Portreler: Karl Liebknecht

14.05.2020 - 18:52

Uluslararası sosyalist geleneğin önde gelen isimlerinin kısa yaşam öyküleri, Portreler serisinde... 

Karl Liebknecht, Almanya’daki işçi hareketinin en önde gelen figürlerinden ve 1919’daki Alman Devrimi’nin Rosa Luxemburg’la beraber önderlerinden biriydi. İşçi hareketiyle bağı çocukluğuna dayanıyordu. Babası Wilhelm Liebknecht Almanya’daki Sosyal Demokrat Parti (SPD)’nin önde gelen kurucularındandı, Karl Marx ve Friedrich Engels ile beraber çalışmıştı.  Wilhelm Liebknecht, tıpkı oğlunun ileride yapacağı gibi 1871 yılında Fransa’daki savaş için bütçe ayrılmasına karşı çıkan bir milletvekiliydi. Bunun sonucunda yoldaşı August Bebel ile birlikte vatana ihanetle suçlanmış ve bir kaleye hapsedilmişti.  O yıl savaş, tarihteki ilk işçi iktidarını, Paris Komünü’nü doğuracak, ancak Komün sadece 72 gün dayanabilecekti.

Aynı yıl doğan Karl Liebknecht, üniversitede hukuk ve ekonomi-politik okudu ve bu yıllarda Marksist fikirlerin güçlü bir savunucusu oldu. 1900 yılında İkinci Enternasyonal’in en büyük ve etkili örgütü SPD’ye üye oldu ve 1907 ile 1910 yılları arasında kurucularından birisi olduğu Sosyalist Gençlik Enternasyonali’nin başkanlığını yaptı. İleride Bağımsız Sosyal Demokrat Parti (USPD)’nin kurucularından olacak kardeşi Theodore ile birikte avukatlık bürosu açarak Rusya’ya sosyalist fikirler taşımakla suçlanan sosyalistleri savundu.

Liebknecht, gençlik yıllarından itibaren sınıf mücadelesi ile milliyetçilik, emperyalizm ve savaş arasındaki bağı net bir şekilde görüyordu. Milliyetçilik ve milliyetçiliğin ayrılmaz parçası militarizm, onun için işçi sınıfının düşmanıydı. 1907 yılında Militarizm ve Antimilitarizm başlıklı kitabı yayımlandı. Militarizmin, işçi sınıfına ve ezilenlere düşman olduğunu haykıran esere Almanya egemen sınıfı sessiz kalmadı. 1907 yılında Liebknecht tutuklandı ve Aşağı Silezya’da 18 ay hapse mahkûm edildi.

Liebknecht, 1912’de SPD’den milletvekili seçildi. 1914’te Birinci Dünya Savaşı başladı. SPD işçi sınıfına ihanet ederek savaşı destekler bir pozisyon aldı. Savaş kredilerine ilişkin oylamada Liebknecht ve partide azınlıkta kalan 13 SPD’li vekil savaş kredilerine karşı oy kullandı. Diğer vekiller daha sonra fikir değiştirerek parti disiplinine bağlı kalmaya karar verdiler. Aralık ayına gelindiğinde daha fazla savaş bütçesi için yapılan oylamada Liebknecht bu sefer tek başına “hayır” oyu kullandı. 1915 yılında İtalya’ya savaş ilan edilmesi üzerine kaleme aldığı bildiride “her halkın ana düşmanı kendi ülkesindedir” diye sesleniyordu, aynı yıl bir avuç enternasyonalist sosyalistin bir araya gelerek savaşa karşı bir birlik oluşturduğu Zimmerwald Konferansı’na yazdığı mektupta şunu söylüyordu: “Bütün ülkelerin işçileri yeniden birleşin!”.

1916 yılında Rosa Luxemburg ile birlikte sonradan Almanya Komünist Partisi olacak Spartakistler Birliği’ni kurdu. Savaş karşıtı tavrı yüzünden önce yasadışı şekilde askere alındı, sonra tutuklandı. 1918 Ekim ayında işçilerin kendiliğinden eylemleri bir devrimci dalgaya dönüştü. Bu devrimci dalga sayesinde Liebknecht ve Luxemburg cezaevinden çıktı. Devrim sayesinde Kasım ayında Alman İmparatorluğu sona erdi, Liebknecht ve yoldaşları işçi konseylerinin iktidarını savundular. Ocak 1919’da henüz işçi iktidarı için koşulların yeterli olmadığını bildikleri hâlde devrimci işçiler ile beraber tavır alarak ayaklanmaya liderlik eden Liebknecht ve Luxemburg, 15 Ocak 1919’da SPD’li hükümetin emriyle paramiliter güçler tarafından öldürüldüler.

Can Irmak Özinanır

(Sosyalist İşçi)



Bültene kayıt ol