Demokrat Parti için Sanders’ı durdurmak Trump’ı yenmekten daha önemli

13.03.2020 - 08:59

10 Mart'ta ABD Demokrat Parti önseçimlerinde Sanders ciddi bir yenilgi aldı ve Trump’ın karşısında başkan adayı olma şansı artık zora girmiş oldu.

Buttigieg, Amy Klobuchar ve Michael Bloomberg, Sanders’a karşı Joe Biden lehine çekildiklerini ilan ettiler.

Kendisini solda tanımlayan Elisabeth Warren da geçen hafta adaylıktan çekildiğini açıklamakla birlikte Sanders lehine çekildiğini hiçbir şekilde söylemedi.

10 Mart’taki seçimler bu nedenle sadece iki adayın yarıştığı bir seçim haline gelmiş oldu. Washington, Kuzey Dakota, Idaho, Michigan, Mississippi ve Missouri’de gerçekleşen önseçimlerde dört eyaleti Biden kazanırken, Washington ve Kuzey Dakota’da Sanders birinci oldu.

Bu seçimlerdeki en önemli eyalet Michigan idi. Nüfus açısından ABD'nin 8. büyük eyaleti olan Michigan’da Detroit gibi önemli sanayi kentleri yer alıyor. 147 delegenin seçildiği Michigan önseçimleri Sanders’ın yarışı önde götüren Biden’ı yakalaması için önemli bir fırsattı. Ancak Biden %52,9, Sanders ise %32,5 oy aldı. 

Bu seçimlerle birlikte başkan adayını belirleyecek delegelerin %50’si seçilmiş oldu. Şuanda Biden’ın 864, Sanders’ın ise 710 delegesi bulunuyor. 

Kağıt üzerinde Sanders’ın hala bir şansı olmakla birlikte Texas’ın ardından Michigan gibi kazanması beklenen eyaletleri kaybetmesi işlerin zora girdiğini gösteriyor.

Sanders, oldukça iyi bir kampanya yapıyordu. Yüzbinlerce gönüllü 20 doların altında bağışlarla rekor bağış toplamıştı, onbinlerce gönüllü kapı kapı dolaşıp kampanya yapıyordu. Sanders kampanyası sağlık sistemi sorununu ülke gündeminin birinci sırasına taşımayı başarmış bu nedenle hemen her aday sağlıkta reform vaat etmek durumunda kalmıştı. 

Demokrat Parti sağının Biden etrafında biraraya gelmesi Amerikan egemen sınıfının seçim sistemini nasıl kendi lehine kullanabildiğini göstermesi açısından önemli. 

Sanders’ın yükselişiyle birlikte medyada yer alan anketlerde ABD’de seçmenin “sosyalizme” oy vermeyeceği haberleri yer almıştı. Parti sağı bu anketlere dayanarak Sanders’ın aday olması durumunda Trump’ın kesin zafer kazanacağını anlatıyordu. Adaylıktan Biden lehine çekilen adaylar da bu yönde açıklamalar yaptılar.

Biden’a yönelen oylarda seçmen davranışında önceliğin Trump’ı yenebilecek adaya oy vermek olduğu görülüyor. Oysa Biden ciddi sağlık sorunları yaşayan, sık sık konuşmasını unutan, cümlelerini tamamlayamayan biri. 

Trump gibi “değişim” vaat eden bir adaya karşı Clinton gibi merkezci bir profilin kazanma şansı pek yok gibi ama Amerikan egemenleri için Sanders gibi sistemi sarsacak bir adayın kazanmasındansa Trump’ın yeniden seçilmesi daha iyi. 

ABD seçim sistemi iki parti adayı dışında hiç kimseye kazanma şansı tanımıyor. Başkanlık genelde 8 yılda bir, yani iki dönemden sonra, bir partiden diğerine geçiyor. Dolayısıyla Demokrat Parti sağı ve Amerikan egemenleri Sanders’ın kazanma ihtimaline ve kazanamasa bile büyük bir değişim hareketi yaratma ihtimaline karşı Trump’ın kazanmasını tercih ediyor. Nasıl olsa bir dört yıl sonra başkanlığın yeniden Demokrat Parti’ye geçeceğini biliyorlar.

Özdeş Özbay



Bültene kayıt ol