Trump’ın aşırı sağcı Hindistan Başbakanı Modi’yi ziyaret ettiği günlerde, ırkçı Hindu grupların başlattığı saldırılar büyük bir şiddet dalgası yarattı.
Aralık ayında geçirilen Yurttaşlık Kanunu, Güney Asya’daki tüm dinlerden mültecilerin Hindistan vatandaşı olabilmesini öngörürken, Müslümanlara bu hakkı tanımıyordu. 200 milyon Müslümanın yaşadığı ülkede üç aydır protesto gösterileri devam ediyordu. İktidardaki BJP’nin lideri Kapil Mishra, Kuzey Batı Delhi’de Yurttaşlık Yasası’nı protesto etmek için yollarda eylem yapanlara ırkçı Hindu grupların saldırmasını teşvik etti. Burada başlayan çatışmalar önce Delhi’nin, sonra ülkenin birçok köşesine yayıldı.
Şiddet sarmalında 21 kişi hayatını kaybetti. Çok sayıda cami yakıldı, Müslümanların evleri basılıp yağmalandı.
200’den fazla yaralı hastanelere başvurdu. Bunlar genel olarak silahla yaralananlar, bıçaklananlar, asit yanığı olanlar veya taşlananlar. Birçok kişi ise çetelerin saldırılarından kaçmak için yüksek yerlerden atlayarak yaralandı.
Delhi’nin yöneticileri, polisin yeterli gelmediğini söyleyerek “orduyu göreve” çağırıyorlar.
Delhi’nin yanı sıra Jafrabad, Babarpur, Brahmpuri, Gorakh Park, Maujpur, Bhajanpura, Kabir Nagar, Chand Bagh, Gokulpuri, Karawal Nagar, Khajuri Khas ve Kardampuri bölgelerinde de şiddet olayları yaşanıyor.
Aşırı sağcı başbakan Narendra Modi ise uzun süren sessizliğin ardından “barış ve kardeşlik” çağrısı yaptı.
Modi’nin ırkçı yurttaşlık yasası gösterileri tetiklerken, sokaklarda gerçek barış ve kardeşliğin de izleri görülebiliyor. Bazı mahallelerde Hindu yurttaşlar Müslümanları saldırılardan korumak için örgütleniyor. Camileri korumak için devriyeler atan Hindular, aynı zamanda Müslüman komşularına evlerini açıyorlar.
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.