İşçiler, taşeron şirket ve üniversite yönetimi arasında görüşmelerden sonuç çıkmadı. Grevdeki işçiler ise eylem yaptıkları yerleşkeden zorla çıkartılmaya başladı.
Beykent Üniversitesi Esenyurt yerleşkesinde ana taşeron firma işçileri ve bu firmaya bağlı diğer taşeron şirketlerde grev devam ediyor.
İstanbul Hadımköy'de yapımı tamamlanan Beykent Üniversitesi Esenyurt yerleşkesi inşaatında ana taşeron firmaya bağlı olarak çalışan işçiler ve bu firmanın alt taşeronları yaklaşık 60 gündür hak edişleri ödenmediği gerekçesiyle 11 Temmuz tarihinde grev başlatmıştı.
Beykent Üniversitesi'nin Arel Peyzaj Mimarlık İnşaat şirketine ödeme yapmaması sonucu işçilere maaşlarını ödeyemeyen şirket, alt taşeronlara ve piyasada borçlu bulunduğu diğer şirketlere ödeme yapamıyor.
"İşgalci durumundasınız"
Grevin yapıldığı Beykent Üniversitesi Esenyurt yerleşkesi, Beykent Eğitim Vakfı'na ait olduğu için işçilere yerleşkeden çıkılması için baskı yapılıyor. Geçtiğimiz hafta Perşembe günü polis grev yapan işçilerden yerleşkeyi boşaltılmasını istedi, şehir dışından gelerek yerleşkenin bulunduğu şantiyede yaşayan işçilere ise iki gün ek süre verildi.
Görüşme bahanesiyle yerleşkeye gelen üniversite yönetiminin ise ofis çalışanlarına "Savcılıktan gelecekler, işgalci durumundasınız" şeklinde uyarı yapmasının ardından işçilerin büyük bir kısmı yerleşkeden ayrıldı.
Yerleşkenin dışında greve devam eden birkaç kişilik gurubun eylemlerini bugün baskı nedeniyle sonlandıracağı ifade ediliyor.
"Görüşmeye çağrıyorlar, görüşmüyorlar"
Arel Peyzaj Mimarlık İnşaat şirketi çalışanı Kadir Yaka konuyla ilgili bianet'e yaptığı açıklamada polisin işçileri şantiyeden attığını belirterek "Ufak bir grup kaldı. Onlar da perişan haldeler. Elektrik yok, duş yok, sağlıksız koşullarda yaşamaya çalışıyorlar" dedi.
Yaka Beykent Üniversitesi'nin onları çağırdığını ama görüşmeye gittiklerinde kimsenin onlarla görüşmediğini söylüyor:
"İnsanları çağırdılar ama görüşmediler. Çarşamba günü proje müdürümüz görüşmeye gitti. İki saat güvenlikte bekletmişler.
"Perşembe günü gelin görüşelim dediler. Mütevelli Heyeti Başkanı ve üniversitenin kurucusu Adem Çelik ile görüşecektik. Avukatımızla birlikte görüşmeye gittiğimizde Adem Çelik'le değil avukatıyla görüşeceksiniz denildi. Avukatı aradığımızda başka şantiyedeyim sonra görüşelim diye bizi başından savdı.
"Cuma günü de bizleri çağırdılar ama yine görüşmediler.
"Zor bela görüştüğümüzdeyse mahkemeye verin, alabiliyorsanız alın diyorlar. İstersem veririm istersem vermem gibi şeyler söylüyorlar.
"26 Milyon TL'ye yakın bir hak edişimiz var. Bu bilirkişi tarafından onaylandı. Bilirkişi hata yok dedi.
"Beykent'in kendi mühendisleri, mimarları da geldi, yerleşkede inceleme yaptı. Onlarda durumun farkında ama konuşamıyorlar. Korkuyorlar.
"Ortada bir inat var. İnat uğruna bize dönüş yapmıyorlar. Herkesi perişan ediyorlar. Böyle giderse batacağız."
(Bianet)