Koronavirüs krizinden çıkış: Karantina koşulları nasıl bitirilecek?

12.04.2020 - 18:56

Salgından yoğun etkilenen ülkelerde hükümetler karantina ve sokağa çıkma yasaklarının nasıl kaldırılacağıyla ilgili stratejileri tartışmaya başladı.

Bir yanda 2008 ekonomik krizinden daha büyük bir resesyonun kapıda olması ve ekonomilerin arka arkaya çökmesi riski, diğer yanda ise ulusal çaptaki karantinaların esnetilmesi durumunda ölümlerin tekrar artacağı endişesi bulunuyor.

Kapitalist devletler, salgınla ilgili ikinci bir dalgaya izin vermeden sokağa çıkma yasaklarının nasıl gevşetilmeye başlanabileceğini tartışıyorlar.

Financial Times’da yer alan habere göre, Avusturya, Danimarka ve Norveç gibi bazı Avrupa ülkeleri, Nisan ayının sonunda bazı dükkanların ve okulların yeniden açılması yöntemiyle normale dönmeyi deneyecekler. İtalya, İspanya, Fransa ve İngiltere gibi krizin daha yoğun vurduğu ülkeler ise şu anki sosyal mesafelenme planlarının bozulmaması için çıkış stratejilerini henüz kamuya açık olarak tartışmıyor. İngiltere’nin Maliye Bakanı Riski Sunak, “Şu an önceliğimiz virüsün yayılmasını engellemek ve zirvenin diğer yanına geçmek” diyor.

Yayılım hızını düşürmek

Ancak kapalı kapıların ardında bakanlar ve hükümetler “çıkış” stratejilerini tartışmaya başladı. Burada birinci nokta, iş hayatının, eğitimin, kültür aktivitelerinin ve eğlence sektörünü kademeli olarak tekrar açılış sürecinin nasıl yönetileceği tartışması. İkincisi ise koronavirüsün yayılımının ikinci dalga ile zirve yapmaması için nasıl “test et & takip et” yöntemlerinin uygulanabileceği.

Birçok Avrupa ülkesinde sıkı sosyal mesafelenme tedbirlerinin yayılım hızını düşürdüğü görülüyor. Enfekte olan bir kişinin virüsü kaç kişiye yaydığını gösteren R (reproduction number) değeri 1’in altına düştüğünde, salgının yayılımı azalma eğilimine girmiş oluyor. Koronavirüs için bu R değeri tedbirlerden önce birçok yerde 2,5-3 arasındaydı. İngiltere’de bu değerin şu an 0,6’ya kadar indiği konuşuluyor. Ancak enfeksiyonun bulaşmasıyla semptomların görülmesi arasındaki farktan dolayı, ölüm sayılarının bir süre daha azalmadan devam etmesi bekleniyor.

Riskli kararlar

İngiltere’de her ne kadar şirketleri kurtarmak için paketler hazırlanmış da olsa, ulusal karantina durumu uzadıkça daha çok firmanın batacağı kesin. Bu yüzden, etkili bir “test et & takip et” rejimi kurulamadan da sokağa çıkma yasağının esnetilip esnetilemeyeceği düşünülüyor.

Bir bakan, üç kritere göre (nüfus, sektör, coğrafya) esneme getirilebileceğini ileri sürüyor. Bir seçenek, okulların yeniden açılması ve genç işçilerin tekrar çalışmaya başlamasıyla, enfekte olsalar da ciddi hastalık geçirme ihtimalleri daha düşük olan nüfus kesimlerinin sokağa çıkacağı bir yolu izlemek. Andrew Oswald ve Nattavudh Powdthavee tarafından hazırlanan bir Warwick Üniversitesi akademik çalışmasında ise ailesiyle yaşamayan 20 ve 30’lu yaşlardaki insanların sokağa çıkmasına izin verilmesiyle (bu yaklaşık 4.2 milyon insan demek) normale dönüş planı öneriliyor.

İngiltere’nin Ticaret, Enerji ve Sanayi Stratejisinden sorumlu devlet bakanı Alok Sharma, bazı sektörlerin “karantinadan çıkış” sürecine öncülük edebileceğinin sinyallerini verdi. İnşaat, imalat, lojistik, zaruri perakande satış, atık yönetimi ve açık hava sanayi tesislerinde 2 metrelik mesafe kuralıyla işlerin devam etmesi için tavsiyeler verilecek.

Coğrafi kriterlerle karantinanın esnetilmesi ise en zor yöntem gibi gözüküyor. Büyük Manchester bölgesinin belediye başkanı Andy Burnham, ülkenin başka yerinden publara giden insanların görüntüleri basına yansırken, başka bölgelerde sokağa çıkma yasaklarını sürdürmenin mümkün olamayacağı yönünde görüş belirtti.

Yaşam mı kâr mı?

Her ne kadar bakanlar “sağlığın ekonomiden önce geldiğini” iddia etseler de, koronavirüsün verdiği “daha geniş anlamda zararlar” konusunda tartışmalar başlamak üzere.

İngiltere’nin maliye bakanı, uzun süreli bir sokağa çıkma yasağı döneminin ve ekonomik resesyonun yaratacağı uzun vadeli sağlık sorunlarından bahsediyor; özellikle insanların akıl sağlıkları ve daha fakir kesimlerin geçim dertleri üzerine.

Kabinede gündeme gelen bu argümanların arka planında, karantinanın sona ermesini “yalnızca soğuk ekonomik argümanlara yaslanmadan” tartışmaya açma çabası yatıyor. 

Yani kapitalistler, kendi bencil çıkarlarının yanında toplumu da düşünüyor gibi gözükmek istiyorlar.

Test ve takip

Ancak karantinaların sona erdirilmesi, çok iyi planlanmış kitlesel testleri ve pozitif çıkanların irtibatlı oldukları kişilerin sıkı bir şekilde takip edilmelerini gerektiriyor.

İngiltere’de böyle bir yöntem krizin ilk günlerinde uygulanmaya çalışılmış, ülkenin sınırlı test kapasitesi bunun devamını imkansız kılmıştı.

Test ve takip yöntemlerini etkin kullanan ülkelerde ise insanların seyahatlerine getirilen kısıtlamalar daha çabuk kaldırılabiliyor.

Ancak böylesi planların düzgün işleyebilmesi için ABD’de günde 22 milyon, İngiltere’de günde 10 milyon test yapılması gerekiyor. Şu anki sağlık kapasiteleriyle bu durum fazla mümkün gözükmüyor.

Bir diğer yöntem ise insanların virüse karşı bağışıklık kazanıp kazanmadıklarını anlayan testlerin yaygınlaşması. Ancak şu an İngiltere’de böylesi testlerin %30 ila %50’sinin yanlış sonuç verdiği görülüyor.

Kesin çözüm için güvenilir aşıların geliştirilmesi gerekirken, bunun için çok uzun süreye ihtiyaç olduğu biliniyor.

Hükümetler, virüsün nasıl bir ikinci dalgayla geri dönebileceği ve toplumların nasıl kalıcı bağışıklığa kavuşabileceğiyle ilgili yeterli bilgiye sahip değiller.

Sokağa çıkma yasaklarının esnetilmesi, böylesi koşullar altında tartışılıyor.



Bültene kayıt ol