Krize karşı Avrupa Birliği ve IMF’nin “kesinti” programını uygulayan tüm hükümetlerin işçi sınıfının mücadelesiyle devrildiği Yunanistan’da, Yeni Demokrasi-PASOK-DIMAR ittifakı da bu sondan kaçamadı. 25 Ocak’ta yapılacak genel seçimleri ise radikal sol koalisyon Syriza’nın kazanması bekleniyor.
Egemen sınıfların krizden çıkış yolu olarak pilot ülke seçtiği ve faturayı işçilere ödetmekte ısrar ettiği Yunanistan’da son 4 yılda 32 kez genel grev oldu, birden fazla kez koalisyon hükümetleri devrildi. 2012’de, ilkinde memorandumu destekleyecek bir koalisyon kurulamaması nedeniyle, bir ay arayla iki kez genel seçim yapılmıştı.
Ülkedeki siyasi kriz sürüyor. Yunanistan Parlamentosu’nda bugün yapılan üçüncü ve son tur oylamada da Cumhurbaşkanı seçilemedi. Bu durumda ülkede parlamento feshedilecek. Başbakan Antonis Samaras 25 Ocak’ta erken genel seçim yapılacağını açıkladı.
Genel seçimlerin favorisi olan Syriza, Yunanistan’ın milyarlarca dolarlık kurtarma paketi karşılığında kabul ettiği kemer sıkma politikalarına son vereceğini ve Avrupa Birliği ve Uluslararası Para Fonu’yla (IMF) kredi koşullarını yeniden müzakereye açacağını söylüyor.
Antikapitalist solun talepleri
Ülkede yükselen işçi hareketine yaslanarak gücünü arttıran Syriza, sık sık “sorumlu” görünmek için egemen sınıflara “güven veren” hamleleri nedeniyle sağa kaymakla eleştiriliyor.
Antikapitalist sol örgütlerin bir araya geldiği koalisyon olan ANTARSYA ise krizden işçi sınıfı lehine çıkış yolu olarak şu talepleri savunuyor:
– Borçların iptal edilmesi
– Bankaların ve büyük şirketlerin kamulaştırılması
– Euro Bölgesi’nden çıkılması
– Ücretlerin ve emeklilik maaşlarının artırılması
– İşten atmaların yasaklanması
– Her yerde işçi denetimi
– İktidarın ve zenginliğin işçilerin eline geçmesi
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.