İşçi sınıfının uluslararası mücadelesinde iz bırakan isimlerin kısa yaşam öyküleri.
Angela Davis, 1944 yılında siyahlara dönük ayrımcılığın çok yüksek olduğu Alabama eyaletinin Birmingham kentinde doğdu. Davis’in büyüdüğü bölge Dynamite Hill (Dinamit Tepesi) olarak anılıyordu çünkü 1950 yılında beyazların üstünlüğünü savunan Ku Klux Klan üyeleri buraya yerleşen orta sınıf siyahları bölgeden sürmek için siyahların evlerini bombalamıştı. Lise için New York’un ilk ilerici okullarından kabul edilen Küçük Kırmızı Okul Evi’ne bir burs kazandı ve lise eğitimini New York’ta tamamladı. Burada ABD Komünist Partisi’ne katıldı.
Davis, siyahlara dönük ayrımcılığa karşı Marthin Luther King, Malcolm X gibi liderlerin öncülüğünde sivil haklar hareketinin ve Vietnam Savaşı’na karşı öğrenci hareketinin yükseldiği 1960’lı yılların başlarında önce Fransa’da sonra Almanya’da ünlü Frankfurt Okulu’nda okudu. Frankfurt’ta Vietnam savaşına karşı gösterilerde aktif rol aldı ve 1968 yılında ABD’ye döndü. Irk ayrımcılığına karşı devrimci bir mücadeleyi savunan Kara Panterler Partisi’ne ve Komünist Partisi’nin siyahlar hücresine katıldı.
Bu yıllarda hareketin önemli figürlerinden biri olarak öne çıkmaya başladı, ırkçılık ve cinsiyetçilik ile kapitalizmi birbirine bağlayan bir komünist, feminist ve sivil haklar aktivistiydi. Davis, ABD kapitalizmini doğrudan hedefe oturtuyordu: “Siyah insanların kurtuluşunun tek gerçek yolu bu ülkedeki kapitalist sınıfın toptan ve nihai olarak devrilmesini sağlayabilecek yoldur”.
Davis, ABD’ye döndükten kısa bir süre sonra ve ancak mahkeme kararı ile Kaliforniya Üniversitesi’nde ders vermeye başlamıştı. 70 dolar çaldığı için 18 yaşında tutuklanan ve 7 yılı hücrede olmak üzere 10 yılı Soledad Hapishanesi’nde geçiren Afrikalı Amerikalı George Jackson’ın serbest bırakılması için Soledad Kardeşleri Savunma Komitesi’nin örgütlenmesinde kilit bir rol oynayan Davis, dönemin Kaliforniya Valisi Ronald Reagan’ın hedefine oturdu. Davis’in işten atılması için Reagan’ın 1969 yılında başlattığı girişimler öğrencilerin yoğun tepkisiyle karşılandı. Kampüste ve kampüs dışında devasa gösteriler yapılıyor, 1500’den fazla öğrenci Angela Davis’in derslerine katılıyordu.
Kısa bir süre içinde devlet, Kara Panterlere karşı ağır bir saldırı başlattı. Kara Panterler’in önde gelen 20 üyesi 18 ay içinde öldürülürken, örgütün kurucuları hapse atıldı. 1971 yılında George Jackson da Soledad Hapishanesi’ndeki bir ayaklanma sırasında öldürüldü. George’un kardeşi Jonathan Jackson’ın bir mahkeme salonunu silahla basarak, Soledad’daki iki mahkûmun serbest bırakılması talebiyle rehineler alması Davis’i tüm dünyanın gündemine taşıdı. Hükümet, silahları Angela Davis’in temin ettiğini söylüyordu. FBI, Angela Davis’i “ABD’nin aranan 10 tehlikeli suçlusu” listesine yerleştirdi. Birkaç hafta sonra tutuklanan Davis, idamla yargılandı. 18 ay cezaevine kalırken dünyanın dört bir yanında Angela Davis’le dayanışma kampanyaları düzenlendi. 1972 yılında Davis tüm suçlamalardan beraat ederek tahliye edildi.
Davis, bir aktivist olarak mücadelesine devam ediyor. İki kere Komünist Parti’nin başkan adayı oldu, 1991 yılında partiden ayrılarak Demokrasi ve Sosyalizm İçin Dayanışma Komiteleri’ni kurdu. Akademisyen olarak ırk, sınıf ve cinsiyet üzerine çalışmalarına devam etti. Irak Savaşı’na karşı çıktı ve hâlen savaşa, ırkçılığa ve cinsiyetçiliğe karşı hareketlerin önde gelen bir ismi olmayı sürdürüyor.
Can Irmak Özinanır
(Sosyalist İşçi)