. Kemer sıkma politikalarının başına buyruk yönetimine müsaade edemeyiz.

Bu seçimlerde neler olduğunu anlamak, propaganda yapmak ve örgütlenmek ve kapitalizme karşı sosyalist alternatifi daha güçlü bir şekilde tartışmak durumundayız.

Charlie Kimber

(Türkçe'ye Doğan Kansız çevirdi)



Bültene kayıt ol