1000 kadından çağrı: Aysel Tuğluk için adalet

23.04.2022 - 11:03

Altı yıldır cezaevinde tutulan Aysel Tuğluk, demans hastalığına yakalanması nedeniyle kendi bakımını yapamıyor. Ve mahkumiyet koşullarında durumu giderek kötüleşiyor. Buna rağmen Aysel Tuğluk hapiste tutulmaya devam ediliyor.

Konuyla ilgili “Aysel Tuğluk için 1000 kadın” topluluğu basın toplantısı yaptı. Toplantıda oyuncu Deniz Türkali, uzman doktor Pınar Saip, uzman doktor Emel Gökmen, avukat Elif Taşdöğen, Aysel Tuğluk'un kuzeni ve gazeteci Gülsen Yüksel konuşma yaptı.

Basın açıklamasını okuyan ve Aysel Tuğluk'un yalnız olmadığını vurgulayan Deniz Türkali şunları söyledi:

"Bir siyasetçi ve hukukçu olan Aysel Tuğluk altı yılı aşkın bir süredir cezaevinde. Cezaevinde tek başına hayatını idame ettirmesinin gün geçtikçe imkansızlaştığı görmezden geliniyor. Siyasi saiklerle devam eden yargı sürecinde ve günlerce süren duruşmalarda, Aysel Tuğluk, SEGBİS salonlarında beklemek zorunda bırakılıyor. 

Bizimle beraber birçok platformda çağrılar, eylemler ve kampanyalar yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Sağlıklı yaşam hakkına ve insanca yaşama saygılı Aysel’in dostları, yoldaşları ve binlerce kadınla beraber mücadele sürüyor. Aysel Tuğluk’un yaşadığı ağır hastalığa ilişkin yetkili sağlık kurumlarının hazırladığı 'cezaevinde kalamaz' raporlarının dikkate alınmasını, hukuka, insan haklarına uygun bir karar verilmesini, Aysel Tuğluk’un derhal serbest bırakılarak tedavi olmasının sağlanmasını, bunun için derhal harekete geçilmesini talep ediyoruz. 

Bu talepler bugün 54 ülkeden 6 bini aşkın kadının imzasını, çok daha fazla kadının irade beyanını taşıyor. Aysel Tuğluk’a karşı geliştirilen haksız tutum aynı zamanda kadın mücadelesine yönelik tutumun da bir göstergesidir. Kadın mücadelesinin ve barış mücadelesinin bir parçası olan Aysel Tuğluk’a yaşatılanlar, biz kadınların haklarımız ve hayatlarımız için sürdürdüğümüz mücadelenin gerekçelerinden birisidir."

Ölmeden tahliye edilmesi gerekir

Aysel Tuğluk'un hastalık sürecinden bahseden Gülsen Yüksel "Aysel'in unutkanlıkları annesini kaybetmesi, cenazede yaşanan olay ve cezaevinde olması nedeniyle başladı. Daha sonra pandemi koşulları unutkanlığını artırdı. Şu an yaşıt iki insan gibi konuşamıyoruz. Onunla bir çocukla konuşur gibi

konuşuyorum. Aysel'i ölümüne beş kala tahliye edeceklerse söylesinler" dedi.

Mahkûmiyeti en azından ertelenmelidir

Tuğluk'un hastalığının teşhis aşamasını ve hukuk sürecini anlatan Avukat Elif Taşdöğen "İlk başta Tuğluk'a alzheimer teşhisi koyuluyor. Daha sonra 6 aylık bir süreç sonunda Demans teşhisi koyuluyor ve Tuğluk'un yalnız kalamayacağı, temel ihtiyaçlarını yalnız gideremeyeceği raporlanıyor. Tüm bunlara rağmen tahliye edilmiyor. Savcı, sağlık kuruluşlarının verdiği bilgi, mahkûmun arkadaşlarının ve cezaevi kurumunun verdiği bilgi doğrultusunda infaz durumunu erteleyebilir veya mahkûmiyete ara verebilir. Ama ısrarla dar bir pencereden bakarak karar veriyor" diye belirtti.

Demans hastalığı ile ilgili bilgi veren Gökmen "Demans hastalarının bakımları ya sağlık çalışanları ya da hastanın yakınları tarafından yapılmalıdır, çünkü psikolojik olarak etkileyecektir. İnsan hakları bakımından ve mahkûm arkadaşlarının hakları bakımından, Tuğluk'a bakmalarını istememeliyiz. Yarın değil bugün bir şey yapılması gerekiyor. Hapishanede bir gün daha kalması onun hastalığının süreci için iyi değil" dedi.

Hasta mahkûmların da sağlık hizmeti alma hakkı var

Cezaevlerindeki sağlık hizmeti koşullarından bahseden Uzman Doktor Pınar Saip, "Nitelikli sağlıklı koşulların olmadığı ortamda mahkûm olmak da hasta olmak da büyük sorun. Bugün bununla karşı karşıyayız. Bu sorunları sadece Aysel değil birçok kişi yaşıyor. Hasta mahkûmların da diğer insanlar gibi sağlık hizmeti alma hakkı var. Aynı zamanda biz hekimler karşımıza gelen mahkûm hastanın dosyasında suçunu görebiliyoruz. Bu büyük bir ayrıma sebep oluyor. Biz hekimlerin, hekim etiği doğrultusunda hareket ederek tercihimizi hastanın iyileşmesinden yana kullanmalıyız. Tuğluk için Adli Tıp Kurumu'nun kararı tekrar değerlendirmesi gerekiyor. Artık cezaevlerinde sürekli hekim yok. Sürekli hekim olması önemli. Çünkü hasta kayıtlarını, süreci düzgün takip ediyorlar. Sevk geç alınıyor, ambulanslar yetersiz. Bu sebeple gecikmeler sürekli oluyor. Aynı zamanda hastalar sağlık hizmetine ulaşabiliyorlar mı, bununla ilgili denetim yapılması gerekiyor. Hapishane koşulları demans hastalığı için daha da kötüleştirici etki yapıyor" dedi.



Bültene kayıt ol